| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 09 .06.2022 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.
Görevinizde de tekrar başarılar diliyorum Başkanım.
BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Çok teşekkür ederim, çok sağ olun.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - İlk konuşmam olduğu için atıf yapmak istedim.
Evet, ben de iyi akşamlar diliyorum.
Tabii, yine -çalışma saatleriyle ilgili- geç saatler oldu ve herkes de yorgun oluyor ama bu da verimlilik açısından ve detaylı tartışmak açısından da bizleri baskı altında bırakıyor.
Ben de kısaca toparlamak istiyorum. Evet, yine önemli bir sorun alanı ve önemli bir konu -hepimizin gerçekten- ve toplumsal olarak da bir düzenleme gerektiren bir alan elbette. Yani teknolojinin gelişmesi ve yeni iletişim araçlarının gelişmesiyle beraber oluşan sorunlar var. Ama yine tabii, detaylı çalışmamız gereken, Meclis olarak detaylı ve iyi bir yasa yapmamız gereken bir alanda yine 2 siyasal parti tarafından yine kapalı kapılar arkasında hazırlanan ve yine katılımcılıktan uzak bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız. Olumlu bir tarafı, Dijital Mecralar Komisyonunda detaylı tartışılması. Bir tali komisyon olarak orada detaylı çalışılması önemli bir gelişme çünkü teklif sahibi Sayın Yıldız da o Komisyona atıf yaptı konuşmasının başında ve detaylı çalışıldığını hatta bazı öneriler alındığını... Yani bize bu da şu örneği veriyor: Ne kadar detaylı çalışırsak, istişare edersek iyi bir yasa çıkarabiliriz. Umuyorum, Adalet Komisyonunda başarılacak bu.
Şöyle ki: Çok değerli Sayın Tuncay Özkan gerçekten alanla ilgili, uygulamayla ilgili çok detaylı bir perspektif ortaya koydu bugünkü konuşmasında. Hepimiz için gerçekten bu yasayı neden ve nasıl yapmamız gerektiğini de ortaya koydu. Buradan bence değerli bir çıkarım yapabiliriz.
Tanım konusu var açıkçası. Gerçekten yasada bir muallaklık var ve dezenformasyonu nasıl tanımlayacağız. Sayın Yunus Emre de -uluslararası kurumların- ben de o raporlara özellikle baktım çünkü Avrupa Birliği Uyum Komisyonu üyesiyim ve bu raporları yakından takip ediyoruz. Ve gerçekten de en ciddi geriye gittiğimiz alan basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü alanında son dönemde yaşanan gerçekten uygulamaya dönük sorunlar. Burada gerçekten bu tanımı nasıl belirleyeceğiz? Yasa bunu, bu sorun alanını çözüyor mu? bunu çözmüyor yasa. Yasadaki maddeler aksine daha fazla bir otosansür ve daha fazla bir baskı ortamına sebebiyet verecek bir durumu da ortaya çıkarıyor. Ki kanunun Meclis gündemine geleceği ve bir hazırlık yapıldığı çalışması duyulduğu andan itibaren gerçekten toplumda bir endişe ya da basın kuruluşları ya da basın mensupları arasında ya da basın çalışanları arasında dahi konuşulmaya başlanması dahi bir kaygı ve endişe yarattı. Bunun da sebebi, aslında bugünkü bütün konuşmaların satır arasında ve temelindeki sorun alanı kurumlara olan güvensizlik. Başta adalet mekanizmamız, yargı sistemimiz ve basınla ilgili bugün atıf yaptığımız, işte İletişim Başkanlığı, BTK, Basın İlan Kurumu, Basın Kartı Komisyonu -ki Komisyonun yapısını bugün hepimiz gördük, kimler görev yapıyor bu yapılarda, bu komisyonlarda- kişiselleşen ve siyasallaşan kurumlarımız ve bağımsız, özerk ve anayasal olarak bütün topluma hitap eden, koruyan bütün özgürlükleri koruyan kurumsal yapılarımızda yaşanan tahribat ve bu kurumların özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını yitirmesi ve bu kurumların gerçekten toplumun tüm kesimlerinin haklarını koruyacak yapılardan uzaklaşması... Biz o Avrupa ülkeleriyle, bugün örnek verdiğimiz, atıf yaptığımız Fransa, Almanya ya da Avrupa Birliği mevzuatı yani onlarla benzer yasaları çıkarsak dahi bu kurumsal yapılar içerisinde biz başarı sağlayamayacağız. Bunu ciddi anlamda tartışmalıyız diye düşünüyorum ben.
Bunun yanında, tabii ki baktığımız zaman, sadece ceza odaklı bir düzenleme yapıyoruz. Bu da bir çözüm değil tabii ki. Baktığımız zaman... Avrupa Birliğinin düzenlemelerine baktım ben, özellikle, yapılan çalışmalarda medya okuryazarlığı anlamında eğitim sisteminde ya da eğitim noktasında ve telafi mekanizmaları yani "Dezenformasyonla mücadele temel sorun ama bunu özgürlük alanını da daraltmadan nasıl yapabiliriz?" tartışmaları yapılırken biz bu tartışmaları hiç yapmadan, yok sayarak doğrudan "Bir ceza sistemini nasıl getirebiliriz?" tartışması yapıyoruz. Bu da bir çözüm getirmeyecek.
Sayın teklif sahibi Feti Yıldız "Hukuk dışı bizden çıkmaz." gibi bir cümle kurdu bugün. Ya, mutlaka böyle olmalı ve önemli bir teori de ortaya koydu. Ama bu bizim o, uyumlaştırmaya çalıştığımız uluslararası kurumlar, uluslararası ülkeler ya da Avrupa Birliği mevzuatıyla bu hukuk sistemi içerisinde çözüm olmayacak bu mevzuat, bu düzenleme. Burada tabii ki ciddi anlamda bir tartışma ortamının yapılması, ilgili kurumların görüşlerinin dikkatlice alınması ve "Gerçekten çoğulcu bir yapıyı nasıl sağlayabiliriz?"i tartışmamız gerekiyor.
Bakın, Avrupa Komisyonu raporu elimde. Gerçekten buradaki cümleleri burada tekrar kullanıp da raporda ülkemizle ilgili neler söylendiğini tekrar tutanaklara geçirmek istemiyorum. Ama bizim parlamenterler olarak görevimiz, bu yasayı, gerçekten "Sosyal medya ortamında, bütün toplumun ihtiyaç duyduğu, hepimizin ve özellikle de basın, medya kuruluşlarının ciddi anlamda baskı altında olduğu bir ortamda bunları nasıl çözebiliriz?"i iyi tartışmamız gerekiyor. Baktığımız zaman, maddeler gerçekten sorunlu. Bizim Dijital Mecralar Komisyonunda partimizin, Cumhuriyet Halk Partisinin yapmış olduğu muhalefet şerhi gerçekten çok detaylı şekilde, her bir maddenin -belki maddelerde konuşulacak- gerçekten yaratacağı sakıncaları, otosansürü ve baskı ortamını daha da derinleştireceğini ortaya koyuyor.
Ben çok daha fazla zamanınızı almak istemiyorum. Ama gerçekten nitelikli ve toplumun beklediği bir yasayı iyi bir mutabakatla çıkarabileceğimizi düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum sabrınız için.