| Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
| Konu | : | Askerî Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4498). |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .06.2022 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli Komisyon üyeleri, Bakanlığın Değerli Bakan Yardımcısı; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, sözlerimin başında, ebedi Başkomutanımız, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu toprakları bize vatan yapan kahramanlarımızı, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, kahraman gazilerimize de sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan Yardımcısı; Türkiye'de sadece iki bakanlığın adında "millî" ibaresi vardır; biri Millî Eğitim Bakanlığı, diğeri de Millî Savunma Bakanlığı ama tarihin hiçbir döneminde de -Türk ordusunun kuruluş tarihi kabul edilen Metehan'ın tahta çıkışına kadar gidin- bu iktidarın Türk ordusuna verdiği zarar kadar da kimse zarar vermemiştir. Bana kızmayın, darılmayın, gücenmeyin; burada bazı gerçekleri de ifade etmek isterim.
Bakınız, iktidarınız bir terör örgütüyle birlikte olup "peygamber ocağı" dediğimiz Türk ordusuna kumpas kurdu. Bu iktidar, kozmik oda yani ordunun namahremine, tabiri caizse ordunun yatak odasına teröristlerin girmesine müsaade etti. O dönem, hatırlayın yani vatanperver subaylar teröristler kozmik odaya girmesin diye direnirken o dönemin Başbakanı, o dönemin Genelkurmay Başkanına "Korktuğunuz bir şeyler mi var, neden sokmuyorsunuz?" diyordu; bunlar kayıtlarda var.
Tabii, sayın milletvekilleri, değerli Komisyon üyeleri; bugün, kozmik odalara teröristlerin girmemesi için direnen kahraman subaylarımızın hepsi zarar gördü, hepsi bu iktidar tarafından zarara uğratıldı, bedel ödetildi. Bakınız, kimisi hapse atıldı, kimisi de emekliliğe sevk edildi. Peki, bu iktidar kozmik odaya savcı, hâkim kılığında giren teröristlere ne yaptı? Onlar ödüllendirildi. Bakın, kozmik odaya arayan savcı, bu iktidar tarafından Yargıtay üyeliğine atandı, Yargıtay üyesi yapıldı; sonrası malum. Yine, altına Mercedes verdiğiniz savcı gibi, o da bugün yurt dışında. Benim merakım şu, şunu gerçekten merak ediyorum ve öğrenmek istiyorum: Adında millî olan, Millî Savunma Bakanlığı, o gün kozmik odaya girmek isteyen teröristlere direnen kahraman subaylar için bugün ne yapıyor? Bunlar için bir kanuni düzenleme düşünüyor musunuz, bunlara bir teşekkür etmeyi düşünüyor musunuz? Bu sorunun cevabını bekliyorum.
Tabii, Sayın Başkan, Sayın Bakan Yardımcısı; şu sorularıma da samimiyetle cevap istiyorum: Şimdi, saklı tutulan gizli belgeler düşmanın eline geçti. Ülkemiz bundan nasıl zarar gördü, nasıl etkilendi? Bu gizli belgeleri ellerine geçirenlere karşı Millî Savunma Bakanlığı nasıl bir tedbir aldı? Yani, herhangi bir işgale karşı ülkemizin güvenliği için gizli görevlendirilmiş vatan evlatları deşifre edildi. Şimdi, deşifre edilen bu vatan evlatlarının akıbeti nedir, ne durumdadır?
Sayın milletvekilleri, şimdi, ülkenin savaş planı düşmana veriliyor, vatan evlatları deşifre ediliyor ama sonra da yerlilik ve millîlik taslanıyor.
BAŞKAN AHMET AYDIN - Sayın Arık, biraz da teklifle ilgili değerlendirme alalım lütfen.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Geleceğim Sayın Başkanım. Ben, bu konuları da öğrenmek istiyorum. Lütfen sözümü kesmezseniz mutlu olurum.
BAŞKAN AHMET AYDIN - Yani, konuyla ilgili...
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Bu konuda Millî Savunma Bakanlığı ne gibi tedbirler alıyor? Yine, FETÖ'yle birlikte kahraman subaylara kumpaslar kuruluyor, vatanperver Türk subaylar ordudan tasfiye ediliyor ve FETÖ'nün kirli çocuklarının yolu açılıyor, sonra da yerlilik ve millîlik.
Sayın Komisyon üyeleri, sayın milletvekilleri; bakın, millî şairimiz Mehmet Akif "Tarihi 'tekerrür' diye tarif ediyorlar/Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?" diyordu ya, işte, üzülerek söylüyorum ki bu iktidar hiç ibret almıyor, ibret almamaya da devam ediyor. Bakınız, dün FETÖ için mıntıka temizliği yapan bu iktidar, bugün de başka yapılar için mıntıka temizliği yapıyor; örneğin, SADAT. Şimdi, Millî Savunma Bakanlığı özel konularda eğitim veren, gerilla ve özel harp eğitiminde hizmet vermek ve bu birliklerle herhangi bir bölgede verilen savaş görevini de ifa etmek üzere savunma ve danışma hizmetlerini verdiğini açıklayan bu şirket için, bu SADAT hakkında ne düşünüyor, bunu gerçekten merak ediyorum. Yani, bir Millî Savunma Bakanlığı olarak kendinizi tasfiye edilmiş gibi düşünüyor musunuz? Bakın, SADAT'ın şöyle bir açıklaması var, diyor ki: "15 Temmuz 2016 sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri ve askerî okulları yeniden yapılandırdık." Bu doğru mu? Yine "Biz harp okullarının, askerî okulların tamamının Millî Savunma Bakanlığına bağlanmasının istedik, bağlandı." diyor. Bunu SADAT mı istedi? Yine "Jandarma Genel Komutanlığının Genelkurmayla İçişleri Bakanlığına bağlanmasını istedik, bağlandı." diyor. Bu, gerçekten SADAT istediği için mi yapıldı? "Başkanlık sistemi gelsin dedik, geldi." diyor.
Yine, şunu söylüyor: "Anayasası, ayrı bir yönetim şekli, askerî gücü, yargısı, başkenti Arapça dil olan İslam devletler birliği kurulmasını önerdiğini..." açıklıyor. Bunlar gerçekten doğru mu, doğruysa Millî Savunma Bakanlığı bunlar için ne yaptı? Bakın, adamlar Türkiye Cumhuriyeti'ni tarihten silmeye çalışıyorlar; bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Bu konuda söyleyecek bir çift sözünüz varsa merak ediyorum ki bunu özellikle sizlerden bekliyorum. Yine, bu, paramiliter yapı karşısında Millî Savunma Bakanlığı herhangi bir girişimde bulundu mu, bulunmayı düşünüyor mu?
Bakınız, ülkenin en önemli toplantısında yani ulusal güvenliğin ele alındığı Millî Güvenlik Kurulu toplantısında masanıza oturttuğunuz SADAT'ın kurucusu bu hezeyanlarını sizlerle paylaştı mı, paylaştıysa sizin tepkiniz ne oldu? Bu soruların yanıtını bekliyorum.
Yine, SADAT'ın kurucusu Millî Güvenlik Kurulu toplantısına hangi sıfatla katıldı, hangi sıfatla sizin yanınızda oturdu?
BAŞKAN AHMET AYDIN - Sayın Arık, bakın, bu ihtisas komisyonu, lütfen. Genel Kurul...
ÇETİN ARIK (Kayseri) - İhtisas komisyonu olduğunu biliyorum, ilgili maddelerde konuşacağım.
MEHMET UĞUR GÖKGÖZ (Isparta) - Ne alakası var kardeşim ya!
BAŞKAN AHMET AYDIN - Lütfen, konu ile teklifle ilgili biraz yani İç Tüzük emrediyor... Konuyla ilgili olarak, lütfen.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Sayın Başkanım, bu konular merak ettiğimiz konular.
REFİK ÖZEN (Bursa) - Ne alakası var, maddeyle alakalı bir tane soru sor ya!
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Soracağım, merak etmeyin.
YASİN UĞUR (Burdur) - Maddeyle alakalı tek cümle söylemediniz ki. Sorduğunuz sorular da ne biliyor musunuz?
REFİK ÖZEN (Bursa) - Maddeyle alakalı bir sorunuz var mı Çetin Bey?
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Bakın, bunları soruyorum, kanunla ilgili de... Burası Millî Savunma Komisyonu.
Başkanım, lütfen sözümü kesmeyin, maddelere geliyorum.
BAŞKAN AHMET AYDIN - Sayın Arık, Buyurun.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Bakın, şunu soruyorum...
(Gürültüler)
BAŞKAN AHMET AYDIN - Arkadaşlar...
REFİK ÖZEN (Bursa) - Maddeyle alakalı bir sorunuz var mı?
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN AHMET AYDIN - Sayın Arık, bu konuşmanızı çıkıp, gidip basın toplantısı yaparak hepsini ifade edebilirsiniz, Genel Kurulda konuşabilirsiniz.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Sayın Başkanım, maddelere geçiyorum, bunlar da maddeler...
BAŞKAN AHMET AYDIN - Buyurun.
REFİK ÖZEN (Bursa) - Provokasyondan başka bir şey yapmıyorsunuz.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Provokasyon yapmıyorum, iddiaları söylüyorum ve sizden cevap bekliyorum.
REFİK ÖZEN (Bursa) - Provokasyon yapıyorsunuz. Maddelerle alakalı tek bir cümleniz yok.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Bekleyin, göreceksiniz. İki dakika sabredin.
REFİK ÖZEN (Bursa) - Neyi sabredeceğiz? Burada iftira atıyorsunuz, Türk Silahlı Kuvvetlerine iftira atıyorsunuz.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Bakın, iftira atmıyorum, soru soruyorum.
YASİN UĞUR (Burdur) - Sorular maddelerle ilgili değil Çetin Bey.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Türk Silahlı Kuvvetleri bizim göz bebeğimiz, sizden daha çok sahip çıkarız. "İftira atıyorsunuz." demeyin. Bir soru sorulduğunda "İftira atıyor." diyorsunuz.
REFİK ÖZEN (Bursa) - Libya tezkeresini kimle...
BAŞKAN AHMET AYDIN - Sayın Arık, lütfen...
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Sayın Başkanım, konuşmak istiyorum, müsaade eder misiniz.
BAŞKAN AHMET AYDIN - Ama konuyla alakalı konuşmak durumundasınız.
REFİK ÖZEN (Bursa) - Maddeyle alakalı tek cümleniz yok!
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Peki maddeyle alakalı konuşuyorum.
BAŞKAN AHMET AYDIN - Hayır, konuyla alakalı...
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Sayın Başkanım, maddelere geçiyorum.
BAŞKAN AHMET AYDIN - Tamam, buyurun. Maddelere geçmedik, teklifin geneli üzerinde bir değerlendirme yapıyoruz.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Bakınız, geneli üzerinde konuşuyorum; maddeler üzerinde konuşacağım.
(Gürültüler)
BAŞKAN AHMET AYDIN - Tamam, buyurun.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Sayın Başkanım, kimseyi itham etmiyorum. Bakın, basına yansıyan ve de kamuoyunun merak ettiği soruları Millî Savunma Bakanlığının temsilcilerine sormak istiyorum.
BAŞKAN AHMET AYDIN - Basın toplantısında gider bunları açıklarsınız Sayın Arık, lütfen.
MEHMET UĞUR GÖKGÖZ (Isparta) - Çetin Bey'in hayallerini mi dinleyeceğiz?
REFİK ÖZEN (Bursa) - FETÖ'cülerle iş birliği içindesiniz, PKK'yla iş birliği içindesiniz.
(Gürültüler)
BAŞKAN AHMET AYDIN - Arkadaşlar, lütfen... Sayın Arık, tamamlayalım.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Bakın, Millî Savunma Komisyonu ve burada ilgili bürokratlar ve Bakan Yardımcısı var, sorularıma cevap bekliyorum.
Bakın, deniliyor ki: "Modern savaşlar havada başlar." Doğru mu? Doğru. "Yani, hedef bu tür havalimanlarının pistleridir." dêniliyor. Bugün dünyada pistler uçaklardan daha önemli, Bunu da yanı başımızda cereyan eden Ukrayna-Rusya savaşında görüyoruz. Peki, Millî Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı hadi bunu bilmiyor diyelim, Hava Kuvvetleri Komutanı nerede? Yani sormak istediğim şey, Millî Savunma Bakanlığı, Atatürk Havalimanı'nın millet bahçesine dönüştürülmesine nasıl bakıyor, bu konudaki görüşünü ne? Ben merak ediyorum ve öğrenmek istiyorum. Bugün, inanın, Atatürk Havalimanı'nın pistlerine iş makinelerinin her vuruşu düşman uçağının piste bomba bırakmasına eşdeğerdir; ben böyle görüyorum.
BAŞKAN AHMET AYDIN - Yeşillendiriliyor Sayın Arık, yeşile karşı çıkmayın lütfen.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Maddeler geçiyorum Sayın Komisyon üyeleri.
Evet, bugün, Askerî Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşüyoruz. Aslında, bu teklifte iktidarın geçmişten ders almadığını, almaya da niyetli olmadığını bir kez daha görüyoruz.
Bakın, kahraman askerlerimiz birçok düzenleme bekliyor ama bu iktidarın önceliği Cumhurbaşkanıyla aynı görüşte olan Genelkurmay Başkanının görev süresini uzatma ki işin özü bu. Kanun teklifinizde bir itirafta da bulunuyorsunuz; daha önce bir terör örgütüyle el ele verilip askerî mahkemeleri lağvettiniz ama şimdi bunun bir ihtisas konusu olduğunu belirterek bu konuda adım atıyorsunuz. Değişiklikte bunlar var, peki ne yok? Mesela -sayın sözcümüz de söyledi- EYT, EYT'li albaylar. Bakınız, bir kanun hükmünde kararnameyle bir yıllık albayın bile Yüksek Askerî Şûra'ya girmesinin önünü açtınız. Bu değişikliği yaparken amaç neydi? Bakın, değişikliğin ardından general olanlar oldu, olmayanlar da kadro fazlalığı gerekçesiyle emekliye sevk edildi. Emekli dediğime de bakmayın, ordu "Emekli oldunuz." diyor ama Sosyal Güvenlik Kurumu "Emeklilik için yaşınız erken." diyerek maaş bağlamıyor. Yani bu ülkede bugün albaylarımızı dahi emeklilikte yaşa takılan ettiniz, EYT'li ettiniz; bunda da tebrikler.
Şimdi, ömrünü Türk Silahlı Kuvvetlerine vermiş albaylarımızın emekli maaşı almadığı için zincir marketlerde kasiyerlik yaptığını biliyor musunuz Sayın Bakan Yardımcısı? AVM'lerde güvenlik görevlisi olarak çalışan albayların olduğunu biliyor musunuz? Şunu da söylemek isterim ki: Zincir marketlerde kasiyerlik yapanlar yine şanslı, büyük çoğunluğu iş de bulamamış. Biraz önce vurguladım; askerî yargı konusunda yaptığınız hatayı bir parça da olsa anlayıp bu konuda küçük de olsa bir adım attınız, keşke bunu askerî hastaneler konusunda da yapsaydınız. Bakın, harp cerrahisini bilmeyen hekimlere yaralı askerlerimizin teslim edilmesinin bir cinayet olduğunu biliyor musunuz?
Sayın Komisyon üyeleri, görüştüğümüz kanun teklifinde keşke Tank Palet Fabrikası gibi stratejik öneme sahip olan askerî tesislerin özelleştirilmesini ya da bedelsiz olarak birilerine peşkeş çekilmesini önleyecek bir madde de olsaydı ama yok.
Yine, bu teklifte, hiçbir suça karışmamış olan askerî öğrencilerin mağduriyetini gidermeye yönelik bir adım da yok. Maalesef bu teklifte siyasi müdahaleye açık...
BAŞKAN AHMET AYDIN - Ya, teklifte olanlarla ilgili bir şeyler söyleyin Sayın Arık, teklifte olanlarla ilgili bir şeyler söyleyin.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Konuşuyorum Sayın Başkan, konuşuyorum.
YASİN UĞUR (Burdur) - Çetin Bey, kaç sayfanız kaldı?
ÇETİN ARIK (Kayseri) - İki sayfam kaldı.
BAŞKAN AHMET AYDIN - Buyurun.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Şimdi, bu teklifte emekli binbaşılarımızın mağduriyetinin giderilmesi de yok.
YASİN UĞUR (Burdur) - Teklifle bunların ne alakası var gözünüzü seveyim.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Biz çalışıyoruz, konumuza çalışıyoruz yani sayfasına bakmıyoruz Sayın Milletvekili. Onun için kaç sayfa olduğunu bilmiyorum yani bu soruları dile getirmek istiyorum.
Şimdi, diğer üst subaylara verilen görev ve makam tazminatları, yine bir üst subay olan binbaşılara verilmemiştir; bu haksızlıktır, bu adaletsizliktir. Gelin, bir ek maddeyle bu mağduriyeti de ortadan kaldıralım.
Yine "Vatan savunmasının sözleşmesi olmaz." anlayışıyla en fazla şehit veren uzman çavuşlarımızın haklarıyla ilgili bir düzenleme de yok. Şimdi, uzman çavuşlarımız -sizleri de arıyordur- TOKİ projelerinden kendileri için belirli sayıda kontenjan ayrılmasını talep ediyorlar ki bu onların analarının ak sütü gibi helaldir.
Yine, Sayın Genel Başkanınız, ilim Kayseri'de 8 Haziran 2018 tarihinde Kayseri 1. Komando Tugay Komutanlığında yaptığı konuşmasında astsubaylarımıza söz vermişti ancak dört yıl sonra bir adım atıldı ama eksikliklerin olduğunu düşünüyoruz, sadece biz değil astsubaylarımız da böyle düşünüyor. Onlar astsubayların göreve başlama derecesinin 9/1'den 9/2'ye çıkarılmasını ve ilgili değişikliğin görevde bulunan ve emekli olan tüm astsubayları eğitim durumlarına bakılmaksızın kapsayacak şekilde olmasını bekliyorum. Umarım bu düzenlemeler de yapılır.
Geneli üzerinde değerlendirmem bu şekilde, maddeler üzerinde de söz alacağım.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.