| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .06.2022 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.
İletişim Başkanlığının konumunu bu toplantı başladığı tarihten itibaren defalarca dile getirdik, tekrar tekrar dile getirmemiz gerekmiyor, kayıtlarda var.
Özellikle, basın mesleği üzerine gölge düşürecek şekilde bir idari kuruma bunların tamamının bırakılıyor olması, bir defa, tehlikeli bir şey. Demokratik devlet açısından tehlikeli olduğu kesin ama işin bir başka yanı da burada, aslında, düzenleme yetkisi verdiğiniz alanlar hukuk devleti çerçevesinde birçoğu kanunla düzenlenmesi gereken şeyler; bir idari kurumun tasarrufuna bıraka bırakılabilecek şeyler değil tanımları itibarıyla. O yüzden, Anayasa'nın 2'nci maddesine doğrudan bir aykırılık var bu maddede. Sadece Anayasa'nın 2'nci maddesi anlamında da bakmamak gerekiyor. Anayasa'nın 28'inci maddesi, Anayasa'nın 12 ve 13'üncü maddesi, 10'uncu maddesi; tümü göz önünde bulundurulduğunda -arkadaşlarımız da söylediler- kanun önünde eşitlikten tutun, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında yürünülecek yola kadar tehlikeli ve ihlal edilen Anayasa maddeleri söz konusu burada. Özellikle 12 ve 13'üncü maddeyi göz önünde tuttuğumuzda, burada getirilen sınırlama tarzı şeylerin ya da tanımlama tarzı şeylerin kesinlikle kanunla belirlenmesi gerekir çünkü basının özgürlüğünü, haber alma özgürlüğünü temel hak ve özgürlükler alanında düşünmek zorundayız, onunla ilgili tasarrufta bulunacak olan kurumsal yapılanmaların da o kapsam içerisinde değerlendirilmesi gerekir ve o kapsam içerisinde değerlendirdiğiniz andan itibaren de ona ilişkin çizdiğiniz çerçevenin kanunla çizilmesi gerekir çünkü kurumsal anlamda her türlü düzenleyici işlem aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerin özüyle karşı karşıya kalabilecek bir işlem niteliğini taşır. Anayasa'nın 13'üncü maddesine baktığımız zaman da bu yöndeki düzenlemelerin kanunla yapılabileceği, "ölçülülük" ilkesine uygun olarak yapılabileceği vesaire gibi tanımlar var. O yüzden, bu maddedeki ana kısım, kanunla düzenlenecek konuların yönetmeliğe bırakılması yönündedir. Böyle geçerse sanıyorum Anayasa Mahkemesinin önüne götürürüz.
Diğer kısım da işte, arkadaşlarımızın da tarif ettiği -artık çok uzun uzadıya üzerinde durmaktan ben de yavaş yavaş ayrılacağım çünkü zaman kaybına neden oluyor- İletişim Başkanlığının konumudur, idari bir kurumun bir komisyon üzerinde tahakküm oluşturabilecek derecede düzenleme yetkisine sahip olmasıdır. Buradaki birtakım düzenlemeler eğer Anayasa'nın 12'nci, 13'üncü maddesi üzerinden bakmayacağımız derece bir masumiyet taşıyorsa temel hak ve özgürlükleri sınırlama ya da sınırlamama anlamında -bir kısmı için söylüyorum- onların da Komisyonun kendisinin yapması gereken düzenlemeler olması gerekir.
Teşekkür ediyorum.