KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, ben de söz istiyorum, demin maddede bir karışıklık olmuştu.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Normalde madde üzerindeki sözleri önce konuşup sonra önerge sahibi olduğu için arkadaşımıza söz verdim dolayısıyla...

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ama ben 3'üncü maddede olduğumuzu düşünüyordum Sayın Başkan.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Maddeyi oylayalım, sonra yine söz veririz. Bir sonraki maddede söz verelim.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ama bu maddeye ilişkin konuşacağım Sayın Başkan, kısa bir şey söyleyeceğim.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Geç kaldınız.

Teklif metninin 2'nci maddesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Demokrasi anlayışınıza hayranım gerçekten.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - 3'üncü maddenin görüşmelerine geçiyoruz.

3'üncü madde üzerinde söz talebi var mıdır?

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, usul açısından bir şey ifade edebilir miyim?

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Şimdi, biz, az önce Komisyona geç geldiğimiz için arkadaşımıza sorduk, 3'üncü maddede olduğu düşünüldü ve ben 3'üncü maddenin notlarını çıkarmıştım. 2 olduğu söylendi, onun için arkadaş önce konuşsun, ben o sırada notuma bakayım dedim.

Şimdi, böyle tamamen teknik, zaman almamak bağlamında notlarımı karıştırıp da bekleyip söz kullanabilirdim ama ben hazırunun zamanını almamak açısından o sırada notlarıma bakmayı tercih ettim.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Ben anladım, siz 3'üncü madde üzerinde konuşmayacak mıydınız?

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Hayır, konuşacağım.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Biz 3'üncü maddeye geldik, buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ama ben 2'nci madde üzerinde de konuşacağım Sayın Başkan ve siz "Önerge üzerinden tamamını konuşuyoruz." dediniz. Sonra Habip Bey'e söz verip "Önerge üzerinden konuşturdum." dediniz. O zaman, benim üzerine olan konuşma hakkımı şu an da kullandırmamış oldunuz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Habip Bey önerge sahibi olduğu için daha önce konuştu.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ama üzerine de konuşuyoruz, üzerine konuşmayı açmıştınız Sayın Başkan. Böyle bir usul yok ki, yani en azından asgari bir demokratik işleyişimiz olsun şurada, biz milletvekiliyiz, Komisyon üyesi değiliz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Değerli Milletvekilim, burada sadece asgari değil azami demokratik usulleri işlettiğimize ben yürekten inanıyorum, arkadaşlarım da inanıyor.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, o zaman söz hakkımı verin lütfen.

RECEP ŞEKER (Karaman) - Hayır, size soruldu, "2'nci maddede konuşmayacağım, 3'te konuşacağım." dediniz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Veririm şimdi, bu maddede konuşursunuz. Siz "Konuşmayacağım 2'nci maddede." dediniz Hanımefendi.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Hayır, konuşmayacağım demedim, ben 3 sanıyordum dedim Sayın Başkan.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Ne bileyim 3 sandığınızı, ben müneccim miyim?

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ama öyle ifade ettim Başkanım.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Hanımefendi, ben müneccim miyim ya?

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ben öyle ifade ettim.

RECEP ŞEKER (Karaman) - "2'de konuşmayacağım, 3'te konuşayım." dediniz.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ya, bu kadar kıyametlik bir şey değildi, bitirmiştim arkadaşlar.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Arkadaşlar, 3'üncü madde üzerinde konuşmak isteyenler?

Size söz veriyorum, buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Burada, bu kadar esaslı bir şeyi konuşurken üç dakikalık, iki dakikalık konuşmalara tahammül edilmemesini gerçekten anlayabilmiş değilim. Burası Meclis...

RECEP ŞEKER (Karaman) - Ya "Tahammül edilmiyor." diyorsanız artık yazık ya! Bir buçuk saattir konuşuyorsunuz ya.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Evet, söylüyorum çünkü bakın, demin ben kişisel bir yanılgımı ifade ettim, o sırada da sizi meşgul etmemek açısından kendim bakacağım dedim ama söz hakkı verilmedi.

RECEP ŞEKER (Karaman) - "Kendim bakacağım." demedin, "Ben 2'nci maddede konuşmayacağım." dedin.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Hayır, ben 3'te miyiz...

RECEP ŞEKER (Karaman) - "2'nci maddede konuşmayacağım, 3'te konuşacağım." dediniz.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Şimdi konuşun ya, problem değil.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Neyse, bunu ifade etmiş olayım.

İkinci bir şey, demin ben tamamı üzerine konuşurken Sayın Bakana atıfta bulunmuştum. Sayın Bakan söz hakkını kullanırken şöyle bir şey kullandı, dedi ki: "Şunu, şunu, şunu, şunu yapanları söyleyen varsa yalancıdır." Ben dedim ki evet, biz söylüyoruz. Bakan bizi yalancılıkla itham etti. Öncelikle bunu iade ettiğimi... Bakan Bey düzeltiyorsa düzeltsin, tutanaklara böyle geçti, biz yalancı değiliz. Bizim durduğumuz yerden böyle eleştiriyoruz, böyle algılıyoruz, böyle değerlendiriyoruz; bunu yalancılık olarak itham edemezsiniz. Yanlış düşünüyor olabiliriz, yanılgılı düşünüyor olabiliriz sizin açınızdan ama "Yalancı." diyemezsiniz çünkü biz bunu bizzat yaşıyoruz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Ben genel konuştum.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ben öyle ifade edeyim o zaman Sayın Bakan.

Şimdi, maddeye gelecek olursak. Şimdi, bu 3'üncü madde aslında ek ödemelerle ilgili bir madde ama ona geçmeden önce 2'nci maddeyle ilgili olan kaydımı da geçirmiş olayım ben tutanaklara. Şimdi, 2'nci maddede TTB'nin önerisine ve sizin aralık ayında getirdiğiniz öneriye tekrardan geri dönmenizi önemle altını çiziyoruz yani o da nedir? 17000 ve 26000 yerine aslında 33000 ve 40000 katsayılarının getirilmesini istiyoruz.

İkinci bir şey, sadece diş hekimlerini ve hekimleri kapsamışsınız, biz bu anlamda bunun yetersiz olduğunu düşünüyoruz, sadece kamudan emekli olan hekimleri kapsamışsınız, bunun da yetersiz olduğunu düşünüyoruz; BAĞ-KUR emeklilerinin ve kamu dışı emeklilerin de bu kapsama alınması gerektiğini özel olarak ifade edelim. Ayrıca, burada emekli hemşireler, emekli laborantlar, emekli teknikerler ne olacak; onlara da bir yanıt oluşturmanız gerekiyor, hepsi şu anda açlık sınırının altında emekli maaşı alıyorlar.

3'üncü madde açısından da bu ek ödemeler meselesi çok tartıştığımız bir şey, sürekli konuşuyoruz, sürekli başa dönüyoruz. Ya, biz şunu anlayabilmiş değiliz gerçekten: Neden siz bütün verdiğiniz ücreti emekli keseneğine kesmiyorsunuz? Yani siz birine para veriyorsunuz ama emekliliğine yansıtmıyorsunuz, gerçekten anlayabilmiş değiliz. Ya, parayı veriyorsunuz tamam, 5 lira mı veriyorsunuz, o 5 lirayı emekli keseneğine yansıtın yani talep burada bu. Burada bir hukuksuzluk yok ya da sizi zorlayacak bir şey yok. Onun için Bakanlığın bundan imtina etmesi insanları sürekli çalışmak zorunda bırakıyor. Neden? Çünkü emekli yoksulluğu diye bir şey var yani benim bir sürü hemşire arkadaşım var, yaşı gelmiş, tansiyon hastası, şeker hastası ama emekli olamıyor. Neden? Çünkü 3600 sayılı ek göstergesi yok, çünkü aldığı döner sermaye emekli keseneğine kesilmiyor, yoksullaşacağı için emekli olmaktan imtina ediyor; bunu gelin, böyle yapın.

İkinci bir mesele, bu hemşireler açısından ve diğer bütün yardımcı sağlık personeli açısından. Şimdi, ben 7/24 nöbet tutuyorum, yüksekokul, fakülte mezunu hemşire de tutuyor, iki yıllık ön lisans mezunu hemşire de tutuyor, meslek lisesi mezunu hemşire de tutuyor; şimdi, bunlar arasındaki, döner sermaye arasındaki katsayı farkında da bir adaletsizlik var, bu da bir sorun yani düşünün, biz aynı iğneyi yapıyoruz, ben yüksekokul mezunu olduğum için daha fazla döner sermaye alıyorum, kolej mezunu olan ya da iki yıllık ön lisans mezunu olan hemşire arkadaşım...

Ne oldu?

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Arkadaşımızla konuşuyoruz.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - ...daha az alıyor; burada da bir adaletsizlik var Sayın Bakan, bunun da düzeltilmesi gerekiyor yani biz maaşta evet, lisansa, liyakate yani eğitim seviyesine göre bir düzenlemenin kesinlikle yapılması gerektiğini, hemşirelik ve diğer bütün meslekler açısından fakültenin, dört yıllık eğitimin mutlaka bir temel kriter olması gerektiğini düşünüyoruz fakat bunun dışında, çalışanın emeği üzerinden kazanılan, aynı hizmetin üretiminden doğan katma değerin geri dönüşümünde, bölüşümünde bir hiyerarşik, bir diploma farkının olmaması gerektiğini söylüyoruz. Burada buna yönelik de bir düzenleme yapılırsa en azından iyi olacaktır diye ifade etmiş olayım.

Bir de -demin de söyledim- belediye hastanelerindeki hekimler açısından ve belediye hastanelerinde emekli olanlar açısından da -kamuya giriyor mu, tam şeyini bilmediğim için- bir düzenleme yapılmasının özel olarak tekrardan altını çizmek isterim.