KOMİSYON KONUŞMASI

SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Manisa) - Biz de kanunlara uygun olarak, bütün çevreci yapılara saygı duyarak büyüyen, gelişen, 65 bin kişiye istihdam sağlayan Manisa'nın temsilcisiyiz. O anlamda, sadece Antalya değil, 81 ilimiz aynı kanunlarla yönetilmekte ve bugünkü sanayi gelişmişliğimizi 81 ilin "puzzle" olarak birlikte, birleştirerek ortaya koyduğu güçle sağlamış durumdayız. O anlamda, Antalya'yı bağlayan kanunlar hepimizi bağlıyor; Antalya'yı güzelleştiren, doğru sanayiyi sağlayan kanunlar her yer için geçerli. O anlamda, biz, doğru yapılanmayla sanayimizin ülkenin gelişmesine ve büyümesine katkı sağlayacağı kanaati ve inancıyla bu yasaları yapıyoruz. Düzenlenmemiş, herhangi bir kontrol, denetim ve gelişmeye yönelik önü açılmamış olan bir büyüme modelini düşünür müsünüz? İşte, istihdam rakamlarından bahsediyorum, Manisa'mızda bugün işsizlik oranı yok denecek kadar azdır yani hangi sanayi bölgesine girdiğinizde hangi caddeye girerseniz girin bütün fabrikaların... Artık, hani, günümüz modernitesinde internetten bir eleman ilanı vermenin dışında, Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde "Artık bu taleplerimize bir yanıt gelmiyor, görün." diye fabrikaların parmaklıklarında "Eleman aranıyor." ilanları var.

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Beyaz yaka mı, mavi yaka mı?

SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Manisa) - O anlamda, tabii ki biz bunu neyle sağlıyoruz? Organize sanayi bölgesinin lokomotif etkisini gösterdiği istikrarlı istihdamla sağlıyoruz. O anlamda, sanayiciliğin doğru, düzenli, planlı ve hatta daha da güçlendirilebilir modelde olması için kümeleşmeye yönelik olarak teşvik edilmiş, desteklenmiş bir şekilde genişlemesi, büyütülmesi hepimizin çıkarına. Bu ülkenin gelişmesi, yurt dışında ekonomik katma değeri artmış ürünlerle aranılan bir marka hâline gelmesi hepimiz için bir itibardır. Bu anlamda, ben özellikle kendi ilimi örnek gösterebiliyor olmanın gururuyla, hani, sanayi bölgelerimizin kurulu oldukları bölgelere modernizasyon, yenilikçi ürün ve üretim modelleri ile üretim kabiliyetinin gelişmesini sağladığını öngörerek bunun planlı gitmek adına böyle öngörülmüş yasalarla güçlendirilmesini çok anlamlı ve güçlü buluyorum.

Onun haricinde, hani, münferiden konuşmalara herhangi bir cevap vermek istemiyorum ama hani, konjonktür... İşte "Enerji ve petrol fiyatlarını öne almayı gündem olarak gerektirirken neden bu yasa?" deniyor. Biz bu yasayı şimdi doğru, eksiksiz, tam olarak yapacak ve uygulayacağız ki küresel olarak Türkiye ekonomisi ve iktidarı kararlarından bağımsız olarak görmekte olduğumuz, yaşamakta olduğumuz ekonomik dalgalanmanın krizlerin fırsata çevrilmesi mantığıyla, bu dalgalanma bittiğinde biz Türkiye olarak dünyada üretim kabiliyetiyle ve üretim kapasitesiyle... Sadece kabiliyet sahibi olmamız yeterli değil, biz, evet, Türkiye olarak aranılan, kabiliyet sahibi bir ülke durumundayız.

Geçen hafta Almanya'da EUROGUSS Makine Fuarı vardı, buraya Manisa'dan birçok sanayicimiz katıldı, dönüşlerinde aldığımız "feedback" şudur ki eskiden her bir şeyde, fuarın her bir bölümünde ziyaretçi ve katılımcı olarak Uzak Doğu firmaları ve Uzak Doğulu kişilerin baskın olduğu bir fuar kültürü vardı. Şu anda, bu yıl artık Uzak Doğu'nun yerini firma ve katılımcı anlamında Türklerin tamamen almış olduğunu gördük. Şimdi artık aranılan ve piyasada yatırım ve girişim anlamında hareket hâlinde olan, makine alımı yapan da bu makineleri satmak üzere orada sergileyen de Türk firmaları artık. O anlamda, biz, şu anda bir eşiği aştığımızı, dünyada aranılan bir Türkiye markası oluşturduğumuzu, üretim kabiliyetimiz olduğunu kabul ederken üretim kapasitemizi de bizden gelecek olan talepleri karşılayacak şekilde genişletmeliyiz. Bunun için de büyümemiz gerekiyor; yatırım alanlarımızı genişletmemiz gerekiyor, yatırım alanlarımızın doğru genişlemesi için de önceden bu yatırım alanlarının sınırlarını, kurallarını, koşullarını belirleyen yasaları bizim Meclis olarak öngörüp hazır etmemiz gerekiyor. Bu anlamda kıymetli Ayhan Vekilimizle böyle bir karşılıklı yanlış anlamaya girdik. ÇED'le ilgili hassasiyetinize hepimiz sahibiz. Burada 4'üncü maddede düzenlenen konu da "ÇED'e Gerek Yoktur" değil, ÇED'le ilgili uygulamada iki farklı belirleyici madde olup bir muallaklık kalmaması. Buradaki ÇED maddesi güncellendiğinde diğer kanun metninde geçen ÇED maddesi aynı şekilde güncellenmediğinde bir ikilik doğurup "Hangisine tabiyiz?" muallaklığını ortaya koymaması adına, bürokraside hızlandırma, yatırımcı ve girişimcilerimizde netlik, herhangi bir ikiliğe gerek bırakmayan bir tek kanun uygulaması sağlayabilmek adına burada "Tek ve güncellenen kanuna tabidir." deniyor, kesinlikle ÇED ortadan kalkmıyor. O anlamda, hep birlikte çevremize saygılı olarak, doğamızı koruyarak, elbette ki tarımın da bir güç olduğunu, elbette ki çevrenin de bir gereklilik olduğunu bilerek ama güçlü ve büyük Türkiye'yi sanayi hamlesiyle oluşturacağımızı unutmadan bu kanunu desteklemenizi bekliyorum.

Bu kanunda emek vermiş bulunan başta ilk imza sahibimiz Sayın Mehmet Erdoğan Vekilimiz olmak üzere tüm katkı sunanlara teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.