TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Gerekçeniz tatminkâr değil Sayın Emre'nin söylediği gibi, Sayın Genel Sekreterin söyledikleri de aslında çok tatminkâr değil. "Bu süreç içerisinde zaten yükü azaltamamış bir kadroyu aynen devam ettireceğiz." diyorsunuz; böyle bir tablo var. Sorun başka bir yerde düğümleniyor, bataklığı görmezlikten gelirsek bunları yaşayacağız.

Birbirine düşmüş bir toplum yarattınız, ekonomik yapı itibarıyla ihtilafları artırdınız, idari yapıda yaptığınız hukuksuzlukların tamamı kapıya dayanıyor, idare mahkemelerinde, Danıştayda dava doldu taştı; OHAL dönemi sonrasında ve içinde yaptığınız dünya kadar hukuka aykırılıklar var, dava olarak kapınızda geziyor ama hiçbiriniz demiyorsunuz ki daha barışçıl, daha huzura dayalı, daha adaletli, daha dengeli bir toplum yaratırsak bu ihtilaflar azalır. İhtilafların artma olasılığı kanuna giriyor ise orada devlet zaten büyük bir problemle karşı karşıya demektir. Bakınız, buradaki gerekçede diyor ki: "Mevcut ihtilafların böyle devam edeceği ve artabileceği..." Hukuk camiası hukukta ihtilafların artacağını öngörüyor. Nerede? Devletle davalık olduğumuz alanlarda; devlet, adaletsiz demek, kurumlar adaletsiz. Bu davaların ne kadarı kimin lehine kimin aleyhine sonuçlandı diye buraya bir sonuç getirdiniz mi? Anayasa Mahkemesi dönem dönem rakamlar açıklıyor; hak ihlalleriyle dolu bir ülkede yaşıyoruz. Aynı şeyleri idari yargı üzerinden de hiç takip ettiniz mi; ne devletin lehine sonuçlanıyor ne devletin aleyhine sonuçlanıyor? Döneminizdeki partizan uygulamalar, ön yargılı uygulamalar, liyakate dayalı olmayan uygulamaların dava konusu olması kadar normal ne vardır? Bataklığı devam ettireceksiniz sonra da idari yargı içerisinde başka hâkimlerin hakkı olabilecek bir kariyeri işgal ettireceksiniz, devam etsin; etsin. Niye? "İstanbul Sözleşmesiyle ilgili güzel karar veriyor ya, devam etsin tabii ya, biraz daha devam etsin; önümüzdeki dönemde İstanbul Sözleşmesi gibi birkaç konu daha gelirse aynı kararları verir." Biz razı değiliz kardeşim. Biz bu yapılardan razı değiliz, sizin rızanızın olması bu yapıların ilanihaye 2026, 2028, 2030'a kadar devam etmesi anlamına gelmez. Türkiye çöküyor, hukuk yoluyla devleti çökertiyorsunuz. İdari yargıda da dünya kadar tıkanmışlık söz konusu bu anlamda. Hiçbir kararın hakkaniyetli olduğu konusunda insanlar ikna değiller. Siz aynı hakkaniyetsiz kadrolarla devam etseniz ne olur devam etmeseniz ne olur ya? Şekilcilik. Gerekçeniz ele veriyor sizi "İhtilaflar artacak." Ya, yarın bu ülkede adaletli bir toplum oluşursa, dengeli bir toplum oluşursa, ekonomi düze çıkarsa, sosyal adalet gelişirse, açı yoksulu azalırsa, sizin iktidarınız gider vicdanlı bir iktidar gelirse niye ihtilaflar artsın; neye göre bu rakamları koydunuz buraya? İktidar değişti; güçlü, adaletli, liyakatli, her türlü hukuku eksiksiz uygulayan bir iktidar geldi, kimseye zulmetmiyor, idari yargıda iş yükü azalıyor. Bunu hiç düşündünüz mü? Her şeyimiz artacak mantığıyla. E, böyle bakarsanız böyle gidersiniz.

Açık net söylüyorum, ben bu gerekçeden ikna değilim, farklı önermeleriniz olabilirdi, dava dairelerinde farklı farklı çalışma biçimleri önerebilirdiniz. Dünyada var mıdır yok mudur; bilmiyorum. Elinizdeki dosyaları azaltmak istiyorsanız o dosyaların arttığı dönemin kadrolarıyla aynen devam etmeniz tentürdiyot tedbiri olacak, başka hiçbir işe yaramayacak.

Bizim ikna olmadığımız şeyleri burada geçirmeyi çok düşündüğünüz için tekrar tekrar anlatmanıza da gerek yok, onu da söyleyeyim, tekrar tekrar sakın anlatmaya kalkmayın çünkü bakış açınızda bir sağlıklılık söz konusu değil.

Teşekkür ederim.