| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyonun çalışma usul ve esasları hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 20 .01.2016 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bir ülkede Maliye Bakanının bütçeyi sunması çok önemli bir ekonomik olaydır, sıradan bir olay değildir. Önemli olayların olduğunun göstergesi de zaten burada yığılı olan kameralardır, foto muhabirleridir.
Aslında toplumun gözü kulağı şu anda şu Komisyondadır. Acaba hangi kesime ne verilecek, acaba hangi kesime hangi yükler getirilecek? Devlet yatırımlarında izlenecek olan strateji ne olacak? Nereye doğru gidiyoruz? Eğitimde bir değişiklik var mı? Bütün bunları hepsi büyük ölçüde merak ediliyor. En önemlisi de bütçeyle kendilerine verilecek olan mali hakları merak eden çok büyük bir kesim var.
Ama bu kadar önemli bir sorundan önce bu Plan ve Bütçe Komisyonunda böyle bir usul tartışmasının saatlerce sürdürülmüş olmasını gerçekten üzüntü verici bir olay olarak görüyorum. Bu bir Maliye Bakanlığına, Maliye Bakanına ve bütçeye yapılmaması gereken bir olaydır. Ancak söylenenlerin hepsi yerden göğe kadar haklıdır. Çünkü bu konuların hepsi daha önceden burada tam altı kere dile getirilmiştir. Torba yasaların niye bu şekilde olmayacağı İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre çok açık olarak, net olarak yazılmış olmasına karşın niye bu usullere uyulmadığı, dolayısıyla burada gerçek anlamda yasa yapacak olan ihtisas komisyonlarının veya uzmanlaşmış insanların katkılarından niye yararlanılmadığı, gelen Hükûmet tasarılarının daha burada görüşülmeye başlamadan önce Hükûmet tasarısının tekliflerle niye değiştirildiği; bütün bunların hepsi bu Komisyondaki çalışmaların inanılmaz derecede eksiklikleriydi. Arkadaşlarımız da haklı olarak aynı eksikliklerin, aynı hataların bütçe üzerinde de olacağını görerekten belki de Türkiye'nin en önemli ekonomik olgusu, yılda bir kere olacak veya en fazla iki kere olacak olguyu tamamen farklı bir yöne çekmiş olduk. Bu, bu Komisyonun hak ettiği bir tartışma değil. Ama bu Komisyonun üyelerine de hiç hak verilmemesinin de mutlaka böyle bir sonucu oluyor, isteseniz de oluyor, istemeseniz de oluyor. Bu konuda çok uzun konuşmaya gerek yok.
Bu Komisyon kendisine Anayasa'yla verilmiş olan işlevleri kesin olarak yanlış olarak kullanıyor. Bütçe hakkının uygulanmasına dönük olarak Anayasa'mızın vermiş olduğu mutlak çoğunluklu Komisyon hâkimiyetini mali yasaların dışında da kullanıyor. Mali yasaların dışında Plan Bütçe Komisyonu çoğunluğunun bu şekilde kullanılması Anayasa'ya aykırıdır, demokrasinin en temel ilkelerine de aykırıdır. Biz bunun grup olarak Meclis Başkanına da taşıdır. Gittik hep beraber karşısına oturduk, dedik ki: "Meclis Başkanı olarak bu olaya el koyun. Hükûmetten özel olarak istemde bulunun. Komisyon başkanlarıyla toplantı yapın. Meclis yönetimi olarak oturup toplantı yapın." Biz yasaların doğru dürüst çıkması için çırpınıyoruz, buna karşılık tamamen Anayasa'ya aykırı bir süreç izliyoruz. Torbaya doldurulmuş olan bazı yasaları... (Gürültüler)
Sayın Başkan, şu konuşmalarla ilgili olarak özel ricamız.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, sessizlik...
Buyurun.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Şimdi, değerli arkadaşlar, burası bir taraftan Hükûmetin geleceğe dönük olarak yani önümüzdeki bir yıl içerisindeki yapacaklarının mali olarak konuşulduğu, programların tartışıldığı bir komisyon, güzel. Bununla ilgili olarak zaten Hükûmet neyi istiyorsa onu gerçekleştirebilecek konumda çünkü Anayasa buna o hakkı veriyor. Ama burada Anayasa'nın bize verdiği de çok önemli bir hak var muhalefete, denetim hakkı. Siz önümüzdeki yılla ilgili olarak yapacağınız her şeyi istediğiniz şekilde anlatır, istediğiniz şekilde oylar, kararlaştırırsınız. Ama ya geçmiş bütçeyle ilgili yapılan uygulamaların denetlenmesi... Eğer bunu yaptırmazsanız, bunun yapılmasını sağlamazsanız, işte Anayasa'ya aykırı olan olay budur. Biz denetim hakkımızı yerine getirmek istiyoruz. Muhalefet olduk, kabul. Uygulamaya dönük olarak kanunlarla ilgili önerilerimiz kabul görmüyor, o da kabul. Ama denetim hakkımız, bu olmaz. O nedenle de arkadaşlarımızın hepsinin teker teker söylediği, geçmiş dönemle ilgili olarak bütün uygulama sonuçları, veriler, raporlar bu Komisyon üyelerinin önüne bu bütçe başlamadan önce konulmak zorundadır.
Doğrudur, bu bir sorundur. Ondan sonra beş günümüz de vardır. Bunları yaparız ama denetimle ilgili olarak veriler de dâhil olmak üzere şimdiden bu Komisyonun bu verilere ulaşacağından emin olması gerekiyor. Başka türlü nasıl ulaşılabilir Allah aşkına, nasıl ulaşılabilir? Hiçbir şekilde ulaşılamaz. Ne yapacaksınız? Kamuoyuna yansımış olan gazete bilgileriyle mi muhalefet yapacaksınız, denetim yapacaksınız? Olmaz. O nedenle de Komisyonun işlevini yerine getirmesi için gereken dokümanlarla mücehhez bir şekilde çalışmaya başlaması usul açısından kesinlikle karara bağlanıp bunlar buraya gelmeden önce Komisyon çalışmalarının başlamayacağını çok net olarak ifade etmek gerekiyor.
İkinci önemli konu, bu Komisyonun çalışma takviminde istenildiği gibi değişiklik yapılacağına ilişkin önergenin de oylanmış olması. Değerli arkadaşlar, siz Plan Bütçe Komisyonusunuz. Yaptığınız işlem önemlidir, değerlidir. Size Hükûmet oturup da şu çerçevede bu program dâhilinde ben bu bütçeyi görüşeceğim dedikten sonra herhangi bir bakanın "Ya, benim işim var, ben bugün bunu yapmayayım da benim yerim şu gelsin, şunun yerine de şu gitsin." deme hakkı yoktur. Plan Bütçe Komisyonu ondan daha değerlidir. Herkes daha önceden verilmiş olan programa uygun bir şekilde gelip burada bütçelerini sunmak, savunmak ve anlatmak zorundadır. O nedenle, biraz önce oyladığınız ve istenildiği şekilde bütçelerin yerleri değiştirilebilir şeklindeki uygulama aslında oylandığı andan itibaren kendi kendimizi inkâr, bize verilen değerin de hiçe sayılması anlamına gelir. Düşünülsün taşınılsın, ne yapılıyorsa yapılsın. Bakanların birbirinin yerine gelme diye herhangi bir şeyi yok mu? Var. Çok acil bir durum olursa, Allah korusun, ne olur ne olmaz. O nedenle de sadece "İşim var. Ben bunu yetiştiremedim. Biz bunu yetiştiremiyoruz. Sizinki hazırsa önce gelin. Sizinki hazır değilse biz daha sonra gelelim." şeklindeki değişikliklere asla izin vermemeniz gerekir. Bu Komisyonun saygınlığı açısından bunu çok önemsiyoruz. Çok önemli bir sunum yapılacak, o nedenle daha fazla uzatmak istemiyorum ama arkadaşlar ne yaptığınıza bir bakalım. Ne yapıyoruz biz, ne yapıyoruz? İstenilen şey sadece ve sadece şu anda mevcut yasalara, İç Tüzük'e, Anayasa'ya uygun olarak çalışma istemek, başka hiçbir şey istemiyor burası. Gerçekten istemiyor. Ne engelleme istiyor, ne bir şey istiyor. Çalışma dendiği zaman sabaha kadar çalışıyor, buradan koşarak Genel Kurula iniyor, orada sabaha kadar çalışıyor. Ne istiyor? O nedenle burada söylenen şeyler usul açısından müthiş şekilde değerlidir. Bu, bu Komisyonun saygınlığı açısından değerlidir, burada verilen kararlara toplumun saygı göstermesi açısından önemlidir. O nedenle, zorunlu kalındığı için açılan bu usul tartışması çok önemli bir şeyi kesti, kabul ama bunu bir an önce "Evet, bundan sonra bunları yapmayacağız." şeklindeki bir cümleyle bitirmeniz mümkündü, hâlâ mümkün. Bu olayın bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ederim.