KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, burada önce gerekçeye baktım, gerekçeyi okudum fakat gerekçede neden başsavcılıktan Basın İlan Kurumuna kaydırıldığına dair herhangi bir ögeye rastlamadım yani gerekçesiz. Evet, orada iki cümle var ama nedeni yok. Oysa gerekçe, bir maddenin neden konulduğuna dair nedeninin ve amacının ne olduğunu açıklayan bir altyapıdır, bir ön bilgidir, saiktir ama bu öngörülmemektedir; birinci husus bu.

İkinci konuysa şu bakımdan daha önemli: Cumhuriyet başsavcılıkları, geleneksel olarak basın-yayın hayatına başlarken bu makamlar, bu merciler muhatap alınır ve bütün bilgiler cumhuriyet başsavcılıklarında toplanır. Hangimiz basın-yayın hayatıyla ilgili girişimde bulunduysa bu böyle olmuştur. Bunun bir mantığı da şudur: Herhangi bir biçimde sorumluluk doğduğu zaman, sorumlu olduğunuz bir derginin genel yayın yönetmeni olmanızdan kaynaklı olarak basın savcısı harekete geçer, dolayısıyla yargısal kovuşturma ve soruşturma o çerçevede başlar, devam eder. Bu aslında basın-yayın sorumluları açısından da önemli çünkü daha başta savcılıkla muhatap oluyorlar ve bir tür caydırıcı bir etki bırakıyor, yaratıyor. "Ben kanunlara uygun olarak bu işi yapacağım." diye savcılık önünde, yargı mercileri önünde taahhüt ediyorlar. Şimdi, bunun aynı zamanda şöyle bir pratik tarafı var, Türkiye'nin bütününde örgütlü bulunuyor ve siz bizzat gidiyorsunuz savcılık huzuruna belgelerinizle, temiz kâğıdı ve diğerleriyle ve bizzat teslim ediyorsunuz. Bu durumda acaba gerekçe olmadığına göre, bulunmadığına göre Basın İlan Kurumunun bütün Türkiye'de örgütlenmesi mi söz konusu yoksa Basın İlan Kurumuna sadece yine internet yoluyla bunun bildirilmesi yeterli mi olacaktır? Bu tür sorular artırılabilir fakat dediğim gibi, geleneksel olarak cumhuriyet başsavcılıklarında toplanan bu yetki neden oradan alınarak aynı şekilde, arkadaşların da belirttiği gibi, idari ve siyasal hiyerarşik yapı içerisinde bağımlı olan bir kurula veriliyor? Bunun anlaşılması mümkün olmadığından, hâliyle, biraz önce değinildiği üzere, benim de değindiğim üzere konuyu, basın özgürlüğünü zedeleyip zedelemediği açısından ele almamız gerekiyor ki burada da 13'üncü maddenin ölçütleri, demokratik toplum kuralı, gereklilik, elverişlilik ölçütü ve hakkın özüne dokunup dokunmaması açısından bu düzenlemeyi irdelememiz gerekir. Bu şekliyle, yine arkadaşların vurguladığı gibi, bir anayasallık sorunu karşısında bulunduğumuzu söyleyebilirim.

Teşekkür ederim.