| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .06.2022 |
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, bu madde anladığım kadarıyla BTK açısından çok önemli bir madde ama madde öyle bir yazılmış ki içinde hem birçok hukuki hata var hem de birçok Anayasa'ya aykırılık var.
Şimdi, özellikle sosyal ağ sağlayıcısının temsilcisi gerçek kişi ise günlük erişim 1 milyondan fazla olan sosyal ağlarda, bu kişinin Türkiye'de ikamet etmesinin yanında bir de, Türk vatandaşı olması yanında bir de Türkiye'de mukim olması. Yani Türkiye'de mukim olabilir ama o zaman yurt dışına çıkış yasağı mı koyacağız? Yurt dışında yaşamayacak mı? Onu bir tartışmamız gerekiyor.
Mesela, yine, yasada Türkiye'de günlük erişimi 10 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarının temsilcilerinin sorumluluğu düzenleniyor. Bu gerçek kişi ise teknik, idari, hukuki ve mali yönden tam yetkili ve sorumlu olacak yani adam sanki şirketin sahibiymiş gibi tüm mal varlığıyla savunma hâline getiriyoruz burada.
Daha da kötü bir yazım var, bakın. Temsilci tüzel kişiyse, bu tüzel kişi doğrudan sosyal ağ sağlayıcısının sermaye şirketi şeklinde kuracağı şirket olacak değil, şube olacak yani sermaye şirketi şeklinde şube kurulmaz, ya şirketin şubesi kurulur ya da burada ayrı bir sermaye şirketi kurulur. Yani ticaret hukuku tekniği anlamında bunun düzeltilmesi gerekiyor, çok farklı bir anlamı var, ticaret hukukunda hiç karşılaşılmayan bir durum. Örneğin, sosyal ağ sağlayıcısı BTK'nin istediği bilgiyi BTK'ye vermek zorunda ama bunların sınırları ne, belli değil.
"Sosyal ağ sağlayıcıları kullanıcılarına eşit ve tarafsız davranacak, raporda buna ilişkin bilgiler verecek." Bu, doğru bir hüküm ama bunların da tabii ki denetlenmesi gerekiyor çünkü örneğin, bizim bazı sosyal ağ sağlayıcılarındaki reklamlarımız ya da konuşmalarımız siyasi diye yayınlanmıyor, sponsor olarak almıyorlar.
Bunun dışında, burada, BTK Başkanı tarafından idari para cezası verilmesi genişletiliyor, reklam yasağı getiriliyor ve en vahimi, küresel cirosunun yüzde 3'üne kadar bir idari para cezası verilebilecek, aslında buradaki cezaların yargı denetimine alınması gerekiyor. Bunlar, işin biraz laf kısmıydı fakat hukuken burada çok daha ciddi problemler var. Eğer bu maddenin gerçekten yapılması isteniyorsa, çok da önemliyse Anayasa'ya aykırılıkların ve diğer, hukuka aykırılıkların düzeltilerek yeniden yazılmasında yarar olduğunu düşünüyorum. Bu hâliyle, örneğin, 7253 sayılı Kanunun 6'ncı maddesiyle 5651 sayılı Kanun'a ek 4 madde eklenmiştir. Söz konusu maddenin tümü hakkında Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle Anayasa Mahkemesi nezdinde iptal davası açılmıştır yani bu maddenin kökü hakkında derdest bir Anayasa Mahkemesinde iptal davası var. Burada, Anayasa'nın "hukuk devleti" ilkesi, "yasama yetkisinin devredilmezliği" ilkesi, "eşitlik" ilkesi, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması, özel hayatın gizliliği, kişisel verilerin korunması, haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, bilim ve sanat hürriyeti, basın hürriyeti, adil yargılanma hakkı, suç ve cezalar için esaslar, çalışma ve sözleşme hürriyeti çiğnenmektedir.
Bunun yanında, BTK'nin bilgi ve belge talep bilgisini sınırlandırmaması Anayasa'nın 2, 7, 13, 20, 35, 90 ve 123'üncü maddelerine aykırıdır.
Yine, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilmesi ve kararın gereğini yerine getirilmemesi bakımından yeterli usuli güvencenin öngörülmemesi Anayasa'nın başlangıç bölümüne; 2, 6, 7, 10, 13, 22, 26, 28, 35, 36, 38, 40, 48, 90, 123, 125 ve 153'üncü maddelerine aykırıdır. Bu aykırılıkların giderilmesi gerekmektedir. Burada özellikle yargı yetkisinin devredilmemesi şarttır. Bu anlamda, eğer bu maddenin gerçekten çıkması yararlı gözüküyorsa oturup tekrar yazılmalı. Anayasa'ya aykırılıklarının giderilmesi ve yargı yetkisinin devredilmemesi gerektiği kanısındayım.
Teşekkür ederim.