İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Madde 24, gerekçesi şöyle: "Basın kartına ilişkin hususların Basın Kanunu içerisinde düzenlenmesi öngörüldüğünden 5510 sayılı Kanunda uyum düzenlemesi yapılmaktadır." Gerekçe diyorsanız, işte bu gerekçe fakat sayın üyelerin yaptıkları açıklamalar ile bu gerekçe arasında hiçbir ilişki bulunmamaktadır. Şimdi, tabii ki kesinlikle söylenenlere girmeyeceğim, yinelemeyeceğim, aynen katılıyorum çünkü fakat şöyle bir eğilim söz konusu bu yasal düzenlemede: İki şey yok varsayılıyor. Bir, Anayasa yok varsayılıyor, bir de Anayasa Mahkemesi kararları yokmuş gibi davranılıyor. Oysa Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen yeniden düzenleme, aynı konuda düzenleme yaparken o kararın neyi gerektirdiğini yasa önerisini yazanların mutlaka irdelemesi gerekir, karşılaştırma yapması gerekir ve onun gereklerini göz önünde bulundurması gerekir, aksi hâlde burada olduğu gibi Anayasa madde 153 son ihlal edilmektedir, 153 son ihlal edildiği zaman Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi, madde 11 ihlal ediliyor, madde 11 de ihlal edildiği zaman esasen 153 son, 11 Anayasa madde 2'ye demokratik hukuk devleti kuralına meydan okumak anlamına geliyor. Bu açıdan Anayasa Mahkemesi kararı yok sayılınca hâliyle yasayla düzenlenmesi gereken alan yeniden yönetmeliğe doğru kaydırılıyor. Burada esasen ilke olarak izlememiz gereken hususlardan kaçınılıyor, kaçınmamız gereken hususlar ilke hâline getiriliyor ki bu son derece sakıncalıdır yasama tekniği açısından çünkü yine 11'e göre "Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz." Açıkça Türk usulü bir kural konmuş ama bu bizim gerçekliğimizi yansıtıyor, altmış yıldır buna uymaya çaba gösterirken 2022 yılında bile bu kadar ilksel hususları tartışmamız gerçekten hepimizi düşündürmeli.

Teşekkür ederim.