KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkanım, Komisyonun değerli üyeleri, Sayıştayın kıymetli temsilcileri, kurumun değerli yöneticileri; öncelikle hoş geldiniz.

Ben de öneri üzerinde konuşmak istiyorum. Özellikle, bu pandemi sürecinde -arkadaşlarımız ifade ettiler- İstanbul Havaalanı'ndaki kiraların ertelendiği söyleniyor, diğer havaalanlarında da bu tür ertelemeler var mı? Yine, yap-işlet-devret projeleriniz var, sadece kira değil, bu pandemi sürecinden onlar nasıl etkilendi? Onlarla ilgili bir erteleme veya başka bir uygulama yaptınız mı? Yine, buna paralel özellikle Atatürk Havalimanı'nın millet bahçesine dönüştürülmesi konusunda görüşünüz alındı mı? Çünkü bugün dünyada belli başkentlerde 1'den, 2'den daha fazla havaalanı var; bu trafiği yöneten, o birimin başında biri olarak Türkiye'nin projeksiyonunu en iyi bilenlerden biri olmanız gerekir. Dolayısıyla, mesela 2025'te, 2030'da, 2035'te beşer yıllık planlı dönemler veya uzun vadede bununla ilgili bir düşünceniz var mı? Yani artık 2 tane havaalanı; bundan önceki sözleşmeyle de belli taahhütte de bulunulmuş üçüncü bir havaalanı yapılmayacak diye, doğru mudur bu? Yani İstanbul'a bu 2 havaalanı yapılacak, üçüncü bir havaalanı yapılmayacak diye bir şey var, bu doğru mudur? Bu havaalanıyla ilgili sizin görüşünüze başvuruldu mu?

Yine, buna benzer mevcut devletin işlettiği havaalanları var, burada da reklam panolarınız var, burada da sizin kiracılarınız var, "free shop"larınız, bu pandemi süreci içerisinde buradaki kiracılarınızla ertelemedir veya yenilemedir bir uygulamanız oldu mu? Toplam kira gelirleriniz ne kadar? Zaman zaman bu panolarda bambaşka bir şeylere de şahit oluyoruz. Yani mesela, Samsun'da bir tanesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlanırken 30 Ağustos günü 15 Temmuz yansıması vardı. Tabii, bugün burada hepimiz terörün karşısındayız; 15 Temmuz, o bir isyandır, ona diyeceğimiz hiçbir şey yok onun karşılığında ama bu tür millî günlerde bunları kim idare ediyor, kim yazıyor kim çiziyor, bununla ilgili bir bilgi edinmek istiyoruz.

Yine, buna benzer, mesela, özellikle Zafer Havaalanı, sizin de yap-işlet-devret modeliyle... Artık basına da çok düştüğü için teknik olarak bunun hesabı kitabı... Bunun üniversitelerde aslında ders olarak okutulması lazım. Eğer stratejik bir yere havaalanı yapılması lazım geliyorsa devlet bunu yapar. Mesela, bu manada hâlâ 2044'e kadar ödememiz var, 2044 yılında doluyor bu. Bu tür yatırımların belli ki bunu karşılaması mümkün değil, bu rakamlara ulaşması mümkün değil; bize göre bunların kullanılan kredi oranları, rakam oranları çok daha yüksek. Mesela, bu kiracıyı, kiralayanı, yapıp işletip devredecek firmayı çağırıp masaya oturup -ya artık bunun gerçekleşmeyeceği ortada, ha bire ödemek yerine çünkü bu para direkt devletin cebinden çıkıyor, sanki devlet kredi kullanmış gibi oluyor, bize göre çok yüksek faizle kullanıyorsunuz- masada bu kira, yap-işlet-devret maliyetini öne çekip bugün ödeyerek devlet daha kârlı duruma gelebilir mi, bununla ilgili bir çalışmanız var mı?

Yine, buna paralel olarak, özellikle sizin biriminiz teknik bir birim, bununla ilgili üniversitelerle bir iş birliğiniz var mı? Teknik biriminizde çalışan, Devlet Hava Meydanları'nda çalışan elektronik mühendisi veyahut inşaat mühendisi, makine mühendisi personel -böyle bir dizayn ederseniz- yüzde kaç yani işçi sayısı mı fazla, mühendis sayısı mı fazla? Bugün Türkiye'de binlerce mühendis maalesef mezun olurken iş bulma imkânları bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az, bu manada önümüzdeki yıllarda teknik eleman bazında değerlendirmeyi düşündüğünüz eleman sayısı ne kadar? Yardımcı elemanlarla ilgili arkadaşlar söyledi, bu bütünün bir parçasıdır; yerdeki, havadaki, her nerede olursa olsun olmazsa olmazdır, dolayısıyla personel arasında ayrımın olmaması lazım; bu konuyla ilgili bir çalışmanız var mı?

Sonra, iki yanlış tabii bir doğruyu götürmez -yani bunu kim yaparsa yapsın- AK PARTİ'li, CHP'li, İYİ Partili, kim olursa olsun, etik açısından... Yani bir kurumun başındaki insanın yönettiği bir kurumla, kuruluşla ilgili ilişkilerinde muhakkak dikkat etmesi lazım. Yani orada işe başlaması, daha yukarılarda şey yapmasını ben doğru bulmadığımı ifade ediyorum. Torbalı Belediye Başkanı yapmışsa da yanlış yapmış, işte Kurumuna dezenfektan alan Bakan da yapmışsa yanlış yapmış. Yani yanlışları düzeltmek üzere bu toplantıları yapıyoruz yoksa "Sen az yaptın, ben çok yaptım; benim yüzüm kara, seninki benden kara." mantığıyla bu ülkede bir yere gidilemeyeceğini hepimizin bilmesi lazım. Ama tecrübelerinize baktığımız zaman bu Kurumu daha iyi bir yerlere taşıyacağınızı ben düşünüyorum. Tabii, İGA da Türkiye'deki şirketlerden bir tanesi ama bu konuda bir değil bin hassas davranmalısınız Sayın Genel Müdür. Geçmiş itibariyle geldiğiniz kurumla olan ilişkilerinizde yani bin bile az kalır, milyon hassas davranmanız lazım. En ufak bir şaibeye, sıkıntıya sebep verilmemesi lazım. Yani normal şartlar altında özel sektörde de belli çalışmalarınız oldu, tecrübeleriniz, deneyimleriniz muhakkak var, Kurumu da bir yere taşırsınız ama burada öneri bazında söylüyorum. Bu manada bu ilişkilerde muhakkak milyon kere dikkat etmelisiniz diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.