| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .06.2022 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Bülbül ve Sayın Antmen aslında çok net olarak açıkladılar. Anayasa'ya aykırılığın Anayasa Mahkemesi kararıyla daha önce karar altına alınması, kanunla düzenleme anlamında karar altına alınması... Anayasa'nın 13'üncü ve 60'ıncı maddesinin de burada net olarak tartışmasını yaptılar, onlara tekrar dönmeyeceğim. Ama bu düzenlemeyle Basın Kanunu kapsamında çalışan ile basın kartı sahibi arasında doğrudan bir ilişki kurarsanız Anayasa'nın 60'ıncı maddesini doğrudan ihlal etmiş olursunuz. Anayasa'nın 13'üncü maddesi her ne kadar "Kanunla düzenlenecek." der ise de bu tip konular için, Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararı "Kanunla düzenleme yapılması gerekir." şeklindeydi ama 13'üncü madde de aynı zamanda hak ve özgürlüklerin özüne dokunulmaması gerektiği yönündedir. Eğer burada fiilî hizmeti Basın Kanunu ve basın kartı anlamında ilişkiye bağlamış olursanız Anayasa'nın 13'üncü maddesi anlamında 60'ıncı madde gibi hak ve özgürlüğün özüne dokunmuş hâle gelirsiniz, fiilî hizmeti mevcut olmasına rağmen bu haktan yararlanamayan bir gazeteci kısmı yaratırsınız. O açıdan, buradaki hakkın özüne dokunma söz konusu olduğundan ve Anayasa'nın 13'üncü maddesi göz önünde bulundurularak bu kısma ilişkin düzenlemenin geri çekilmesi gerektiği düşüncesindeyim yani Basın Kanunu'na göre çalışanlar artı basın kartıyla eşleştiği zaman fiilî hizmet zammından, fiilî hizmetten yararlanabilir hâle geliyor iseler işte orada özüne dokunma vardır. Arkadaşlarımızın diğer eleştirilerinin üzerine bunu ekleyerek bu maddenin doğru düzenlenmesi gerektiğini, geri çekilmesi gerektiğini söylüyorum.
Teşekkür ederim.