| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün (DHMİ) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 21 .06.2022 |
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü ve çalışma arkadaşları, Sayıştayımızın temsilcileri, içeride bulunan hazırun; ben de hepinizi saygı, sevgi ve hürmetle selamlıyorum.
Aslında bu kadar konuşmaların üzerine -zaman da bayağı ilerledi, 2 kurumumuz daha var- fazla bir şey söylemek istemiyorum ama -ben iktidar, muhalefet olarak ayırmayacağım- gerek bizim kanattan gerekse komşu kanattan gelen birtakım öneriler, hafif de olsa sertleşmeler ama inanıyorum ki bu kapının dışına çıktığımızda hiçbirimizde hiçbir şekilde hiçbir iz bırakmayacak. Süleyman Bey olsun, Metin Bey olsun, Durmuşoğlu olsun bir şeyleri detaylıca anlattılar, ben o hususlara girmeyeceğim. Ancak bir şeyi hep sizinle birlikte bu ülkenin vatandaşları olarak, bu milletin bir ferdi olarak paylaşmak istiyorum: Neredeydik, nereye geldik? Nereden nereye? Aslında, biraz buradan bakmak lazım.
AHMET KAYA (Trabzon) - Dolar 1 liraydı, 18 lira oldu; mazot 5 liraydı, 30 lira oldu.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Şimdi, -Orhan Bey gitti- Orhan Bey Niğde Otoyolu'nun havaalanına bir alternatif olduğunu, oranın trafik alması için havaalanının kapatılacağı şeklinde bir yorum ileri sürdü. Böyle bir şey yoktur, Ankara-Niğde Otoyolu 1998 yılında ihale edilmiş, 8 ayrı parçadan 8 tane kuruma verilmiş ancak 2001'de Türkiye'de ve dünyada görülen kriz üzerine Ankara-Niğde Otoyolu yatırımdan çıkarılmış ve öylece kaderine terk edilmiş, bir kısmı yapılmış bir kısmı atıl durumdaydı, o yol tekrardan bu milletin hizmetine sunuldu. Son Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım Bey'in Ulaştırma Bakanı olduğu 2003 yılının üçüncü çeyreğinde konusunda uzman 43 üniversite profesörüyle "Türkiye'de ulaşım modları arasındaki ilişki ne olmalıdır? Ana stratejimiz, ana planımız ne olmalıdır?" diye bir buçuk yıla yakın bir çalışma yapıldı; Deniz Bey, bu kitabı size de hediye edebilirim. Bu bir buçuk yılın sonunda 43 profesörümüzün düzenlemiş olduğu kara, demir, hava, deniz yolları arasındaki ulaşım modları... Ki bunların düğüm noktalarından biri de Sayın Sertel İzmir'dir. Bu çalışmaların sonunda, Türkiye, bir tepsi içerisindeki börek gibi âdeta karadan, havadan dilimlere ayrılmış vaziyette, artık kara yoluyla üç saatte, dört saatte, beş saatte gidilen 2 şehir arası bir buçuk, iki, iki buçuk saate düşmüş durumda.
Gelelim hava meydanlarına çünkü asıl konumuz o. Arkadaşlarımız, milletvekili arkadaşlarımız, nereden nereye geldiğimizi, nasıl hizmetler olduğunu detaylıca anlattılar. Ben, aslında Deniz Bey'e de genç, çiçeği burnundaki babaya da bir teşekkür etmek istiyorum, şöyle: Kendisi araştırıyor, bakıyor ama araştırmalarının içerisinde eğer bardak dolu veya yarımsa, onun içindeki suyu döküyor, ondan sonra boş bardağın üzerinde senaryolar yazıyor; ben buna üzülüyorum, emeğine üzülüyorum; gerçekten araştırıyor, onun için de tebrik ediyorum.
Mesela, havaalanlarına gelince, ben Genel Müdürümüze ve teşkilatına teşekkür ediyorum. Bugün ülkemiz, 26 havaalanından 57 tane faal havaalanına ulaşmış durumda. Bu havaalanlarına, havaalanlarının yolcu kapasitelerine ve işletme giderlerine göre bakıldığı zaman sadece bir ikisini söyleyeceğim ama gelin, siyaseten el ele verelim, bu havaalanlarını kapatalım, bu işletme giderleri de ortadan kalksın; siyaseten varsanız buyurun. Adıyaman Havalimanı, Ağrı Ahmed-i Hani Havalimanı, Denizli Çardak Havalimanı, Zonguldak Çaycuma Havaalanı, Sivas Havalimanı ve sayarız, uzatırız bunları.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bunlar yap-işlet-devretle mi yapılmış? Yolcu kapasiteleri...
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Müsaade eder misiniz.
Bunların işletme giderleri, Adıyaman Havaalanı'nın işletme gideriyle Zafer Havaalanı'nın işletme gideri yani yüklenicinin üstlendiği işletme gideri kafa kafaya aynı; Ağrı, bir geri kalıyor, bir öne çıkıyor; Denizli, Zafer Havaalanı'nın işletme giderlerinin önünde devam ediyor. Bedri Yaşar Vekilimiz, bu kurumun sanki yap-işlet-devretlerde kullanılan kredinin, faiz, LIBOR artı faiz giderlerini kurum Genel Müdürü veya yöneticileri belirliyormuş gibi bir ifadede bulundular. Ben onu yine sohbet anında kendisiyle de paylaşırım. Böyle bir şey söz konusu değildir ve Türkiye'ye getirilen yap-işlet-devret kredilerinde eskiden Hazine, şimdi Hazine ve Maliye Bakanlığı LIBOR artı faiz pazarlığını yapan birimlerdir devletin Bakanlığıdır, Genel Müdürlüğümüzle uzaktan yakından ilişkisi yoktur.
Yap-işlet-devretlerde, mesela durmadan dile dolanan İstanbul Havaalanı. Sayın Sertel, İstanbul Havaalanı'na hiç yolcu gelmese, hiç uçak inmese, yaptığımız sözleşme eğer devam edecek olur ise devam ediyor ise on iki yıl boyunca bizim bunlara bir yolcu garantimiz var. Orada yolcu olarak geçmiyor, ücret garantisi geçiyor. Ücreti de yurt dışından gelen yolcularda 20 avro, transit yolcularda 5 avro olarak alıyoruz; hiçbir uçak inmese, bir yolcu gelmese, martılar orayı işgal etse, bizim on iki yıl boyunca İstanbul Havaalanı'na ödeyeceğimiz bedel, on iki yıl boyunca garanti ettiğimiz ücret 6 milyar 300 milyon avro. Peki, bu sözleşmenin karşılığında alacağımız ne? 6 milyar 300 milyonu garanti ettik, bu sözleşmenin karşılığında alacağımız rakam da 22 milyar 152 milyon avro.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - 2043 yılından sonra.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Müsaade et.
Yani hiç kimse gelmese on iki yıl boyunca adamlardan 22 milyar 152 milyon avro para alacağız, onlara da 6 milyar 300 milyon avro ödeyeceğiz, hiç kimse gelmese; bu, on iki yıl boyunca geçerli. On iki yıldan sonra yolcu ücreti gelse de gelmese de tamamen işleticiye ait, bizim 888 milyon avro, artı KDV kiramız garanti.
Yap-işlet-devretlerden bugüne kadar gerçekten kamunun cebinden, hazinenin parasından... Devamlı soruluyor, ben bu rakamı Devlet Hava Meydanları İşletmesi için vereyim: 161 milyon avro devletin hazinesinden yap-işlet-devretlerde verdiğimiz garanti karşılığı ödediğimiz bir para var, buna Zafer Havaalanı da dâhil. Peki, bu yap-işlet-devretlerden Sayın Genel Müdür ve ekibi devletin kasasına ne kadar para yatırmış biliyor musunuz? O da 483 milyon 500 bin avro.
ATİLA SERTEL (İzmir) - E, tabii getirecek.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Hayır, şimdi, hani "Niye yapıldı?" diyoruz ya; bakınız, yap-işlet-devretlerden gelen rakam 483 milyon 500 bin avro devletin...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Devlet kendi imkânıyla yapsa onu yüzde 100...
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Hayır, hayır, hayır. Yap-işlet-devretlerden diyorum Sayın Sertel. Yap-işlet-devretlerden hazinemize gelen, verdiğimiz garanti...
AHMET KAYA (Trabzon) - Bütün dünyanın kıskandığı bir devlet nasıl yapamaz ya!
ATİLA SERTEL (İzmir) - O zaman enayi mi peki ya? Zarar mı ediyorlar?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Soluk'u dinleyelim.
Sayın Sertel...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Yap-işlet-devreti yapanların kârı nedir, onu açıkla.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Onu da açıklarım.
Hiç kimse, kimseye -bayan kardeşlerimden özür dileyerek söylüyorum- otuz yıl için getirip de 10 milyar parayı yatırmaz. Bu paranın bir de maliyeti var.
ATİLA SERTEL (İzmir) - O yüzden öpüyorlar yani!
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Müsaade et.
Hayır.
Şimdi, bakın, gerçekten lütfen anlaşalım.
Ayrıca, on iki yıl garanti etmişiz, Sayın Sertel, 6 milyar 300 milyonu on iki yıl garanti etmişiz. Peki, bu on iki yıl boyunca bu 6 milyar 300 milyonu da tek tek söyleyebilirim: Birinci yıl için -küsuratları söylemeyeyim- 316 milyon avro, ikinci yıl için 330 milyon avro, kademeli belirli bir oranda artıyor, on ikinci yıl için ödeyeceğimiz para 689 bin avro. Bu süreçte, bu rakamların üstünde gerçekleşen yolcu ücretleri de kimin biliyor musunuz? Onlar da devletin. Mesela 2019 yılında verilen garanti üzeri...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Bir dakika, altında olanları da devlet ödüyor, üstünde olanlar devletin de altında olanları devlet ödüyor.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Müsaade et bir söyleyeyim.
Üstünde olanlardan, bak, on iki yıl boyunca kira hariç, 22 milyon küsur avro devlet hazinesine garanti üzeri 2019 yılında gelen para. Garanti ettiğimiz rakamın üzerinde oluşan para devlet hazinesine geliyor.
AHMET KAYA (Trabzon) - İyi de bu kadar para geliyor da niye battık? Niye bu durumdayız?
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Öyle bir şey yok ki ortada, batan yok.
TAMER DAĞLI (Adana) - CHP'den bahsediyorsan, o zaten batık arkadaşlar.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Aylardır buradayız, sesimiz soluğumuz çıkmadı ya, bir dinleyin ya, ne olursunuz ya!
Arkadaşlar, benim solumdaki saygıdeğer vekil arkadaşlarım; aylardır buradayız, sesimiz soluğumuz çıkmıyor, aman süreç uzamasın diye dinliyoruz, kafamıza vuruyorsunuz, gözümüze vuruyorsunuz, sesimizi çıkarmıyoruz, bir parça dinleyin ya, sevaptır, ne var ki!
Şimdi, garanti ettiğinizin altını, ne dediniz? "Biz ödüyoruz." dediniz, değil mi? Onu da size söyledim. Garanti ettiğiniz miktarın altında devletin hazinesinden yap-işlet-devret projelerimiz adına -buna kara yolları dâhil, limanlar dâhil, hava meydanları dâhil- devletin hazinesinden ödediğimiz para 161 milyon avro. Nereden ödemişiz? Devletin hazinesinden.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "Kara yolları dâhil." mi diyorsunuz?
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Müsaade et, müsaade et.
Peki, devletin hazinesinden...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, müsaade et de Sayın Soluk...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "Kara yolları dâhil." dedi de.
ATİLA SERTEL (İzmir) - "Kara yolları dâhil." diyor Sayın Soluk.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Hayır, hayır, bu, Devlet Hava Meydanlarının...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bak, arkadaşlar, dinlemiyorsunuz, ben düzeltmek zorunda kalıyorum.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Bak, Zafer Havaalanı...
Deniz Bey, Devlet Hava Meydanları, limanlar...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Dinlemiyorsunuz, ben girmesem düzeltemeyeceksiniz.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Ya, bir dakika.
Limanlar ile kara yolları bunun içinde yok. Devletin Zafer Havaalanı dâhil garanti ettiği gerçekleşmeyen rakamların altında ödenen para 161 milyon avro. Bu parayı devletin hazinesinden ödemedik, bu parayı garanti usulü gerçekleşmelerden elde ettiğimiz... İstanbul Havaalanı'nın kirası falan bunun içinde asla yok.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - O kiralar devlet bütçesinden...
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Hayır, onun içinde yok.
483 milyon 500 bin avro para almışız, buradan da 161 milyonunu devlete dokunmadan, 322 milyon 500 bin avrosunu devlete bırakıp 161 milyonunu ödemişiz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Orada kârdan mahrum kalma var, illa zararı görmek gerekmiyor.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Bedri Bey geldi, Sayın Bedri Bey, dediğiniz yerden göğe kadar haklıdır. Alınan kredilerin bir faizi vardır, LIBOR+faiz...
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Kredisi...
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Müsaade eder misiniz?
...bunu hiçbir bakanlık, hiçbir genel müdürlük kesinlikle oturup pazarlığını yapmaz, uluslararası kredi kuralları çerçevesinde devletin... Eskiden Hazine Bakanlığı yapıyordu, şimdi ise Hazine ve Maliye Bakanlığımız bu LIBOR+faizleri belirleyerek Genel Müdürlüğe sözleşme yapma yetkisini veren kurumdur; bu hususlarda da genel müdürlerimizin...
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Bir dakika, oraya bir açıklık getirelim.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Müsaade et, tamamlayayım ağabey.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Bak, özel sektör bunu devlete sormaz çünkü yatırımı kendisi yapacak, kendisi borçlanacak.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Şimdi, Sayın Yaşar...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - LIBOR'a endeksli araç geçiş garantisi veriyorsunuz.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Ben de diyorum ki biz özel sektörü eskiden Yüksek Planlama Kurulu kararıyla ihale ilanına çıkardık.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sözleşmedeki araç geçiş sayılarını Kuzey Marmara Otoyolu'nda LIBOR'a endekslediniz.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Yüksek Planlama Kurulu kararıyla ihaleye çıktığımız yere x firmaları...
AHMET KAYA (Trabzon) - Sayın Bakan, bütçe görüşmelerinde sordum...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Kaya, Sayın Yavuzyılmaz, Sayın Yaşar; lütfen, Sayın Soluk'u...
AHMET KAYA (Trabzon) - Sayın Bakan, bakın, bütçe görüşmelerinde Cahit Bey'e bizzat sordum, dedi ki: "Yapacak bir şey yok, ben de doğru bulmuyorum bu yöntemi."
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Kardeşim, ben de diyorum ki Sayın Kaya...
AHMET KAYA (Trabzon) - Ulaştırma Bakanı da sizdiniz.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - "Ya, denize yapılacak ikinci pisti niye Ordu'ya kaydırdınız da bizi gariban bıraktınız." desen eyvallah.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Ağabey, Ordu'yu niye şey yapıyorsun?
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Sizi birbirinize getireyim, belgeyi...
TAMER DAĞLI (Adana) - Sataşma var.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Soluk, toparlayalım.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Toparlıyorum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bizi bıraktı, AK PARTİ'ye de sataşmaya başladı.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Şimdi, bakınız, hiçbir özel sektör dışarıda bulmuş olduğu krediyi, o paranın maliyetini devlete fatura edemez, o krediyi getiren özel sektörü...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ama kefili hazine.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Ben de konuşacağım.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Müsaade eder misiniz?
Özel sektörün getirdiği kredinin muhatabı devlet hazinesidir, Hazine Bakanlığı idi, şimdi de Hazine ve Maliye Bakanlığı. Onlar bu LIBOR+faiz konusunda karşılıklı olarak kreditörle görüşerek... Ha, diyelim ki özel sektör burada açıktan para veriyor, o bizi ilgilendirmez ama bizim kullandığımız, devleti yükümlü kıldığımız kredi tamamen hazine tarafından, ilgili bakanlıklar tarafından -eskiden Bakanlar Kurulu onayına da gidiyordu- oradan kullanılan bir kredidir.
Dolayısıyla, uzun lafın kısası, ben sizlerin yerinde olsam her oturuşumuzda şunu söylerim: Türkiye nereden nereye geldi.