ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, şimdi, biz geçen hafta bu kanun teklifini görüşürken yine görüşmeler esnasında dile getirmiş olduğumuz bir mesele vardı: 22 gazeteci hâlâ gözaltında, yedi gün oldu. Bu gazeteciler -özellikle Basın Kanunu'nu görüşürken- yedi günlük bir süre içerisinde avukatlarıyla dahi görüştürülmedi. Dolayısıyla bu, Hükûmetin, iktidarın basına olan bakış açısını gösteren bir mesele. Ne yazık ki -biraz önce edindiğimiz bilgiye göre- sadece dosyada gizlilik kararı olmasına rağmen basın mensuplarının, 22 kişinin kullanmış oldukları dilden kaynaklı ve aynı zamanda çoğunun da sigortasız çalıştırılmasından kaynaklı bir meseleden dolayı bir gözaltı kararının olduğunu... Detayını öğreneceğiz ama bunların bu nedene dayalı olmuş olması bile çok korkunç bir mesele. Dolayısıyla muhalif basına olan yaklaşımın ne kadar sorunlu olduğunu da burada belirterek bu maddeye ilişkin olan görüşlerimi ben de belirtmek istiyorum.

Sayın Başkan, şimdi, tabii, burada -biraz önce Zeynel Bey de dile getirdi- bu, Başkanlıkça verilen kimlik kartı, bu maddede belirlenen bu husus, bize göre, Anayasa'nın 22'nci maddesini belirten haberleşme hürriyetini ve aynı zamanda düşünceyi açıklama hürriyetini, halkın haber alma hürriyetini engelleyecek nitelikte olacak olan bir kanun teklifi. Özellikle, bu iktidarın muhalif basına olan yaklaşımı ve aynı zamanda gerçek haberi halka yaymaya çalışan basın emekçilerinin ne kadar baskı altında olduğu, haber yaparken bile gözaltında tutuldukları gerçeği de gözetildiğinde, bu basın kartının bu şekilde verilmesine ilişkin olan bu kanun teklifinin Anayasa'nın birden fazla hükmüne aykırı olacağını ifade ediyor, bu nedenle biz de bu maddenin bu kanun teklifinden çıkarılmasını talep ediyoruz.