| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ile 64 Milletvekilinin, Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .06.2022 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Şimdi "Başkan" ifadesinin zaten çıkarılması gerekiyor da sorunlu da bir ifade. Bu kanunun 2'nci maddesinde "Başkan"dan kastedilen neymiş bakalım; İletişim Başkanı. Kanunun 2'nci maddesinde bu kanunda kullanılan terimlerle ilgili bir tarif yapılıyor, "İletişim Başkanı" deniliyor; 14'üncü maddede de bu kurulun bir başkanı var, ondan bahsediyor. Burada, bu yetkiyi kullanacak başkan kimdi bunu anlayabilsek tablo itibarıyla. Bu kurulun da bir başkanı var, değil mi? Buradaki 9 kişilik kurulun da bir başkanı var, bu bir karmaşa olmuş. Eğer burada düşünülen İletişim Başkanıysa -ki bana göre kanundaki ana tanım odur, buradaki "Başkan" da İletişim Başkanı anlamında tanımlanmış- buna ilişkin eleştirilerimizi defalarca dile getirdik, tekrar etme gereği duymuyorum. Yani bu, Anayasa'nın 28'inci maddesine açıkça aykırı bir şeydir zaten, hepsiyle aykırı, tümüyle basın özgürlüğünü öldürecek bir şeydir. Bu, Komisyonun Başkanıysa, bu Komisyonun Başkanına bu kadar yetkiyi nasıl verebilirsiniz? Komisyon Başkanı, bu Komisyona seçilecek kişileri belirliyor, çok absürt bir durum var. O yüzden "Başkan" ifadesinin zaten çıkması gerekiyor, çıkaracaksanız yerinde bir şey olur. Ama burada ana konu sadece "Başkan" ifadesinin çıkması, çıkmaması değil; çıkması gerekiyor, o konuda kesinlikle hemfikiriz yani kanunun içerisinde de bir karmaşa ifadesi hâliyle ama ana konu, tamamını, neredeyse bu üyelerin çoğunluğunu yürütme belirleyecek. Ya, bu nasıl basın özgürlüğüyle tarif edilebilir, nasıl basın dünyasıyla eşleştirilebilir? Çok da güzel önermeler var bu konularla ilgili. Basının kendi içerisinden, seçimle gelebilecek, önerilerek gelebilecek, isimler söz konusu olabilir; sendikalardan gelecek isimler söz konusu olabilir. Böyle bir kurumun çoğunluğunun, üstelik böyle hani bıçak sırtında, 9'un 5'inin idareye verilmesi açıkça niyet itibarıyla "Biz, basını iktidarın egemenliği altına alacağız." demektir. Hangi iktidar? Hangi iktidar olursa olsun fark etmiyor. Bugün bu iktidar, yarın başka bir iktidar, öbür gün başka bir iktidar.
Basında yazıyor olsaydım kıyamet koparırdım, gerçekten kıyamet koparırdım. Böyle bir kanun tartışılırken köşemi her gün bu kanuna ayırırdım ben, emin olun bunu yapardım.
Teşekkür ediyorum.