BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

Olimpiyat Köyü'nde düzenlenmesi için 2000'li yıllardan itibaren İstanbul'da kamulaştırmalar yapılmıştır. Kamulaştırma çerçevesinde uzun yıllar arsa sahipleri de hukuki mücadelelerini sürdürmüştür. Olimpiyat düzenlenmesi amacıyla kamulaştırılan bölgelerin büyük bir kısmı Başakşehir Belediyesine devredilmiş ve ilgili belediye, değerlenen bu alanı gayrimenkul alanına dönüştürmüştür. Gelinen noktada amaç olimpiyat alanı oluşturmak iken belediyenin haksız kazanç elde etmesine yol açmıştır. Bu çerçevede, bugüne kadar bahsettiğiniz 1.400 adet 250 metrekarelik parsellerden ne kadarı kamulaştırılmıştır, ne kadarının bedeli ödenmiştir, burada yapılan imar değişikliğiyle ne kadar alan satışa sunulmuştur?

Yine, bu kapsamda, Başakşehir Belediye Başkanlığı, Maliye Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü ve İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu arasında imzalanan bir protokolle İstanbul Olimpiyat Parkı'nda alanın Spor Genel Müdürlüğüne tahsis edilmek şartıyla kamulaştırılması kararlaştırılmıştır. Ancak Başakşehir Belediyesi adına tescil edilen bu arsalar "olimpik park" olarak değerlendirilmek yerine gayrimenkul olarak değerlendirilmek suretiyle özel şirketlere satılmıştır. Sayıştay, 2018 yılında telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunmuştur ama buna rağmen arazi satışları devam etmiştir. Dolayısıyla, telafisi mümkün olmayan sonuçlar da kendiliğinden doğmuştur. Bu kapsamda, şu ana kadar kaç metrekare arsa satılmıştır?

Başakşehire rantın yolunu açan 924/2016 tarihli ve 189 sayılı protokol. Bu protokolde, Başakşehir Belediyesinin imar değişikliği yaparak gayrimenkul satış yapma yetkisi doğrudan verilmese de Belediye, protokolün bütünlüğüne tamamen aykırı olan söz konusu arazi üzerinde her türlü ve her ölçekte plan, proje, jeolojik etüt, ifraz, tevdit, ihdas, terk, takas ve ihale çalışmaları kapsamında yapacağı işlemler konusunda, hak sahibi olduğu iddiasıyla verdiği taahhütleri de maalesef yerine getirmemiştir. Bahsi geçen Belediye, kendisine doğrudan verilmeyen yetkiye rağmen ödemesi gereken kamulaştırma bedelini de ödemekten imtina etmekte, zamana yaymaktadır. Üstüne üstlük, bir de aynı zamanda, mevcut kamulaştırma bedellerini bahane ederek Belediye adına, Başakşehir Belediye Meclisinden borçlanma yetkisi talebinde de bulunmuştur. Ancak, Belediyeye hem borçlandığı kısımdan hem de arsa satışından kamulaştırma bedelini ödememektedir. Bu arada, 2018 yılı Sayıştayın uyarısına rağmen 1.425 ada, 9 parsel, 26 ada, 8-9-10-11 parsel protokol amacı olan olimpik park alanı yerine, imar planında değişiklik yapılarak konut alanına çevrilmiş ve satışı gerçekleşmiştir.

Şimdi, tabii, asıl olan İstanbul'da zaten nefes alacak bir alan yok. İstanbul bugün dünya başkenti, ticaretin başkenti. Bu tür alanlar dünyanın her tarafında özel alan olarak değerlendirilir, gelecek nesillere de bu çerçevede devredilir. Bunun sağından solundan tıkıştırmayla, biraz kırpmayla... Bugün Atatürk Orman Çiftliği'nin, mevcut, başlangıçtaki metrekaresi ile bugünkünün arasında yüzde 100 fark var. İstanbul Olimpiyat arazisi olarak tahsis edilen bu bölgenin de giderek böyle sağından, solundan kırpılarak kuşa dönmesinden endişe ediyoruz. Bu konuyla ilgili çalışmalarınız var mı? Belediyeyle yaptığınız protokoller kapsamında kamulaştırmayı belediyeye vermişsiniz, oradan alınan bedellerle parselleri satarak karşıladığınız söyleniyor ama bize gelen bilgilere göre maalesef kamulaştırma bedellerinin de ödenmediği bilgisi var. Aynı şekilde, tabii, kamulaştırılan arazilerde insanlar arazilerini buraya "Olimpiyat alanı yapılsın." diye tahsis etti. Dolayısıyla, çok düşük ücretlerle bu kamulaştırmalar yapıldı. Bugün, bunun yerine, değerli... Yani konutlar yapıldığı zaman siz bir noktada insanların hak ve hukukunu da bu manada gasbetmiş oluyorsunuz. Öbür türlü, buraya, insanların kendi arazileriyle ilgili şu an hiçbir tasarruf yapma hak ve hukukları yok. Yani bunu bir çözüme kavuşturmanız lazım. Bu yeşil alanlar konusu... Bu olimpiyat alanlarını sadece olimpiyatların yapılacağı alan olarak düşünmeyin. Bugün İstanbul deprem bölgesinde, önümüzdeki dönemde ciddi oranda da deprem riski var. Bunlar aynı zamanda deprem açısından toplanma alanları, şehrin nefes alma alanları. Buraları gözünüz gibi korumanız lazım. Ümit ediyorum bundan sonra bunlar da bir çözüme kavuşmuş olur. Buralarda biz beton yığınları görmek istemiyoruz. Bu millet size bu maksatla burayı emanet etti. Ben emanete sahip çıkacağınızı düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.