İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Burada çok kısa olarak şunu belirtmek gerekir: Basın İlan Kurumunun uygulamasını, uygulamalarını biliyoruz. Ne kadar yanlı bir uygulama politikası izlediğini ve özellikle demokratik muhalefet bağlamında iktidara eleştiri yönelten gazeteleri yaptırıma tabi tuttuğunu, ilan vermemek suretiyle âdeta düzenleme ve denetleme biriminin yaptırım kurumuna dönüştüğünü biliyoruz.

Şimdi, bu öneriyle aslında Basın İlan Kurumunun özerk bir birime dönüştürülmesi yönünde hükümler getirilmesi gerekirken tam tersine daha da bağımlı hâle getirilen bir birim olarak görüyoruz, bir Kurum olarak, belki de bir tür devlet içerisinde, Türkiye genelinde paralel yapı demeyelim ama hantal bir bürokratik yapı oluşturulması yönünde düzenlemelerin söz konusu olmasına tanık oluyoruz. Burada özellikle patronu olmayan gazeteler veyahut da bazı gazeteler gibi -Ziraat Bankası örneğinde olduğu gibi- devlet desteğiyle, iktidar desteğiyle kredi alamayan gazetelerin ilanla yaşadığını biliyoruz. Şimdi, bazı gazetelerin hem ilan alması hem de devlet destekli bazı bankaları çökertecek kadar kredi alabilmesine karşılık bazı gazeteler mütevazi de olsa ilandan yoksun kılınırsa o zaman hani -madde 48- rekabet özgürlüğü, özel girişim anlamında onun ihlal edilmesi -madde 10- açısından bir yana madde 26 ve devamında öngörülen basın özgürlüğü "Basın hürdür, sansür edilemez." kuralının güvencesinden söz edilemez. Dolaylı bir biçimde basında tekelleşmeye ivme kazandıracak bu tür düzenlemelerden kaçınılması gerekir, bu bakımdan arkadaşlarımın önergelerini destekliyorum.

Teşekkür ederim.