KOMİSYON KONUŞMASI

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Kurumun değerli yöneticileri, hoş geldiniz.

Şimdi, ülkemizin üretimi ve sanayisi açısından çok önemli bir yeri olan çayı ve ÇAYKUR'u konuşuyoruz. Şimdi, çiftçimiz açısından Karadeniz'de çok önemli bir yere sahip olan, binlerce insanı ilgilendiren bir ÇAYKUR çay üretimi, istihdam açısından düşündüğümüz zaman ülkemizin insanlarının gelir seviyesini, yaşamını sağlamak açısından çok önemli bir yere sahip ÇAYKUR.

Şimdi, Sayın Genel Müdür, siz geçen yıl 860 bin ton yaş çay alımı yapmışsınız, bunun yanında da 3,5 milyar TL ödeme yapmışsınız. Şimdi, burada bakıyorum, şimdi, bir de diğer tarafta bankalardan özellikle finans olarak 10,800 milyar yani 10 milyar 800 milyon lira kredi kullanmışsınız. Ticarette şöyle bir kural vardır: Siz ham maddeyi alırken tamam, üreticiden peşin almak için tabii, nakliye ödemek zorundasınız, bunun için neden kredinin kullandığını anlarım da diğer tarafta, bunun çiftçiden almış olduğumuz ürünün değerinin en az 3 katı kadar da 2 katı kadar da neden kredi kullandınız? Hâlbuki şöyle yapılması lazım: Siz üretimi yaparken sanayi olarak sattığınız ürünlerden bunun diğer girdilerinde, üretim girdilerinde işçi giderlerini de karşılayabilen durumda olmak zorundasınız. Demek ki buradan anlaşılıyor ki doğru bir yönetim yok, ÇAYKUR doğru bir yönetimle yönetilmiyor. Bunun önümüzdeki dönem süreçte daha iyi yönetilebilmesi için sadece siz ÇAYKUR'un alım destekleme fiyatlarına mı kredi kullanacaksınız yoksa tüm girdilere kredi kullanarak ve finans sağlayarak mı bunu yapacaksınız? Burada da tabii ki mali olarak zararlar söz konusu oluyor. Burada, aslında, Hükûmetin uygulamış olduğu bir yöntem yanlış. ÇAYKUR'a bankalardan kredi kullandırılarak çay sektörünün desteklenmesi değil Maliye Bakanlığının bir şekilde alım dönemlerinde bir finans sağlayarak bir girdi alımı için aktarım yapması lazım, para aktarımı yapması lazım. Bunun da yapılmadığını görüyoruz, bu demek ki "Çiftçi zarar etsin, üretici zarar etsin, tüketici yüksek oranlarda maliyetlerle çay tüketimi sağlasın." gibi bir anlayışla ortaya çıkıyor.

Şimdi, diğer tarafta, Türkiye'deki çay tüketimini 270 bin ton ile 280 bin ton arasında düşündüğümüz zaman, bunun yüzde 50'sini ÇAYKUR üretiyor, yüzde 40'ını özel sektör üretimi yapıyor, yüzde 10'u da dışarıdan getiriliyor çayın tüketimi için. Şimdi, biz acaba Türkiye'de çay fazlalığı olduğu hâlde, stoklarımızda büyük ölçüde çayın stoklandığı düşünüldüğünde, neden 30-35 bin ton gibi bir çay dışarıdan getirilip Türkiye'de sattırılır? Bunun önlenmesi mümkündür; gümrük kapıları, her taraf mutlaka bir vergi kontrolüyle denetim altına alınarak... Yani böyle millî bir üründe biz açık verirken, ürünümüzü ülke içerisinde daha iyi değerlendirmemiz gerekirken dışarıdan gelen çayın üretimine katkı sağlanıyor. Acaba siz bu konuda Hükûmeti veya şu andaki yöneticileri uyarmıyor musunuz? Yani bize sektör oluyor diye; bu da apayrı bir şey.

Şimdi, ben 1 kilo siyah çayın veya siyah çay, yeşil çay, beyaz çayın 2021 yılı Nisan ayı sonu itibarıyla bir de 2022'nin Nisan ayı sonu itibarıyla fiyatlarının ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Yani 2021 Nisan ayının sonunda kuru çay kaç TL? 2022'nin Nisan ayı sonunda kuru çay kaç lira? Bu aradaki fark bir de fiyat yükseltilerek acaba zarar edildi şeklindeki bir maliyet şeklinde doğru olmadığı ortaya çıkacaktır fiyat farkını öğrendiğimiz zaman. ÇAYKUR özellikle nedense Varlık Fonuna devrolduktan sonra büyük zararlar ediyor. Acaba Varlık Fonunun garantisiyle krediler kullandırılarak veyahut Varlık Fonunun ÇAYKUR'un varlığının diğer sektörlerde, finans sektörlerinde dıştan finans sağlanırken garanti verilmesi için, teminat verilmesi için mi kullandırılıyor; bunu öğrenmek istiyoruz.

Özellikle Sayın Bakan Yardımcısına soruyorum bunu; çayda neden taban fiyat uygulaması yapmıyorsunuz, açıklamıyorsunuz? Tavan fiyat yapıyorsunuz, tavan fiyat açıklıyorsunuz 7 lira; bunun üstünde alım yapılmıyor, bunun altında nereye kadar düşerse oradan alım yapılsın. Geçen yıl 4 TL'lerde açıklama yapılırken 2 TL'lere kadar alım yapıldığı söz konusu. Yani hâlbuki üreticinin alımı yapılırken taban fiyat açıklanması gerekiyor. Taban fiyat açıklanmasının sebebi şudur: "Çayın fiyatı aşağı düştüğü an ben tamamen alacağım." demektir yani "Bu fiyattan aşağı kimseye mal aldırmayacağım, ürün aldırmayacağım." demektir; bunun amacı budur ama tam tersine ben özellikle bu siyasal iktidar döneminde şunu gördüm: Taban fiyat değil tavan fiyat açıklayarak tarım ürünleri alımının yapıldığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bunun doğru olmadığını söylemek istiyorum.

Diğer tarafta, tabii, geçen yıllarda sorulmuştu, bu yıl ben yine sormak istiyorum: ÇAYKUR'da kaç kişi çift maaş almaktadır; var mıdır, varsa kaç kişidir? Bunu öğrenmek istiyoruz.

Diğer tarafta, tabii, arkadaşlarımız anlattı. Bu, özellikle Sakarya Belediye Başkanının acaba ÇAYKUR'da Yönetim Kurulu üyesi olması hakikaten anlaşılabilir bir şey değil. Yani bu arkadaşımızın, Sayın Başkanın çok nitelikli nedenleri mi var da ÇAYKUR'a çok büyük destek veya katkı sağlayacak? Yani siz harici, devletin, diğer 84 milyon insanın içinden sadece bula bula burada yöneticilik yapabilecek sadece Sakarya Belediye Başkanı mı kaldı? Hâlbuki çok nitelikli, liyakatli yüzlerce, binlerce bu konuda ihtisas da yapmış insanlarımızın olduğunu biliyoruz. Acaba neden bunlar yer almadı da Sakarya Belediye Başkanı burada görev almak zorunda kaldı? Ya, aslında bu bize her şeyi anlatıyor. Yani şu andaki mevcut siyasi iktidarın ülkedeki kurumları nasıl yönettiğini, yandaş yapısını kurumlarda nasıl oluşturduğunun da bir örneği olarak görüyoruz. O yüzden sorularım da bu şekildedir, konuşmamı tamamlarken sorularımı da yöneltmiş oldum.

Teşekkür ediyorum, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.