| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Boru Hatları ile Petrol Taşımacılığı AŞ'nin 2019 ve 2020 yıllarının bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 07 .06.2022 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Tabii, BOTAŞ önemli bir kuruluşumuz. Öncelikle, boru hatları açısından değerlendirdiğimiz zaman, başta Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı olmak üzere, yine, Ceyhan-Kırıkkale Boru Hattı bugünkü enerji arz güvenliği açısından hakikaten önemli. Tabii, burada, son dönemde boru hatlarıyla ilgili ciddi çalışmalarımız da var, bir defa bu yaptığınız özellikle gaz boru hatları ve petrol boru hatlarıyla ilgili ulaştığınız rakamlar bizler için memnuniyet vericidir, zaten stratejiktir ama son günlerde duyuyoruz ki özellikle bu boru hatlarının özelleştirilmesi dâhil gibi şeyler gündeme geliyor. Bunu zaman zaman farklı şirketlerde de söylüyoruz, diyoruz ki: Şartlar ne olursa olsun boru hatları özellikle, gerek petrol olsun gerekse doğal gaz boru hatları aynen bir vücudun kan damarları gibidir, özelleştirilmesi bile düşünülmemeli. Benim özellikle merak ettiğim şu: Yaklaşık 19 bin kilometre civarında doğal gaz boru hattımız var, aynı zamanda buna paralel olarak petrol nakil boru hatlarımız var. Bunların bakımlarını nasıl yapıyorsunuz? Bakım maliyetlerinde veya metre, kilometre başına mı bir şey var? Bu bakımlarla ilgili maliyetimiz toplam ne kadar, bununla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Yine, bu manada, tabii, biz özellikle Rusya üzerinden aldığımız gazı Avrupa'ya aktarıyoruz; özellikle bu Türk Akımı Projesi'nde hattın bir tanesini biz değerlendiriyoruz, diğerini Avrupa'ya gönderiyoruz. Burada, enerji arz güvenliği açısından, Rusya ile Ukrayna arasındaki krizden kaynaklanan sebeplerden dolayı boru hattında bir sorun yaşandı mı? Mesela, özellikle Rusya "Ruble bazında satın alacaksınız." dedi, bundan kaynaklanan Avrupa'nın gaz talebinde bir durma oldu mu, bu hat tam çalıştı mı? Yeri gelmişken, aynı şey Türkiye için de geçerli mi? Türkiye'de siz de bu parayı dolar veya ruble üzerinden ödeyecek misiniz, siz de ruble veya dolar üzerinden mi alıyorsunuz? Yine, buna paralel tabii, bu da değişik bir şeydir yani buradaki Komisyon üyelerinin hiçbiri... Biz bu kurumu denetlemeye çalışıyoruz, kurumla ilgili bir şeyler söylemeye çalışıyoruz, siz Avrupa'daki gaz alım fiyatlarından bahsediyorsunuz, "Bunlar grafik üzerinden..." diyorsunuz, 200 dolarlardan 4 bin dolarlara kadar yükselen bir rakamdan bahsediyorsunuz. İyi, hoş da Türkiye'nin rakamlarını şu Komisyon üyeleri bilmiyor, adına da "ticari sır" diyorsunuz. Bunun kabul edilebilir bir tarafı olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla biz neyle neyi mukayese ediyoruz? Nedir yani? Şimdi, Avrupa'daki ülkeleri örnek veriyorsunuz. Buna paralel, biz hangi rakamlardan alıyoruz, hangi dönemde, hangi bağlantıları yaptık? Bu geçiş döneminden ne kadar etkilendik, rakamsal olarak ne kadar etkilendik? Yani şunu diyebilir misiniz. Rahat bir şekilde işte, bu bağlantılarımız sayesinde, onlar ortalama 1.000 dolara ya da 1.500 dolara bin metreküpünü mal ederken bizde 300-400 dolarlar seviyesinde. Bu yaptığımızda hem hatların Türkiye üzerinden geçmesinden kaynaklanan pozitif gücümüzü kullandık hem de bundan önceki yaptığımız bağlantılardan dolayı daha aşağılarda bu satın almalarını yaptık. Paralelinde, biz size bir de yetki vermiştik -hani böyle şey olmasın diye serbest piyasadan da- aslında kriz öncesinde sizin böyle bir talebiniz olmuştu Meclis Genel Kurulundan, onunla ilgili de size yetki vermiştik. Bu yetkiden kaynaklanan alımlarınız oldu mu?
Şimdi, sizin sunumunuz için ben öncelikle teşekkür ediyorum yani bir organizasyonu anlattınız bize, bir organizasyonu anlatırken işte, gerek FSRU'lar marifetiyle, işte gerek yapılan boru hatları marifetiyle, gaz girişleri marifetiyle geleceği de planlayarak "Bu gün yaklaşık 60 milyon metreküp civarında gaz tüketiyoruz." diyorsunuz. Belki gelecekte bu daha da yükselecek, bir yükselen... İşte 75 milyonlar hedefleniyor. "Bu tüketime yönelik çalışmalarımız var." diyorsunuz, "Bununla ilgili tedbirler alıyoruz; işte Karadeniz gazı devreye girecek, o da yaklaşık işte 540 milyar metreküp ama şu an 10 milyondan başlayan, devamında günlük 40 milyona çıkacak. Onlar karaya çıkarsa biz de 6 Kasım itibarıyla hazırız, sisteme bu işi entegre edeceğiz." diyorsunuz. Bu bahsettiğiniz bir organizasyon. Tabii güzel bir şey. Aynı zamanda yine merak ettiğimden onu da sormak istiyorum. Bu TANAP'ta diyorsunuz ki: "Kapasiteyi 2 katına çıkarabiliriz." Bunu aynı hat üzerinden kompresörlerle basıncı artırarak mı planlıyorsunuz yoksa yani şu an hattı tam kapasiteyle kullanmıyorsunuz da talebe göre bu manada... Kaş ve göz işaretlerinizden herhâlde "Kompresör istasyonunda basıncı artırarak, akış miktarını artırarak bu işin altından kalkacağız." diyorsunuz. Bunlar önemli çünkü netice itibarıyla bunun başka bir yolu yok. Yani bu enerji akışının Türkiye üzerinden geçmek gibi bir mecburiyeti var. Tabii özellikle gaz temini konusunda Azerbaycan'da yüzde 16, İran'da yüzde 17, Nijerya'da yüzde 2, işte Rusya'da yüzde 42, Cezayir'de yüzde 11, diğer farklı kaynaklardan da yüzde 12 LNG temin ettiğinizi söylüyorsunuz. Tabii bugün Rusya'nın içinde bulunduğu durum itibarıyla bizim enerji talebimizin yüzde 42'sinin bir ülke tarafından karşılanması bence gelecekte bizim başımızı ağrıtabilecek hadiseler. Buna paralel söylemiştiniz ki: Özellikle bu petrol nakliyesi konusunda, petrol nakli konusunda rakamların düşmesinin sebebi özellikle bu Azerbaycan'daki alanlardaki verimin düşmesi gibi... Bu, gelecekte de yani böyle mesela bu sahalar üzerinde bir çalışma var mı veyahut bu, tabii sizin ilgi alanınızın dışında ama Türkiye'nin o alanda bir çalışması var mı? Bununla ilgili de biraz bilgi verirseniz yani düşüş sebebi hani sahalardaki çalışmaların, verimin biraz düşüklüğü gibi ben algıladım. Burada aynı şey tabii gaz için de geçerli. Bugün Azerbaycan'ın yüzde 16'yı karşıladığını söylüyorsunuz. Rusya'nın içinde bulunduğu durum itibarıyla muhakkak oradaki oranın yüzde 42'lerin kesinlikle altına doğru düşmesi lazım, bu da yetmez. Geçtiğimiz Komisyon toplantılarında ben özellikle Türkmenistan Hazar'da diğer... Çünkü Hazar'ın kıyısındaki 5 ülkenin tamamı da aynı zamanda doğal gaz üreticisi. Farklı bir metottan bahsetmiştiniz, hani, bu, doğal ortamda gaz olarak çıkıyor. Bu gazın tekrar LNG'ye dönüştürülüp tekrar gaz hâline getirilmesinin zorluklarından bahsetmiştiniz. Ben de demiştim: Uluslararası arenada bu fiyatlar çok yükseldi acaba Türkmenistan üzerinden... Çünkü dünyadaki gaz rezervleri konusunda dünyadaki ilk 4'ün içerisinde Türkmenistan. Orada farklı bir metot demiştiniz: "Sıkıştırılmış..." Onunla da belli bir rakama ulaşabiliriz. Eğer Hazar'ın üzerine böyle bir gemi oluşturabilirsek bu taşımaları yapabiliriz. Yani özellikle arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi açısından bu coğrafyayla muhakkak belli bir diyalog içerisinde olmamız lazım. Burada en güvensiz kurum ve kuruluş... Her dönem işte kış aylarında İran gazının kesilmesi hepimize artık vakayıhayriyeden oldu. Dolayısıyla o bölgeden gaz akışının devam edebilmesi açısından farklı kaynaklardan tedarik etmeyi düşünüyor musunuz, bununla ilgili bir çalışmanız var mı?
Yine, özellikle, tabii, Türkiye'de talep artacak. Temiz enerji açısından baktığınız zaman bu talebin artmaması zaten düşünülemez. Belki bugün 900 küsur yerleşim birimine ulaştığınızı söylüyorsunuz ama bu gelecekte binler belki de işte 2 binler, rakam konusunda çok fazla bir şey söylemiyorum ama özeti şu: Gelecekte bu talep artacak. Biz de bu konuda dışa inanılmaz bağımlıyız. Tamam Karadeniz gazı önemli bir katkıdır, hani bunu küçümsemek açısından söylemiyorum, bugün bizim 1 metreküp gaza bile ihtiyacımız var. Kaldı ki en pahalı bile olsa bugünkü maliyetler açısından baktığınız zaman belki de yani deniz üzerinden yaklaşık belli bir metreden gazı çıkarmaya çalışıyoruz, maliyeti yüksek olsa bile yine her zaman ucuz çünkü her şeyiyle bizim kontrolümüzde olan bir şey. Bununla ilgili çalışmalar var mı? Yani bunun tamamını toplasak 540 milyar metreküp yani Türkiye'nin yaklaşık işte, sınırlı sayıda, bir elin parmaklarını geçmeyen, yıla ancak yetecek seviyede... İşte, toplam yıllık tüketimimiz 60 milyar metreküp. 60 milyar metreküp dediğiniz zaman 540 milyar da rezerv olduğu varsayılırsa, altmışa bölerseniz bu, üç aşağı beş yukarı sekiz dokuz yıla tekabül eder. Kötü bir şey mi? Asla, hani bunu söylerken böyle bir sonuç çıkmasın. Muhakkak bu manada farklı alanlarda da çalışmaların olduğunu duyuyoruz.
İşte, yeni gemilerin geldiğini biliyoruz. Bununla ilgili çalışma var mı? Ama asıl rezervlerin... Akdeniz'de bir çalışma var mı? Akdeniz'le ilgili şu an, sizin, mesela özellikle Dörtyol, işte, bugün dünya standartlarında ilk 5'in içinde her türlü yüklemeyi boşaltmayı, nakli, gazlaştırmayı yaptığımız bir istasyondan bahsediyorsunuz. Belki bunların varlığı, gelecekte Akdeniz'de üretilen gazın uluslararası arenaya sunulması açısından da önemli bir alan teşkil edecek. Zaten şöyle bir baktığınız zaman haritaya, en uygun sevkiyatın buranın üzerinden olmasının gerekliliği üzerinde duruyoruz. Gerçi her ne kadar Hükûmet, işte, özellikle İsrail'e, Birleşik Arap Emirlikleri'ne rest çekiyor ama günün sonunda bazen "Masanın altında kim var?" diyoruz, biz de soruyoruz, bu Akdeniz'deki masanın altında kim var? Hani bazen kızıp bağırdığınız insanlarla masanın üstünden yumruklaşırken altından el sıkışıyorsunuz. Bu gemilerimiz şu an o alanda yok gibi. Önümüzdeki yıl bu manada bir çalışma var mı? Akdeniz'deki durum nedir, beklentiler nedir? Çünkü bu talep gittikçe artacak.
Buna paralel, tabii, özellikle enerji... Biz, gazı, enerji tüketiminde çok ciddi oranda kullanıyoruz. Bu aynı zamanda da en pahalı enerji. Yani bugün doğal gazdan ürettiğimiz elektrik enerjisi en pahalı enerji. Bu alanın mümkün olduğunca aşağı doğru çekilmesi lazım. Siz de özellikle kendi tükettiğiniz enerjilerle ilgili işte, 4 megavatlık bir RES yaptığınızı söylüyorsunuz ama Sayın Genel Müdürüm, bunların yeterli olmadığını siz de biliyorsunuz. Yani toplam kullandığınız güç açısından bunları karşılamaz. Mümkün olduğunca her kurum ve kuruluş... Özellikle Türkiye'nin, güneş açısından minimum olan yerde günlük aydınlanması işte, 1.100 gibi, en iyi yerlerde bu 2.200'lere, 2.300'lere çıkan bölgelerimiz var. Bundan Türkiye'nin kesinlikle istifade etmesi lazım. Bununla ilgili teknolojiler de gelişiyor yani sadece artık bu yatay paneller değil dikey paneller de üretilmeye başlandı, yani tam böyle 90 derece iki yönlü, buradan da enerji üretimi var. Artık Türkiye'nin belki en büyük avantajlarından biri de bu güneş enerjisi. Bununla ilgili hiç olmazsa her kurum ve kuruluş kendi enerji tüketimini bu alandan sağlayabilirse, bu alandan karşılayabilirse çok daha faydalı olacağını düşünüyorum ben. Tabii, siz bütün bu...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Başkanım, Genel Müdürü hiç toparlamadınız. Biz de biraz dağıtalım, toparlarız.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Siz istediniz diye sözü uzattık yani.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yo, yo, hiç şikâyetimiz yok, çok değerli bilgiler edindik. Dolayısıyla onda bir şikâyetimiz yok. Tabii, siz söyleyince de bizim film kopuyor, tekrar başa dönüyoruz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Estağfurullah, insicamı bozmak için söylemedim.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Şunu söyleyeyim, bu organizasyonda diyebileceğimiz bir şey yok ama alım gücü açısından... Şöyle söyleyeyim; çok güçlü bir organizasyonunuz var, "Geleceğe de hazırız." diyorsunuz ama kurum zarar ediyor. Bu şuna benziyor, hani adamın birisi ameliyata girmiş, yedi sekiz saat bir türlü ameliyattan çıkmıyor, sonunda çıkmış. Doktor "Ya, ben hepinize birden bilgi vereyim, tek tek beni uğraştırmayın. Dünya tarihine geçecek bir operasyon yaptık. Bundan sonra öğrenciler de bu bizim yaptığımız ameliyatı öğrenecek, çok ciddi katkıları olacak ama hastayı kaybettik." diyor. Şimdi, siz de hakikaten çok ciddi operasyonlar yaptınız ama inanılmaz zarar ettik. Tabii, bunun gerekçesi belli. Bugün özellikle desteklenmesi lazım. Bugün Türkiye'de -asgari ücretin 4.250 lira olduğu bir ülkede yaşıyoruz- yaklaşık 26-27 milyon çalışanın yüzde 35-40'ı asgari ücretle geçiniyor. Ben buradan şunu soruyorum: Desteklediğimiz abone sayısı ne kadar? Türkiye'de tüketimlere şöyle bir baktığınız zaman mümkün olduğunca biz bunu hazineden aktararak gönderiyoruz yani "Bizdeki gaz fiyatlarını düşük tutuyoruz."dan kasıt devletin desteklemesinden kaynaklanıyor, yoksa sizin alım miktarınız da rakamınız da belli. Bu arada tabii diyorsunuz ki "En ucuz bizde." Yani öyle değil çünkü asıl bu farklılığın ortaya çıkmasının en büyük sebebi dolardaki yükseliş yani siz zaten bunu dolara endeksli yurt dışından alıyorsunuz. Bir dolar bazında yükselmeler var, işte "Brent petrolde yüzde 163 arttı." diyorsunuz. İşte doğal gazda şu an ortalama fiyatları -herhâlde satın almanın sırrından dolayı bu rakamı bize ifade edemezsiniz ama kaç katı olduğunu söylerseniz belki bir şey yakalamaya çalışırız- yani aldığınız rakam belli. Bugün hazineden en fazla dövizi de siz alıyorsunuz, doğal olarak enerji ödemelerinizden kaynaklanıyor, buna da ihtiyacınız var. Bunu neyin karşılığında alıyorsunuz? TL toplayıp dolara yatırıyorsunuz, bunu da tahsil edip uluslararası arenada borçlarınızı ödüyorsunuz. Eh işte, bazen diyoruz ya işte ne bileyim "Faiz sebep enflasyon sonuç." Öyle değil. İşte bakın, buradaki dolar artışı ne işe yarar, biz dolarla mı maaş alıyoruz, dolarla mı çalışıyoruz ama maalesef ülkenin bütün girdileri dolar olduğu için bu rakamlara yetişmek mümkün değil. Devlet bir eliyle öbür taraftan verirken diğer taraftan da işte destekliyor. Şu an bu açıkladığınız rakam destekten sonraki rakam mı? Önümüzdeki yıllar içerisinde ne kadar daha desteklenmeyi bekliyorsunuz?
Bunun yanı sıra tabii çevreye verdiğiniz çok ciddi katkılarınız var. Yine aynı şekilde mesela "KPSS'yle alıyoruz." diyorsunuz, inşallah KPS Sınavı'yla gelenleri herhâlde bir sözlüden mözlüden geçirmiyorsunuzdur. Ya da ne kadar geçiriyorsunuz bilmiyorum ama orada adalet terazisi önemli, ben bu konuda da... Bazen, işte, diyorsunuz ki "75 puanın üzerindekiler buyursun gelsin." 75 ila 95 arasında puanlar var, 75 alan girebiliyor, 90 alan giremiyor. Bunu sizin için söylemiyorum yani genelde... Sözlü sınavınız var mı? Mesela sözlü sınavıyla ilgili kayıtlarınız var mı; hangi sorular soruluyor, hangi cevaplar alınıyor şeklinde?
Liselerle olan, meslek liseleriyle olan iletişiminiz çok önemli, ben bunu çok değerli buluyorum çünkü Türkiye'de meslek erbabı konusunda ciddi problem var. Bugün iş için ilana çıkın, her işi bilen yüzlerce adam bulursunuz, bir işi bilen adam sayısında çok ciddi problem var. Özellikle meslek liseleri, kendi alanınızla ilgili... Bunu şey de yapabilirsiniz, yönlendirmek açısından daha liseden itibaren bu konuyla ilgili burs da verebilirsiniz mesela böyle bir çalışmanız var mı? Bunu üniversiteler bazında da verebilirsiniz, meslek liseleri bazında da verebilirsiniz çünkü sizin işçiden, teknisyenden, teknikerden mühendise kadar her alanda elemana ihtiyacınız var, bununla ilgili bir yönlendirme yapabilirsiniz diye düşünüyorum.
Kurumsal kaynak yönetimi, sizdeki en önemli konulardan biri bu çünkü para; alıyorsunuz satıyorsunuz ama işte bunları izah edecek yani bu zararları izah edecek, bununla ilgili hiçbir bilgi vermediniz. Yani bunun gerekçelerini en azından bu Komisyonun bir şekilde bilmesi lazım, bununla ilgili net sonuçları da görmek istiyoruz.
Ben çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Son bir şey daha söyleyeyim, özellikle yerli üretim, bunu her seferinde gündeme getiriyoruz. Çünkü siz özellikle bu pompalar, kompresör istasyonları dâhil, bunlar eskiden ta Rusya'dan geliyordu. Yine aynı şekilde, vanalar özellikle -vana mana konuları vardı- bu yerli üretim bir miktar daha onun önünü açtı. Deniz Bey'in de bu konuyla ilgili size bir teşekkürü vardı Türkiye Kömür İşletmeleriyle ilgili. Şunu söyleyeyim: Özellikle bu alanda biz çok ciddi yurt dışına para ödüyoruz. Hâlbuki Türkiye'de ben Ankara'dan söyleyebilirim mesela OSTİM'de bunu, çoğu ekipmanı yaptırmak mümkün. Kendi seçim bölgemizden mesela Samsun'da bugün özellikle bu tıbbi cihazlar konusunda hakikaten çok ciddi mesafeler katedilmiş, bu manada Türkiye'nin belli bölgelerinde sanayide çok ciddi gelişmeler var. Hem diğer kamu kurum ve kuruluşlarının bu tür işletmelerinden bu manada katkı alabilirsiniz, buradaki yerel üreticilerden katkı alabilirsiniz. Baştan beri hep üzerinde durduğunuz bir şey var, "strateji" diyorsunuz yani bazen öyle şeyler yaşarsınız ki paranızla mal alamazsınız yani bunun karşılığı yok. Bugün, Rusya ve Ukrayna diyoruz ki "Dünyadaki işte buğday üretiminin yaklaşık yüzde 52'sini tedarik ediyor; satmıyorum dediği zaman eller havaya." Bu manada, çalıştığınız alan, yönettiğiniz şirket çok stratejik öneme sahip bir şirket; bununla ilgili de gelecekte doğabilecek riskleri de dikkate alarak muhakkak belli çalışmalar yapmalısınız diyorum.
Depolama alanları, inşallah, hedeflerinize ulaşırsınız. Merak ettiğim için soruyorum; mesela, özellikle bu alanlara yani her seferinde operasyonu yukarılardan yapıyorsunuz ama böyle içine miçine, inme minme şansı oluyor mu hiç? Mesela, herhâlde tümüyle yukarıdan basınçlı suyla tuzu eritip mağaralar oluşturup yani işin özü bu. Bununla ilgili yeni alanlar, işte, herhâlde bu "Daha çok jeolojik veya jeofizik etütler sonucunda elde ettiğiniz rakamlarla bu hedeflere ulaşabiliriz." diyorsunuz. Önemli, sabit yatırımlar yerinde duruyor, tatlı suyu getirdik, dolayısıyla "Mevcut sabit yatırımlar üzerinden kapasitemizi 15 milyara çıkaracağız." demeniz müjdeli haber. İnşallah, bundan sonraki Komisyon çalışmalarında da bunlarla ilgili atılan adımlar konusunda bizlere daha detaylı bilgiler verirsiniz diyorum.
Başta sizi ve çalışma arkadaşlarınızı tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Tabii, bu aynı zamanda da bir yönlendirme toplantısı. Bundan sonraki hedefleriniz açısından da beş yıl sonra, on yıl sonra, on beş yıl sonra neler düşünüyorsunuz boru hatları konusunda, üretim konusunda, kompresörler konusunda? Çünkü burada talep bitmeyecek yani "Özellikle bu karbon salımı da dâhil en büyük geliri oradan elde edeceğiz." diyorsunuz, "Ton başına 100 dolar" diyorsunuz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yaşar...
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Bitiriyorum Başkanım.
Çevresel etkiler de dikkate alındığında size çok iş düşüyor. Yine, işte, bahsettiniz, petrol sızmaları dâhil "Bu alanda faaliyetlerimiz var." diyorsunuz. E, bu enerji çeşitliliği arttıkça yarın belki kömürle ilgili de aynı şeyler önümüze gelecek. Hasılıkelam, sizin çok çalışmanız lazım, çok üretmeniz lazım.
Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.