| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 09 .06.2022 |
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, yargının çok ciddi sorunlarından biri, Türkiye'de çok iyi yasalar olmasına rağmen çok kötü uygulama sonucu adalet bitiriliyor. Bunu sıkça gördük ama bu kanun maalesef kötü, bir de kötü uygulayıcının eline düştüğü zaman, inanın o kadar kötü olacak ki yani bir gün siz de göreceksiniz "Ya, bu kadarına da pes!" diyeceksiniz.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bakınız, bu kanunu kim uygulayacak? Hâkim. Savcı soruşturmasını yapacak -o yapar, sonuçta o iddia edecek- ama hâkim karar verecek. Nasıl karar verecek? Ya da yalan haberi nasıl değerlendirecek? Yalan haber ne? Tamamen hâkim değerlendirecek bunu, bakacak yalan mı değil mi diye. Eğer -gerçi siz kabul etmiyorsunuz ama- yargı bağımsız ve tarafsız değilse yalan haberi değerlendiremez arkadaşlar, o iradesi yoktur. O nedenle açıkçası, hâkim ve savcıya verilen bu kadar takdir yetkisini ben çok yanlış görüyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bakın, devlet yalan söyler hâle geldi, devlet. Yani yalan öyle bir noktaya geldi ki devlet yalan söylüyor. Bugün, hatta ben de Emniyette ziyaret ettim, BİRLEŞİK KAMU-İŞ Genel Başkanı önceden de bir bilgi vermek şartıyla bir basın açıklaması düzenledi, basın açıklaması sırasında yaptığı konuşmada da "TÜİK'in açıklamış olduğu enflasyon gerçekleri yansıtmıyor, bu nedenle de işte, memur maaşlarına, işçi maaşlarına falan yapılan zamlar düşük oluyor." dedi ve TÜİK'i gerçek enflasyonu açıklamaya çağırdı. Hemen polis arkadaşlar geldiler, yerlerde sürükleyerek aldılar, götürdüler Emniyete. Beş saat kadar orada durdu, ifadesini aldılar. Şimdi buradaki suç ne, yalan söylemek mi? Ya, ben diyorum ki: TÜİK yalan söylüyor. Ama o yalanı söyleyen kuruma "Ya, sen gerçeği..." Bir de "Yalan söyledin." de dememiş, "Gerçeği söylemiyorsunuz, yanıltıyorsunuz." diye açıklama yaptı diye eğer bir sendikanın, bir konfederasyonun Genel Başkanı gözaltına alınıyorsa bu yasayı çıkarmayın arkadaşlar, çıkarmayın; herkes gözaltına alınır, bir gün siz de gözaltına alınırsınız.
Değerli arkadaşlarım, basının, biliyorsunuz, yüzde 95'i öyle ya da böyle iktidarın kontrolü altında ama TRT dâhil, TRT dâhil o kadar yalan haber dinliyoruz ki bütün basında da var, gazeteler veriyor, televizyonlar veriyor -yani televizyon ismi, gazete ismi vermeyeceğim- yalan haberler veriliyor, veriyorlar. Yargılanıyor mu? Yargılanmıyor. Yarın yargılanır mı? Yargılanmaz. Bakın, işimize gelenleri yargılarız, ceza veririz; işimize gelmeyenleri yargılamayız. Kim yapacak "Ya, bu, yalan haber." tespitini? Savcı soruşturma açacak, açmaz arkadaşlar, açmaz, açmıyor. O kadar sabit suçlar işlendi bu ülkede, açılmadı davalar. Bakın, İçişleri Bakanı: "Bir siyasetçi ayda 10 bin dolar rüşvet alıyor." dedi yani bir İçişleri Bakanı, bu işlerden sorumlu bir Bakan...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Almıyormuş demek ki ağabey, yalan konuştu.
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Yalan söyledi ama yargı da hiçbir şey yapmadı, yapılmıyor arkadaşlar. Yani bu gerçeklere eğer gözünüzü kapatırsanız inanın bu ülke felakete sürüklenir. Onun için diyoruz: Adalet mülkün temeli. Devletin temeli adalettir, ya, bunu lütfen koruyun. Bu iktidar gelip geçicidir, kalıcı olmaz ama bu ülke kalıcıdır. Bu ülkeye bu yanlışları yapmayın. Bakın, Serik'te 2 bakan "Serik Belediye Başkanı bir yıl önce 500 bin lira rüşvet aldı." dedi yani 2'si de doğruladı. Biz onun üzerine hatta suç duyurusunda bulunduk -yani resen bir şey yapılmıyor zaten, o yapılmaz- arkadaşlar, tam iki yıl oldu, hiçbir şey yapılmadı, soruşturma öylece duruyor. Şimdi, siz buna adalet diyebiliyor musunuz? O iddia edilen rüşvet olayını yapan belli, ihbar eden Belediye Başkanı, kendi dedi ki: "Ya, böyle böyle konuştu bakanlar, kimse bunu bulun." Bak, o da AK PARTİ belediye başkanı ama dürüst bir insan. Daha o Başkanı bile dinlemedi arkadaşlar, hiçbir işlem yapmadı. Buna siz "bağımsız, tarafsız yargı" falan demeyin. Yani bu millete ya da bu ülkeye bu yanlışı... Yani artık bu kadar yargı ayyuka çıkmış, tam bir... Yani "yandaş" kelimesini çok sevmiyorum ama sanki bir siyasetçi gibi çalışan bir yargıyı, bağımsız mağımsız diyerek korumayın, yapmayın, hesap sorun.
Bu yasayı, arkadaşlar, bakın, bizim iktidarımızda elbette değiştiririz ama önümüzdeki seçimler ne zaman olursa olsun, o seçimler öncesinde yandaş olmayan basına büyük bir baskı kurulacaktır. Örneğin, çok ilginçtir, 29'uncu maddede ceza düzenleniyor. Ne kadar ceza? Bir yıldan üç yıla kadar. Neden bir yıldan üç yıla kadar? Çünkü iki yıl ve aşağısı cezalarda tutuklama yasağı var yani iki yıl olursa tutuklanmayacak, tutuksuz yargılanacak. Bakın, göreceksiniz, uyduruk bir yalan haber bahanesiyle tutuklanacak gazeteciler.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Üst sınırdan mı verecek bütün hâkimler?
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Üst sınırdan vermeyecek, tutuklayacak; üç ay, altı ay, neyse yani gidip de iki yıl yatıracak değil, salacak ama ya, iki yıl yapın. İki yıl az bir ceza mı? Onu bilinçli olarak... Üç yıl olsun, iki yıldan aşağılar tutuklanmıyorlar çünkü.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Hiç yapmasınlar ağabey ya! Ne iki yılı ya!
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Ya, işte tutuklanmasın, tutuksuz yargılansın.
MURAT EMİR (Ankara) - Hiç olmasın.
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Yargılanıp beraat ediyor. Bak, tutuklanacak, herkes şahit olsun.
BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Arkadaşlar, dinliyoruz hatibi.
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Bakın, 29'uncu maddeden tutuklanan gazeteciler olacak. Tutuklamayın arkadaşlar, yargılayın, eyvallah haydi, bir yargılayın. Bu ülkede cezaevlerinde kalıp beraat eden çok insan oldu, yazık değil mi?
FETİ YILDIZ (İstanbul) - "Örgütlü olursa temel ceza 1 misli artırılır." diyelim mi?
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Deyin ama yani o tutuklama şeyini koymayın yani "iki yıl" deyin. Ha, öbürüne "...yarı oranda artırılır." dediniz zaten.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Herkes "örgüt, örgüt" diyor, "örgüt" o kadar geniş tutuluyor ki onu dediğin zaman kimse kalmaz dışarıda.
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Vallahi, çiftçiler de bir açıklama yapıyor "Örgüt üyelerinin açıklaması bu." diyorlar. Örgüt kim, bilmiyoruz ki yani.
BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Değerli milletvekilleri, dinliyoruz hatibi.
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Hayatında eline silah almamış adama "örgüt üyesi" diyoruz yani.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Rafet ağabey, örgüt yanında oturuyor, Tuncay Özkan örgütten yargılandı ağabey, yanında oturuyor, milletvekili.
BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Turan Bey...
Evet, tamamlıyoruz Rafet Bey.
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Evet, buyurun.
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Yani burada, arkadaşlar, bakın, inanın, hiçbir abartı yapmadan gerçekleri söyledim. Yapmayın, hiç öyle itiraz falan etmeyin. Bu gerçekleri siz de biliyorsunuz. Ben çok değerli hukukçu arkadaşlar olduğunu biliyorum AK PARTİ'de de MHP'de de ama bu gerçekleri görmezlikten gelmeyin diyorum yani feryadım onun içindir. Adalet herkese lazımdır, lazım olacaktır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.