BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, değerli arkadaşlar; ben de müsaadenizle usul hakkındaki eleştirilere kendi yorumlarımı yapayım. (Uğultular)

Değerli arkadaşlar, biraz sessiz olabilirsek sevinirim.

Öncelikle, temsil düzeyi konusunda biz de aynı hassasiyeti taşıyoruz ve kurumlarımıza da, meslek kuruluşlarımıza da her kanunda bunları yazıyoruz, iletiyoruz. Kamu kurumlarını kontrol etme konusunda daha fazla inisiyatifimiz var ama meslek kuruluşlarına tabii, bir şey dayatmamız mümkün değil, kendi takdirleri ama biz de sizin temenninize katılıyoruz. Meslek kuruluşlarından da daha üst düzeyde bir temsil beklediğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Buradaki arkadaşlar iletirlerse seviniriz Komisyonumuzun beklentisi olarak. Katılmayanların da katılmalarını tabii ki temenni ediyoruz. Bazı meslek kuruluşları gelmiyorlar, katılmıyorlar ya görüşleri olmadığı için ya bilemiyorum başka bir sebepten ama gelmelerinde büyük fayda var. Biz davet ediyorsak konuyla ilgili gördüğümüz için davet ediyoruz. Gelip görüşlerini ifade etmelerinden de mutluluk duyarız.

Diğer taraftan, burada kamu açısından bakarsak gene Bakan Yardımcımız burada, ilgili Bakan Yardımcımız, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcımız burada. Konunun direkt muhatabı yine Arda Bey Genel Müdürümüz, Varlık Fonu Genel Müdürü de yolda. Maalesef bir aksaklık yaşandı ama burada olacak kendisi, onu da bekliyoruz.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, bir şey ilave edebilir miyim?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir tamamlayayım da, bir şeyi bozmayayım sonra tekrar dönebiliriz.

Diğer taraftan Sayın Paylan'ın eleştirileri oldu, "Sosyal kesimlerin taleplerini biz görüşmek isterdik." dedi. Önümüzdeki günlerde, haftalarda zaten biliyorsunuz bu konularda ciddi bir hazırlık var. Bir, 3600 başta olmak üzere çeşitli hususları ilgilendiren bir paket gelecek, Meclisimiz kendi değerlendirmesini yapacak, takdirini kullanacak; orada görüşlerinizi, sosyal taraflarla ilgili, özlük haklarıyla ilgili çalışanların beklentileriyle ilgili görüşlerinizi rahatça ifade edebilirsiniz yani o konularla bu konular birbirini dışlayan meseleler değil. Tabii ki ekonomiyle ilgili konular da olacak, sosyal alana ilişkin teklifler de olacak. Aslında ekonomiyle ilgili hadiseler sonuç itibarıyla sosyal hayatı da ilgilendiriyor. Ekonominizi büyütemezseniz, ekonominizi geliştiremezseniz, ekmeğinizi büyütemezseniz bunu paylaşmanın da bir anlamı kalmaz, paylaşamazsınız da. Dolayısıyla ekonomik politika ile sosyal politika aslında birbirini bütünler, bunlar birbirinden kopuk alanlar olarak da algılanmamalı diye ifade etmek istiyorum.

"Niye bizim önerileri almıyorsunuz, sadece iktidardan gelenleri alıyorsunuz?" diye bir eleştirisi oldu yine Sayın Paylan'ın. Şimdi, Sayın Paylan, daha önce de ifade ettim, tabii ki muhalefetin görüşleri değerli, kıymetli, zaman zaman da doğrusu etkili de oluyor Komisyonda, Genel Kurulda, bunu hep birlikte yaşıyoruz. Bir müzakere süreci demokrasi. Bu müzakere süreci içinde zaman zaman Komisyonun önerilerine bakılarak birtakım değişiklikler Komisyon aşamasında veya Genel Kurulda yapılabiliyor, bütün dünyada olduğu gibi bizde de böyle. Ama bir taraftan da şunu görmemiz lazım: Bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi yine Türkiye'de de seçimle bir çoğunluk oluşuyor, Mecliste bir çoğunluk oluşuyor. Bu çoğunluğun seçim zamanı vatandaşa verdiği taahhütler var, sözler var, programı var, bunu vatandaşın önüne koyuyor bütün partiler, vatandaş bir tercihte bulunuyor; filanca, falanca partiler daha çoğunlukta olsun diye belli bir dönem bir tercihte bulunuyor. Dolayısıyla o programın hayata geçmesine bir anlamda onay vermiş oluyor vatandaşımız. Bu da doğal olarak Meclisteki çalışmalara yansıyor. Çoğunluğu kim o dönem temsil ediyorsa onun gündeme hâkim olması son derece demokratik bir durumdur. Ha, bir sonraki seçimlerde vatandaş performansına bakar partilerin, hükûmetlerin, Meclislerin kendi takdirini kullanabilir ama hiçbir demokraside daha az oy alanların gündemi belirleyip programını uygulamasıyla karşılaşmazsınız herhâlde, bunu da çok garipsememek gerekir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Altı ay sonra...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama bir taraftan da yine belirtiyorum: Elbette ki muhalefetin görüşleri de kıymetli, değerli ve zaman zaman da dediğim gibi bu ifade edilen görüşlerle çeşitli değişiklikler yapılabiliyor, çeşitli konularda ortak çalışmalar da yürütülebiliyor.

Cuma günü sağlıkla ilgili paketi niye gündem yaptık? Kırk sekiz saati de aştı doğrusu, üç gün sonrasına koyduk, genelde kırk sekiz saat sonrası oluyor, bu sefer biraz daha uzadı çünkü Sağlık Komisyonunda da bu görüşülecek, onun raporunu da alıp Plan ve Bütçede görüşeceğiz, böyle bir usul takip ediyoruz bu sefer.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Niye bu acele?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İzah etmeye çalışıyorum.

Şimdi son aylara geldik, haziran ayındayız, Meclisimizin ne kadar çalışacağını da tam kestiremiyoruz ve yeni paketler de gelecek az önce bahsettiğim gibi, dolayısıyla sağlık çalışanlarımızın, camiamızın da uzun süredir bir beklentisi var, bu dönem bunun çıkarılması açısından Komisyonumuzun üzerine düşeni yapmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Belki bizi biraz yoracak dediğiniz gibi, her partiden arkadaşlarımız programlarını değiştirmek zorunda kaldılar. Sadece Milliyetçi Hareket Partisine teşekkür ediyorum, bütün üyeleri bu hafta sonu görevlendirilmişti, sağ olsunlar, hepsi iptal ettiler programlarını, bizim yine AK PARTİ'den arkadaşlarımız aynı şekilde. Bu bizim birinci işimiz tabii.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Pazartesiye bırakamaz mıyız?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Meclisteki kanun yapma süreci bizim birinci işimiz. Dolayısıyla dediğim gibi, başka birtakım meseleler de var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Pazartesiye bırakalım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, artık onu ilan ettik, herkes programlarını yaptı, sizin anlayışınızı bekliyoruz bu konuda. Vatandaşımızın, sağlık camiamızın da beklentileri var, onları da bir an önce karşılamamızda fayda var. Cuma günkü programları biraz öteleyebilirsek cumartesi pazara, başka günlere. Madde itibarıyla çok büyük bir paket değil, inşallah, cuma günü tamamlayacağımızı öngörüyoruz.

Evet, şimdi Sayın Cinisli, buyurun.