| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 06 .11.2014 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Başbakan Yardımcısı, sayın milletvekilleri, sayın bürokratlar, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ben, Avukat Mahmut Tanal, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekiliyim.
Biraz önce Sayın Oral'ın kaldığı yerden devam edeceğim ben. Evet, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun sunuş konuşması kaç sayfa? 10 sayfa. 10 sayfayı saydığımız zaman kaç satır? 94 satır. Kaç cümle? 25 cümle ve 12 sayfa. Yani 25 satırdan burada oluşan bir bütçe sunuş konuşması, toplam 25 cümle, 12 sayfa, 25 cümle.
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanının ise 48 satır, 16 cümle. Biraz önce Sayın Mehmet Bey açıklamasını yaparken sır olduğu bankacılık, bilgilerle ilgili sır olduğu söylenildi.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Öyle diyorlar.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Öyle diyorlar.
Peki, Anayasa'mızın hükümleri uyarınca Meclis adına, yasama organı adına Sayıştay denetliyor. Sayıştay, yasama organına vekâleten denetliyor. Vekilin yaptığını asil olan milletvekili evleviyetle, öncelikle yapar yani bu vekâlet hükümleri uyarınca yaptığına göre yani bunun öncelikle, hem Anayasa'nın hükümleri uyarınca öncelikle yapılması lazım, bilgi verilmesi lazım. Bu açıdan bu kabul edilebilir bir durum değil Sayın Bakan.
Şimdi, ne deniliyor? Gayet rahat hukuk fakültelerinde manipülasyon suçu... Ceza Kanunu'nda hükümler var, manipülasyon nedir, manipülatör kime denilir, kimler manipülatör olur, bu manipülasyonla ilgili düzenlemeler Ceza Kanunu'nda var mı, aynı zamanda Sermaye Piyasası Kanunu'nda var mı, Bankacılık Kanunu'nda var mı? Gayet açık ve net. Burada bu manipülasyonu yasa nasıl düzenliyor? Fiyatın arz ve talebe göre oluşması gerektiği kuralının geçerli olduğu bütün piyasalarda fiyatı etkilemek için arz ve talep dengesiyle oynamaktır. Bunlar sermaye piyasası araçlarının arz ve talebinin yanlış, yanıltıcı biçimde etkilemeye elverişli ya da sermaye piyasası araçlarının fiyatlarının yapay veya normal olmayan şekilde oluşmasını sağlayan sözlerdir, açıklamalardır.
Peki, bunu yaparken nedir? Bir bankada kimler olur? Mudiler olur. Şu anda mesela bankayla ilgili, Sayın Cumhurbaşkanı Sayıp Recep Tayyip Erdoğan, isim veriyorum, toplantı veriyorum, bankanın da vereceğim, hepsini. TÜSİAD konuşmasında, Yüksek İstişare Konseyi toplantısında Bank Asya için "O banka zaten batmıştır." diyor. Bir ülkenin Cumhurbaşkanının devletin birliğini, beraberliğini kollama, koruma görevi var. Anayasa'nın emredici hükümleri. Netice itibarıyla, bu bankaya yatırım yapan mudiler var, küçük küçük mudiler var ve bu banka, bir dönem, Hükûmetiniz tarafından bugüne kadar, 17 Aralık tarihine kadar resmî banka hesaplarınızın bulunduğu banka aynı zamanda yani kamu kurumlarının, kuruluşlarının hesap açtırdıkları, hatta iş adamlarını yönlendirdiğiniz banka, kredi aldırttığınız banka. Bu söylemlerle birlikte, bu sefer, bunlara bu paraları çekin, yoksa bu banka şöyle oluyor, böyle oluyor. Hem işverenleri tahrik edildi, işverenlerine baskı yapıldı ve banka da bu sefer ne yaptı? Verdiği bazı kredileri zamanı dolmadığı hâlde Bankacılık Kanunu hükümleri uyarınca... Çünkü BDDK onu da söylüyor, "Kardeşim sen, herhangi bir şey olursa mevcut olan hükümler uyarınca, süresi dolmadan da, imzalamış olduğunuz kredi sözleşmeleri uyarınca muaccel hâle getirebilirsin." deniliyor. Kredi kullanan insanlar sıkıntı yaşadı, banka sıkıntı yaşadı. Sermaye düşmanlığı olur mu? Bu bir sermaye düşmanlığıdır, vatan hainliğinden farkı yoktur bunun. Ne açıdan vatan hainliğinden farkı yoktur? Çünkü dünya kamuoyunda yatırım yapmak isteyen para sahipleri hukuki güvenlik ister. Hukuki güvenliğin olmadığı yerde yatırım olmaz. Netice itibarıyla, hukuki güvenlik olmayınca yarın öbür gün sıra hangi bankalara gelir, ne olur denildi ve gerçekten bunun üzerine sıkıntılar yaşandı. Nerede yaşandı? Ekonomi piyasasında yaşandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir zahmet...
AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Çok kısa oldu.
BAŞKAN - Nasıl?
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Süre çok kısa geldi.
BAŞKAN - Beş dakika biliyorsunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Özür dilerim.
Bitiriyorum Sayın Başkan yani o kadar şey değilim, kusura bakmayınız, bitireceğim.
BAŞKAN - Buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani burada, netice itibarıyla, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47'nci maddesi, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 107'nci maddesi, yine Bankacılık Kanunu'ndaki hükümler uyarınca, bu bankayla ilgili bu söylemler, hem iktidardaki bakanların hem Cumhurbaşkanının, bunlar aynı zamanda suç teşkil ettiği hâlde bugüne kadar neden suç duyurusunda bulunmadınız veya bulunduysanız, ben atladıysam özür dilerim, bana bunu açıklar mısınız? Bu, görevi kötüye kullanma değil midir? Bu görevi kötüye kullanma değilse nedir? Görevi ihmal mi diyeceksiniz yoksa "Efendim, bizim de üstümüzde baskı vardı, arkadaş, ne yapalım, ya baskı nedeniyle biz yapamadık." Ha, bunu da söylerseniz, size o zaman ben şunu söylerim gayet rahat: Yani bizim Anayasa'mızın... Rahmetli Profesör Doktor Şeref Gözübüyük vardı Anayasa hukukunda. Burada hukukçu olan arkadaşlarımız, Siyasalda okuyan arkadaşlarımız mutlaka Şeref Hocadan -nur içerisinde yatsın- okumuşlardır. Sayfa 67, 66'da şunu yazar, faşizmin özelliklerini yazar: "Tek kişinin söylediği laf gerçekten o bir kanunsa, kimse çıkmıyorsa o faşizmin özelliklerindendir." der.
Sorularda soruları soracağım ama eğer izin verirseniz bir iki dakikada belki bitirebilirim ama...
BAŞKAN - İmkânı yok yani bu defa çok şey olacak.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - O zaman sorularda da hakkımı kullanacağım.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Peki.
Ben teşekkür ediyorum, sağ olun.