KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Tabii, bugün, TEDAŞ'ı enine boyuna irdelemeye çalışıyoruz. Özellikle, bu kurum özelleştirilirken belli hedeflerimiz vardı. İşte, demiştik ki: "Sektörde yaşanan kayıp kaçaklar azalacak." "Dağıtım hizmetinin kalitesi yeterli hâle gelecek." "Enerjinin kalitesi artacak, bununla beraber gerekli yatırım ve finansman sıkıntılarıyla dağıtım sektörü rekabete açılacak." Şimdi, bu ilkelere baktığımız zaman -biraz önce sayın vekilimizin de ifade ettiği gibi- yani orayı ara, burayı ara, dördüncü turdan sonra "Al, ne hâlin varsa gör."e geliyor.

Şimdi, belli bir yere enerji bağlatmak istiyorsunuz, bu kurumlardan bir tanesine müracaat ediyorsunuz, diyor ki: "Tamam, bu benim sorumluluğumda, benim yatırım programımda ama buraya ancak üç sene sonra yapabilirim." İşte, trafonun yerini bul, parkını bul, tapudan terkini yap, bütün bunları yerine getireceksiniz; ondan sonra da yatırım programında varsa "Biz bunu yaparız." Diyor veyahut da biraz bu işlerden haberdar olanlar -bu işletme haklarının devirlerinde her noktaya enerji götürme gibi bir mecburiyetleri var- diyorlar ki: "Tamam, bu yatırımı biz yapalım, bunun bedelini alalım." ya da "Lanet olsun, ben yapayım da siz bir an önce bu enerjiyi bağlayın." diyor. Bu arada, aynen kredi kartlarındaki o cin yazıları var ya, oradaki gibi işte, şuraya kadar size ait, buradan öbür tarafı bilmem kime ait. Yani yeni enerji taleplerinden bahsediyorum. Bu konuyla ilgili ben toplumun yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünmüyorum. Bu manada çok ciddi sorunlar yaşandığını net ifade edebilirim. Mesela, Ankara'da bile biraz daha derli toplu olmasına rağmen burada da bu konuda belli sıkıntılar yaşanıyor.

Ben, sırasıyla... İşte, o zamanlar kayıp kaçak oranlarında ciddi problemler vardı, nereye geldiniz? Yani Avrupa'da üç aşağı beş yukarı kayıp kaçak oranları yüzde 9'lar mertebesinde. Türkiye'de, işte, Türkiye'nin belli bir bölgesi hâlâ yüksek rakamlarda ama yani özelleştirmeden kasıt belli bir hedefe ulaşmaktı, bu hedefe ulaşabildik mi? Bu rakamlar nerelerde?

İkincisi, tabii, "yatırım" dediğimiz zaman kurumların bu sisteme yatırım yapacağından bahsediyoruz. Benim her sorduğum soruya da Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu... Mesela, bu sisteme yatırım yapılacak. Bu yatırım yapılırken firma diyor ki: "Bu sene şu şu hat bakımını yapacağım, direk dikeceğim, yerin altına indireceğim." Bunlarla ilgili yatırım programını sunuyor, TEDAŞ bunu denetleyemiyor. Yani bu doğru mudur, yanlış mıdır, eksik midir... Yani işin sahibi yapılan işi denetleyemiyor. Herhâlde son bir yasa çıktı, onunla denetim yapabiliyor musunuz? İşte, 2022 Mart ayında çıkan bir yasa. Devam ediyor, burada işletme hakları devredilirken diyoruz ki: "Alt şirketlerinize bu işi yaptıramazsınız." Yani grubun kendi alt şirketleri, işletmede işletme hakkını devralan şirketler kendi alt şirketlerine yatırım yaptıramazlar ama maalesef bugün duyuyoruz ki bu bölgelerdekilerin tamamı kendi alt şirketlerini oluşturmuşlar, oradan bir gelir elde ediyorlar. Bir de bu alt şirketlerinin alt taşeronları var, bunun üzerinden işlem yapmaya çalışıyorlar. Biz işletme haklarından yaklaşık 20-21 milyar dolar civarında bir gelir elde ettik, onu da sormuşuz, demişiz ki... Tabii, bunların işletme haklarının süresi yirmi yıl olan var, daha çoğunluğu yirmi yıl civarında bildiğim kadarıyla, yirmi-yirmi beş yıl. Bu yaptıkları yatırım maliyetini amortisman bazında kalan sürelerine bölüyorlar. Bu manada sormuşuz, demişiz ki: "Bu şirketlerin ne kadar alacağı var?" Dolayısıyla, bunu da yine, aynı "EPDK'ye sorun." diyor, yetkilisi burada soruyorum ben yani bu 21 tane şirketin, özelleştirilen şirketin şu an devletten alacakları miktar ne kadar? Bize ulaşan rakamlar 35 milyar civarında. Bunlar çok ciddi rakamlar yani bugün bir taraftan devlet, bizim TEDAŞ zarar ederken bunlar yaptığı yatırımlardan bile belli gelirler elde ediyorlar. Bunların alt taşeronları batıyor, battı hatta geçtiğimiz Komisyona da yansıdı. Türkiye'de özellikle son dönemde emtia fiyatlarında olan değişiklikler ciddi firmaları da belli problemlerle karşı karşıya bıraktı. Buradaki son durum nedir? Dağıtım şirketlerinin devletten olan alacağı ne kadar? Bunu, tabii, size de sorsam yine değerli arkadaşlarımız buna herhâlde cevap verirler diye düşünüyorum.

Özellikle Isparta'da bir hadise yaşadık yani bugün işte, her şeyin titizlikle takip edildiği bir ülkede yaklaşık iki, üç gün, Türkiye'nin göbeğinde, Isparta'da elektrik kesintisi yaşandı. Bunların da mağdurları var tabii. Bu mağdurlara mesela ne ödendi? Bu firmalara, bu yeterli enerji talebini karşılayamadığına göre bir cezai müeyyide uyguladınız mı? Bununla ilgili rakamlar verebilir misiniz? Oradaki son durum nedir? Şu an firma oraya yatırım yapıyor mu? Bunu yine sizden öğrenmek istiyoruz. Şu an denetleyebiliyor musunuz bu yapılan yatırımları? Son durumunuz nedir?

Yine, özellikle, tabii, enerji fiyatlarında bugün enerji bedeli 129 kuruş -meskenler için söylüyorum- dağıtım bedeli 33,52, toplam bedel 162. Tarımsal faaliyetlerde yine aynı 192 enerji bedeli, dağıtım bedeli 28 yani biz yüzde 15 civarında dağıtım şirketlerine para ödüyoruz. Bunun anlamı şu: Bugün yaklaşık 552 milyar liralık bütçenin 370 milyarını biz üreticilere, 99,2 milyarını devlete, 82,7 milyar TL'sini de dağıtım şirketlerine ödüyoruz. Şimdi, diyorsunuz ki: "Türkiye'de enerji niye pahalı?" 99,2 milyar yani demek ki yaklaşık yüzde 15-20 civarında bugün devlete bir ödeme var, devletin bu dağıtım şirketleri üzerinden bir tahsilatı var. Biz demiştik ki: "Hiç olmazsa 250 kilovatsaat tüketime kadar KDV'yi indirin." İşte, daha önce 150'yle başladı, sonra 240'a geldi. Bunlar, tabii, bizim de onayladığımız... Çünkü Türkiye'de, 4.250 lira asgari ücretin olduğu bir yerde faturalar artık neredeyse 300, 400, 500 lira yani şu an fatura bedelleri bire 3, bire 4 artmaya başladı. Bu rakamların ödenmesi mümkün değil.

Tabii, özellikle, bu dağıtım şirketleri üzerinden enerjinin yüzde 25'ini biz üretiyoruz, devlet üretiyor, yüzde 75'ini de özel sektör üretiyor. Şimdi, ucuz enerji olsun diye, özellikle, herhâlde kış aylarında devlet neredeyse kendi ürettiği enerjiyi... Bakın, demin söyledim, enerji bedeli yaklaşık 287 iken devlet kendi ürettiği enerjiyi 33 kuruşa sisteme satıyor. Sadece nedir bu? Ortalamaları düşürmek adına.

Tabii, aldığımız enerji maliyetlerinin tamamı dolar üzerinden. Bugün en düşüğü 7 sent, en yükseği doğal gazda 20 sentler civarında, termik santrallerde 15 sent kilovatsaat civarında verdiğimiz garantiler var. Bugün maalesef, her ay çok ciddi rakamları bu enerji şirketlerine ödüyoruz, enerji üretim şirketlerine ödüyoruz. Tabii, dolar artınca bu ülkede ne oluyor? "Maaşınız dolarla mı?" diyorsunuz ama -çok güzel- bugün iğneden ipliğe her şey dolara endeksli olduğu için dolardaki artışların tamamı da doğal olarak fiyatlara yansıyor.

Yine, biz "Bölgesel tarifeye geçin." demiştik, bunu da sormuşuz yani bugün ülkede, Trakya'da özellikle kayıp kaçak oranları 5 iken, Türkiye'nin farklı kesimlerinde yaklaşık mesela...

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Urfa'da hiç yok.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Efendim...

Yani yüzde 40'ın... İşte, Dicle'de yüzde 51; en yüksek, Vangölü Elektrikte de yüzde 47,56 yani neticede, bizler tüketmediğimiz enerjinin rakamları ortak, müşterek tespit edildiği için, Ankara'daki, İzmir'deki bir insan bugün Güneydoğu'daki birisinin enerji ücretini ödüyor. Şimdi, bir şeyi buradan vurgulamak lazım yani sanki orayı farklı bir bölge algılamak da doğru değil. Eğer devlet sübvanse edecekse der ki... Bunu devletin karşılaması lazım, nüfusun tamamına yaymasının bir anlamı yok yani o bölgelerde insanların üretim gücü yok, ödeme gücü yoksa devlet buna bir bütçe ayırır, o bütçe üzerinden öder ama Ankara'daki normal emekli maaşıyla geçinen, iki yakası bir araya gelmeyen insanların farklı elektrik faturalarının adaletli bir şey olmadığını buradan ifade etmek istiyorum. Dolayısıyla tez zamanda bölgesel tarifelere geçilmesi lazım.

Yine, buna paralel olarak...

OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Bedri Bey, toparlayalım lütfen, on dakikanız doldu.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Toparlıyorum Başkanım.

Yine, mesela, Samsun için söyleyeyim. Ürün yılda bir kez alınıyor, elektrik faturası her ay geliyor yani her ay geliri yok ki ödesin. Enerji şirketleri, o borcunu ödemeyen enerji şirketleri, borcunu bir gün, beş gün geciktiren her abonenin, bu tarımsal sulama da olsa aynı gün elektriğini kesiyor yani çeltiği tarlada kalmış, buğdayı tarlada kalmış umurunda değil "Getir parayı, açalım." diyor. Hiç olmazsa devlet, burada, bu düzenlemeyi ürün harman zamanı diyelim... Yani fındıkta bunun dönemi farklı, çeltikte farklı, bölgesel farklılıklar da gösterebilir, şeker pancarında farklı. Bu bölgelerdeki enerji bedelleri harman zamanında -öyle söyleyelim, genel bir tabir olsun- o dönemlerde eğer tahsil edilirse en azından bu badire de aşılmış olur. Böyle bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

Yine, buna paralel olarak bu denetim işleri... Şu an net bir denetim yapabiliyor musunuz? Standartlarınızı kendiniz koyduğunuzu ifade ediyorsunuz ama yine, bunu da ancak "Enerji Piyasası Üst Kurulu yapabilir." diye ifade ediyorsunuz.

Tabii, bunların süreleri dolmak üzere yani "dolmak üzere" derken belli bir zaman dilimleri var ama bununla ilgili sizin de bir projeksiyonunuzun olması lazım. Sürekli bunlar yatırım yapıyor, muhakkak bu yapılan yatırımların, demirbaşların tespitidir... Bu çağda herhâlde bunları söylemeye bile gerek yok. Gelecekte bunları siz devralacaksınız ve devam edeceksiniz. Korkumuz ve endişemiz, işte, limanların süresi dolmadan uzattınız, inşallah bu enerji şirketlerinin başına da bu tür işler gelmez ama bundan sonra da bu işletme size devredileceğine göre bununla ilgili bir projeksiyonunuz var mı? Bundan sonrasıyla ilgili bir planlamanız var mı? Bununla ilgili bilgi verirseniz memnun oluruz.

Ben çalışmalarınızda başarılar diliyorum ama bu, özellikle "186'yı ara." "Bizi ara." "Şunu ara." "Bunu ara." deyip insanları yormak yerine, biz bu manada bu dağıtım şirketlerinin devreye girmesiyle hizmet kalitesinin, enerji kalitesinin yüksek olacağını ümit ediyor idik. Bunlarla ilgili bir yaptırımınız var mı? Yani işte, TEDAŞ'ta 2 bin küsur civarında personeliniz var, en azından sizin de birkaç yeri test ederek bunun hizmet kalitesini tespit etmeniz mümkün. Mesela, bununla ilgili bir uygulamanız var mı? Bununla ilgili bir standardınız var mı? Bununla ilgili rakamları da bize ifade ederseniz memnun oluruz.

Ben çalışmalarınızda başarılar diliyorum.