| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ'nin (TEDAŞ) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .06.2022 |
AHMET KAYA (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bütün heyeti saygıyla selamlıyorum, misafirlerimize hoş geldiniz diyorum. Aramızda misafir olarak bulunan milletvekili arkadaşlarım var; bizim enerji politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Ahmet Akın ve İYİ Partili milletvekili arkadaşım, onlara da hoş geldiniz diyorum Komisyonumuz adına.
Şimdi, değerli arkadaşlar, TEDAŞ gibi Türkiye'de elektriğin amiral gemisi bir kurumumuzu konuşuyoruz. Tabii, elektriğin bu özelleştirme aşamasında Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak bu yanlışın yapılmaması gerektiğini çünkü elektriğin hayati bir mesele olduğunu, keyfî bir mesele olmadığını defaatle izah etmeye çalışmıştık fakat dinlenmedi, söylediklerimiz, yaptığımız ikazlar dinlenmedi ve iktidar "Biz biliriz, biz yaparız." anlayışıyla 21 tane dağıtım şirketimizi özelleştirdi. Özelleştirmeye gerekçe olarak da -o günleri iyi hatırlayalım- ne demişlerdi? "Ucuz, kesintisiz ve sürdürülebilir enerji tedariki sağlayacağız. İşte, özelleştirme işlerini alan firmalar hatları yenileyecekler, kayıp kaçak oranlarımız düşecek." Keza bizlere çok güzel bir enerji geleceğinden bahsetmişlerdi fakat yaşayarak gördük ki bu söylenenler tamamen hikâyeden ibaret. Bugün her birimiz Türkiye'nin birçok noktasında enerji alanında elektrik kesintileriyle ilgili ya da genel sıkıntılarla ilgili bilgi sahibiyiz, bunları çok anlatmaya gerek yok. Bize vadedilen, o özelleştirme gerekçesi olarak sunulan hiçbir gerekçenin yerine gelmediğine üzülerek tanık olduk, yaşadık, gördük. Şimdi, işin bir boyutunda bu var.
İkinci boyutu, işte, konuşmalara temel konu olan alacaklar meselesi. Ne dedik? Reklam ve kira gelirleri alacakları var. Bunun dışında özelleştirme aşamasında kasada kalan paralar, devredilen alacaklar var. Şimdi, arkadaşlar, yani konuşurken bile inanın sıkılarak konuşuyoruz bunu, arkadaşlarımız çok güzel özetlediler, anlattılar ama inanıyorum ki kurum yetkilileri olarak siz de bu konunun konuşulmasından hicap duyuyorsunuz ama uzun bir süredir bu Komisyonda bu mesele konuşuluyor maalesef. Bu alacakları alma konusunda bir adım yol alamadık maalesef yani burada tüyü bitmemiş yetimin hakkı var, biraz klasik olacak belki ama 84 milyon yurttaşın hakkı var burada ve biz bu parayı alamamaktan bahsediyoruz. Burada kurum yetkilileri var, en üst düzeyde yetkililer var, milletvekili arkadaşlar var muhalefetiyle, iktidarıyla; biz burada resmen bir acizlik göstergesi içindeyiz. Bu parayı niye alamıyoruz, nasıl alacağız, almak için ne yapmalıyız, bunu konuşuyoruz ve hep bunu konuşuyoruz. Bu para niye alınamıyor arkadaşlar? Somut adım atılması gerekiyorsa milletvekilleri olarak bizden talep edin, iktidarıyla, muhalefetiyle milletin hakkı olan bu parayı o şirketlerden alalım. Bu konuda bizden talep edin, deyin ki: "Şuna ihtiyacımız var, şu düzenlemeye ihtiyacımız var." hep birlikte bunu yapalım. İnanıyorum ki iktidar milletvekili arkadaşlar da meseleye bu samimiyetle yaklaşacaklardır. Artık şu paralar alınsın, bunu konuşmayalım artık arkadaşlar, başka meseleleri konuşalım; Türkiye'nin çok ciddi enerji sıkıntısı var, bu meseleleri konuşalım, bu sıkıntılara nasıl çözüm üretebiliriz, bunu konuşalım.
Bakın, şimdi, bulgular konuşulurken geçmiş dönem elektrik tüketiminden kaynaklanan ve dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi sırasında TEDAŞ Genel Müdürlüğüne devredilen alacaklar meselesini konuşurken hukuk müşaviri arkadaşımızdı yanılmıyorsam, şöyle bir cümle okudu, dedi ki: "2023 Ekim ayı son gününe kadar zaman aşımı riski bulunmamaktadır bu alacaklarda." 2023 Ekim ayı son gününe kadar zaman aşımı riski bulunmuyor. Bu ne demek? 2023 Ekim ayı son gününden sonraki ilk gün itibarıyla milletin bu alacakları zaman aşımına uğruyor yani bu paralar, tahsil edemediğimiz bu paralar bu yandaş şirketlerin kasalarında kalacaklar; böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil arkadaşlar. O güne kadar ne yapıp yapıp bu paraların tahsilatını yapmak hepimizin vicdani sorumluluğudur. İktidar milletvekili arkadaşlar sizlere de söylüyorum. Bakın, 2023 Ekim ayı son gününe kadar bu paralar alınamaz ise zaman aşımına giriyor, zaman aşımı riski bulunuyor. Dolayısıyla, arkadaşlar, bu konuda hepimizin sorumluluğu olduğunu hatırlatmayı da bir görev sayıyorum.
Şimdi, bakın, arkadaşlar, bu şirketler kendi alacakları söz konusu olduğu zaman nasıl davranıyorlar, bunu hepimiz biliyoruz. Bir hasta arkadaşım geçenlerde beni aramıştı, bu pandemi sürecinde, oksijen cihazına bağlı olarak yaşamını sürdürüyor, faturasını ödeyememiş, gitmişler, işte, Ankara'daki firma, ilgili firma elektriğini kesmiş. Arkadaş yaşam mücadelesi veriyor "Ben hastayım, oksijene bağlı yaşıyorum, elektriğimi kesmeyin." diye yalvarmasına rağmen, şirket yetkilisi arkadaş, o açma kesme işlemini yapan arkadaş "Ben kesmek zorundayım, talimat böyle." demiş, adamın elektriğini kestiler. Beni aradı, arkadaşlarla görüştük, gittik, faturasını yatırdık ve elektriğini açtırdık. Şimdi, kendi alacakları söz konusu olduğunda bu kadar acımasız davranan bu şirketler niye korunuyor, niye kollanıyor, ne yapılmak isteniyor, gerçekten bunu hepimizin vicdanına emanet ediyorum bu soruyu.
Ben Trabzon'da yaşadığım bir örneği de anlatarak sözlerimi keseceğim. Bizim Çukurçayır diye bir mahallemiz vardır Trabzon'da -Sayın Genel Müdürüm, bununla ilgili dosya muhtemelen size gelmiştir- Trabzon'un en kalabalık, merkezin en kalabalık mahallelerinden biridir Çukurçayır, orada bir tane hat var, ben de gittim, yerinde gördüm hattı, yeni bir site yapıldı, sitenin içinden geçiyor, böyle iyi zıplayan biri emin olun atlar, telleri tutar yani orta gerilim hattı diye düşünüyorum, yüksek gerilim de olabilir. Hatta bir kamyon geçerken damperini kaldırdı asfaltlama çalışmalarında, damperi tellere değdi, kıyamet koptu. Şimdi, yaklaşık dört, beş yıldır buradaki hattın yer altına alınması çalışması yapılıyor. Aksa yetkilileriyle ben de o zaman görüşmüştüm, Trabzon'daki dağıtım işini yapan arkadaşlarla, dediler ki: "İşte, uygundur, yer altına alınmasıyla ilgili süreci biz de doğru buluyoruz, onaylıyoruz." fakat dört, beş yıl geçti, maalesef bir adım yol alınamadı. Arkadaşlara sordum -bacanağımın evi de hemen oradadır, zaman zaman ziyaretine gittiğimde görüyorum- teller bildiğiniz apartmanların arasından geçiyor yani çamaşır asarken, şu, bu temas etme riski çok yüksek ve endişem odur ki
BAHA ÜNLÜ (Osmaniye) - TEİAŞ'ın mı o yüksek gerilim hattı?
AHMET KAYA (Trabzon) - Yani bilemiyorum tabii, konu açılmışken... Özelleştirme, şimdi dağıtım şirketinin şeyinde.
BAHA ÜNLÜ (Osmaniye) - Ha, özelleştirme mi?
AHMET KAYA (Trabzon) - Tabii. Dolayısıyla Yomra'ya giden bir hatmış orası. Şimdi buranın yer altına alınmasıyla ilgili meselede arkadaşlar kör ve sağır oldular. Dedim ki: "Nedir bunun sıkıntısı? Yani burada can kaybı olacak, işte, kamyon damperi değdi, bakın, sıkıntı yaşandı." Dediler ki: "Biz Yomra ilçesine buradan elektrik veriyoruz, eğer biz bu yer altına alınma çalışmasını yaparsak bir-bir buçuk saatlik bir enerji satışı kaybımız olacak, o nedenle bunu yapmıyoruz." Şimdi, bir tarafta hayati bir mesele, öbür tarafta bu şirketlerin kâr hesabı. Dolayısıyla bu meseleyi de dikkatinize sunuyorum yani bu şirketler kendi alacakları söz konusu olduğu zaman hayatı dahi yok sayabiliyorken biz memleketin, milletin bunca parasını bu şirketlerin sırtında bırakmamalıyız diyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum.