| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .06.2022 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Toplantımızın başında Grup Başkan Vekilimiz Sayın Özgür Özel Türkiye'de yaşanan bir utancı örnekleriyle dile getirdi. Basının her alanında bir ayrımcılık söz konusu, siyasi anlamda da bir baskılama söz konusu. Cezalandırmalar söz konusu olurken muhaliflere ceza yağdırılıyor ama başka şikâyetler söz konusu olduğunda RTÜK ve benzeri kuruluşlar o şikâyetleri ele bile almıyor. Bu, acıdır, bu, demokratik bir devlet tanımlaması yapma isteğimiz varsa hepimizin karşı çıkması gereken bir şeydir, en çok da iktidar partisi milletvekillerinin bu tabloya karşı çıkmaları gerekir çünkü bu yönetme biçiminin sorumluluğunu, arkasında durdukları irade olarak kendileri taşıyorlar. Ayıptır ve yazıktır; bu ülkenin muhalif duran basınına "Kaşının altında gözün var." diyerek cezalar yazdırılan bir yerden geçiyoruz.
İkinci ayrımcılık da bu resmî ilan ve reklamların dağıtılması sırasında Basın İlan Kurumu ve diğer kurumlar tarafından yapılıyor. Sayın Özgür Özel -özellikle söz ettim- toplantımızın başında tirajı itibariyle 21'inci sırada olan bir gazetenin en çok reklam alan, kamu kurumları tarafından en çok reklam verilen gazete olduğunu teşhir etti. Orada, bazı gazetelerin de hiç almadığını, hiç reklam verilmediğini, hiç ilan verilmediğini tanımladı. O yüzden, buradaki düzenlemeyi biraz daha geniş tutmak gerekiyor; sadece internet haber siteleri değil, radyo televizyon kuruluşları ve diğer basın kuruluşlarına, kimlere ilan verilebileceği ve kimlere, ne tür ilanların verildiğinin şeffaflık gereği kamuoyuna duyurulması gerekiyor. Bu madde metninin o şekle evrilmesi gerekir çünkü halkımız parasını ödüyor bunların. Sizin kamu kurumları adına vermiş olduğunuz her türlü ilanın, reklamın bedeli suyu içerken vergi veren vatandaşın cebinden çıkıyor. Çocuğunu okula gönderdiğinde 1 liralık simit alırken ödediği KDV ve vergiyle ve dolaylı vergilerle beraber yoksul vatandaşın ödediği paralardır bunlar. Eğer bunu şeffaflaştırmazsanız ve bu anlamda da kurumsal anlamda bu görevleri yerine getirenler bunu objektif, nesnel, adaletli, hakkaniyetli bir hâle getirmez iseler bunun sorumluluğu ağırdır.
Tekrar ediyorum: RTÜK'ün kimlere ne şekilde ceza kestiğine, kimleri ne şekilde koruduğuna bakın. Bir anayasal kurumu bu hâle düşürenlerin orada oturmaması gerekir, bu sizin sorumluluğunuzdur. Biz muhalefet olarak bunları eleştiririz, söyleriz ama siz yönetenler olarak Hazreti Ömer adaletinden ayrılıyorsanız hesabını veremezsiniz.
Teşekkür ediyorum.