| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Vakıflar Bankası TAO'nun Türk Anonim Ortaklığının 2020 yılına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 02 .06.2022 |
AHMET KAYA (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Bütün heyeti saygıyla selamlıyorum.
Ben de bu güzel kitap ve çalışma için teşekkür ederek sözlerime başlarken...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Yalnız Sayın Kaya, siz teşekküre başlayınca Sayın Yavuzyılmaz, sizin arkadaşlar çok sert bakıyor yalnız.
AHMET KAYA (Trabzon) - Olabilir.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Teşekkür ederken dikkat edin!
Biraz da espri yapalım Yavuzyılmaz, her şeye tepki verme ya! Her şeye tepki veriyorsun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, espri yapıp kızıyorsunuz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Senin cevap vermene biz cevap veriyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Değişik duygular içindesiniz.
AHMET KAYA (Trabzon) - Sayın Başkan, bizler doğruya, güzele teşekkür etmesini bilen insanlarız.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Eyvallah.
AHMET KAYA (Trabzon) - Bu teşekkürden sonra, tabii, KİT Komisyonu denetim toplantısında bulunmayan -mazereti muhtemelen vardır- arkadaşların neden bulunmadıklarına ilişkin mazeret dilekçelerini tarafımıza iletirseniz memnun olacağımızı da ifade ediyorum.
Sayıştay raporlarında açıkça belirtilen bulguları değerlendirdiğimizde Bankanın özellikle pandemi döneminde farklı bağlamlarda verdiği kredilerin büyük bir bölümünde, geri ödemelerde çok ciddi sorunlar yaşandığı görülmektedir. Tablolara baktığımız zaman 1 milyon TL ve üzeri kullandırılan 2.433 adet sözleşme karşılığında toplam 4 milyar 817 milyon 924 bin 739,31 TL kredi kullandırılmış olup, firmalar bu kredi karşılığında toplam 39.934 ilave istihdam sağlayacaklarını ve kredi vadesi boyunca ulaşılan yeni istihdam seviyelerini koruyacaklarını taahhüt etmişlerdir. Yapılan incelemelerde verilen taahhütlerin sadece yüzde 26,84'ünün yani 10.715 kişinin yerine getirildiğini görüyoruz. Yerine getirilemeyen ilave istihdam sayısı yüzde 73,16. Sözleşme gereği eksik istihdam karşılığı 33 milyon 241 bin 714 TL de ceza uygulanmış.
İşe destek kredilerinde de benzer bir durum görüyoruz. İşe destek kredisine yönelik 10 milyon TL ve üzeri kredi kullanan 419 müşterinin kredileri incelenmiş olup 10/3/2021 tarihi itibarıyla kredi vadesi boyunca Şubat 2020 dönemine ait istihdam sayılarının korunmasına yönelik 26 firmaya yönelik hiçbir kontrol yapılmadığı, kontrol edilen 120 firmada ise 11.484 istihdam kaybı yaşandığı banka içi kayıtlardan tespit edildiği kadarıyla 1 müşterinin de krediyi başka bir banka kredisini ödemek için transfer ettiği tespitleri görülüyor.
Kurumun verdiği kredilerin büyük bir kısmının hedefe ulaşmadığı Sayıştay raporlarıyla da ortaya çıkarılmıştır. Bunun nedenleri mutlaka sizin tarafınızdan araştırılmıştır. Bu tecrübelerden faydalanarak bundan sonra ya da o kredilerden sonra verdiğiniz yeni kredilerde elbette daha dikkatli adımlar atmışsınızdır diye düşünüyorum. Bu anlamda ne gibi önlemler aldığınızı sormak istiyorum.
Ayrıca ticari sır niteliğinde ismi Sayıştay raporlarında da olmayan ve verilen yüklü kredileri ödemeyen şirketlerle ilgili neler yapılmıştır? Neler yapılması düşünülmektedir? Bu kredilerin oranları ne kadardır? Kredilendirme yapılırken bu şirketlerin kredilendirilmesinde hangi kriterler kullanılmaktadır?
Bankanın geri alamadığı krediler toplamının 11 milyar 740 milyon olduğunu görüyoruz yine. Banka hâlihazırda bu kredilerden ne kadarını tahsil edebilmiştir veyahut edebilmek için ne gibi adımlar atılmıştır?
Kurum personelinin fazla mesai ücretlerinde yaşadığı sorunların giderilmesi adına hangi adımlar atılmıştır? Bu konuda gerçekleşen haksız uygulamalardan vazgeçilecek midir?
Yine, banka ithalata bağımlılığı azaltmak için bu anlamda yerli muadili bulunmayan makinelerin finansman edilmesi için "ivme" isimli bir kredi paketi açıklamış, 17/10/2019 tarihinden 26/10/2020 tarihine kadar 2.536 müşteriye toplam 13 milyar 230 milyon 291 bin 231 TL kredi kullandırılmıştır. Sayıştay raporlarında tespit edildiği üzere kredinin verilme mahiyetini belirleyen yerli muadili olmayan makine almak adına sağlanan kredide, makinelerin yerli muadilinin belirlenmesinin yalnızca müşteri beyanından ibaret olduğu görülmektedir. Bir bankanın sadece beyana dayalı olarak kredi vermesi izaha muhtaçtır ve bankacılık uygulamaları açısından doğru değildir. Vatandaşımıza 100 bin TL kredi verirken geliri veya mal varlığını ispatlayıcı onlarca belge isteyen Banka her ne hikmetse bu tür kredilere sıra geldiğinde beyanı yeterli görmektedir. Bankanın yalnızca beyana dayalı olarak verdiği başka krediler var mıdır? Varsa bu kredilerin içeriği nedir ve kimlere tahsis edilmiştir? Bankanın "ivme kredi" başlığında verdiği bu krediyi alan 2.536 müşteriyi özel yapan nedir?
Yine, bir başka konu: Sayıştay raporlarında "Bankanın mülkiyet ve kiralık dâhil envanterinde bulunan araçlardan 169'u çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında kullanılmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarında kullanılmakta olan araçların 79'u yapılan protokollerle muhtelif kamu kurum ve kuruluşlarının uhdesinde bulunurken, 90'ı herhangi bir protokole dayanmayan, Genel Müdürlük makamının oluruyla çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarınca kullanılmaktadır." ifadesinde açık olarak belirtildiği üzere, banka, farklı kurum ve kuruluşlarına araç tahsis etmeyi neden gerekli görmektedir? Bunda hangi kamu yararı vardır? Bu araç tahsis durumuna bir son verilmesi düşünülmekte midir? Bankanın bu konuda makul bir açıklama yapmasını da bekliyoruz.
Yine, AKP döneminde onlarca kez değiştirilen Kamu İhale Kanunu'nun Vakıfbankın Sayıştay raporlarında da karşımıza çıktığını görüyoruz. Rapordaki 40 milyar 756 milyon 764 bin 60 TL olarak 73 adet yapım işinin Kamu İhale Kanunu'na uygun şekilde yapılmamasının nedeni nedir? Banka bünyesindeki onarım çalışmalarının hizmet alımı şeklinde gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığının bilenmesine nazaran, neden böyle bir yola tevessül edilmiştir?
Yine, basına ve raporlara yansıyan şekliyle, Demirören Grubunun bankaya yüklü miktarda borcu olduğu bilinmektedir. Az önce Kemal Bey de sordu. Diğer firmalara uygulanan ve yüz seksen gün dolunca borcunu ödemeyen vatandaşlara haciz gönderen banka, iki yüz kırk yedi günlük gecikmeye karşın Demirören Grubunun borcunu "ikinci grup yakın izlemedeki krediler" içerisinde sınıflandırmaya devam etmektedir. Bunun sebebi nedir? Bu kayırmanın izahını da sizlerden rica ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.