| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 06 .11.2014 |
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Sayın Başkan, çok değerli Komisyon üyelerimiz; hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
Cevaplara başlamadan önce şunu bilmenizi istirham ederim: Bütün sorularınızı ve bütün önerilerinizi gayet büyük bir ciddiyetle dinledim, bizzat kendim notlarımı aldım. Bu önerilerin, daha doğrusu konuşmalarınızda geçen önerilerin birçoğunun bize yol gösterici, ufuk açıcı olacağını düşünüyorum. Katkılarınız için bütün arkadaşlarıma, hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Sorularınızın bir kısmını mümkün olduğu kadar cevaplandıracağım ama cevaplandıramadığım soruları da sizlere yazılı olarak göndermeye çalışacağım.
Eş başkanlık konusunda fikrimi merak ettiğini söyledi Sayın Zozani. Ben, aslına bakarsanız, kadınların bizzat seçimlere girmelerini, seçilmelerini ve başkan olmalarını arzu ediyorum. Hani, 81 ilde kadın başkan seçilse memnun olurum. Görüşüm böyle, geri kalanını da artık siz düşünün. Kadınların her kademede seçilerek, atanarak, eğitim sistemleri içerisinde, iş dünyasında en yüksek yerlere gelebilmeleri gerektiğini düşünüyorum, bunun önünün açılması gerektiğini düşünüyorum. Bize düşen vazifeler olduğunu biliyorum. Bu vazifelerle ilgili gayretlerimizi sürdüreceğimizi de sizin bilmenizi arzu ediyorum.
Sayın Hasip Kaplan konuşması sırasında bir resim gösterdi ve bir haberden söz etti; bir hanım kardeşimizin, bir kadın kardeşimizin öldüğünü söyledi. Zannediyorum bugün olan bir hadise, ben sabahtan beri buradayım, haberden haberim yok Sayın Vekilim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sanatçıların insan zinciri eylemi esnasında...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Haberden haberim yok, bunun için kusuruma bakmayın ama çok genel fikrimi söylememi arzu ederseniz, insan ölümleri yaşları ve cinsiyetleri ve mensubiyetleri ne olursa olsun bizim kalbimizi kanatan, bizi derinden yaralayan şeyler. Hiçbir kardeşimizin ölmesini, öldürülmesini arzu etmeyiz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - 3 milletvekilimiz de o anda oradaydı.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Ben, dediğim gibi, yani spesifik olarak o haberle ilgili olarak konuşmuyorum ama genel olarak insan ölümlerini, kadın ölümlerini değerlendirmek için söyledim.
Yine, galiba Sayın Kaplan sordu: "Suriyeli misafirlere niye sadece psikolojik destek veriyorsunuz? Desteklerinizi arttırın." maddi destekler de verin manasında alıyorum bu soruyu.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Eğitimle ilgili soruyoruz Sayın Bakan.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - O konuda genel bir açıklama yapayım, aydınlatıcı bir açıklama olacağını tahmin ediyorum.
Şimdi, Suriyeli misafirlerle ilgili AFAD çalışıyor. AFAD bir çatı örgüt. Onun şemsiyesi altında bütün bakanlıklarımız ve pek çok sivil toplum kuruluşu, yeni kurulan kurumlarımız paydaşlıklar yapıyoruz, ana çözüm ortaklıkları yapıyoruz. Biz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak ana çözüm ortaklığımız, yardımların dağıtılmasıyla alakalı bir, çözüm ortağıyız. İkinci, diğer bir -yani, birbirinden daha önemli veya önemsiz değil bu çözüm ortaklıklarımız- çözüm ortaklığımız da psikososyolojik destekleri vermek. Bunları yapmak için elimizden gelen bütün gayreti, hatta elimizden gelenin üstünde gayretlerle çalışıyoruz. Kamplarda iyi durumdayız ama şehirlerimizdeki Suriyeli misafirlere de psikososyal destek vermemiz gerekir. Bunun için de yerel yönetimlerle, STK'larla, derneklerle, vakıflarla iş birliği yapmak istiyoruz. Bunu hani burada söylüyorum, deklare ediyorum ki bilinmiyorsa bilinsin ve bize müracaatlar olsun bu konuda diye. Bizim eğitim yapabilecek uzmanlarımız var. Bu insanlarımızı, özellikle kadınlar ve çocukları bir araya toplayabilir isek yerel yönetimler, vakıflar, STK'lar ve benzeri kurum, kuruluşlar tarafından onlara her türlü bilgilendirmeyi yapabiliriz, psikososyal destek verebiliriz, bu konuda yeterliyiz. Eğer yeterli olmadığımızı düşünürsek gerek eleman açısından gerekse materyal açısından bunları da hemen temin edebilecek durumdayız. Böyle birtakım desteklere ihtiyacımız var.
Uyuşturucunun artması ve sentetik uyuşturucularla alakalı pek çok soru geldi. Onun hepsini birden burada cevaplandırayım arzu ederseniz. Sizin de böyle bir sorunuz vardı ama sizden sonra 4 veya 5 arkadaşımız da aynı soruyu sordular, hepsine bir arada burada cevap vereyim.
Uyuşturucunun ülkemizde artması ve uyuşturucu kullanma yaşının da aşağılara doğru inmesi dünyayla paralel gidiyor yani bütün dünyada böyle, maalesef, ne yazık ki bizde de böyle. Böyle derken hani çok kesin tespitlerle konuşmuyorum ama görünen o ki buraya doğru gidiyoruz. Bununla alakalı birtakım önlemler almamız gerektiğini biliyoruz, bu önlemleri almaya başladık. 6 bakanlık birlikte çalışıyoruz. Bir strateji geliştirdik bu bakanlıkların teknik kadrolarıyla beraber. Birkaç aşamalı planlarımız var, bunların bir kısmının uygulaması da başladı. Siz görüyorsunuz bu uygulamaları şimdi hayatımızda.
Bir taraftan arzın engellenmesi gerekiyor; bir taraftan talebin engellenmesi gerekiyor; bir taraftan arz ve talebin gerçekleştiği ve buluştuğu noktalarda etkilenen kişilerin tedavi edilmesi, arkasından da rehabilite edilmesi gerekiyor; bir taraftan da arzı ve talebi gerçekleştirenlerin cezalandırılması gerekiyor. Cezanın hem toplum vicdanını rahatlatmak açısından bir önemi var hem de örnek olması bakımından bir önemi var. Bütün bu alanlarda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Arzın engellenmesiyle ilgili olarak İçişleri Bakanlığımızın çok ciddi çalışmaları var. Yine, arzın engellenmesi ve cezai müeyyidelerin arttırılması açısından Adalet Bakanlığımızın çok ciddi çalışmaları var. Hep birlikte bu kanunları çıkardık hatırlarsanız, çok yakın bir süre yani geçtiğimiz yıl içerisinde, daha doğrusu 2014 yılı içerisinde bu kanunları çıkardık ama sürekli kontrol ediyoruz. Biraz önce İlknur Arkadaşım söyledi, toplumlar yaşayan organizmalar. Bugün yaptığınız bir şeyin bir müddet sonra tadil edilmesi gerektiği, restore edilmesi gerektiği, daha güçlendirilmesi gerektiği gerçekleri ortaya çıkabiliyor, kanunlar için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Yaptığımız kanunları sürekli takip ediyoruz, ne kadar engellediğini, etkisinin ne olduğunu, çoğu kanunumuzun etki analizini yapıyoruz biz Bakanlıkta. Burada da yine "Bu kanunları yaptık, bitti, tamam." demiyoruz. İhtiyacımız olduğu noktalarda bunları yine tadil ve ikmal ederiz.
Okul çevrelerine uyuşturucunun yaklaştırılmaması, kolluk güçlerinin bunları çok yakından takip etmesi, uyuşturucunun sevkinin engellenmesi, arzının engellenmesi konusunda da çok ciddi çalışmalar elan sürdürülüyor. Yani, bununla ilgili belirtileri de herhâlde haber bültenlerinde görüyorsunuz.
Peki, bu arz ve talep bir araya geldiğinde ortaya çıkan sonuçlarla ilgili neler yapıyoruz? Orada da Sağlık Bakanlığımızla beraber çalışıyoruz. Sağlık Bakanlığı daha ziyade tedavi kısmıyla ilgileniyor ama tedavi sonrası süreçte biz devreye giriyoruz. Biz şu anda 62'ye yakın KBRM, BSRM'mizin -62 tam sayı, yakın demeyeyim- 15 tanesini uyuşturucu rehabilitasyonu için ayırmış durumdayız. Bu tür çocuklarımız tedavi sonrası bize geldiğinde onlarla ilişkili rehabilitasyonu yapıyoruz. Bu konuda çok daha güçlenerek gidecek birtakım mekanizmalarımız var. Başka bir soru var, o mekanizmaları da onunla ilgili yeri geldiğinde anlatacağım.
Bu ayın sonlarına doğru bir uyuşturucu şûrası yapacağız. Orada, o uyuşturucu şûrasında aldığımız kararları yeniden tartışacağız, dünya örneklerine bakacağız ve daha farklı neler yapabiliriz konusunu inceleyeceğiz ve daha da güçlendirerek tedbirleri yolumuza devam edeceğiz. Yani Hükûmet olarak "sıfır tolerans" ilkesiyle hareket ediyoruz ve mümkün olan en kısa sürede, en kesin biçimde çocuklarımızı, gençlerimizi, ailelerimizi uyuşturucudan kurtarmaya gayret ediyoruz. Adına da "uyuşturucu" demekten çekinmiyoruz yani "bağımlılık yapan maddeler" filan demiyoruz artık, "uyuşturucu" diyoruz açıkça. Sadece o sözünü ettiğiniz sentetik uyuşturucu maddelerin adının zikredilmemesi gerektiğini birlikte çalıştığımız uzmanlar bize söylediler. Onun için o isimleri zikretmiyoruz.
Mahmut Tanal arkadaşımız, boşanma davalarında çocuk hâkimi bulundurulması gerektiğiyle alakalı bir kanun teklifleri olduğunu söylediler. "Bu kanun teklifini destekler misiniz?" diye sordular. Ben kendilerinden istirham etsem, bu kanun teklifini acaba bize ulaştırırlar mı? Biz bunun üzerinde biraz çalışsak.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Genel Kurulda konuşması var, indi ama...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Tamam, kendisine iletirseniz Mahmut Bey'in... Doğrudan bizimle ilgili bir konu değil ama bir ucuyla bizimle ilgili yani bu aslında Adalet Bakanlığıyla ilgili bir konu. Ama, diğer çocukları ilgilendirdiği için ve ailenin parçalanmasını ilgilendirdiği için bizim de müdahil olabileceğimiz bir durum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Aile mahkemelerinde o sizi direkt ilgilendiriyor.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Tamam, biz bakalım bu teklife ve onunla ilgili görüşlerimizi hem size hem de Adalet Bakanlığımıza sunalım.
Suriye'den gelen misafirlerimizin kötü şartlarda yaşadığını söyledi Mahmut Tanal Bey ve onların şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini söyledi. Şimdi, Suriye'den gelen misafirler üç türlü hayatiyetlerini sürdürüyorlar Türkiye'de: Kamplarda misafir edilenler var. Akrabalarının yanında, kendi akrabalarının imkânlarıyla barınanlar var. Bir de kendi imkânlarıyla bağımsız olarak kendi tuttukları evlerde veya sığındıkları yerlerde barınanlar var. Bunlardan, kamplarda barındırdıklarımızla ilgili herhangi bir sorun yok. Yani bütün dünyanın gıptayla izlediği bir sistem var Suriyeli misafirlerle ilgili, kamp yönetimlerimizde ve kampta sunulan imkânlarla ilgili.
Aileleriyle birlikte yaşayanlar konusunda da çok büyük bir sorun yok. Biraz önce aşağı yukarı tüm partilerden arkadaşlarımızın sorun çözme yeteneği olduğunu söylediğimiz aile yapısı aslında burada da devreye giriyor ve idare ediyoruz. Yani bu hakikaten ailenin güçlendirilmesi ve bir sonraki nesle sorunları çözülmüş bir şekilde intikal ettirilmesi gerekliliğini de bize gösteren çok iyi bir örnek, Suriyeli misafirlerin Türkiye'deki ailelerinin yanında barınıyor olabilmeleri.
Ancak, kendi imkânlarıyla barınan Suriyeli misafirlerde ciddi sorunlar yaşandığını biz de görüyoruz. Bakanlık olarak biz Suriye'den gelen münferit çocuklarla daha ziyade ilgiliyiz. Bu konuda çok ciddi çalışmalarımız var. 15-18 yaş grubu çocuklar için barınma merkezleri kurduk. Eğitimlerine her türlü katkıyı veriyoruz. Onların iaşe ve ibatelerini sağlıyoruz. Sosyal hayata katılımları için -sorun yaşanmasın diye- birçok aktivitenin içine sokmaya çalışıyoruz. Uzmanlarımızla beraber burada çalışıyoruz; psikologlarımızla, sosyologlarımızla.
13 yaş altı çocuklar için de yine çalışmalarımız var. Refakatsiz olarak bize intikal eden 13 yaş altı çocukları hemen koruma altına alıyoruz. Onları, kendi çocuklarımızı barındırdığımız çocuk evlerinde, yuvalarında barındırıyoruz. Şimdi, önümüzdeki aylarda sistemi biraz daha genişletmeyi düşünüyoruz. Şu anda Gaziantep olmasını çok büyük ihtimalle kararlaştıracağız. Büyük çocuk yuvaları -yoğunluklu olarak bulundukları yer olduğu için- kurarak refakatsiz çocukların bütün bakımlarını üstlenecek mekanizmalarımızı hazırladık. Bununla ilgili sponsorluklar da bulduk. Halkımız çok alicenap gerçekten bu konuda. Hem devletin imkânları hem sponsorluk imkânlarıyla iyi bir yere doğru gidiyoruz. Yeter ki refakatsiz çocuklar bize intikal etsin. Bu konuda da hem halkımızdan hem sizlerden hem STK'lardan yardım bekliyoruz. Refakatsiz çocukları kolluk güçlerine, bizim il müdürlüklerimize, doğrudan Bakanlığa yönlendirdiğiniz takdirde gerisi bizimle çözülebilecek bir konu.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - İstanbul'da çok ciddi bir sorun bu.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Bütün şehirlerde aynı şekilde çalışıyoruz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Üsküdar Belediyesi alıyor, vapura bindiriyor, Eminönü Belediyesine bırakıyor. Eminönü Belediyesi alıyor, Üsküdar vapuruna bindiriyor, orada meydana bırakıyor. Ben buna gözlerimle tanık oldum.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Şimdi, karşılaştığımız sorun şu Sayın Kaplan: Biz refakatsiz çocukları yani annesi, babası olmayan veya yakınları tarafından terk edilmiş olan çocukları hemen himaye altına alıp kendi şeyimize alabiliyoruz ama öncelikle bulduğumuz çocuğun kimi kimsesi var mı diye araştırmak zorundayız. Araştırdığımızda ve o çocuğun kendisine refakat edebileceği bir ailesini bulduğumuzda yasal olarak onunla ilgili hiçbir şey yapamaz hâle geliyoruz ve Suriyeli aileler de daha ziyade aile birliğini korumaktan yana olan insanlar. Çocuklarını devletin himayesine vermekte mütereddit davranıyorlar. Bu konuda biraz daha belki tanıtımımızı yapmamız lazım ve bir şekilde, o çocuklara bizim daha iyi bakacağımıza bu aileleri ikna etmemiz lazım gibi duruyor.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Sayın Bakanım, kusura bakmazsanız...
Burada yapılması gereken, bütün sığınmacıları aileleriyle birlikte barındırabilecek büyüklükte kamp...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Kamplarımız var Sayın Vekilim. Sadece size şu kadarını söyleyeyim: Şu anda mevcut olan kamplarımızın bile bir kısmı boş.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Niye boş?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Yani kapasite daha fazla, misafir daha az. Aileler kendi ailelerinin yanında kalmayı tercih ediyorlar.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Dünyanın hiçbir yerinde mülteciler istedikleri gibi, istedikleri şekilde gezemezler. Onlar belli merkezlerde kontrol altına alınırlar.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Evet, bu da İçişleri Bakanlığımız tarafından kontrol altına alınmak üzere çalışılan bir sorun.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kuruldu, bir şey yapamadı maalesef.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Şu bürokratlara yönelik yapılan fişleme meselesi. Arkadaşlar, sizlerle beraber basından öğrendik durumu. Böyle bir şey yok, benim böyle bir talimatım yok, bana böyle bir talimat yok, bürokratlarımın yaptığı böyle bir fişleme yok. Bunun ne olduğunu, nasıl bir haber kaynağından çıktığını, işin ne olduğunu öğrenirsek onunla ilgili elbette bir uygulamaya gideriz. Ama tekrar söylüyorum: Benim böyle bir talimatım yok, bana böyle bir talimat yok, bürokratlarımın yaptığı bu tür bir çalışma yok. Biz de sizin gibi basında gördük bunu. Onun için, bununla bağlantılı olan diğer sorulara cevap verebilmem mümkün değil ne yazık ki. Sayın Seçer'in sorusuydu ama bunu başkaları da galiba sormuştu. Hepsine birden cevap vermiş oldum böylece.
Suça sürüklenen çocuklarla ilgili yaptığınız bir çalışma var mı? Yine birçok arkadaşımız tarafından sorulan bir soru. Evet, bu konuda gerçekten çok güzel bir çalışmamız var, onu size anlatmak isterim. Anka Projesi adını verdiğimiz bir çalışmamız var. Çocuk destek merkezleri kurduk. Bu çocuk destek merkezlerinin içerisine bugüne kadar KBRM, BSRM olarak adlandırdığımız yani koruma, bakım, rehabilitasyon veya bakım, sosyal, rehabilitasyon merkezleri dediğimiz sistemleri de ekledik ve bu çocuk destek merkezlerinde yapılacak olan rehabilitasyonla ilgili çok ciddi bir çalışma gerçekleştirdik. UNESCO var çalışmanın içinde, Adalet Bakanlığı var, UNDP var, biz varız, üniversitelerimiz var. Bu çocukların rehabilitasyonunun nasıl olması gerektiğiyle ilgili bir eğitim çalışması yaptık. Yüzlerce modülden oluşan eğitim çalışmalarımız ya da rehabilitasyon çalışmalarımız bitti. Şu anda birkaç çocuk destek merkezimizde bunun pilot uygulamalarını yapıyoruz. Birdenbire bütün çocuk destek merkezlerine uygulamadık. Sonuçları görelim, bir değerlendirme yapalım, ondan sonra genel uygulamaya geçelim diye düşündük. Pilot uygulamalarımızın bu ayın sonunda bitmesini bekliyoruz. Ondan sonra herhâlde aralık veya ocak itibarıyla bütün destek merkezlerimizde bunu çalıştırmaya başlayacağız.
Anka Programı'nın esası şuna dayanıyor...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, buyurun, ek süre veriyorum.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Biraz daha... Hiç olmazsa şunu anlatayım çünkü bu gerçekten çok güzel bir program.
BAŞKAN - Bir on dakika daha tabii.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Bu programın esası şuna dayanıyor: En az 10 çocuğun bir koçunun olmasını öngörüyoruz. Bu koç gayet iyi eğitilmiş... Eğiticilerin eğitimi de yapıldı. Yani bunlar, burada çalışacak olan, rehabilitasyonda çalışacak olan kişiler zaten uzmanlar ama bizim eğitim programıyla ilgili eğitimleri de tamamlandı onların.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - O söylediğiniz lala değil mi, eğitmen yani.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Mentor diyorlar, koç diyorlar. Bizim eski sistemimizde belki de lalaya denk geliyordur, olabilir yani onu bilmiyorum.
Şimdi, her sözümden bir anlam çıkarttığınız için hani çok dikkatli konuşmaya çalışıyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Bakan, size istenildiği kadar zaman verilebilir çünkü biraz sonra üç dönemlik Bakan gelecek.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
Sayın Bakanım, devam edin siz, buyurun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Teşekkür ediyorum.
Arkadaşlar, sistemi biraz anlatayım size. Her 10 çocuğa 1 mentor atıyoruz. Bu mentor, çocuklar çocuk destek merkezine geldiği andan itibaren onlarla ilgileniyorlar. İlk on gün dışarıya çıkmak yok, sadece bu mentorla birlikte oluyor çocuk ve çocuğun bütün arka planı uygun metotlarla anlaşılıyor. Alışkanlıkları, eğilimleri, istekleri, muhtemel riskler, aile problemleri, çevre problemleri, uyuşturucuyla bir ilişkisi olmuş mu ya da geçmişinde bir taciz hikâyesi var mı, istismar hikâyesi var mı, sokakla bir ilişkisi var mı gibiye kadar problemle alakalı tespitler yapılıyor. Bu tespitler yapıldıktan sonra her çocuk için uygun eğitim planlanıyor ve bu eğitimler bu ÇODEM'lerde verilmeye başlanıyor.
Amacımız şu: Üç ay gibi, altı ay gibi, bir yıl gibi tanımlanmış süreler içerisinde bu çocukların sorunları giderilsin -profesyonel vaka olarak bunlar kabul edilsin- ve bu çocuklar tekrar normal, sıradan hayatlarına dönebilsinler. Yani onları ya sevgi evlerimize geri alalım, bu merkezlerden çıkaralım ya aile yanında değerlendirelim, gerekiyorsa kendi ailesine dönsün ya da koruyucu aileye ya da çocuk evlerine dönsün ama normal hayata dönsün şeklinde bir proje. Bunun çok iyi işleyeceğini düşünüyoruz inşallah ve suça sürüklenmiş ve suçun mağduru olmuş çocuklarımızla alakalı ciddi bir alanı dolduracağını düşünüyoruz, rehabilitasyon eksikliğimizin giderileceğini düşünüyoruz.
"Engelli üniversite öğrencilerine yardım var mı?" diye sormuştu. Kredi, burslar... Bu konuda zannediyorum gerekli yardımları yapıyor ama çocuğun eğer kriterleri bizim engelli yardımlarımıza uygunsa elbette biz de o yardımları veririz.
"Aile fertleri cinayete kurban giden ailelere hukuki destek veriyor musunuz?" diye bir soru olduğunu not etmişim. Çocuklar ve kadınlar -yasa böyle- konusunda derhâl müdahil oluyoruz ve kendilerine hukuki destek veriyoruz.
"Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne verilen bütçe düştü. Kadınlara niye az harcama yapıyorsunuz?" Sayın Çam bunu sormuş. Burada yanlış bir algılama var, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün idari bütçesi düşen. Yani Genel Müdürlüğün idari harcamalarında bir düşüş var, evet ama kadınlarla ilgili çalışmalara ayrılan pay geçen yıl ile bu yıl arasında yüzde 61 arttı. Yani, kadın konukevleri, ŞÖNİM'ler, ilk adım merkezleri, kadın projeleri gibi projelere ayrılan pay yüzde 61 arttı ama Genel Müdürlüğün harcamaları düştü geçen seneye göre.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Kira meselesi var Sayın Bakan.
MUSA ÇAM (İzmir) - Toplum merkezleri var, aynı sorunun içerisinde.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Kira meselesini söyleyeyim. Bu, birçok defa sayın milletvekillerimiz tarafından bize yöneltilen bir soru. Bizim kirada oturmamızı istemiyorsunuz, çok teşekkür ederiz. Kendimize ait bir binamız olsun biz de istiyoruz, bunun için bütün girişimlerimizi tamamladık, proje ihalesi aşamasındayız. 2016 yılının başında, en azından ortalarında kendi binamıza geçeceğimizi ümit ediyoruz. "Bakanlığınıza ait binaların kiraları" diye sorduğunuz için söylüyorum, 1 tane Bakanlığımızın binası var, o da Söğütözü'nde biliyorsunuz.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Kirası ne kadar Sayın Bakan?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Onu arıyorum, bulamıyorum, aklımda kalanı söyleyeyim 765.143,86 lira aylık.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - 765 bin.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - 765.143,86 lira aylık.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Bina kime ait?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Binanın kime ait olduğunu hatırlamıyorum ama o sorunuza cevaben söyleyeyim, bizde herhangi bir parti yöneticisine, parti mensubuna ait bir bina yok Bakanlık olarak.
MUSA ÇAM (İzmir) - Benim sorduğum 2'nci sorunun cevabı Sayın Bakan...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Arkadaşlar, zaten yeteri kadar sorum var, çoğaltmayalım bunları.
MUSA ÇAM (İzmir) - Hayır, sorduğumuz soru. Benim sorumun bir bölümüne cevap verdiniz, bir bölümüne vermediniz.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Onları da o zaman yazılı olarak vereyim olur mu?
MUSA ÇAM (İzmir) - Olmaz.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Neden? Ona da siz mi karar vereceksiniz?
MUSA ÇAM (İzmir) - Yani, ona cevap vermişken ona da cevap verseydiniz yani.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Yanınızda o kadar danışman var, koridorlar dolu yani bu kadar ekiple gelip de "Bunu bilmiyoruz." demek samimiyetten uzaktır.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Çetin, danışmanlardan bilgi alındığı zaman da eleştiriyorsunuz.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Ama, bir ordu kadar gelinmiş yani bunu bilen yoksa orada, niye geldiler? Sizin cevap vermeniz lazım.
BAŞKAN - Arkadaşlar, soru cevaplandığı zaman da yorum yapacaksak...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Arkadaşlar, ben neredeyse kendisini Plan ve Bütçe Komisyonunun bir üyesi hissedecek kadar sizinle beraber mesai yapmış bir arkadaşınızım, onun için sizden ekstra bir centilmenlik bekliyorum, lütfen uhuvvet ve suhuletle.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakanım.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Yani, "Bunu bilmiyoruz." demek...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - "Bilmiyoruz." diye bir şey çıktı mı ağzımdan?
İZZET ÇETİN (Ankara) - O zaman cevabını verin.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Hangi soruyu kastettiğini bile bilmiyorum, belki gelir cevabı, bir saniye bekleyin, iki dakikam var.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Geldi geçiyor bile.
BAŞKAN - Sayın arkadaşlar, lütfen...
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Bakanım, gerisini yazılı cevaplarsınız, gerek yok.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - "İntihar vakalarını inceliyor musunuz?" diye bir soru var, zaman zaman inceliyoruz, evet. Bunlarla ilgili istatistikleri, affedersiniz, "istatistik" dememek lazım onlara, inceleme sonuçlarını yaptığımız zaman sizlere de dağıtalım.
GSS primleriyle ilgili bir soru oldu. Münakaşalı bir durum vardı, ona açıklık getireyim. SGK tahakkuk ettiriyor bunları, parayı da biz ödüyoruz.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Bakan, sorulara cevap vermiyor, protesto edip çıkacağım arkadaşlar.
BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Psikolog rakamlarını sordunuz, yeteri kadar psikoloğumuz ve sosyal çalışmacımız var.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Çıkacağım, protesto ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Çetin, her türlü hakkınız var.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Hakkım var da sorduğum soruya geçici...
BAŞKAN - Ama, lütfen yani yüz tane soru var.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Bu kadar kalabalık bürokratla gelip de kira konusunda "Kime ait olduğunu bilmiyorum." demek samimiyetten uzak bir tavır.
BAŞKAN - Tamam, onu da takdir edin.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - "Bina kime ait?" çok basit bir soru.
BAŞKAN - Belki cevap verecek.
Arkadaşlar, niye böyle diyorsunuz?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Arkadaşlar, lütfen...
İZZET ÇETİN (Ankara) - Lütfeni yok Sayın Bakan.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - "Bu bina kime ait?" diye soruyoruz.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Biliyorsunuz, söylemiyorsunuz.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Size şunu söyledim, sözümün arkasındayım: Sorduğunuz sorulara, burada cevap vermediğim sorulara muhakkak yazılı cevap vereceğim. Lütfen, münakaşayı kesin, ben devam edeyim.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Bilgi edinme hakkımızı engelleyemezsiniz.
BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen devam etsin Sayın Bakan, onu bekleyecek miyiz yani?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Peki, Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Bundan sonraki soruların hepsine yazılı cevap vereceğim.
Teşekkür ederim.