KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkanım, KİT Komisyonunun değerli üyeleri, Sayıştayın kıymetli temsilcileri, kurumun değerli yöneticileri; öncelikle, hoş geldiniz.

Tabii, Makine ve Kimya Endüstrisi köklü bir kuruluş, yüzyıllara dayanan bir geçmişi var. Buna paralel olarak da mesela, Kırıkkale bugün Makine ve Kimyayla beraber var olmuş bir şehirdir, kuruluşundan beri Kırıkkale'de Makine ve Kimyanın çok ciddi yatırımları olmuştur. Yani sadece bir sanayi kurum ve kuruluşu değil, aynı zamanda, bir sanayi kültürü, bir okul. Türk sanayisinin cumhuriyetle beraber gelişmesine de çok ciddi katkıları olmuştur ama maalesef, son dönemlerde Makine ve Kimya bir miktar sekteye uğramış ama gördüğüm rakamlar, herhâlde, işin şeklinin ve şemalinin biraz daha değiştiğini gösteriyor.

Sayın Genel Müdür, ben Makine ve Kimyanın bütün fabrikalarını gezdim, 1985-1999 arasında Makine ve Kimyayla özel sektör olarak bir miktar çalışma fırsatımız da oldu. Yani sadece silah sanayisine değil, özel sektörün belli... Mesela, özellikle çelik çekme fabrikanız bugün Türkiye'de olmayan, nitelikli çeliği çeken ender fabrikalardan biridir. Bazen demirin her cinsini üretebilirsiniz ama bu çelik işi biraz daha farklı bir iş, biraz daha teknoloji gerektiriyor ve uzun süredir çelik çekme fabrikası bu işi de yapıyor. Şu an son durumu nedir bilmiyorum, inşallah kapasitesini artırmışsınızdır çünkü biz yurt dışına ciddi oranda rakamlar ödüyoruz nitelikli çelik konusunda, bu da sizin için özel bir alan. Buna benzer, yine çok özel imalatlarınızın olduğunu da biliyorum. Yani Makine ve Kimya Endüstrisini aslında bir noktada, makine yapan makine fabrikaları gibi de algılamak lazım. Bu manada, Türk sanayisine çok ciddi katkılar sağlamıştır, böyle de bir misyonu var. Onun için, ne kadar güçlü olursa biz şahsen o kadar gurur duyarız, teknolojiyi ne kadar takip ederse bununla gurur duyarız. 1999 yılında Makine ve Kimyayı denetlerken o zaman Yönetim Kurulu Başkanı -ben o zaman da KİT Komisyonunda, buradaydım- demişti ki: "Fabrikalarımızda biz çelik tencere yapabiliriz." "Çelik tencere yapabiliriz." diye bir öneri getirmişti, ben de "Sizin göreviniz çelik tencere yapmak değil." demiştim. M-60 tanklarının modernizasyonu gündemdeydi ve bizim İsrail'le 60 milyon dolarlık bir anlaşmamız vardı, hatta, oradaki mühendis arkadaşlarımız bunun yenileme faaliyetlerinin yapılabileceğine dair raporları da bize vermişti. Tahmin ediyorum, artık bunlar çok geride kalmıştır, bundan daha ilerisini Makine ve Kimya yapar hâle geldi diye ümit ediyoruz.

Tabii, Makine ve Kimyaya paralel olarak Türk silah sanayisi de gelişti. Ben Samsun Milletvekiliyim, mesela, bizim Canik 55, özellikle, bugün Amerika'ya silahlar satabilen bir üretim tesisine sahip. Bunlarla gurur duyuyoruz tabii çünkü Türkiye'nin bugün en büyük problemlerinden biri olarak nitelikli ürün ihracatından bahsediyoruz ki siz de tam o alanda çalışıyorsunuz. Yani örnek vermek gerekirse, Samsun'da 2 tane fabrika yan yana, biri Canik 55, yanında da Yeşilyurt var. Yeşilyurt demir ihraç ediyor, inşaat demiri ihraç ediyor, bugün inşaat demirinin tonu 600 dolar olsa, 22 tonla yapıyor bu işi, demek ki 1 tır yüklediği zaman 11 bin dolar mı eder? 10 ton olsa 12 bin dolar eder, 1 tırla 12 bin dolarlık ihracat yapıyor, 1 tırın taşıdığı yük. Aynı yerde tırı Canik 55 1 milyon dolara yüklüyor. Yani orada aradaki farkın görünmesi açısından... Canik 55'in 1 tırla yaptığı ihracat 1 milyon dolar; yanındaki Yeşilyurtun 1 tırla, 22 tonla yaptığı ihracat 12 bin dolar yani arada dağların olduğunu ifade etmek için hiç detaya girmeye gerek yok. Dolayısıyla, sizin çalıştığınız alan bu; bu manada, inşallah, gelişen ve değişen teknolojilere ayak uydurmanızı da canıgönülden istiyoruz.

Atila Bey bahsetti, özellikle karbür, nitelikli çelik, tam da sizin uzmanlık alanınız. Aslında o gün toplantıda ben de söyledim, sizin bu konuda bir kültürünüz var, bir geçmişiniz var, bir alışkanlığınız var. OSTİM'i de çok iyi bilen biri olarak söyleyeyim, onlar da hakikaten çok farklı şeyler yapabiliyorlar ama kültür başka bir şey, onu alışkanlık edinmek, o talaşı yutmak, talaşla çalışmak başka bir şey. Ben bu konuya el atmanızı... Özellikle bu zırh konusu hem dünyada hem Türkiye'de daha yepyeni bir şey ve borun da tüketimine yönelik inanılmaz rakamlardan bahsediliyor. İşte, bizim 1 kilogram boru işleyip sattığımız rakam gittikçe arttı; bu karbüre gelince hatırladığım kadarıyla 40 bin dolar civarında söylemişti kilogramını, değil mi? Yani nitelikli hâle geldiği zaman rakamın nereden nereye geldiğini öylece ifade etmişti. Onun için, o alanda muhakkak ciddi yatırımlar yapmanız gerekiyor.

Tabii, top fabrikası, silah fabrikası, çelik çekme, boru, barut, Kayaş'taki kapsül; bunların tamamında çalışma imkânımız ve fırsatımız da oldu, bunların geliştirilerek ihracat rakamlarına yansımasını da görmek istiyoruz. Yani şevkinizin biraz artması açısından söyleyeyim, biraz kâra geçmiş ama Makine ve Kimyanın büyüklüğünü bilen biri olarak söylüyorum, bu rakamlar sizi, bizi tatmin eden rakamlar değil. Dolayısıyla, önümüzdeki beş yılda, on yılda, on beş yılda neler yapmak istiyorsunuz, bunu da görmek istiyoruz. Önemli olduğu için söylüyorum, bunları da bizimle paylaşırsanız mutlu oluruz.

Ben çalışmalarınızda başarılar diliyorum.