KOMİSYON KONUŞMASI

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sayın Başkanım, çok değerli KİT Komisyonu üyesi değerli milletvekillerimiz, Sayıştayımızın temsilcisi, çok Kıymetli Bakanım, Genel Müdürümüz, Genel Müdür Yardımcılarımız, kıymetli bürokratlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii "Toprak Mahsulleri Ofisi" deyince son dönemde fındıkla anılır oldu çünkü Toprak Mahsulleri Ofisi 2002 AK PARTİ iktidarından sonra FİSKOBİRLİK'in devreden çıkartılmasıyla -batan bir FİSKOBİRLİK vardı, batırılmış bir FİSKOBİRLİK vardı- Toprak Mahsulleri Ofisi uzun bir süre fındığı regüle etmek amacıyla piyasaya girdi. 2009 yılında regülasyon görevine ara verdi ve dedi ki: "Serbest piyasaya fındığı bırakacağız, serbest piyasada fındığın değerlenmesi gerekir." Yaklaşık 2017-2016 yılına kadar da Toprak Mahsulleri Ofisi fındık almadan piyasa kendini regüle etti. 2016 yılında fındık rekoltesinin yüksek olması dolayısıyla son dönemde fındık piyasasına girdi ve 2017'den bugüne kadar da ciddi manada bölgemizde fındığı regüle etmek maksadıyla alım yapmaktadır. Ben bu süre içerisinde görev yapan ve son dönemde Sayın Genel Müdürümüzün gerçekten fındık bölgesindeki üreticilerimizin yanında olarak, onlarla birlikte bölgede fındık sezonunda bölgenin hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak bölgede yapmış olduğu çalışmalarından dolayı kendilerine teşekkür ediyorum.

Tabii, fındık ülkemizde 16 ilde yetiştiriliyor, yaklaşık 123 ilçede fındık yetiştiriliyor ama bazen dönem dönem... Şimdi, sataşmadan da edemeyeceğim, yani Urfa'da fındık yetişmiyor, bunun bilinmesi lazım. Urfa'da fındık yetiştiğini iddia edenlerin fındıkla ilgili söz söylerken biraz teraziyi iyi tutmaları gerekir diye düşünüyorum, hassas davranmaları lazım.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - "Fıstık" demek istemişti.

AHMET KAYA (Trabzon) - Dil sürçmesi olduğunu siz de biliyorsunuz.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Bilemiyorum yani artık, biz fındığın Karadeniz Bölgesi'nde yetiştirildiğini söyleyelim. Yani artık dil sürçmesi ya da başka bir şey fındık Karadeniz Bölgesi'nde yetişiyor, onu bilmenizde fayda var.

Tabii, fındıkla ilgili son dönemde, son beş yıldır Toprak Mahsulleri Ofisi, Tarım Bakanlığımız ile fındık bölgesi milletvekillerimiz arasında oluşturduğumuz fındık çalışma grubuyla birlikte çok güzel uyum içerisinde, fındığın sahada iyi bir şekilde alınması, fiyatlanması hususunda ortak çalışmalar yapıyoruz ve bu çalışmalar neticesinde de 2017'den itibaren üretici, bahçeye girmeden önce fındığın fiyatı açıklanıyor ve her açıklanan dönemde de fındığın fiyatıyla ilgili üretici, memnuniyetini bize bildiriyor ve bu dönemde, inşallah, önümüzdeki dönemde de fındığın fiyatının iyi bir fiyat olacağını Sayın Cumhurbaşkanımız bir toplantı esnasında, Kızılcahamam'daki toplantıda da söylemişti. İnşallah bizim beklentimiz, bölgenin beklentisi de iyi bir fiyat olacağı yönünde.

Elbette fındık, dünya piyasasında sadece Türkiye'de üretiliyor yani önemli bir miktarı Türkiye'de üretiliyor; %70'i Türkiye'de üretiliyor ve Türkiye Cumhuriyeti devleti de fındıktan 2 milyar doların üzerinde bir gelir elde ediyor. Yani biz şu ana kadar bir dönem 3 milyar dolara yakın bir para kazandık fındıktan ama onun haricinde her dönem 2 milyar doların üzerinde fındıktan Türkiye Cumhuriyeti devleti gelir elde ediyor. Gelir elde ettiği bir ürünü elbette ki yalnız bırakmamalıydı, bu ürüne destek vermeliydi ve o desteği de sağ olsun Toprak Mahsulleri Ofisi üzerinden verdik, vermeye de devam ediyoruz, vermeye de devam ediyorlar. Ben Tarım Bakanlığımıza ve Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürümüze, Genel Müdür Yardımcılarımıza teşekkür ediyorum.

Bu arada, tabii ki fındıkla ilgili Sayın Kaya'nın da iyi niyetle söyledikleri var, ben kendilerine teşekkür ediyorum. Muhalefet de yapıcı, yol gösterici olduğu sürece bölgede fındık üreticisinin faydasına olacak hamleler yapılabilir ama yapıcı, yol gösterici olması lazım.

Şimdi, fındık fiyatıyla ilgili bir kampanya yapıldı Ordu'da. Siz gelmeden önce yapıldı, yaklaşık on beş, yirmi gün, bir ay önce yapıldı o kampanya ve orada "Fındık fiyatı 52 lira olsun." diye bir kampanya yapıldı. Bu kampanya için bizi de aradılar, dediler ki: "Bir görüş bildirir misiniz?" Biz görüş bildirmeyiz ama muhalefetteki arkadaşlar hemen görüş bildirdiler "52 lira olsun." diye bir kampanya yaptılar. Sonra baktılar ki dolar yükseliyor "Bu yapmış olduğumuz kampanyayı revize edelim." dediler, şimdi fiyatı daha da farklı bir noktada söylemeye başladılar ama elbette ki hem üreticinin lehine hem de bölgenin lehine olacak iyi bir fiyat açıklanacak diye biz de bekliyoruz; bu beklentimizi buradan Toprak Mahsulleri Ofisimize de bildiriyoruz, Bakanlığımıza da bildiriyoruz.

Üreticilerimizin bu dönem iyi bir fiyat beklediği, rekoltenin de düşük olduğu, rekoltenin böyle söylendiği kadar yüksek olmadığı, bu rekolteyle ilgili tabii, bazı alivreci kesiminin yüksek rekolte olduğunu söyleyerek fındığın fiyatını düşük tutturma çabaları her dönem oluyor, bu oyuna asla gelmemeliyiz, biz üreticinin yanında, milletin yanında olmalıyız. Kapana kısılacak olan kesim, parasını kazansın ama devasa paralar kazanmasın, bunu hiçbir zaman tasvip etmiyoruz. Yani, alivreci kesim 750 bin ton, 800 bin ton gibi fındık rekoltesinden bahsediyor, ben fındık bölgesinin bir evladıyım, fındığın ne olduğunu çok iyi biliyorum, nasıl yetiştirildiğini, nasıl hizmet edildiğini de en iyi bilenlerden biriyim, asla şu anda böyle bir rekolte yok, 550 bin ile 600 bin ton arasında rekolte olabilir. Sahada çalışma yapanların bu noktada bize veri verdiklerini biliyorum ama tabii bunun en iyi çalışmasını Toprak Mahsulleri Ofisimizin elemanları, haziran ve temmuz aylarında büyük bir ihtimalle sahaya inecekler ve sahaya indikten sonra da rekoltenin ne olduğunu ortak açıklayacaklar, bu da tabii çalışma neticesinde. Bir de fındığın elbette ki maliyetinin ne olduğunu, ne kadar olduğunu yine aynı şekilde tarım il müdürlüklerimiz ve Toprak Mahsulleri Ofislerimiz ortaklaşa çalışarak maliyetini de ortaya çıkartacaklar ve onun üzerinden hem üreticiyi hem milleti tatmin edecek bir fiyatın verileceğini biz de buradan bekliyoruz, bunu dile getiriyoruz.

Tabii, ayrıca, Trabzon'la ilgili söylenen bir şey var -Sayın Kaya, benim bir tarafım Trabzon, onu da belirteyim, orayı da biliyorum az çok- şimdi oradaki bahsettiğiniz 8 bin dönüm değil, 3.600. Bu seneyle ilgili yine bir bölüm var, geçen yılla ilgili, tarım il müdürlüğünden aldığımız veri bunlar, bu verileri doğru yerden aldığımız için ona göre söylüyorum: 3.600 ve 400 de bu dönem, 4 bin civarında söylenenler. Gazetenin yazdıkları değil, doğru veriyi tarım il müdürlüklerinden alabiliriz.

AHMET KAYA (Trabzon) - Gazetenin değil Ulusal Fındık Konseyi Üyesi Sebahattin Bey açıkladı.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Ulusal Fındık Konseyinin doğru bir veri değil açıklaması. Bunu açıklayacak olan kesim tarım il müdürlüğüdür çünkü bahçede çalışmayı yapan onlardır. Yapmış olduğu çalışma sonucunda vereceği rakam kaç hektarsa onu söyler. Benim de aldığım bilgi 4 bin hektar civarında yani 4 bin dönüm civarında bir zarar görüldüğü ve bu zararla...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Dekar.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Dekar, özür dilerim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Dil sürçmesi olabiliyormuş.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Düzelttim ben ama hemen.

Bununla ilgili de dört yıl bu üreticiyi desteklemeye devam edileceği dile getirildi ve şu anda bunlarla ilgili de destek devam ediyor. Elbette rakamlar yeniden revize edilmeli, ben de bunu söylüyorum.

Bir de şunu belirtmek istiyorum burada: Tabii, Toprak Mahsulleri Ofisinin görevi değil onu da biliyorum ama burada dile getirmek için söylüyorum, Bakan Yardımcımız da burada, Sayın Genel Müdürümüzün de bilgileri var bundan. Dönüm başına verilen doğrudan destekleme bedelinin biraz daha artırılması gerektiğini ve bunun makul bir fiyata çıkartılması gerektiğini, üreticilerimizin bu şekilde de desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü dünyada gıda krizi var, bu her üründe var. 2 milyar dolar gibi bir rakam kâr ettiğimiz bir üründe doğrudan gelir desteğinin artırılarak üreticinin desteklenmesi gerektiğini ve üreticinin fındık yetiştiriciliğinden vazgeçmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle de bunu söylemek istiyorum.

Bir de biraz önce söylendi, muhalefetten arkadaşlar da dile getirdi, buğdayla ilgili söylendi. Değerli arkadaşlar, buğdayla ilgili... Orta Asya bölgesine çok sık giden bir milletvekiliyim; orada gerçekten, Kazakistan'da bizim iş adamlarımız var, buğdayla ilgileniyorlar, direkt onunla ilgileniyorlar ve buğday fabrikalarını yapanlar genelde bizim Türkiye'den giden iş adamlarımız ve orada fabrikalar yapıyorlar; Rusya'da da öyle, Ukrayna'da da öyle, ciddi sayıda iş adamlarımız var. Elbette ki bu savaş buğday fiyatını tetiklemiştir, ayçiçeği yağı fiyatını tetiklemiştir, bununla ilgili zorluklar vardır. Buğday üretiminin yüzde 25'inden fazlasını Rusya ve o bölge yetişiyor, o nedenle buralarda oluşan problemlerden dolayı buğday fiyatı artmıştır fakat buğday fiyatını Cumhurbaşkanımızın 7 lira açıklayacağını hiç kimse tahmin etmiyordu, 7 lira gibi bir rakam açıklanınca bu sefer 8,5 lira olsun diyenler var bir tarafta, muhalefette. Muhalefetin bir kesimi de şunu söylüyor: "Ya, çok yüksek fiyat oldu, bu fiyat diğer şeylere, ekmeğe yansıyacak, diğer ürünlere yansıyacak." Elbette bunun bir yansıması olacak arkadaşlar. Buğday fiyatı yüksek fiyat açıklanırsa bu da başka bir ürünlere yansıyacak; fındık fiyatı da yüksek açıklanacak, ayçiçeği yağı fiyatı da yüksek açıklanacak, bunların hepsi birbiriyle orantılıdır.

Bir ikincisi de "İthalat neden yapılıyor?" diye soruluyor. Benim bildiğim ithalatın yapılma sebebi ihraçtan dolayı çünkü biz ithal ediyoruz, bunu makarna olarak ihracata yolluyoruz.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - O eskidendi, eskidendi o.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Şu anda da yapıyoruz, şu anda da devam ediyoruz.

Elbette gıda krizi var yani şu anda yaşadığımız bir kriz var Ukrayna ve Rusya savaşından dolayı, bundan dolayı biraz aksamış olabilir ama Allah'ın izniyle o devam edecek. Şimdi, "Eskidendi." dediğiniz, geçen yıl arkadaşların hepsi yapıyordu, bu yıl da yapıyorlardı, biz bunu gördük; bize gelenler de var, söyleyenler de var, firmalar da var, ihracatlarını yapıyorlar. İnşallah, dünyada yaşanan bu olaylar, krizler atlatıldıktan sonra bunlar devam edecektir. Bu konuda ben sizlerden, muhalefetten şunu beklerim: Yapıcı, yol gösterici, işte, söylendiği zaman hiç itiraz etmiyoruz, hiçbir şeye itiraz etmeyiz ama yapıcı, yol gösterici olması lazım. Yani sırf eleştirmek için ne olduğunu, arkasını önünü bilmeden söylediğimiz zaman -biz de dâhil, biz de söylüyorsak yanlış- o zaman doğru bir sonuca varamayız. Doğru bir sonuç elde etmek istiyorsak elbette ki bizim söylediğimiz, burada hem kurumları denetlemeliyiz hem de denetlerken söylediğimiz sözlerin karşılığı ve doğruluğu olması lazım, eleştirilerin doğruluğunun olması lazım, incelemelerin doğruluğunun olması lazım. O niyetle de bu nedenle de bunları söylemek istedim.

Ben tekrar teşekkür ediyorum. Fındık fiyatıyla ilgili de Sayın Genel Müdürüm, milletimizi memnun edecek 2020'deki memnuniyetin üzerinde bir memnuniyetle fiyat bekliyoruz, onu da belirteyim. 2020 yılında beklenti 18-19 lirayken, 22 lira gibi bir fiyat açıklandı, çok güzel bir hava oluştu. İnşallah, bu dönem de öyle bir hava oluşur diye söylüyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. Sağ olun Başkanım. Kemal Ağabey'e de teşekkür ediyorum bize söz hakkını verdiği için.