RAFET ZEYBEK (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, yeni bir suç oluşturuyoruz.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Oluşturuyorlar.

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Yani oluşturuyorlar, tabii yani sonuçta Komisyon oluşturuyor, Genel Kurulda da dilerim değişir.

Ama neden ihtiyaç duyuldu? Yani özellikle de ceza içeren böyle bir maddeyi ne, hangi ihtiyaçla ortaya koyuyorsunuz? Açıkçası, ta, baştan söyleyeyim, bu tamamen basını baskı altında, tehdit altında tutmak; amaç budur, kesinlikle budur.

Ama değerli arkadaşlarım, bakınız, eğer bir ülkede basın baskı altındaysa o ülkede siz demokrasiyi ayakta tutamazsınız. Açıkçası, bugün çok az sayıda olan muhalif basını da susturmak istiyorsunuz yani basının yüzde 95-96'sı zaten sizin kontrolünüz altında, yandaşınız ama oradaki azıcık basının bile konuşmasına, fikirlerini ileri sürmesine tahammül edemiyorsunuz. Bakın, bunun demokrasiyle bir ilgisi yoktur. Arkadaşlar, bu, ancak diktatörlük olan ülkelerde olur. Yani bu kadar baskı altına almayı nasıl kabulleniyorsunuz? Eğer bu madde bu şekliyle kanunlaşsın yarın içinizdeki gazeteci arkadaşlar da tutuklanır.

"Yalan" diyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, bu yalanı en çok devlet söylüyor, devlet; devlet yalan söylüyor. Ne yapıyorsunuz?

FETİ YILDIZ (İstanbul) - Mesela?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - TÜİK.

RAFET ZEYBEK (Antalya) - TÜİK söylüyor.

BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Cevap verirsiniz Sayın Yıldız.

Arkadaşlar, konuşmaya devam edelim, cevap verecek, Feti Bey toplam cevap verecek.

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Müdahale ettirmeyin Sayın Başkan.

BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Tamam, siz devam edin Sayın Zeybek.

TUFAN KÖSE (Çorum) - Maliye Bakanı "Mayısta enflasyon düşecek." diyor Sayın Başkan.

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Teşekkür ederim.

Arkadaşlar, bakın, nasıl o yargının talimatla iş yaptığını kabullenmiyorsunuz, TÜİK'in yalan söylediğini de kabullenmiyorsunuz ya. Ya, bu kadar gerçeklere karşı gözünüzü kapamayın. Biliyorsunuz, ben biliyorum, siz biliyorsunuz bu ülkede neler olduğunu. Bu ülkede TÜİK'in yalan söylediğini biliyorsunuz, bu ülkede yargının talimatla iş yaptığını biliyorsunuz ama kabullenmek istemiyorsunuz. Ya, bu gerçekleri bir görün. Bakın, yargı, yarın bunu uygulayacak hâkimler...

Değerli arkadaşlarım, bakın, bu ülkenin İçişleri Bakanı aylar önce "10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi var." dedi. O zaman İçişleri Bakanı dedi ki: "Savcılığa bilgi vereceğim." Verdi mi? Savcı bir şey yaptı mı? Rüşvet suçları -hukukçular bilirsiniz, hepiniz hukukçusunuz gerçi- resen soruşturulan suç değil mi? Ne yaptı savcı? Hiçbir şey yapmadı, yapmaz, talimatı almıştır, ona göre yapar. Yani bu gerçeği nasıl örtbas etmeye çalışıyorsunuz?

Bakın, Serik'te 500 bin liralık bir rüşvet olayı oldu. Sizin bir belediye başkanının rüşvet aldığı iddiasını da 2 bakan açıkladı hem de. İki yıl oldu tam, dosyayla ilgili hiçbir şey yapılmadı. Yahu iki yılda bir rüşvet olayında hem de 2 bakanın da ortaya attığı bir rüşvet olayında hiçbir şey yapılmamasını kabulleniyor musunuz? Böyle bir şey olabilir diyor musunuz hukuk devletinde? Arkadaşlar, hukuku bitirdiniz, yapmayın. Bu yargıyla hiçbir yere gitmez bu ülke. Yani bu demokrasi ve yargıyı eğer bitirirseniz bu ekonomiyi falan düzelteceğiz diye düşünmeyin hiç, düzeltemezsiniz, daha kötüye gidecektir. Ya, hep söylüyoruz, her yerde yazıyor "Adalet mülkün temelidir." Yahu adaleti yok etmeyin, bu adalet inanın bir gün size de lazım olacak, yapmayın bunu. Bu maddeyi mutlaka çekin, eğer çekmeme konusunda çok kararlıyız diyorsanız üst sınırı iki yıla düşürün arkadaşlar. İyi niyetle söylüyorum bakın, mutlaka çekin, eğer illaki çekmeyeceğiz diyorsanız iki yıla düşürün.

TUFAN KÖSE (Çorum) - Tümden çeksinler.

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Hayır, tümden çeksinler ama inat ediyorlarsa iki yıla düşürsünler diyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.