KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli Komisyon, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şu an, özellikle yılbaşından beri, halkımızın en büyük derdi elektrik; özellikle esnaf, çiftçiler, emekliler çok yoğun şekilde şikâyet ediyorlar. Allah'tan son aylarda kira giderleri bunun önüne çıktı da biraz rahatladınız herhâlde, aksi hâlde, elektrik çok başımızı ağrıtıyordu yani şöyle söyleyeyim: Bakkallar ve büfeler dondurma satışlarını durdurmuştu -elektrik fiyatlarından- hâlâ da durdurmuş durumda; kasaplar çok mağdur durumdalar.

Şimdi, ben olaya üç açıdan bakmak istiyorum. Birincisi saydamlık, ikincisi tasarruf, üçüncüsü de altyapı açısından.

Şimdi, "saydamlık" denince, ben, Türkiye'de her işte olduğu gibi ama özellikle elektrik işinde de şeffaflığın olmadığını düşünüyorum. Faturalara baktığınız zaman pek bir şey anlamanız mümkün değil; gece tarifesi var, gündüz tarifesi var. Hâlbuki, tek tarifedeyiz, niye gece var, gündüz var, detaylar yok. Dağıtım şirketi var, perakende şirket var, fatura kesen şirket var, böyle farklı farklı uygulamalar var. Bu konuda halkın çok bir bilgisi yok, halk sadece ödediği paraya bakıyor. Tabii, o da oldukça yüksek. Buradan da anlaşılıyor ki denetim çok eksik, TEDAŞ denetim yapamıyor, zaten daha önce de söylendi. Hâlbuki burada halkın da katılımı lazım. Bildiğim kadarıyla, Amerika'da halk mutlaka "Public Utilities Commission" diye bir komisyona davet edilirdi. Orada dağıtıcı şirket sunumunu yapar, halk da görüşlerini, tepkilerini dile getirebiliyordu. Maalesef Türkiye'de böyle şeffaf uygulamalar yapılmıyor, yapılması da istenmiyor herhâlde.

Şimdi, ikinci konu, tasarruf. TEDAŞ tasarruf için ne yapıyor? Biliyorsunuz, en ucuz elektrik tasarruf edilen elektrik. Herhâlde TEDAŞ tasarruf için "Fiyatı yükseltelim, millet kullanmasın, tasarruf olsun." diyor. Yani bu kadar basit çözüme gidiyorsa bu doğru bir çözüm değil, sadece fiyat yükselterek tasarruf olmaz. Aynı zamanda tasarruf, dış açık için de önemli; elektrik enerjisi, bizim aşırı dışa bağımlı olduğumuz bir sektör. Dolayısıyla, tasarruf şart, bunu teşvik etmek şart fakat ben bunları göremiyorum. Bunu dağıtım şirketlerinin yapması mümkün değil çünkü dağıtım şirketleri zaten tasarruftan kazanmıyorlar, harcamadan kazanıyorlar, onların işine gelmiyor. Dolayısıyla, onlardan bekleyemezsiniz, sizin yaptırmanız lazım. Örneğin, çatılara güneş enerjisi kurulumunu destekliyor musunuz? Ne kadar destek veriyorsunuz vatandaşa? Avustralya'da bir arkadaşım var, dedi ki: "8 bin dolar federal hükûmet verdi, 2 bin dolar da eyalet verdi, 10 bin dolar teşvik aldım çatıya güneş enerjisi koymak için." Bizde ne kadar? Var mı bir teşvik? Yani bunları teşvik edecek önlemleri, geleceğimizi düşünmeden sadece fatura keserek, halkın faturasını yükselterek, tabiri caizse, inim inim inleterek biz "halka hizmet veriyor" diyemeyiz kendimize. Yani bundan bir gurur çıkaramayız.

Son olarak da altyapı için konuşmak istiyorum. Tabii ki altyapı konuşuldu, arkadaşlar altyapı eksikliklerinden çok güzel bahsettiler ama benim söyleyeceğim tek bir şey var: Elektrikli arabalar geliyor, bunun için altyapımız yeterli mi, hazırlığınız var mı? Evlerde elektrik altyapısı uygun mu? Neler değiştirilmesi gerekiyor? Ne kadarlık bir masraf gerekiyor, hesapladınız mı? Burada bir hazırlığınız var mı? Bunu öğrenmek istiyorum.

Saygılarımı sunuyorum.