| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ'nin (TEDAŞ) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .06.2022 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Öneri doğrultusunda konuşacağım. Öncelikle, birazcık uzun olabilir. Ben, EPDK'ye gelen şikâyetler çerçevesinde 2020 yılındaki şikâyetlerin oranlarını vereceğim. EPDK'deki şikâyetlerin yüzde 70,5'u elektrik sektörüyle ilgili; bu şikâyetlerin de yüzde 45'i elektrik dağıtım şirketleriyle ilgili; elektrik dağıtım şirketleriyle ilgili şikâyetlerin de yüzde 36'sı enerji kesintisiyle ilgili. Şimdi, buradan nereye varmaya çalışıyorum? Bu bakım onarım faaliyetleriyle ilgili vermiş olduğunuz cevapta "29 Mart 2022'den bu yana artık yönetmelikle bu işi düzelttik." ifadesini görüyorum ama -hatırlatmak için söylüyorum- 3 Şubat 2022'de Isparta'daki, Burdur'daki, Antalya'daki o uzun süreli kesintiler olmasaydı acaba bu yönetmelik bu kadar hızlı geçer miydi; onu da merak ediyorum.
Öncelikle, yetkili olmadığı gerekçesiyle elektrik dağıtım şirketlerinin dava açmasıyla ilgili kısımdaki boşluk, yani Bakanlığın mı yetkili, yoksa TEDAŞ'ın mı yetkili olduğu kısımla ilgili burada denetimsiz bir saha boşluğunu ve bu boşluğu da çok iyi kullanan bir dağıtım şirketleri zincirini görüyoruz ama özvarlığı olarak TEDAŞ'ın hâlâ uhdesinde olduğu için TEDAŞ'ın bu konuyla ilgili hakkı olduğunu da biliyoruz. TEDAŞ'ın üçer aylık dönemlerle ilgili her türlü bakım onarım, iyileştirme, yenileme, genişleme veya benzeri yatırımlara ilişkin kayıt, belge, plan, harita vesair evrakı da istemesi, dağıtım şirketlerinin de bunu vermekle yükümlü olduğunu da biliyoruz, dolayısıyla bu hem sizin için görev hem de bir hakkınız. TEDAŞ, özelleştirilen bu dağıtım sistemi ve dağıtım tesisleri başta olmak üzere işletme hakkının devrinin kapsamına giren bu mal varlığı değerlerini de bir noktada denetlemek zorunda ama uzun yıllardır devredilen mal varlıklarıyla ilgili bile envanter çalışması yapılmadığı da anlaşılıyor. Bu konuyla ilgili de işte, reklam gider vesaireyle ilgili durumlardan da 1 no.lu öneride alakasını görebiliriz.
Şimdi, dağıtım şirketleri bir yandan da yapmış oldukları yatırım bedellerini tarife yoluyla da aslında geri alıyorlar. Bu çerçevede, bu dağıtım şirketlerinin zamanında yapmadıkları bakım onarım işlevleri Isparta'daki gibi bir faciaya dönüştü ama burada, olan yine vatandaşımıza oldu gözüyle bakıyoruz. Çünkü sizin bu sözleşmeleriniz çerçevesinde şirketlerin vatandaşa düzenli ve sürekli elektriği de temin etme durumu söz konusu. Çünkü elektrikte kaliteyi sağlayabilmek için de voltaj, akım şiddeti, frekans açısından da değerlerin eşit bir şekilde tutturulabilmesi lazım. Eğer bu şartlar sağlanmıyorsa bu defa da o cihazların, vatandaşların kullandığı cihazların voltaj düşüklüğü, gerilimi vesaire gibi konularda da sıkıntı yaşanabiliyor ve bu konuda da tüketiciye, yani aboneye tazminat ödemesi durumunda sözleşmelerde var.
Bir yönden elektriğin kesintisiz şekilde dağıtılması, yani tüketim noktasına ulaştırılması önemli. Dağıtım şirketinin elektriği tüketiciye tek, kesintisiz şekilde ulaştırması da esas ama elektrik kesintileri nedeniyle dağıtım şirketlerinin bazı yükümlülükleriyle de karşı karşıya kalınabiliyor. Bu yükümlülüğün doğması birtakım şartların da oluşmasına bağlı. Örneğin, bir yıl içinde belli bir sayıdan fazla defa elektrik kesintisi yaşanırsa bu durum dağıtım şirketlerine, bu kesintiyi yaşayan abonelere tazminat ödeme sorumluluğunu yüklüyor ya da tek seferde belirli bir süreyi, uzun bir süreyi, örneğin on iki saati aşan uzun elektrik kesintilerinde elektrik dağıtım şirketlerini abonelere tazminat ödemek zorunda bırakıyor. Tabii, bir de bu işin tazminat için kesintisinin nedeni önemli. Bu anlamda yeterli elektrik ulaştırılamadığı için kesinti yaşanmışsa dağıtım şirketi için tazminat yükümlülüğü ortaya çıkmıyor. Bir de ödenecek tazminatın miktarı abone türüne, kesintinin süresine, elektriğin alçak gerilim mi yoksa orta gerilim hattından mı alındığına bağlı olarak da değişebiliyor. Yani, bu kesintilerin arkasında ağır kış şartlarının dolaştığı şebeke arızaları yatıyor; onu zaten biliyoruz fakat aynı zamanda da işte Sayıştayın bulgusunda gösterdiği gibi bakım ve onarım faaliyetleriyle ilgili dağıtım şirketlerinin -sizin yetkili olmadığınız çerçevede, Bakanlığın yetkili olmadığı çerçevede- açtığı davaların da bunda etkisinin olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla o günden bugüne vatandaşlarımızın bu konuyla ilgili mağduriyetlerinin giderilmesi adına dağıtım şirketlerine bir cezai müeyyide uyguladınız mı? Aynı zamanda bu bakım, onarım denetimlerine başladınız mı? Bu doğrultuda yeni yapılacak olan yatırımları takip ediyor musunuz? Cevaplarınızı merak ediyoruz.
Bir de ben size daha öncesinde bir soru sormuştum. O soruda çok dikkatimi çeken bir konu söz konusu olmuş, o da şu: Suriye tarafına elektrik dağıtımıyla ilgili bir soruydu. Burada Suriye'ye elektrik enerjisi ihracatı gerçekleştirildiğini sizler de yazılı cevabınızda -Bakanlık üzerinden sizlerin verdiği cevaptır bu- tasdik etmiş olmuşsunuz. Orada 3 tane şirketin olduğunu, bu şirketlerle elektrik ihracatı yapılabilirliği üzerine sizin sözleşmeniz bulunduğunu ama bunun devlet olarak herhangi bir maliyetine sizlerin katlanmadığını, dağıtım şirketlerinin katlandığını söylüyorsunuz. Bu dağıtım şirketleri, bu elektrik tüketimiyle ilgili abonelerden tahsilatı nasıl yapıyor, kimden yapıyor, onu merak ediyorum. Devlet tarafından karşılanıyor mu, onu merak ediyorum. Aynı zamanda bir ihracat söz konusuysa burada, Suriye devletiyle resmî anlamda bir ilişki söz konusu mu, onu merak ediyorum.
Teşekkür ederim.