KOMİSYON KONUŞMASI

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar "altıncı yargı paketi" adı altında bir kanun teklifini görüşeceğiz. Burada, hâkim ve savcı adaylığına son veriyoruz, hâkim ve savcı yardımcılığını getireceğiz; noterlik sisteminde çok büyük bir değişiklik var -aslında çok basit 2 madde gibi gözüküyor- ve bir de Türk Ceza Kanunu'nda bazı maddelerin cezasını artıracağız.

Maddeler üzerinde ayrı ayrı görüşürüz ama bu "yargı paketi" denilecek, Türk hukukuna, Türk adalet sistemine katkı sağlayacak bir değişiklik değil. Siyasi iktidarın, AKP iktidarının döneminde, özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra hâkim ve savcılık mesleğine kabul edilen arkadaşlarımız -diyeyim- hukuku bilmiyorlar, zaman anlamında iyi de eğitilmedikleri için duruşma yapamıyorlar, duruşma yaparlarsa karar veremiyorlar, karar verirlerse karar yazamıyorlar. Onun dışında, istinaf mahkemelerinde güya tecrübeli hâkimlerimiz var, bir dosya orada iki sene, üç sene sürüyor. Bir iş davası yerel mahkemede üç yıl, istinafta yaklaşık üç yıl ve Yargıtaya giderse bir iki yıl da orada, yedi sekiz yıldan aşağı bitmiyor. Bunun hesabının bu gecikmeye mahal verenlerden sorulması gerekiyor. Hâkimlerin tamamen sorumsuzluğunu da getirdiniz, bunun ortadan kaldırılması da gerekiyor. Ben maddelerde ayrı ayrı görüşlerimi bildireceğim ama şimdi tarihe not düşürmek açısından bazı rakamlar vermek istiyorum.

(Uğultular)

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Seni kimse dinlemiyor Sayın Alpay kardeşim, kimse dinlemiyor.

BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Arkadaşlar, biraz sessizlik.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Değerli arkadaşlar, çok biliyorsanız dışarı çıkın. Bu kadar olmaz ama!

BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Biraz sessizlik arkadaşlar.

Buyurun Alpay Bey.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Ha, işte bu, bakın, 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde Türkiye kaçıncı sırada? Bundan utanın, 139 ülke arasında 117'nci sıradayız. Burası güya Adalet Komisyonu, buraya kanun getiriyorsunuz, burada kanun yapacağız! Bürokratlar dışarıya çıkar girer, bürokratlar yanındakiyle konuşur; ondan sonra gelecekler burada bizim eleştirimizi dinleyecekler, eleştirimize göre hüküm verecekler veya düzeltme yapacaklar; nerede! Gelen gidiyor. "Toplu oylama yapalım." diyelim, hepsini yarım saatte çıkartalım; en güzeli o. Adaletçilik mi oynuyoruz, hukukçuluk mu oynuyoruz, milletvekilliği mi oynuyoruz? Bir aynaya dönün, kendinize bakın ya! 139 tane ülkeye bakıyorsunuz, Türkiye 117'nci sırada. Kim var arkamızda? Uganda var, Etiyopya var, Zimbabve var, Kamerun var, Mısır var, Afganistan var ya. Hukukun Üstünlüğü Endeksi "İktidar Üstünde En Az Denetimin Olduğu Ülkeler" kategorisinde Türkiye kaçıncı ülke, biliyor musunuz? Hukukun Üstünlüğü Endeksi "İktidar Üstünde En Az Denetimin Olduğu Ülkeler" kategorisinde Türkiye 113 ülke arasında 3'üncü sırada. Üstümüzde Zimbabve ve Venezuela var. Denetim yok, hâkimlerimiz maşallah Allah'a emanet, idare deseniz, ondan daha beter. Liyakat kalmayan bir devlet idaresinde işler doğru düzgün yürümüyor. Burada daha önce avukatlık yapan meslektaşlarımız var; eski bürolarına sorsunlar, avukat meslektaşlarına sorsunlar. İcraların hâline bakın, adliyelerin hâline bakın; onu bırakın, kamu kurumlarının hâline bakın, kimse doğru düzgün iş yapmıyor. Biz bunlarla uğraşacağımıza, geliyoruz, burada milletvekilciliği oynuyoruz, yasama faaliyeti yapıyoruz güya. Peki, hükûmet şeffaflığı konusunda kaçıncı sıradayız? 113 ülke arasında 90'ıncı sıradayız. Peki, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi sırasında kaçıncı sıradayız? 180 ülke arasında 155'inci sıradayız. Bunlar sizi hiç üzmüyor mu? Türkiye, geri kalmış bir üçüncü dünya ülkesi mi, Afrika ülkesi mi, Orta Doğu'da bir ülke mi, kabile devleti mi? Bunlara bakın arkadaşlar, ey değerli bürokratlar; kanun teklifi yapacaksanız önce bunlara bakın. Hâkim yardımcılığı... Sanki hâkim yardımcısı atadığınız zaman, savcı yardımcısı atadığınız zaman adliyede nerede oturtacaksınız? Bunu düşündünüz mü? Adliyelerde yer mi var? Hani Ankara Adliyesi? Adliye Ankara'da 5 mi, 8 mi, 10 mu? Ben bilmiyorum. Her yerde öyle. Mersin Adliyesi dolu; Adana Adliyesi yeni bitti, dolu; Türkiye'deki bütün adliyeler dolu. Cezaevi yapmakla övünen bir iktidar... Adliyeler dolu. Şimdi hâkim yardımcıları, savcı yardımcıları... Nerede oturtacaksınız? Sayın Adalet Bakanlığı yetkilileri, buna bir çözüm düşündünüz mü?

Yolsuzluk Algısı Endeksi'ne hiç girmiyorum. Türkiye 2001 yılında 54'üncü sıradayken şimdi nerede tahmin edin? On yılda 96'ncı sıradayız, maşallah!

Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye, AKP iktidara ilk geldiği dönemde, 2002 yılında 180 ülke arasında 99'uncu sıradaydı, şimdi "açık hava gazeteciler hapishanesi" diye anılıyoruz bütün dünyada.

Dünya Barış Endeksi'nde 163 ülkenin barışçıllık seviyesine göre 150'nci sıradayız, son 13. Daha da önemlisi, Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'na göre Türkiye 2016 yılında 140 ülke arasında 130'uncu sıradayken 2017 yılında 131'inci sıraya, 2021 yılında ise 133'üncü sıraya geriledi. Yükseleceğimize, durumu düzelteceğimize devamlı geriye doğru gidiyoruz.

Kadına şiddet artıyor. İstanbul Sözleşmesi'nden çıktık, 6284 sayılı Yasa'yı doğru düzgün uygulamıyoruz. Ey Adalet Bakanı temsilcileri, buradasınız, güzel bir madde var burada teftiş için; hâkim ve savcıları denetliyor musunuz? Doğru düzgün karar veremeyenleri ne yapıyorsunuz? Adam duruşma yapamıyor ya, duruşma yapamıyor; yazı işleri müdürünü çağırıyor. Duruşma yapsa karar veremiyor. Karar verse kararı yazamıyor. Karar yazacak diye vatandaş aylarca bekliyor. Ankara'da bir sulh hukuk hâkimi vasiye bir izin... Oğlu ona bir tane engelli arabası alacak, üç haftada kararı yazamadı ya! Arabanın fiyatı ondan sonra yüzde 50 zamlandı.

Türkiye'de çocuklara yönelik cinsel istismar oranı ne kadar arttı biliyor musunuz? Yüzde 443. Türkiye OECD ülkeleri içinde çocukların fırsat eşitliğinde 35 ülke arasında 35'inci sırada. Bundan utanmıyor muyuz? Ne yapıyoruz? Genel Kurulda avukatlık stajıyla oynuyoruz, burada noterlik mesleğiyle oynuyoruz. Hâkim ve savcılık mesleğini düzeltecekseniz bütün tarafların katılımıyla, baroların katılımıyla, onun dışındaki tüm partnerlerin katılımıyla oturup toplantılar yaparak daha yetenekli, daha doğru düzgün kanunlar yapılabilecekken "Biz yazdık, oldu." diyerek getiriyorsunuz. Bakalım ne olacak?

Peki, tutuklu, hükümlü sayısı 2002 yılında kaçtı biliyor musunuz? 59.429; şimdi 314.503 yani yirmi yılda yüzde 300. Niye Türkiye'de suç bu kadar artıyor? Bunu inceliyor musunuz? Adli psikoloji, kriminoloji, bu bilimlerin yardımıyla istatistiklere bakıyor musunuz? Hayır. "Yazalım kanun tekliflerini, getirelim Meclise, nasıl olsa olduğu gibi çıkar." Ama Türkiye yönetilmiyor işte, Türkiye böyle savruluyor, biz de burada güya kanun çıkarıyoruz.

Sayın Başkan, söyleyecek çok şey var ama ne söylesek boş. Türkiye'yi artık ne olursa olsun bir seçim bekliyor. Sayın milletvekilleri, 2023 Haziranla ilgili... İster bir hafta sonra olsun, ister üç ay sonra olsun, ne zaman olursa olsun, o seçim gelecek ve halk kendi iradesini o sandıkta görecek; o zaman da Türkiye nasıl bir şekilde ilerleyecek, hep beraber göreceğiz.

Teşekkür ederim.