MURAT DEMİR (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; herkese hayırlı günler.

Gemi, sektör olarak da benim yakından tanıdığım bir sektör olduğu için ben de arkadaşın söylediği konularda bazı bilgiler vereyim.

Tabii, 2008 öncesi Türkiye'de değil dünyada denizcilik sektöründe ciddi bir kriz yaşandı ve bu kriz hâlâ devam etmekte. Toparlanılamayan bir kriz. Türkiye'nin de denizcilik sektöründe, gemi üretimi ve tersaneler sektöründe gerek Çin gerek diğer Asya ülkeleriyle rekabet etmesi şu şartlarda mümkün değil gerçekten, fiyatlar anlamında. Ama şu anda Türk tersanelerinde, özellikle tamir ve onarım anlamında baktığımız zaman aslında iyi bir konumdayız. Bugün, baktığımız zaman, Yalova'nın Tuzla, diğer tersaneleri... Ama bazı koster tür gemilerin, özellikle geri dönüşüme katılması gereken gemilerin de bazı ülkelerde süresi dolmasına rağmen çalışma imkânları bulduğunu biliyoruz. Burada, tabii ki -belki ülkemizde de var ama- daha da ciddi denetimlerle bunları geri dönüşüme mutlaka kazandırmamız lazım çünkü günlerini tamamlamış çok gemi var şu anda piyasada. Bunun da ekonomiye ciddi bir katkı sağlayacağına ben de inanıyorum.

Sayın Demir, buyurun.

MURAT DEMİR (Kastamonu) - Sayın Başkan, bazı büyük tonajlı gemilerin denizleri kirlettiğini hep birlikte görüyoruz. Bunlar da, tabii, sintine atıklarını açık denizlere çıktıkları zaman, ne kadar denetim yapılsa da, bir şekilde denize bırakıyorlar ve bunlar da bizim sahillerimizdeki kirliliklere ve balıkların gerçekten etkilenmesine neden oluyor. Hatta geçtiğimiz günlerde Türk Hava Yollarının pilotlarının çok dikkatli bir şekilde Marmara Denizi'nde sintinesini boşaltan bir gemiyi aniden şikâyet ettiğini de biliyoruz, bu basına da yansıdı.

O yüzden, bu tür büyük gemilerin açık denizlerdeki denetimleri ne kadar yapılsa da maalesef engelleyemediğimiz zamanlar da oluyor. Bu da denizlerimizi -arkadaşımızın, ağabeyimizin bahsettiği gibi- daha sonra denizlere, kıyılara yaklaşan bu kirlilik sahillerimizi kirletiyor. Bunlarda denetimin daha sıkı, üst düzeye çıkarılması gerektiğine inanıyorum çünkü ben biliyorum bunların yapıldığını.