KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Değerli üyelerimiz, bugün, Komisyonumuz bünyesinde kurulan Göç ve Uyum Alt Komisyonu tarafından tanzim olunan ve görüşülerek kabul edilen Türkiye'de Düzensiz Göç ve Düzensiz Göçle Mücadele Van Örneği Raporu'nu görüşmek üzere toplanmış bulunuyoruz.

Gündemimize geçmeden önce Komisyona yapılan bireysel başvurularla ilgili olarak heyetinizi bilgilendirmek istiyorum. Komisyonumuza 27'nci Yasama Döneminde, 14 Haziran 2022 itibarıyla ulaşan toplam başvuru sayısı 11.083'tür. Bu başvurulardan 10.182 adedine işlem yapılmıştır. Bekleyen başvuru sayısı 432'dir.

Komisyonumuzca işleme alınan başvuruların konularına göre dağılımı şu şekildedir: Cezaevi sorunları 8.356, yargıya ilişkin sorunlar 2.300, yasal düzenleme talebi 612, yerinde inceleme talebi 416, kolluk uygulamaları 271, memur sorunları 154, yardım talebi 143, işçi sorunları 108, sosyal güvenlik işlemlerinden şikâyet 62, engelli sorunları 50, yurt dışında yaşayan Türklerin sorunları 41, komisyonun girişimde bulunması talebi 37, gayrimenkul sorunları 34, yabancıların sorunları 33, güvenlik soruşturması kaynaklı sorunlar 29, üniversite ve YÖK sorunları 42, terör kaynaklı sorunlar 27, askerlikle ilgili sorunlar 20, kayıp vakaları 18, memuriyet sınavı sorunları 12, yabancı ülkelerde bölgeler ve uluslararası kuruluşlarla ilgili sorunlar 8, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yardım talebi 1.

Değerli üyelerimiz, bildiğiniz üzere göç hukukuna ait kimi kavramların yanlış kullanımından kaynaklı kavram kargaşası yaşanabilmektedir. Bu bağlamda, kavram kargaşasının ve buna bağlı olarak toplumda ortaya çıkan kimi yanlış anlaşılmaların önüne geçmek amacıyla göç hukukuna ilişkin bazı kavramlar hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. Zira, göç yönetim süreçlerinin doğru anlaşılabilmesi için öncelikle göç terminolojisinin doğru bir şekilde kullanılması gerekmektedir ve elbette, toplum önünde söz söyleyen kişilerin bu kavramlar konusunda netliğe sahip olması ve kavramları da yerli yerinde kullanması gerekir ki karıştırılmasın.

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'na göre ülkemizde yabancıların hukuki statüleri: Bir, düzenli göç; iki, uluslararası koruma; üç, geçici koruma olarak sınıflandırılmaktadır.

Düzenli göç, yabancıların yasal yollarla Türkiye'ye girişini, Türkiye'de kalışını ve Türkiye'den çıkışını ifade etmektedir. Düzenli göç kapsamında vize, ikamet izni ya da çalışma izni olan yabancılar Türkiye'de yasal olarak kalabilmektedirler.

Uluslararası koruma ise 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nda 3 başlık altında düzenlenmiştir: 1) Mülteci, 2) Şartlı mülteci, 3) İkincil koruma.

Uluslararası koruma başvurusunda bulunan yabancılar; ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir toplumsal gruba mensubiyeti ya da siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktukları için bu başvuruda bulunabilirler.

Ülkemizin, Cenevre Sözleşmesi'nin 1'inci maddesindeki mekân bakımından öngörülen seçme hakkını kullanarak coğrafi kısıtlamayla kabul etmesine bağlı olarak, Avrupa Konseyi ülkelerinden gelen yabancılara "mülteci", Avrupa Konseyi ülkeleri dışından gelen yabancılara ise "şartlı mülteci" statüsü verilmiştir ve denilmektedir. Yani Venedik Sözleşmesi imzalanırken İkinci Dünya Savaşı'nın etkileri devam ettiği için, daha ziyade o savaştan kaçanlar bugün itibarıyla Avrupa Konseyi ülkesi vatandaşlarının kaçtıkları ya da sığındıkları nazara alınarak, Cenevre Sözleşmesi'nde "mülteci" tanımı sadece Avrupa'dan göç edenler için kullanılmıştır. Dolayısıyla, bir başka kıtadan ya da ülkeden, Avrupa Konseyi ülkesinin dışından gelenler için "mülteci" ifadesi kullanılamaz, birincisi bu arkadaşlar.

Avrupa Konseyi ülkeleri dışından gelen yabancılar için "şartlı mülteci" statüsü verilmiştir. Yine, ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek, işkenceye, insanlık dışı veya onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak uluslararası veya ülke genelinde silahlı çatışma durumlarında ayrım gözetmeyen, şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak yabancılar için de "ikincil koruma" statüsü verilmiştir, üçüncü bir ülkeye yerleşene kadar Türkiye'nin koruması altında kalabilirler.

Arkadaşlar, Avrupa Konseyi ülkesi dışından gelenler için "mülteci" ifadesini kullanamıyoruz. Avrupa Konseyi ülkesi dışından gelenlerin milliyetine, tabiiyetine, uğradığı zulme nazaran sığınma talebinde bulunanlar için "şartlı mülteci" talebini kullanıyoruz. Aynı şekilde, yine Avrupa Konseyi ülkesi dışından gelip de geldiği ülkede ölüm cezasına, işkenceye maruz kalabilecek kişiler için de "ikincil koruma" ifadesini kullanıyoruz. "Sığınmacı" ifadesi 1990 yıllarında çıkarılan mevzuatımızda kullanılan bir ifadeydi, artık bu ifade Türkiye'de mevzuatta kullanılan bir ifade olmaktan çıkmıştır.

Peki, geçici koruma nedir? Geçici koruma, 28 Nisan 2011 tarihinden itibaren Suriye'den gelen Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarına, vatansızlara tanınan bir haktır ve ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla -şimdi altını çiziyorum- kitlesel olarak, tek tek değil, kitleler hâlinde sınırlarımıza dayanmış, kitleler hâlinde gelmiş, sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara sağlanan korumadır. Tek tek değil kitlesel hâlde, o savaş nedeniyle sınırlarımıza dayanmış, o topluca gelenler için kullanılan statü geçici korumadır, geçici koruma.

Bu çerçevede, ülkemizde şu an 3 milyon 764 bin 193'ü geçici koruma altında Suriyeli, 1 milyon 427 bin 804'ü ikamet izni sahibi... Bunda da Bulgaristan'dan gelen var, Ahıska'dan gelen var, Batı Trakya'dan gelen var, Kosova'dan gelen var, Makedonya'dan gelen var; bunların içerisinde Kırım'dan gelenler de var ikamet izniyle kalanlar olarak.

Diğer yandan, düzensiz göç ki bugünkü konumuz düzensiz göçle alakalı. Düzensiz göç ile düzenli göç yani geçici koruma, şartlı mülteci, ikincil koruma gibi ifadeler birbirinden farklıdır. Düzensiz göç, bir yabancının ülkeye yasa dışı yollardan girmesi, çıkması ya da ülkeye yasal yollarla girmiş olup yasal kalma süresi dolmasına rağmen ülkede kalmaya devam etmesi -ne gibi, ikamet izni bittiği hâlde devam etmesi gibi- veya izinsiz çalışması durumlarını ifade etmektedir. Demek ki arkadaşlar, düzensiz göç, yasa dışı yollarla girmiş, girmeye çalışan ya da yasal yolla girmiş olup da kalma süresi artık bitmiş olanlar için kullanılan bir ifadedir. Yani son günlerde Afganistan'dan, sair yerlerden geçmeye çalışanlar düzensiz göç mensuplarıdır; kaçak yollarla girmeye çalışmaktadırlar ve ülkemizde bulunmaları yasal değildir. Yani düzensiz göçmenlerin bir kısmı baştan itibaren düzensiz göçmenken bir diğer kısmı da sonradan düzensiz göçmen hâline dönüşmektedir. Ne dedik? İkametle girmiş, ikamet etmiş; çalışma izni var, bitmiş; vize süresi var, bitmiş; bunun gibi. Bu açıdan, düzensiz göçmenler ile mülteciler ve özellikle uluslararası koruma arayan yabancılar birbirinden çok farklı gruplardır. Irkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı bir zulüm, yaşam hakkının ihlali ya da tehdidi sonucu insanlar sığınma talebinde bulunmak veya iltica etmek zorunda kalmaktadırlar. Düzensiz göçte ise yabancılar daha çok ekonomik sebeplerle ülkemize gelmeye çalışmaktadır ya da ülkemizden transit geçiş yapmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla, en son Ukrayna-Rusya Savaşı neticesinde sığınmacı durumuna düşen 6 milyon Ukrayna vatandaşında da görüldüğü üzere, sığınmacılık bir talep değil bir zorunluluktur.

Bu açıdan da ülkemiz, düzensiz göç ve düzensiz göçle mücadeleyle yakından ilgili olan göçmen kaçakçılığıyla mücadele konusunda uzun yıllardır çalışmalar yürütmektedir. En son, biliyorsunuz, yapmış olduğumuz kanunla da göçmen kaçakçılığının suçunu ağırlaştırdık, katalog suçlar içerisine dâhil ettik ki tutukluluklarıyla ilgili hususlar nazara alınsın diye.

Göç ve Uyum Alt Komisyonu tarafından hazırlanan ve bugünkü toplantımızın gündemini oluşturan rapor, ülkemizde düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı konularında son yıllarda artarak devam eden çalışmaları ortaya koymaktadır. Van'da yaptığımız, özellikle İran, Afganistan ve Pakistan üzerinden gelen düzensiz göçmenlerle ilgili ülkeye girişlerinin engellenmesi, yakalanması ve sonrasında geri gönderilmesiyle ilgili yapmış olduğumuz çalışmadır, bugünkü raporun durumu.