KOMİSYON KONUŞMASI

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Aslında bu önergeyle ilgili sayıyla çok ilgilenmiyoruz, bunun üzerine konuşmak için değişiklik önergesi sunduk. Biz bu sözleşmeli personel rejimine karşı bir tutum sergiliyoruz zaten. Parti olarak bu tür çalışma alanının bölük pörçük işte 4/A'lı, 4/B'li, 4/C'li, işte sözleşmeli, taşeron işçisi diye ayrılmasını kabul etmiyoruz. Bunların hiçbiri doğru değildir. Çalışma alanı bu şekilde böl-parçala-yönet anlayışına dönüşüyor ve nitekim AKP iktidarı döneminde çalışanlar bu şekilde parçalattırıldı ve yönetiliyor. Hemen hemen birçok alanda da, birçok meslek grubunda da bu sorun devam ediyor.

Şimdi bu sözleşmeli personelle ilgili az önce bir tartışma yürütüldü. Doğrudur, bazı alanlar vardır, gerçekten hasta sayısı azdır, gerçekten performans sistemiyle ilgili üretme durumu çok kısıtlıdır. Ama biz zaten başından beri bunu söylüyoruz. Doğru değil bu işte. Eğer ki siz hekime tam, net bir maaş verirseniz işte atıyorum 30 bin TL, her hekime, uzman hekime maaş verirseniz, her pratisyen hekime 25 bin TL net maaş verirseniz ve aldığı bütün maaşı Emekli Sandığına yansıtırsanız -emekliliğine- o zaman zaten bu sorunların hiçbirini tartışmaya gerek yok ve insanların özlük haklarını elinden alacak yeni rejimler de yaratma ihtiyacı da duymayacaksınız. Yani şimdi size şöyle söyleyeyim: Kendi elinizle Türkiye'nin belli bölgelerini, belli yerlerini sosyokültürel anlamda geri bıraktınız, savaş politikalarıyla yönettiniz, insan hak ve özgürlüklerini kısıtladınız, demokrasiden mahrum bıraktınız, kayyum atadınız, geri kalınca da orada hekim tutmak için sözleşmeli personel yaratıyorsunuz, sözleşmeli personel atamasına gidiyorsunuz çünkü tutamıyorsunuz orada insanları, çünkü orada insanları çalıştıramıyorsunuz. İşte biz başından beri şunu söylüyoruz, burada şöyle bir durum söz konusu: Sizin yürüttüğünüz yanlış politikaların yarattığı tablo, bugün bütün sistemi altüst etmiş, en başta da sağlık sistemini altüst etmiş. İnsanlar oralarda çalışmak istemiyorlar. Doğalında da siz işte Iğdır'da hekim tutmak için sözleşmeli personel rejimini uyguluyorsunuz ve insanların özlük haklarını ellerinden alıyorsunuz.

Kölece çalışma koşullarıdır sözleşmeli personel usulü, 21'inci yüzyılda Orta Çağ çalışma rejiminin uygulanması sistemidir. Bakın, ben size şöyle söyleyeyim: Ben aile hekimi olarak sözleşme imzaladım, yıllarca aile hekimliği yaptım ve sözleşmeli personel olarak çalıştım ve o süre zarfında, şunu size söyleyeyim, tayin hakkınızdan vazgeçiyorsunuz. Eğer tayin isteyecekseniz "Memuriyete geri dön, 657'ye geri dön." deniliyor.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Çok istediğiniz memuriyete dönmüş oluyorsunuz.

HABİP EKSİK (Iğdır) - İşte şimdi gelelim ona. Siz insanlara ücretlerini vermiyorsunuz, hekimlere ücretlerini vermiyorsunuz, hak ettikleri maaşları vermiyorsunuz, sözleşmeye mecbur bırakıyorsunuz, zorluyorsunuz; sonra da dönüp diyorsunuz ki: "Çok istediğiniz memuriyete geri dön." Aynısını sizin atadığınız; torpille, liyakatsiz bir şekilde gelen il sağlık müdürü de yapıyor, aynı sözü o da söylüyor.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - "Sizin" derken beni mi kastettiniz?

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI HALİL ELDEMİR - Bizi kastediyor Sayın Başkanım, Bakanlık olarak.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Ya, hayır, tabii ki iktidarınızı kastediyorum. Şahsınızla ilgili şahsi asla bir şey söylemem; Bakanlık döneminizle ilgili gidip, ayıklayıp söylemem. Bu zaten hepinizin yarattığı bir eser olduğu için hepinizi sorumlu tutan bir anlayışla hareket ederim ben.

Şimdi, şunu özellikle söyleyeyim Sayın Başkan ve teklifin kıymetli sahipleri: Bu sözleşmeli personel rejimi yanlıştır. Bundan kurtulmanın temel yolu, yöntemi Türkiye'nin demokrasiye ulaştırılmasıdır, insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesidir. Türkiye'nin bir bölgesini, özellikle belli bir kesimin yaşadığı bir bölgeyi tüm insan haklarından, demokrasi haklarından mahrum bırakarak, orayı geri bırakarak, az gelişmesine sebep olarak, sosyokültürel olarak gelişmemesini sağlayarak siz yarattınız. Bunun çözümü, yine demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesinden; eşitlik, adalet sağlanmasından geçer, barışın sağlanmasından geçer.

O açıdan, siz 22 bini...

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Ama artık yani...

HABİP EKSİK (Iğdır) - Ben sözümü bitireyim, sonra siz konuşursunuz Ali Muhittin Bey; ben bitireyim, sonra siz konuşursunuz.

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sabahtan beri aynı şeyleri söyleyip duruyorsun. Bizim de bir sabır şeyimiz var kardeşim.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Ya kardeşim, konuşmayalım mı? İstersen hiç konuşmayayım; istediğin gibi elimi kaldırayım, indireyim istersen.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Habip Bey, Habip Bey...

HABİP EKSİK (Iğdır) - Sen bunu yapıyorsun diye ben yapmak zorunda mıyım? Beyefendi, lütfen yani...

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Habip Bey, bakın, burada konuşma sürelerine baksak en çok siz konuştunuz.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Ben burada görüşlerimi ifade ediyorum, son derece de nazik bir şekilde görüşlerimi ifade ediyorum. Siz de alırsınız söz hakkınızı, kullanırsınız ve yani bu şekilde bizim sözümüzü keserek, bize baskı uygulayarak bizi susturamazsınız.

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sana baskı falan uygulamıyorum.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Bu doğru değil. Bakın, ben size tekrar söylüyorum: Alırsınız söz hakkınızı, kullanırsınız.

Ve şunu söyleyeyim: Bunların çözümü bu şekilde değildir. Bu sözleşmeli personel sistemi insanları kölece çalışma koşullarına zorlamaktadır. Devlet memurluğu kadrosu tek bir sistem olarak yürütülmelidir, güvenceli bir hâle dönüştürülmelidir, öyle insiyatife bırakılmamalıdır. Hepimiz gördük aile hekimlerinin yaşadığını. Yani aile hekimlerine ceza yağdırıldı bir tane protesto yaptılar diye. Ben demokratik hakkımı...

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - İşini iyi yapan hiçbir aile hekimine ceza yağdırılmaz.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Ya, geçenlerde oldu, bununla ilgili kamuoyuna yansıdı ve bu konuyla ilgili, sözleşmelerinin iptal edilmesiyle ilgili aile hekimlerinin hepsine ihtar çekildi yani bunu hepimiz gördük. Çünkü sözleşme imzaladığı anda bütün özlük haklarının birçoğundan feragat etmiş oluyor. Doğalında da siz bununla sürekli o insanları...

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Habip Bey, size göre devlet memuriyeti bir görev sorumluluğundan kaçmanın adı mı?

HABİP EKSİK (Iğdır) - Hayır, değildir.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Hep öyle tanımlıyorsunuz da... Yapmayın.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Hayır, benim demek istediğim ile sizin şu an anlatmak istediğiniz arasında dağlar kadar fark var. Ben şunu ifade ediyorum: Sözleşmeli personel rejimi insanları iktidarın eline düşürür ve bütün özlük haklarının büyük bir çoğunluğundan feragat etmesine sebep olur.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Hiç öyle değil, sözleşmenin içinde hukuk işler.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Oysaki onun yerine o bölgelerin cazip hâle dönüştürülmesi, demokrasinin yaşatılması, barışın sağlanmasıyla sağlanır diyorum.

Teşekkür ediyorum.