| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya ve 93 Milletvekilinin; Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4484) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 07 .06.2022 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Başkanım, öncelikle görevinizde başarılar diliyorum.
BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Çok teşekkürler.
AYHAN EREL (Aksaray) - Çeşitli kurumlardan gelen bürokratlarımıza da "Hoş geldiniz." diyorum. Bu kanun teklifinin hazırlanmasında emeği geçen herkese de çok teşekkür ediyorum.
Ancak kanun teklifinin gerekçesinin hemen ilk başında çok kıymetli arkadaşım Atilla Bey'le de paylaştığım sitemimi dile getirmek istiyorum. Yargı sisteminin en önemli unsuru hiç şüphesiz insan kaynağı; insan kaynağının temelinde de hâkim ve savcılar bulunmakta. Oysa, bize hukuk başlangıcında, hukuk eğitimi alırken yargının üç ayağı olduğu, sacayağına benzetildiği, bunlardan bir tanesinin de savunma yani avukatlar olduğu söylenmekte ama burada avukatlar her zamanki gibi es geçilmiş, sanırım sehven olmuştur, bir kasıt aramıyorum, zaten sözlerimi de eksik aramanın ötesinde "eksiklikleri tamamlama" şeklinde ifade etmek istiyorum.
Hepinizin bildiği bir öykü var, sözüme onunla başlamak istiyorum. Öyküye göre Prusya Kralı II. Friedrich 1750 yılında Potsdam'dan geçerken bir yeri çok beğeniyor ve orada kendisine bir saray yapılması emrini veriyor. Kralın adamları gösterilen yere gidince saray yapılacak yerde bir değirmen olduğunu görüyorlar ve saray için o değirmenin ortadan kaldırılması gerekiyor. Bunun üzerine, gidip değirmencinin kapısını çalıyorlar, karşılarına ihtiyar bir değirmenci çıkıyor. Kralın adamları, yaşlı değirmenciye kralın değirmeni satın alacağını söyleyip ondan bedel belirlemesini talep ediyorlar fakat değirmenci, satmayı kesin dille reddediyor, değirmen için ederinin çok üstünde para verilse de ihtiyar bunu kabul etmiyor. Adamları, kralın yanına dönüyor ve durumu krala arz ediyorlar. Kral, adamlarını geri çeviren değirmenciyle bir de kendisi konuşmak istiyor, yaşlı değirmenci, kralın huzuruna getiriliyor. "Değirmen bana atadan kaldı, ben onu çocuklarıma bırakacağım; kral için bile olsa değirmen satılık değildir." Fakat kral da değirmeni almakta kararlıdır. Kral "Unutma ki ben kralım, inat etme; istesem, değirmeni para vermeden de alabilirim." deyince değirmenci, buna karşılık o unutulmaz cevabı verir: "Asıl sen unutma: Berlin'de hâkimler var, alamazsın; hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar, kral bile olsa adaletten üstün değildir." Bu haddini bilmez söze karşı tüm gözler krala çevrilir, çok hiddetleneceği tahmin edilir fakat o, bu sözden hoşnut olur, zira mahkemeleri ıslah etmek için öteden beri çok çaba sarf etmektedir ve çabalarının meyvelerini verdiğini görür, mutlu olur. Krala karşı bile olsa mahkemelerin adaletine güvenilmektedir. Bunun üzerine kral, tarihe geçen şu sözünü söyler: "Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar, kral bile olsa, adaletten üstün değildir; hiçbir güç adaletin üstüne çıkamaz."
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Prusya kralı mı?
AYHAN EREL (Aksaray) - Şimdi, günümüzde, getirdiğimiz yargı reformunda, yargı paketinde, adına ne derseniz deyin, burada yargıya güveni sağlayan, yargılamanın tarafsız ve bağımsız olduğunu pekiştiren -ne bileyim- adalete erişimi kolaylaştıran herhangi bir şeyi bulmak mümkün değil. Oysa, Türkiye'de yaklaşık 22 bin hâkim ve savcının beklediği coğrafi teminat, İnsan Hakları Eylem Planı'nda verilen sözlere karşın bugüne kadar hayata geçirilmedi. Bu sözü İYİ Parti vermedi, bu sözü Cumhuriyet Halk Partisi vermedi, bu sözü bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Adalet Bakanı verdi. Adalet Bakanlığı, Nisan 2020'de hazırladığı uygulama takviminde altı ay içinde getirileceğini duyurduğu coğrafi teminatın uygulamaya konulmaması nedeniyle hâkim ve savcılar, beklediği yasal güvenceye kavuşamadı. Binlerce hâkim ve savcıyı ilgilendiren coğrafi teminat sözü, ilk olarak 2019 yılında açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer almıştı. Planda buna ilişkin 2021 yılında mevzuat değişikliği yapılacağı ifade edilmiş ancak gelen reform veya yargı paketlerinde coğrafi teminatla ilgili herhangi bir değişiklik veya herhangi bir gelişme bulunmamaktadır.
Sayın Erdoğan bunu açıklarken "Hukuk devletinin ancak bağımsız, tarafsız ve insan haklarına saygılı mahkemelerin varlığıyla vücut bulacağı inancıyla bu kapsamda yeni adımlar atıyoruz. Bunun için hâkim ve savcılara coğrafi teminat sağlayarak hem yargı teminatını güçlendiriyor hem de kararların hızlanmasını temin ediyoruz." Nedir coğrafi teminat? Tutanaklara geçsin diye söylüyorum, buradaki herkes biliyor zaten. Yargı açısından çok önemli. Coğrafi teminat: Hâkim ve savcıların istekleri dışında başka bir yere tayin edilmemesi, bulundukları illerde sürgün korkusu yaşamadan görev yapması anlamına geliyor. Bugün, hâkim ve savcılarımızın bağımsız, tarafsız ve korkusuz kararlar verdiğine dair bir anket yaptığımızda, üzülerek ifade etmek gerekir ki bu anket hâkim ve savcıların korkusuz ve tarafsız olmadığı yönünde yüzde 80'lere varmaktadır. Peki, bu yargıya güvensizliği ortadan kaldıracak; hâkim ve savcıların tarafsız, korkusuz, bağımsız karar vermesini sağlayacak; kışın ortasında çoluğundan çocuğundan ayrılma endişesi yaşamayacak, isteği dışında tayine maruz kalmayacak şekliyle rahat karar verebilecek hâkimlere acaba bu ortamı niye sağlamıyoruz? Sağlanmadığında da vatandaşın kafasında soru işaretleri oluşuyor. Şimdi, biz, coğrafi teminat getirilsin derken, bir sene sonra yapılacak... Halil Bey gitti, "23 haziranda dedi ama"...
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Buradayım, burada.
AYHAN EREL (Aksaray) - Ha, burada mısın, özür dilerim.
Zamanında veya erken yapılacak bir seçimde bugün hiç kimsenin, taraflı anketlerin bile Millet İttifakı'nın çoğunluğu sağlayacağı ve iktidara geleceği yönünde bir şüphesi ve kuşkusu kalmadı.
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - O, sizin düşünceniz.
AYHAN EREL (Aksaray) - Bu coğrafi teminat sayesinde bugün bu sıralarda oturan çok kıymetli bürokratlarımız da güvence altına alınacak. Belki, bu coğrafi teminat sağlanmadığı takdirde yarın değişen adli kadrolar mevcut gelen siyasi iradenin baskısıyla haksız, hukuksuz karar verecek; belki de hiç hak edilmediği hâlde burada vatan, millet sevdasıyla hizmet gören çok değerli bürokratlarımızın başlarına iş açabilecek. Öyleyse, bu kanunlar kişilerden, dönemlerden bağımsız olarak, hâkim ve savcılarımızın gerçekten korkusuz, tarafsız, bağımsız olması için gerekli. Bu bana lazım değil, buradaki arkadaşlara lazım değil, vekillerimize lazım değil. Bundan sonraki gelecekler bunu, bu siyasi vesayeti, ellerinde hâkimlerin, savcıların üzerinde bir sopa olarak, Demokles'in kılıcı olarak tutmadan, hâkimler bağımsız hareket etsin istiyoruz.
Yani Sayın Başkan, Sayın Komisyon, AK PARTİ'li Komisyon üyeleri; getirin bunu, bütün herkes yargının bağımsızlığına, yargının tarafsızlığına kanaat getirsin, çok mu zor? Ha, bunu getirmediğiniz zaman da vatandaş diyor ki: "İşte falan il başkanı hâkimi arıyor 'Böyle bir karar ver, vermezsen haritadan yer beğen.'" Böyle bir şey olmasa bile bunun önüne geçemezsiniz, bunu sağlayamazsınız ama bu coğrafi teminatı getirdiğinizde vatandaş, mevcut siyasi iradenin en yetkilisi -böyle bir talep olmaz, olsa bile ne yapacaktır- kendini güvence altında hissedecektir diye düşünüyorum.
Biz kanunlarımızın iyi olduğu inancındayız, mevcut hukuki düzenlemelerin Türkiye'nin ihtiyacına cevap vereceğini, Avrupa Birliği standartlarına uygun şekilde olduğunu ama uygulamada sıkıntılar olduğunu, uygulayan hâkim ve savcıların keyfî veya demin söylediğim endişeler yüzünden objektif karar veremediği kanaatindeyiz. İşte, bu kanunların daha düzgün, daha tarafsız, daha iyi uygulanması için de hâkimlerimizin gerçekten tarafsız ve bağımsız olmasını sağlayacak coğrafi teminatın sağlanması gerekir diyoruz. Biz bunu isterken yapılacak sınavlara baktığımızda mesela kanunda "Yazılı Sınav Kurulunun başkan ve üyeleri, Akademide ders veren öğretim üyeleri arasından Başkan tarafından seçilir." diyor. Sayın Başkanımı ben sarfınazar ediyorum kesinlikle iyi niyetinden şüphem yok ama yarın ben kötü niyetli olarak Adalet Akademisi Başkanı olduğumda benim istediğim soruları soranları seçer veya -benim ne bileyim ya- bir şekliyle bir baskı kurarım, açık söyleyeyim nefis taşıyoruz; bu, insanın egosunda var. Dolayısıyla, gelin bunu -oradaki akademisyenlerin hepsi emek veriyor hepsi bu işin erbabı- kurayla çekin, hiç kimse şaibe altında kalmasın. Bu yazılı sınavı yapacak olan insanları da şaibeden kurtarmış olursunuz, onların da mesleki kariyerlerine sürülecek ufacık bir lekeyi ortadan kaldırırsınız. Yani kura çekmekte ne sakınca var? Zaten Akademiye seçilen arkadaşları genelde seçen..
BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Ayhan Bey, onu maddede görüşeceğiz.
Tamamlıyoruz herhâlde, onu maddede görüşeceğiz, Başkanımıza da söz veririz.
AYHAN EREL (Aksaray) - Ya, ben duygularımı ifade ediyorum Başkanım.
BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Eyvallah.
AYHAN EREL (Aksaray) - Yani güzel olsun.
BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Onu maddede tartışacağız, Başkanımıza söz vereceğiz, o manada söyledim.
AYHAN EREL (Aksaray) - Tamam.
Yine "Sözlü Sınav Kurulu, -Türkiye Adalet Akademisi- Başkanın Başkanlığında Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı ve Personel Genel Müdürü..." Ya, bunlara gerek yok. Buyurun, nasıl yazılı sınavı akademisyenler yapıyorsa sözlü sınavı da yine kurayla seçilen Akademide ders veren çok kıymetli hocalarımız yapsınlar. Böylelikle hem Akademi Başkanımız hem Teftiş Kurulu Başkanımız hem de Personel Genel Müdürümüz bu şaibeden kurtulur, hiç kimse bir şey diyemez. Bu kurayı yapın, siz de rahat edin, burada görev alacak arkadaşlar da rahat etsin.
Bu noterlerle ilgili yapılan düzenlemede de... Bilmiyorum, Noterler Birliği Başkanımız da burada, bilgi notu elimize ulaştı. Ya, bu hadisenin paydaşı bu arkadaşlar ve Noterler Birliği de atamayla değil, seçimle iş başına geliyor değil mi Başkanım?
TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ BAŞKANI DURSUN CİN - Seçimle geliyor.
AYHAN EREL (Aksaray) - Seçimle işbaşına geliyor, dolayısıyla noterleri temsil ediyor, onların görüşünü de dikkate alarak yaparsak daha verimli olur, noterler daha huzurlu olur. Yani yasanın amacı problem yaratmak değil, problemleri ortadan kaldırmak ama getirdiğiniz bir yasayla da sanki noterler arasında bir problem ortaya çıkıyor. Bu da Sayın Başkanım, Sayın Başkanımız buradayken dikkate alınırsa daha iyi olur.
Ben, sabrınız için teşekkür ediyorum, sağ olun.