UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Bakan bir şey söyledi. Şimdi, değerli Bakanımız...

BAŞKAN AHMET AYDIN - Önergeleri okuduk, oylayacağız, hemen, kısa, çok kısa...

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Kısa, kısa, şey değil yani uzatmaya niyetim yok.

BAŞKAN AHMET AYDIN - Tamam.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Şimdi, Sayın Bakanın dediğine yani katılıyor olsam -öyle diyeyim, sizi incitmeyeyim- bu geçen yıl gelmiş olsaydı lafım yoktu. Şimdi, bildiğim kadarıyla Sayın Genelkurmay Başkanı emekli oluyor bu sene. Yani şöyle bir şey yaparsanız o zaman bütün dediğinizin altına imza atarım: "Bu düzenleme 1 Eylülden sonra yürürlüğe girecek." derseniz o zaman her şey samimidir. Şimdi, siz de hukukçusunuz, biliyorum, bu işi çok iyi bildiğinizi de biliyorum ama bir şeyin adını koyalım Sayın Bakanım. Şimdi bu, buna ilişkin bir düzenleme. Şimdi, biz burada hukuku konuşuyoruz. Hepimiz açık olalım. Burada Sayın Yaşar Güler'in görev süresini uzatıyoruz. Şimdi siz deyin ki: "Ya, bizim bu yetkimiz var, 1 Eylülden sonra geçerli olsun." Ben tamam, hemen altına imza atayım, muhalefet şerhini, bu çekincelerimi geriye alıyorum. Buradaki düzenleme şudur. Bakın, bunu yaptığınız zaman - 72 yaşına kadar birer yıl birer yıl uzattınız- bu gerekçeyi ortaya koyduğunuz zaman 72 yaşında bu emekli olduğu zaman terörle mücadele zafiyete uğrayacaktır çünkü tecrübeli bir Genelkurmay Başkanı olmayacaktır orada. Eğer bu gerekçe doğruysa -72 yaşında- harekâtlardan elde edilen tecrübeyi Yaşar Güler 72 yaşına geldiği zaman kaybedeceğiz çünkü artık öyle harekâtlardan elde edilen tecrübenin sahibi olan bir Genelkurmay Başkanı olmayacak. Farklı bir olay. Şimdi, buradaki olay şu: Ben kişiler üzerinden kurmuyorum. Bu, doğru bir yöntem değil. Biraz önce kim dedi? Noterlerle alakalı bir şey dedi.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Ben dedim.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Ha, sevgili Özgür Başkan çok güzel bir şey söyledi. Benim eşim noter. 66 yaşında kişiyi götürdüğünüz zaman noter doktordan heyet raporunu almadan gayrimenkulde satış yapmıyor. Şimdi, bakın, bizim hukuk sistemimiz başka bir yere götürüyor bu işi. Şimdi biz alıyoruz bunu, diyoruz ki: "Biz kişilerle alakalı düzenleme yapmıyoruz." Şimdi, içtenlikle soruyorum Sayın Bakan: Geçen yıl niye yapmadınız? Geçen yıl da üç yıllık Genelkurmay Başkanı vardı karşımızda. Ondan önce iki yıllık Genelkurmay Başkanı vardı. Şimdi nedir? İki ay kaldı, ağustos kararnamesine yetiştireceğiz Yaşar Güler'i, işin özü budur. Yani bakın, biz her şeyi açık konuşuyoruz. Ben sizin buradaki iyi niyetinizi ve samimiyetinizi kenara koyuyorum biliyorsunuz, o dostluğumuz ayrı, o ayrı bir olay ama biz burada şimdi bakın, hiç kimseyi incitmeden, kanun yapma tekniğiyle bir şey konuşuyoruz. Bu olayın "kral çıplak" yönü var, olayın özü bu. Yani kişiye özgü bir düzenleme yapılamaz. Böyle kişisel bir düzenleme yaptığınız zaman bu, kanun olmaz. Yani şimdi muhtemelen Genelkurmay Başkanımızın kulağı buradadır acaba ne oldu diye, görev sürem uzatıldı mı diye. Buradaki sadakat ile liyakat arasındaki ince çizgidir. Ben tarihe not düşüyorum, ileride bu tutanakları birileri okuduğu zaman diyecekler ki: "Yeri ve zamanı geldiği zaman bunları konuşmuşlar bu Komisyonda." Buna ilişkin bir beklentim ve umudum yok, buradan bu çıkmaz, ben de biliyorum ama bunu ileride görsünler. İleride çocuklarımız, torunlarımız veya bu Parlamentoya gelecek olan yeni nesil der ki: "Bunlar zamanında buraya şerh düşmüşler." Kişiye uygun düzelme olmaz.

Teşekkür ediyorum.