FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - Yok, yok.

Sayın Başkan, Değerli Başbakan Yardımcıları ve değeri hazırun; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Benim o konuyla ilgili kastettiğim hadisenin tam anlamı şuydu: Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'nda yedi düvele karşı savaşırken o güne kadar "milleti sadıka" olarak tanımlanan Ermeni tebaasının dış tahriklerle Osmanlıya içten saldırmasını ben kastetmiştim; birinci konu bu. Daha sonra bu durumun ASALA ve PKK tarihsel gelişimiyle devam ettiğini, bugün de içerisinde Ermeni unsurların da bulunduğu Marksist, Leninist, hatta Stalinist Pol Potçu bir zihniyetin, mütedeyyin, dinine, devletine bağlı vatandaşlarımız olan Kürt kardeşlerimiz üzerinden onlara zulmederek, onları katlederek, hatta bu bölgeden kaçmalarını, taşınmalarını, göç etmelerini sağlayarak o bölgenin bir parçasının vatan topraklarından ayrılması için çalışmalarına dikkat çekmiştim.

Bu benim söylediğim şeyler, bu örgütlere destek verenler hakkındadır. Bugün çeşitli gazetelerde Sur'dan kaçış manzaraları var, Diyarbakır'ın Sur ilçesinden ve bir tanesi çok ibretlik, adam eline ne bulduysa almış, bir kısmını da çuvala doldurmuş, Kur'an-ı Kerim'inide, Mushaf'ını da boynuna takmış, oradan canını, malını ve ırzını namusunu kurtarmak için kaçıyor. Niçin? Orada bugün, demin zikrettiğim hadiseler meydana geldiği için. Orada kendiliğinden bir şey olmuyor. Orada olan hadiseler, silahlı bir terör örgütünün veya örgütlerinin, içerisinde -üzerine basa basa konuşuyorum- Ermeni unsurların da bulunduğu silahlı terör örgütlerinin Türkiye Cumhuriyeti'nin bir parçasını bölme çabaları yüzünden çıkan olaylardan dolayı oluyor.

Son olarak da, 70 sente muhtaç bir ülkeden yıllık 6,4 milyar dolar bütün mazlumlara, garip gurebalara yardım edebilen bir ülke hâline getiren başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve bakanlarımız olmak üzere bütün emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum.