| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .06.2022 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Tabi ki.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, açıkçası yasayı takip ettiğimiz sürece ciddi sorunlar içeren bir yasa ve en sorunlu maddelerinden bir tanesi de 29'uncu madde. Burada ben Avrupa Birliği Uyum Komisyonu üyesi olarak geneli üzerindeki görüşmelerde de paylaşmıştım: Avrupa Parlamentosu, Avrupa kurumları özelikle resmî aday ülkesi olduğumuz, müzakere sürecinde olduğumuz ve Avrupa Birliği müktesebatını, hukuksal mevzuatını uyumlaştırma taahhüdünde bulunduğumuz bir ülke olarak maalesef son yıllardaki raporlarda ciddi geri gidişler, getirilen bu kısıtlamalar özellikle temel hak ve özgürlüklerde, medya özgürlüğü, özellikle eleştirel faaliyetlere dönük uygulamalar ve iktidarın baskısı noktasındaki ve doğal olarak yargı bağımsızlığı noktasındaki geriye gidişlere çok fazla vurgu yapıyor.
Yargı reform paketlerine atıf yaptı Sayın Çakırözer. Biz AB Uyum Komisyonu üyeleri olarak bu konuda Avrupa Birliğiyle görüşmelerimizde, meslektaşlarımızla görüşmelerimizde bu yargı reform paketlerine çok atıf yaptık. Bir ilerleme, bir gelişme sürecine başladığımızı ifade ettik ama maalesef bu getirilen yasa oradaki yargı reform paketlerindeki düzenlemeleri ki uygulamaya dönük sorunlar olan o düzenlemeleri daha da ciddi sorunlu hâle getirecek. Avrupa Birliğine uyumlaştırma, Avrupa ülkelerindeki yasalara uyumlaştırma noktasında bir düzenleme olduğuna vurgu yapılıyor sürekli olarak. Ama Avrupa Birliğinin yapmış olduğu düzenleme dijital hizmet yasama kararı düzenlemesi; bu, gerçekten ciddi uyarılar içeriyor bizim açımızdan ve bizim bu uyarılardan ne kadar uzaklaştığımızı da ortaya koyuyor. İşte, basın mensupları arkadaşlarımız aramızda, bir kişi dahi bu yasal düzenlemeden kaygı duyuyorsa bizim yasama organı olarak, kanun yapıcı olarak tekrardan bir düşünmemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Avrupa Birliği Dijital Hizmet Kanunu özellikle sosyal medya platformlarına büyük bir sorumluluk veriyor ve buna dönük içeriğin modernize edilmesi, algoritmik iyileştirme, tavsiye gibi önemli... İşte çevrim içi ifade özgürlüğünü etkileme potansiyeline sahip eylemlerin raporlanması ve detaylı bir şekilde düzenlenmesini içeriyor. Yani bize burada şu hassasiyeti dikkate almamızı söylüyor: Kısıtlamalarla ilgili eğer bir düzenleme yapacaksınız özellikle temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması noktasında hassas davranmamız gerektiği konusunda bizi uyarıyor. "Dezenformasyon" kavramının da sınırlarını çizmiş, bunu tanımlamış. Şimdi, bizim burada bütün hatiplerin atıf yaptığı ucu açık, sübjektif bir değerlendirme var yani tamamen zıddı bir düzenleme yapıyoruz. Bir "uygulama kodu" diye bir içerik... Gerçekten önemli bir veri altyapısı geliştiriyor ve burada gerçekten sosyal mecrada karşılaştığımız o dezenformasyona dönük içerikleri işaretleyen, o platformların doğruluk kontrol merkezleri... Sayın Yunus Emre Hocamız da geçen konuşmasında atıf yapmıştı yani bir eş güdüm hâlinde çalışan bir algoritmik sistem geliştiriyor. "Medya okuryazarlığını geliştirin ve bu anlamda dezenformasyonu teşvik edecek, cazip kılacak uygulamaları da önleyin; gözetim ve denetim mekanizmaları geliştirin." diyor. Biz, şimdi bunların hiçbirini yapmadan doğrudan bir kanun getirdik, "sosyal medya düzenlemesi" dedik, "basın kanunu" dedik ve üstüne üstlük bir de ceza getirdik. Hiçbir Avrupa ülkesinin düzenlemesinde ceza yok bir defa, sadece Avrupa Birliği Komisyonu uyarılar veriyor bize "Eğer siz bu alanda bir düzenleme yapacaksanız öncelikle denetim mekanizmalarını hayata geçirin, halkı bilgilendirin, sosyal hizmet platformlarını geliştirin, bir denetim mekanizması kurun." Ama biz, şimdi bunları yapmadan ciddi şekilde özellikle de "basın kanunu" adı altında bir düzenleme altında Ceza Yasamızı değiştiriyoruz. Ya, bizim mevcut yasalarımızda kamu düzenini bozma, barış ortamını bozma konularında cezalar var zaten ama şimdi biz basına özgü, sosyal medya alanındaki yanıltıcı bilgilere özgü sübjektif ve keyfi bir düzenleme getiriyoruz. Bunu sorunlu görüyorum ben ve Avrupa Birliği raporlarında da ya da Avrupa Birliğiyle ilgili müzakere sürecimizde de bize ciddi sorun alanı yaratacaktır bu düzenleme.
Ve kurumlar sorunlu Sayın Yıldız, siz başta da söylediniz "Biz hukuk dışı bir şey yapmayız." dediniz. Biz bundan eminiz ama Türkiye'nin mevcut sisteminde özellikle 2018 sonrasındaki kurumsal yapılarımızda ciddi sorunlar var, keyfîleşen kurumsal bir tahribat var. İşte, bakın, hiçbir şey yapmasak, kanunu alıp şeffaf şekilde okuduğumuzda...
Dün gece, işte, bir Komisyon var, Komisyonun tamamını İletişim Başkanı belirliyor, sonra Komisyon kararı İletişim Başkanının onayından geçiyor. BTK, Basın İlan Kurumu, Basın Kartı Komisyonu, hepsinin belirleyicisi İletişim Başkanı. Şimdi, normal bir demokratik yapıda olabilir ama bugünkü sistemde İletişim Başkanının konumuna baktığımız zaman, bu, doğal olarak tartışmalı konuma getiriyor ve kaygı yaratıyor, güvensizlik yaratıyor. Normal bir yapı içerisinde bu kanun teklifi hiç sorun değil ama Türkiye'nin mevcut yapısı içerisinde kaygı yaratıcı bir kanun teklifi bu. Çekilmesi bir nevi daha olumlu bir etki yaratabilir ama kanun teklifinin temelini de sorunlu olarak görüyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.