| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Kayseri Milletvekili İsmail Tamer ve 51 Milletvekilinin, Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4485) (Tali komisyon) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 08 .06.2022 |
HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Zaten biraz gecikmiştik, hazırunu tekrar saygıyla selamlıyorum.
Yemek sonrası biraz geciktik ve 1'inci maddeyi de kaçırdık. O zaten olumlu bir değişiklik ama bu, aile hekimliği sistemiyle ilgili problemlerin de tümüyle çözülmesi gerekiyor. Böyle sürekli tarih uzatarak bu sorunun çözülemeyeceği, hızlı bir şekilde eğitimlerinin tamamlanması için adım atılması gerektiği kanaatindeyim ve bununla ilgili, Bakanlığın hızlıca bir program çıkarıp aile hekimlerinin uzmanlık konusundaki eğitimlerinin tamamlanması gerektiği düşüncesindeyim.
Şimdi, 2'nci maddeyle ilgili bu değişiklik aralık ayında gelen maddeye oranla, gerçekten çok ciddi anlamda daha geride olan, yetersiz olan bir değişiklik. Sağlık emekçilerinin, hekimlerin emekliliğini etkileyecek düzenleme resmen Cumhurbaşkanının, AKP Genel Başkanının Sağlık Bakanını fırçalamasından sonra bayağı bir kırpılmış, ondan sonra bu oranlar 33.000'den, 40.000'den, görüldüğü kadarıyla 20.000 ve 26.000'e düşürülmüş. Şimdi, şunu özellikle belirteyim: Bu düzenleme de yetersiz kalacaktır. Zaten Türkiye'de muazzam bir kriz var, muazzam bir devalüasyon var, açlık sınırı çok ciddi anlamda yükselmiş, zannedersem 6 bin küsur, yoksulluk sınırı zaten 13 bin küsur. Bu düzenlemeyle dahi hekimlerin emeklilikte yoksulluk sınırının altında bırakılması durumu söz konusu. O açıdan, bu rakamların 30.000 ve 40.000 göstergeler üzerinden hesaplanması daha doğru olacaktır çünkü önümüzdeki süreçte zaten hani, Hazine ve Maliye Bakanı da söylüyor "Para dibi gördü." diyor ama dolar daha da yükseliyor ve devalüasyon devam edecek, enflasyon da görünen o ki artacak çünkü yüzde 70 oranında bir rakam çıktı geçen ay, önümüzdeki süreçte de daha da artacağı biliniyor. Yani bu hâliyle bırakılırsa işte, beyin göçünün olması konusunda bence ciddi anlamda zemin hazırlanmış olur. Ülkenin binbir zorlukla yetiştirdiği hekimler âdeta, gerçekten, o lafın, "Giderlerse gitsinler." lafının gereği şeklinde dışarıya altın tepside sunulmuş olacaktır. O açıdan, düzenlemenin tekrar gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyim ve bu noktada da bununla ilgili de rakamların tekrar, eski, o aralık teklifindeki rakamlara ulaştırılması lazım ama bu maddeyle ilgili daha vahim bir konu var, o vahim konu da şu: Yani sağlığı bu kadar ayrıştıran, hekimler ile sağlık emekçilerinin iş barışını bozan düzenlemenin doğru olmayacağı kanaatindeyim. Emeklilikle ilgili, özellikle diğer sağlık personellerinin de yararlanması noktasında bir adımın atılması gerektiği düşüncesindeyim çünkü ülkemizde çok sayıda hemşirenin, işte, diyetisyeninden tutun da fizik tedavicisine kadar, radyoluğuna kadar çok yetkin olan personellerin çalıştığı bir ülke ve bu insanların emekliliğiyle ilgili bir düzenlemenin yapılmaması bence doğru olmayacaktır ve iş barışını da bozacaktır.
O açıdan bu düzenlemeyle ilgili diğer sağlık personellerinin de eklenmesi gerekiyor. Aslında, temelde baktığınız zaman, sağlık alanında çalışan herkes, yani sağlık tanımında olmayan kişilerin de bu düzenlemelerle ilgili, bu değişikliklerle ilgili kapsam alanına alınması gerekiyor çünkü yoğun bakımda, atıyorum, cihazların temizliğini yapan personel arkadaş sağlık tanımında değil ama büyük bir risk altındadır, çok ciddi anlamda sıkıntı yaşıyordur. Temizlik personelinden tutun da teknik anlamda orada cihazların sorununu gideren ya da başka çalışmalar yapan bütün arkadaşlar da dâhil. O açıdan, bence sağlık alanında her nerede çalışıyorsa çalışsın, hangi sıfatla çalışıyorsa çalışsın bu noktada emeklilikle ilgili düzenleme yapılması lazım, onlara bununla ilgili bir değişiklik yapılması lazım. Aslında, hekim arkadaşların, özellikle meslek odamızın bu konudaki önerisi şudur: Yani bu şekilde sabit ödenen miktarın bir kısmının, işte döner sermayeyle verilen ücretin bir kısmının sabit ödemeye alınması, ondan sonra emekliliğe o şekilde yansıtılmasından ziyade aldıkları maaşların tümünün emekliye yansıtılması ve bununla ilgili emekli olunduktan sonra da ne kadar katma değer katmışsa, ne kadar ücret almışsa bütününden bu prim kesintilerinin yapılarak o şekilde emekli edilmesi gerektiği düşüncesi var. Maaşların da zaten sabit bir değer üzerinden belirlenmesi, yani bu şekilde performansa dayalı döner sermaye sisteminin olduğu, işte ücretlerin bir kısmının Emekli Sandığına yansıtıldığı, bir kısmının yansıtılmadığı sistemden vazgeçilmesi talebi var, bence de doğru bir talep. Bu konuyla ilgili bence bunun yeniden değerlendirilmesi ve sanırsam gösterge olarak da en üst düzeyde bir gösterge değeri olarak emekli sandıklarının değerlendirilmesi talebi vardır.
Ben şimdilik bunları söyleyeyim, teşekkürler.