KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, bu da yine ekonomik suç ve ekonomiye dair olan bir kanun maddesi. Bununla ilgili, bu kanun maddesiyle ilgili hemen söylemek gereken husus şudur bize göre: Aslında ülkenin temel sorunu adaletin olmaması ve adalete olan güvenin ne yazık ki çok çok aşağılarda olmasından kaynaklı, ekonomiye olan tesisinden kaynaklı bir krizin başka bir boyutunu biz yaşıyoruz.

Şimdi, ekonomik göstergeler aynı zamanda ülkenin hukuk güvenliğiyle de paralel olan bir alandır. Dolayısıyla, biz dünyadaki bu enflasyon, dünyadaki gıda krizi, dünyadaki mevcut olan bu pandemiden sonraki süreçteki krizin boyutlarına ve oranlarına baktığınız zaman Türkiye'de maalesef bu oran; gerçekten artık -diğer ülkelerden, az gelişmiş olan ülkelerden, dünyada ekonomisi kötü olan birçok ülkeden- neredeyse çok daha kötü bir aşamadadır. Bunun sebebi, ülkeyi çok iyi idare etmeyen bir iktidar var ve ne yazık ki demokrasiden uzaklaşmış, hukuk sistemini ayaklar altına almış ve adalete güvenin çok çok düşük olduğu, yüzde 30'lar civarında olduğu bu ülkede ancak böyle bir gerçek yaşanabilir. Dolayısıyla, şimdi, neden bu kadar ekonomik kriz yaşıyoruz? Neden bu kadar bir ekonomik çöküş yaşıyoruz, sosyal çöküş yaşıyoruz, siyasal çöküş yaşıyoruz? Bunun sebebi biraz önceki arkadaşlar da belirttiler asla ve asla dış güçler olamaz ve değildir de. Temel mesele, temel hak ve hürriyetlerinin esas alınmak suretiyle büyük reformların yapılması gerektiğine ilişkin olan tespitlerimizdir.

Şimdi, bu iktidarın Türkiye'de ilk iktidar olduğu dönemdeki ekonomik göstergelerin o denli iyi olduğu süreçleri de bir değerlendirdiğiniz zaman -o dönemde belki milletvekili olan birçok arkadaşımız da var veya toplumda bu gerçeği görenler de var- reformların ciddi olduğu, dünyanın neredeyse birçok ülkesine de örnek teşkil edebilecek bazı alanlarda reformlar yapıldığı, ekonomik göstergelerin ve ekonomik koşulların da o denli iyileşme gösterdiği süreçlerden geçtik biz. Dolayısıyla, adalete güvenin yüzde 30'un altında olduğu bir ülkede ekonominin iyileşmesi ve ekonomik göstergelerin iyi olduğunu söylemek mümkün değildir. Biz bir gecede yüzde 10 fakirleştikçe yine Türk lirasının değeri her gün düşerken bu kanun teklifiyle mal ve hizmet satımından kaçınmanın cezasının bir yıldan üç yıla kadar çıkarılması hayatın olağan akışına ve hayatın gerçeğine aykırı düşebilecek bir durumdur. Niye siz bu cezayı artırıyorsunuz? Çünkü ortada bir ekonomik kriz var, malını ve mevcut olan hizmetini bu şekilde sunmak istemeyen bir esnaftan bahsediyoruz. Neden sunsun? Çünkü dolar, euro, akaryakıt artışı ve aynı zamanda değerlerin bir gecede bile yüzde 10 oranında düşmesi, yüzde 10 oranında fakirleşmiş bir toplumla karşı karşıya kaldığımız gerçeğini de gözettiğimiz zaman, tabii ki, bu, kendi malını stok ettiği...

BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Abdullah Bey, Avukatlık Kanunu'nun geneli oylanacak, bir yarım saatimiz var, biraz toparlarsak...

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Toparlıyorum zaten az bir şey kaldı.

Yani bunlar göz önünde bulundurulduğu zaman tabii ki, esnaf malını satmaktan kaçınacak; dolayısıyla, işin gerçeği bu.

Ama bir iki cümle daha sarf ederek sözlerime son vermek istiyorum. Kamu kaynaklarının berhava edildiği bir ülkede yaşıyoruz maalesef. Güvenlikçi politikalarla savunma sanayisinden tutun kamu harcamaları çok ciddi boyutlardadır. Bunların hepsi ekonomiyi etkileyen ciddi göstergelerdir. İktidarın enflasyonu kontrol etme, ekonomik güvenliği tesis etme kabiliyeti maalesef kalmamıştır. Israr etmenin de bir gereği yoktur bize göre. Bize göre bu güven ortamının sağlamasının yolu da yöntemi de halkın önüne gerçekten sandığı koymaktır. Bu şekilde ancak artık biz bu sorunlara çözüm getirebiliriz. Bakın, neredeyse toplumun büyük bir kesimi uyuşmuş durumdadır çünkü gerçekten insanlar eza çekiyor. E, bu güvenlikçi politikalarla, bu yasakçı zihniyetle bu işe çözüm getiremeyiz. Bu şekilde bunda ısrar etmenin de gereği yoktur. Bu nedenle de bu kanun maddesinin de tekliften geri çekilmesini biz talep ediyoruz.