| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün (AOÇ) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .06.2022 |
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii, arkadaşlarımın da buyur ettiği gibi, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünde, Atatürk Orman Çiftliğinin bulunduğu alanda bir hukuksuzluğun olduğu ortaya konuldu ve bu hukuksuzluğun da kanunlar çiğnenerek yapıldığını arkadaşlarımız anlattı.
Şimdi, ya, ben anlamakta zorluk çekiyorum yani bir hukuk devletinde, hukukla yönetilen bir ülkede birinci derecede kültür varlıkları içerisinde korunan bir yerin... Ya, kim olur da bunu böyle yapabilir yani burayı nasıl talan edebilir? Yani böyle birinci derece bu ancak ve ancak yani birinci derece kültür varlıklarının korunması... Türkiye Büyük Millet Meclisinin yani diğer taraflarda korunan bir varlığın Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir kanunla hiç kaldırıldığını gördünüz mü siz? Kanunla kaldırılmayı bırak yani bir insanın belli bir siyasi otoritenin inisiyatifiyle bunun yapılması doğru mudur? Bu hakikaten ne biçim iştir? Böyle bir şey bir hukuk devletinde olacak iş mi yani? Ama şu bir gerçektir -ben sözün başından değil, şimdi konuşuyorum- bunu yapanlar Türkiye Cumhuriyeti devleti kanunları durduğu müddetçe hesabını vereceklerdir. Kim olursa olsun yani bunun Ahmet'i, Mehmet'i, makamı kim olursa olsun bunun hesabını vermek zorundadır; hukuk karşısında, kanunlar karşısında yargılanmak zorundadır. Bunu mutlaka yapacağız, yapmak da zorundayız.
Şimdi, diğer taraftan, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün bulunduğu bölgede, alanda... Ya, bu alan nasıl işlevsiz hâle getirilebilir? Bilerek nasıl basitleştirilebilir? Sayın Müdür ve arkadaşlar, hakikaten yani bu doğru bir şey değil. Bütçemizde de yazıyor. Her şeye yatırıma bütçe ayrılıyor. Bütçeyle yatırım yerine getirilmiyor. Yapılmak istenen... Çiftlikte mevcut bir sürü alan var, bir sürü fabrika var; bunlar çalışır hâlden çalışmaz hâle getiriliyor. Göreviniz ne sizin arkadaş orada? Siz ne iş yapıyorsunuz orada? Bu parayı biz veriyoruz size arkadaşlar, maaşınızı.
AHMET TAN (Kütahya) - Kemal Bey, Kemal ağabey, ya, Yunanistan'dan gelmediler; sakin ol biraz ağabey ya!
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Herhâlde oradan... Bak, ancak ve ancak bunu yaptıranlar ve yapanlar Yunanistan'dan gelmez herhâlde, gelmez arkadaşım. Yani bu başka bir ülkede olmaz zaten.
AHMET TAN (Kütahya) - Biraz daha sakin ol ağabey.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Bunu Yunanistanlı yapmaz zaten. Neden? Mustafa Kemal Atatürk Yunan'ı denize döktüğü an onun komutanına saygı duymuştur. Böyle bir şey olabilir mi yani?
Ben buradan arkadaşlarım gerek Sayın Bedri Sertel Bey'in gerekse Deniz Yavuzyılmaz'ın gerekse...
BAHA ÜNLÜ (Osmaniye) - Atila...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Beni söyledi. "Bedri Sertel" olarak söyledi.
AHMET TAN (Kütahya) - Atila Bey'e kızıyor.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Değerli arkadaşım...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Atila Sertel...
BAHA ÜNLÜ (Osmaniye) - Orhan Bey...
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Orhan Sarıbal'ın anlattığı gibi...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Bedri anlatmadı, ben anlattım.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ya, arkadaş, bu konuda olumlu söz ve cümle kuran herkesi tebrik ediyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Kemal Bey...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Zeybek'i dinleyelim.
Buyurun.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Atila Sertel anlattı, Bedri değil.
BAHA ÜNLÜ (Osmaniye) - Bedri Yaşar da anlattı ama.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Bedri ağabey de anlattı.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Sertel bozuldu yani.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Kemal Çelik de konuşacak, onu da söyle.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Değerli, Sayın Atila Servet ağabey.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bak, "Servet" dedi sana da.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Yani tabii doğru söylüyorsunuz, insan konuşurken... Bir de şu anda neyi nasıl konuştuğumun da farkındasınız, dinlerken zaten sinir durumunda oldum.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Heyecan ve aşkla...
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Heyecan ve aşkı bırak, sinirlerim gerildi konuşmalarda, o yüzden beni biraz şey karşılayın yani bu tür tavrımla.
Değerli arkadaşlar, sizinle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bu ülkede beraber yaşıyoruz. Onun emaneti üzerinde görev yapıyorsunuz. Bu emaneti, ya, bizim de oradan kazanç sağlamasanız bile... Bizim kazançlarımızla maaş alıyorsunuz. Yahu, arkadaş, benim helal etmemi istiyorsan görevinizi doğru yapın arkadaş.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)