KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle kusura bakmayın sesimden dolayı, zaten onun için çok fazla konuşamayacağım. Normalde bu konuşmayı da yapmamam gerekiyordu ama önerge sahibi olarak gelen sorulara bir şekilde cevap vermem gerektiği kanaatine vardım.

ERHAN USTA (Samsun) - "Bir milletvekili" derken sizi kastetmemiştim.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Vallahi bilemiyorum kimi kastettiniz ama ben genel olarak, ben size cevap vermiyorum zaten, ben genel açıklama yapayım müsaade ederseniz.

Değerli milletvekilleri, Allah'a çok şükür Türkiye Cumhuriyeti bir demokrasi. Demokrasinin temel işlevi de egemenliğin millet iradesine dayanması. Biliyorsunuz ki Anayasa'mız bunu düzenlemiş yasaların ne şekilde yapılacağı, yasamanın ne şekilde çalışacağı hem Anayasa'da hem Meclis İç Tüzük'ün de ayrıntılı bir şekilde tanımlanmış. Kuşkusuz bu yasama işlevini yerine getirirken hem hükûmet tasarılarla hem milletvekilleri tekliflerle hem komisyonlarda ya da genel kuruldaki önergelerde çok farklı yerlerde kazanılmış tecrübeler, gözlemler, edinilmiş birikimler buraya katılır ama bütün bunlardan daha önemlisi de yasaların milletvekilleri tarafından yapılmasının sebebi milletvekillerinin temsil ettiği millet iradesinin son sözü söylemesidir. Kuşkusuz Dışişleri Bakanlığımız, Millî Savunma Bakanlığımız bunlar çok değerli çalışmalar yapmışlardır, girdi sağlamışlardır, fikir vermişlerdir. O çerçevede Hükûmet bunu değerlendirdiği zaman bir kanaat hâsıl olmuş ve bu kanaate istinaden de bir tasarı hazırlamış olabilir. Ancak bu hiçbir şekilde... Zaten böyle olsaydı bu komisyonda tartışmaya da, komisyonda önerge verme imkânının hatta genel kurulda önerge verme imkânının... Şimdi bakın bir başka komisyonun başkanıyla ilgili, sayın bir milletvekilimizle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Ben tabii şeyi bilmiyorum yani basında Sayın Tamaylıgil'in bahsettiği şeyi ben okumadım ancak müsaade ederseniz şöyle düşünelim...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Göstereyim, okuyun isterseniz, "5 Ocakta geçecek." diye müjde veriyor.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Şimdi, bu sayın milletvekilimiz bir milletvekili olarak Genel Kurulda bu yasa görüşülürken önerge verme hakkına, yetkisine sahip midir? El hak sahiptir. Orada verdiği oyla bu önergenin ya da yasanın kabul edilmesine ya da kabul edilmemesine hak sahibi midir? Hak sahibidir. Kuşkusuz böyle bir durumda bu konuyla ilgili bu yaptığı yorumu da ben iyi niyetle bu şekilde yorumlamak gerektiğini düşünürüm. Hepimizin burada çeşitli değerlendirmeleri olabilir. Değerli arkadaşlar, bunu kabul etmezsek yani yapılan çalışmaların dışında milletvekillerinin de bir tek milletvekili bile olsa gerekirse verdiği önergeyle, verdiği oyla burada neticeyi değiştirebilecek bir etki sahibi olacağını kabul etmezsek demokrasinin temeliyle ilgili ciddi bir sıkıntı doğar. O bakımdan, Hükûmet, yapılan, kendisine sunulan çalışmaları ve Bakanlar Kurulumuz yaptığı tartışmalar neticesinde bir kanaat sahibi olmuştur ama ondan sonra geçen zamanda farklı bilgiler, farklı deneyimler ya da toplumdan -Sayın Dağ'ın da ifade ettiği gibi- edinilen farklı beklentilerle bunun zenginleştirilmesinde ben bir yanlışlık görmüyorum. Kaldı ki, yaptığımız şey dikkat edilecek olursa en az üç yıl yurt dışında yaşamış, orada -yine Millî Savunma Bakanlığımızdan çok kıymetli yetkililerimizin, Sayın Albay'ımızın verdiği bilgi de bunu teyit ediyor- oturma veya çalışma izni kazanmış ve işveren ya da işçi statüsüyle orada bu hakkı zaten elde etmiş olan vatandaşlarımızı içeren bir şeydir yoksa böyle bir genelleştirmeden söz etmiyoruz burada. Buradaki rakam ne şekilde belirlendi bu 6 bin oldu, 5 bin oldu, 10 bin oldu, bin lira oldu? Vallahi şimdi, Hazreti Musa'ya on emri Cenab-ı Allah yıldırımla kayalara yazarak göndermiş ama burada yaptığımız şey böyle bir şey değil. Yani "el yordamı" gibi bir ifade kullanıldı yani bu belki...

BAŞKAN - Ben kullandım, el yordamını ben kullandım.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Ondan sonra da ifade bu tahfif edici bir şey olarak düşünmeyin bunu değerli arkadalar. Kalibrasyon diye bir şey vardır yani ekonometrik çalışmaların da, şimdi Mehmet Günal Hocamın yanında bunu söyleyeceğim kusura bakmayın ama...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sesini boşa yoruyorsun, üzülüyorum senin için, sesine yazık oluyor.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Şimdi, dolayısıyla kalibrasyon dediğimiz şey de bir yerde, hani bunu amiyane ifadeyle ifade edecek olursak el yordamı olarak tabir edilebilir yani yaptığımız şey...

BAŞKAN - Özür dilerim, ben amiyane bir tabir mi kullandım Sayın Turhan?

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Hayır efendim, sizi tenzih ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Yani ben sataşma hakkımı, söz hakkımı kullanacağım.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şu anda Sayın Turhan'ın hakkını kullanıyorsunuz, lütfen müdahale etmeyiniz.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Sayın Başkanım, sizi tenzih ediyorum, ben kendi nam ve hesabıma kullandım o ifadeyi.

Dolayısıyla, bakın, burada yapılmaya çalışılan şey şu: Vatandaşımız makul olarak kabul edilecek bir süredir yurt dışında yaşıyor zaten. Orada oturma ve çalışma iznini de edinmiş zaten. Orada ya işçi ya işveren statüsünde zaten. Şimdi bakıyoruz. Bunların büyük bir kısmı 38 yaşına kadar geciktiriyor askerliği. Neden? Çünkü yani hakikaten, özellikle, bakın, bu dün de ifade edildi, 2008'de başlayan krizden sonra, özellikle de Avrupa Birliğinde 2012'de bu avro krizinin yayılmasından sonra gerçekten Avrupa Birliğinde özellikle yaşama ve geçinme imkânları zorlaştı. 6 bin avro orada hele de hani Türkiye'den sonradan gidip oraya yerleşmiş insanların genelde yaptıkları işler düşünüldüğü zaman yüksek bir rakam olarak geliyor. Bu yönde de özellikle yurt dışında çalışan işçilerimizden son derece yoğun talepler geldi. Bu hani böyle bir kişinin, iki kişinin kulaktan dolma ya da tamamen subjektif gözlemleriyle sınırlı bir şey değil.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne zaman, tasarı ile teklif arasında mı?

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Hayır efendim, bu uzun süredir geliyor. Ha, Hükûmetimiz bu tasarıyı hazırlarken bunu o anda dikkate almamış olabilir, farklı değerlendirmiş olabilir ama bu bizim şayet burada yasamaya katkıda bulunma hakkımızı elimizden alacaksa yani biz hiçbir şekilde milletvekili olarak bize gelen önerileri, bilgileri değerlendirmeleri, tartışmaları dikkate almayacaksak o zaman burada bu kadar komisyon kurmamızın gereği de olmaz zaten. Dolayısıyla ben bu önergede ifade edilen hususların...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Aynen katılıyorum, o cümlenin altına imza atıyorum.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Günal.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Çünkü bizim söylediğimiz zaman dikkate almıyorsunuz.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Bu önergede yer alan hususların çok önemli bir toplumsal talebi karşılayacağını, insanlarımızın yaşadığı sıkıntıları çözeceğine ve bu anlamda da katkıda bulunacağına inanıyorum. Önergemin de arkasındayım, önergemi geri çekmeyi de düşünmediğimi ifade etmiş olayım.

Bundan sonra da lütfen, istirham ediyorum, yani hâlimi görüyorsunuz, beni daha fazla konuşmak mecburiyetinde bırakmayacağınıza olan inancımla hepinize tekrar saygılarımı sunuyorum.