KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; hepinize öncelikle iyi günler dilemekteyim.

Sayın Başkan, bulunmuş olduğunuz davranışınızdan dolayı çok teşekkür edeyim, Komisyon üyelerinden önce söz almak iyi oldu, ben de rica etmiştim. Semra Hanım'dan da bundan sonraki söz hakkımda izin isteyeceğim, öyle almak isteyeceğim, onu da öğrenmiş oldum.

Teşekkür ediyorum Semra Hanım, sağ olun (!)

İş dünyası ve sanayiciler olarak şu masanın etrafındaki hiç kimse yatırıma karşı değil, mutlaka yatırımların çok doğru, çok düzgün, hem tabiata uygun hem insan haklarına uygun hem de olması gereken yerlerde yapılması lazım. Tabii, Türkiye çok büyük bir ülke, bu büyük ülkede bunu bir türlü siz beceremediniz yirmi yıldır. Demin Sayın Başkan toplantımızı açarken çok güzel konuya değindi, "Bugüne kadar tabiatı sanayiyi geliştirirken pek dikkate almadık." dedi. Ama yirmi yıl sonra bunun akla gelmesi tabii ki beni üzdü. Yirmi yıldır bu iktidarın sanayiye verdiği destekleri veya köstekleri hepimiz yaşamış olduk. Daha önceki Komisyon toplantısında da ben bunu dile getirmiştim, siz ilk iktidara geldiğiniz dönemde, 2004-2007 döneminde, hatta 2008 dâhil olmak kaydıyla hiçbir şekilde sanayiye destek vermediniz, tümüyle ithalata destek verdiniz ve yine söylüyorum, geçenlerde de konuşmuştum; Körfez'e, İzmir Körfezi'ne gelen her gemi Türkiye'de bir fabrika kapattı, Çin'den gelen her gemi. 2008'den sonra ayaklarınız suya erdi, ondan sonra başladınız "Sanayi önemliymiş, sanayiye teşvik verelim." diye ama hakikaten bazı şeyler de çok geç oluyor.

İnşallah, bu sanayinin gelişmesi bize imkân olacak çünkü Türkiye'nin genişlemiş olan bölgesinde bu sanayi entegrasyonunu belirli bir merkezde büyüterekten geliştirmek lazım. Bunu sadece Kocaeli'deki körfeze, İzmir'deki körfeze, Manisa'nın belli bir kesimine ve böyle çok verimli yerlere de sıkıştırmamak gerekir, bunu Anadolu'nun değişik noktalarında da geliştirmek gerekir. Demin Denizli Milletvekili arkadaşımız da dile getirdi, hakikaten daha önceki dönemlerde "Anadolu'nun aslanları" denilen yerler Denizli'ydi ama Denizli'de şu anda Anadolu'nun kedilerini bulamıyoruz, aslanları nerede kaldı diye de sormak isterim.

ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Şahin Bey yok.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Evet, Şahin Bey söylemişti. Şimdi Anadolu'nun kedileri yok ortalıkta.

Demin sevgili Çetin Başkan Aliağa'yı ele aldı, ben de konuşmamda Aliağa'yı ele alaraktan gündeme girmek istedim. Aliağa'da bir yer var, 2009'da doğrulmak isteyen ama hâlâ ölü doğum yapılmış bir alan bulunmakta, 102 hektarlık bir alan. Burada tek tek takip ettiğim konu, 10/5/2019 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı'yla bölge için harekete geçildiği bildiriliyor, arkasından 2009 Kasım tarihinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından münferit yatırım yeri ilan edildiği söylenen ve ihalesinin gerçekleştirildiği belirtilen Aliağa Endüstri Bölgesi'ne dair, 2009'dan bu yana süreci takip etmekteyim. Aralık 2019'da bu bölgenin mera vasfında olduğu, sürecin Bakanlık tarafından takip edildiği belirtildi, ağaçlandırma da bu işin içinde. Ocak 2020, arazinin kendi yerine de gittim, hatta o tarihte 2019'da fotoğraflarım da var, yerinde fotoğraf çektirdim. 2020 Ocak ayında bölgeye dair gelişmeleri Bakanlığa sordum. 22/4/2020 tarihinde tarafıma gelen cevapta münferit yatırım yeri olarak ilan edilen alanın yatırıma hazır olması için her türlü yatırım, işlem ve harcamanın yatırımcı tarafından yapılacağı belirtildi. Ayrıca, 2022 yılına kadar da bölgenin yapımının tamamlanacağı belirtildi. Ayrıca bu bölgenin kurulumuyla birlikte cari açığın 327 milyon dolar azalacağının öngörüldüğü, benim soru önergeme karşı gelen bir cevap. Kasım 2019'da münferit yatırım yeri olarak ilan edilen bölgeye dair, 16 Kasım 2020 tarihinde Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan 2021 bütçe görüşmeleri sırasında Bakan Varank'a, bu endüstri bölgesiyle ilgili, Ocak 2020'de bir soru önergeme gelen, bölgenin hâlen mera vasfının devam ettiği ve kamulaştırılmadığı yönündeki cevap üzerine bu konuyu sordum. Nisan 2021, yine bu soru önergeme gelen cevapta, alanın mera vasfının değişmesi yönünde sürece dair Tarım ve Orman Bakanlığının adım atmasını beklediğini söyledi. Ayrıca, yine yatırımcının yapacağı sabit yatırım tutarının binde 1'i tutarında rakamın Bakanlığa ödenmesinin beklendiği söylendi. Bu bedelin yatırılmasının ardından gereken iznin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verileceği ve bu alanın kırk dokuz yıllığına irtifak hakkının firmaya verileceği söylendi. İlk noktada 2022'de bitirilmesi planlanan bölgeye dair Nisan 2021'de söylenen, tüm aşamaların sona ermesinin ardından üç yıllık gibi bir süre tesislerin kurulmasının planlandığı belirtildiği, yani takvimde 2024 yılı gibi söz etmek mümkün olmakta. 2 Ekim 2021 tarihinde, yatırımcı firmaya, 26 Ocak 2021'de alanın mera vasfının kalktığına dair bilgi verilmiştir. 8 Ekim 2021'de de firmayla görüşmelerde tapu tescil işlemlerinin tamamlanması aşamasında olduğu söylenmiştir. Şu anda çivi çakılmıyor ve çakılamıyor. Gelindiği noktada el atmak istediğiniz bu kez endüstri bölgeleri, aynı OSB'lerdeki yönetimlerin başına başöğretmen getirmeye çalıştığınız ve TİM için "Genel Sekreterlik terminolojisi içinde bir ayda genel sekreter atayamazsanız, biz kabul etmezsek Sanayi Bakanlığı bu genel sekreteri atar." diye bütün hâkimiyeti tek adam iktidarının eline almaya çalıştığınız bir noktadayız yine. Bu iş, sanayi ve ticaret odalarını da kapsamakta. Bu kapsam dâhilinde endüstri bölgelerine böyle bir karar çıktığı takdirde yetki sadece Cumhurbaşkanlığına ve Sanayi Bakanlığına, küçük ve büyük bölgeler diye tarif edilirse küçük neye göre ediliyor? 100 dönümün altında. Büyük neye göre ediliyor? 250 dönümün üstünde. Cumhurbaşkanlığına tevdi edilen bir yapı bu. Böyle bir tarif olamaz. O zaman ticaret ve sanayi odalarını kapatalım, hiçbir işlevi kalmıyor, hiçbir şansı kalmıyor yaşamanın. Bizler, hepimiz hemen hemen oraların çarkından geçmiş insanlarız. Burada başkanlık yapan var, ben ticaret odasının yönetim kurulunda bulundum, Tahsin Bey öyle, sizlerden öyle arkadaşlarımız var. Nasıl bu konuya bir sonuç verdireceğiz? Benim aklım havsalam almıyor.

Mayıs 2022'de en son burada İhracatçılar Meclisinin -daha bir ay olmadı- konusunu değerlendirdik. Yani nereye varmak istediğinizi... Demin Ayhan Bey'in de dediği, gibi bütün çalışmalarımızın hepsinin sadece Cumhurbaşkanına bağlanmasını mı tercih ediyorsunuz? Ya, bu tercihlerin hepsini açık söyleyin, biz de hem Mecliste ona göre değerlendirme yapalım, hem Meclisin, parlamenter düzenin nasıl yürüyeceğine bir karar verelim. Bu kararsızlığınız bizi şaşkına çevirmekte. Her getirdiğiniz bir torba yasa, her getirdiğiniz bir kanun, direkt Cumhurbaşkanının yetkili kılınması gerçekten anlaşılır gibi değil. Bunu da açıklamanızda fayda görmekteyim.

Taslak kanun "Endüstri bölgelerinde yer alan yatırımlara ilişkin Cumhurbaşkanınca ek teşvikler belirlenir." diyor. Bu ek teşvikleri neye göre belirleyeceksiniz? Demin Tahsin Başkan'ın anlattığı gibi, bölgeler yine akraba taallukata tahsis edilmiş vaziyette. Bu akrabalara mı bu teşvikler belirlenecek yoksa neye göre tespit edilecek? Yatırımcının yapacağı yatırım teşvik olayı ağır sanayiye göre mi teşvik edilecek yoksa bilim, teknoloji ve bilgisayar teknolojisine uygun yatırım için mi teşvikler verilecek? Bunların da bir açıklığı yok hiçbir şekilde ortada.

Ayrıca ÇED çok önemli bir konu. Bu ÇED'de de "Hiçbir yer gözetim altında olunmayacak." diye bir tabir var. "ÇED alınmayacak raporlar" deniliyor. O zaman aklıma bir şey geliyor, senelerdir son dönemde "millet bahçesi" diye bir şey çıkardınız, 297 adet millet bahçesi yaptınız, buraya ayırdığınız bütçeleri soruyoruz, cevap alamıyoruz arkadaşlar. Bu millet bahçeleri de acaba ÇED dışında kalıp yarın öbür gün endüstri sanayi bölgesi kurar mısınız? Böyle bir düşünceye hasıl olalım mı diye düşünmeden yine geri alamıyorum kendimi.

Ve son sözüm, fazla da uzatmak istemiyorum, fazla da sizi üzmek de istemiyorum. Yani dünya ve Türkiye... Yani Türkiye'yi dünya şu anda yatırım yapabilecek alan olaraktan görmemekte. Sistem -Almanya'dan bahsettiniz- 2017'den beri Türkiye'ye doğru düzgün bir yabancı yatırım alamadı. Hepimiz burada sanayiciyiz, bir tane örnek zor verirsiniz ancak yerli yatırımcıların yaptıklarıyla ayakta durmaktayız. Bizim şu anda iktidarımıza ve bu sisteme dünya güvenmemekte. Bunu da size bir soru işareti, kocaman bir soru işareti olaraktan bırakıyorum, herkes kendi cephesinden düşünebilir.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Saygılar sunarım.