KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri ve... Sivil toplumun değerli temsilcileri demek isterdim Sayın Başkan ama görüyorum ki sivil toplumun değerli temsilcilerini buraya çağırmamışsınız, sendikaları çağırmamışsınız, meslek örgütlerini çağırmamışsınız. Şimdi, siz diyorsunuz ki: "Biz, bunu bir yasa teklifi gibi görüşeceğiz." Biz, yasa tekliflerinde, biliyorsunuz, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini burada görüyoruz ama aynı zamanda diyorsunuz ki: "Biz, bunu bütçe gibi görüşeceğiz. Sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle görüşmeye gerek yok." Ancak Sayın Başkan, bakın, bu iktidarın yaptığı tercihler üzerine bu altı ayda kazananlar ve kaybedenler oldu. Sayın Bakan da çok veciz bir şekilde, tarihe geçecek bir şekilde kimin kazandığını, kimin kaybettiğini itiraf etti: "Bu sistemden bu düzenden -dar gelirliler hariç- patronlar kazandı." dedi. Şimdi, burada kazananların temsilcileri var, sonuç olarak temsilciler burada ama kaybedenlerin temsilcileri yok Sayın Başkan yani işçilerin, emekçilerin, memurların, ziraat birliklerinin, çiftçilerin, yoksulların temsilcileri burada yok.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz, biz...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Uğur Bey kazandı, kazandı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz patronların temsilcisisiniz, kusura bakmayın Uğur Bey.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Siz kimi temsil ediyorsunuz?

SALİH CORA (Trabzon) - Sen kimi temsil ediyorsun?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, bu anlamda Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, rica ediyorum. Uğur Bey...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz, bunu, bir bütçe gibi görüşmek istiyorsanız, arkadaşlar, bütçe gibi görüşeceksiniz ama bir kanun teklifi gibi görüşmek istiyorsanız o zaman kanun teklifi gibi görüşeceğiz ve burada ilgililerin, yani 85 milyonun, sonuç olarak kaybedenlerin temsilcileri de gelecek; burada, Sayın Bakanın da varlığında, kim kazandı, kim kaybetti bunun hesabını Sayın Bakana soracak.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teklifin sahibi Uğur Bey olsun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, diyor ki: "Ben patronlara kazandırıyorum, dar gelirliler bu düzende kaybediyor." İşte, bunun hesabını sorabilecek bir iklimi yaratmanız lazım Sayın Başkan. Sayın Bakan da patronlarla beraber hep toplantılar yapıyor, biraz da işçileri görsün, emekçileri görsün, yoksulları görsün, çiftçileri görsün; onları dinlesin ki -hep beraber dinleyelim Sayın Başkan- ve bu bütçenin tercihlerini değiştirelim. Bu bütçenin tercihlerini değiştirirsek ancak kaybedenlerin kayıplarını karşılayabiliriz. Aksi takdirde Sayın Başkan, siz diyorsunuz ki: "Bu bütçede...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, usule ilişkin konuşursak onları konuşacağız gün boyunca.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Usule ilişkin konuşuyorum Sayın Başkan, tam da usule ilişkin konuşuyorum, diyorum ki böyle görüşmeyelim.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ne alakası var? Nereden çıkarıyorsun bunları?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, böyle görüşmeyelim diyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamam, o kısmı tamam ama diğer kısmını diyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, Sayın Başkan böyle görüşmeyelim diyorum. Ya burada halkın temsilcileri, yoksulların temsilcileri olsun diyorum; bu, birinci talebim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamam o doğru, usule ilişkin.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Propaganda yapmak ne zamandan beri usul oldu Sayın Paylan?

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Ya dinlesene biraz dinle, dinle...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, ikinci mesele...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, lütfen ama...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Dinlemeyi öğren!

SALİH CORA (Trabzon) - Sen konuşmayı öğren!

YAŞAR KIRKPINAR (İstanbul) - Sen ne biçim konuşuyorsun? Ne demek "Dinlemeyi öğren!" Ayıp ya!

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Müdahale etme, konuşma.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, ben uyardım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, basının önünde...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uyardım ben, tamam, uyardım.

Buyurun, devam edin lütfen.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Dinlemeyi öğren.

YAŞAR KIRKPINAR (İstanbul) - Sen konuşmayı öğren.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sen ne biçim konuşuyorsun, ne demek istiyorsun? Çok ayıp ya!

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Onun için böyle konuşuluyor, burası Meclis olduğu için.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İkinci mesele, Sayın Başkan, bakın...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, basın mensubu arkadaşlarımız burada, oradan birisi bize laf atıyor, kimin attığını göremiyoruz, laf ortada kalıyor. Kim konuştu? Onun dinlemesini öneriyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bir teklif Komisyonunda bütçemizi görüşeceğiz. Hepinizden rica ediyorum, el birliğiyle, kaliteli bir tartışma ortamı oluşturalım.

Lütfen, buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar biraz daha indirsinler şu kameralarını karşı tarafı görelim biz.

Kameraman arkadaşlar, indirin biraz kameraları.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uğur Bey, bir müsaade edin ya söz bende.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, bir saniye.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir müdahale etmeyin basına ya, basın zaten hizmet yapamıyor. Bak, kamerasını çeviremiyor bile bana doğru. Niye?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Senin de önüne gelsinler, dursunlar.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Korkusundan, senin korkundan!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, rica ediyoruz bir sefer de Sayın Paylan'ın önüne gidin ya. Niye buraya dayanıyorsunuz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, rica ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Basına sansür yapıyorsunuz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Uğur Bey'i salondan çıkaralım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, böylece uzatmış oluyoruz süreci, rica ediyorum... Usul hakkında dinleyeceğiz, bitireceğiz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkan, benim söylemlerime karışıyor ya basına müdahale...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya iyi de, bak, basın kamerasını çeviremiyor bile.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, böyle bir usulümüz yok.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Başkanım, ben basını uyaramayacak mıyım?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hayır, ben uyaracağım, ben uyaracağım. Siz beni uyaracaksınız, ben eksik bir şey yapıyorsam beni uyarın lütfen.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Başkanım uyarın o zaman, uyarın.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sansür! Sansür! Basına sansür!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben uyarırım, tamam. Rica ediyorum...

Lütfen, usul hakkında tamamlarsanız...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, usul hakkında...

Sayın Başkan, altı ay önce bütçeyi görüştük ve biz bütçe geldiğinde dedik ki: Bu bütçe ölü doğmuştur yani bütün varsayımlarla ölü doğmuştur. Dolar kuru varsayımı 9 lira 27 kuruştu ve daha bütçeyi biz görüşürken aslında bütçe çökmüştü. Şimdi bu bütçenin tercihlerini ve varsayımlarını sorgulamamız gerekiyor Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu, usul hakkında...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Usul, usul.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İçeriği gün boyu tartışacağız Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Biliyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Rica ediyorum...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Geliyorum Sayın Başkan, geliyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Usule ilişkin söyleyeceklerinizi şimdi söylerseniz...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben bunun bir ek bütçe olarak değil ikinci bir bütçe olarak görüşülmesini teklif ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Neden? Ek bütçe olarak görüşürsek aynı tas aynı hamam devam eder yani aynı varsayımlar ve aynı tercihler devam eder ama ikinci bir bütçe olarak görüşürsek bunu, tercihlerini sorgulayabiliriz ve bu bütçenin zenginleri daha zengin, yoksulları daha yoksul yapmasına son verebiliriz Sayın Başkan.

Ve bir önerim daha var: Şimdi, Sayın Hazine ve Maliye Bakanı Değerli Arkadaşımız Nureddin Nebati burada Hükûmet adına ama Sayın Başkan, bunun da yanlış olduğunu düşünüyoruz. Neden? Bakın, ek bütçe teklifini kim imzalamış? Sayın Cumhurbaşkanı imzalamış. Öyle değil mi? Şimdi, yeni sistemde Cumhurbaşkanı, tek adam rejimi var yani aslında Cumhurbaşkanı kabinesi var, hükûmet yok. Eskiden hükûmet vardı, her bir bakan hükûmet adına konuşurdu. Ama şimdi yeni sistemde, baktığımızda, yani atanmış bir bakan hükûmet adına konuşabilir mi? Hayır. Eskiden seçilmiş bakanlar vardı, Parlamentodan çıkardı, hükûmet adına cevap verirlerdi. Şimdi ise her bir bakan kendi alanıyla ilgili konuşur. Ben şu ana kadar herhangi bir bakanın çıkıp -bugüne kadar olmadı bu, dört yıllık düzende- mesela bir Tarım Bakanının çıkıp sağlıkla ilgili konuştuğunu hiç görmedim veya Maliye Bakanının çıkıp da çevre ve şehircilikle ilgili konuları konuştuğunu hiç duymadım, hiç olmadı bu, hiç olmadı Sayın Başkan. Eğer bu usule izin verirseniz... Sayın Maliye Bakanı bugün bizi gün boyunca dinleyecek. Biz diyeceğiz ki: "Ya, niye bu bütçede yangın söndürme uçakları yok Sayın Bakan?" Bu, Orman Bakanının alanına girecek. "Ya, niye öğrencilere yeterli yurt yapmadın Sayın Bakan?" diyeceğiz; o gençlik Bakanının alanına girecek Sayın Başkan.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Usule davet ediyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu, usule ilişkin, usule ilişkin bir itiraz. Katılırsınız katılmazsınız; usule ilişkin bu husus.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Niye öğretmen atamadın?" diyeceğiz; Eğitim Bakanının alanına girecek. Ve bu, tek adam rejiminde ilk kez olacak Sayın Başkan. Biliyorsunuz, hani siz hep diyorsunuz ya "Geçmişte böyle olmuş, geçmişte böyle olmuş." Hani siz de bugün bu yanlışı yaparsanız yarın devran dönecek, bir başkası gelecek, siz bu itirazları koyacaksınız, diyecek ki orada oturan "Ya, siz de böyle yapmıştınız." ilk düğmeyi yanlış iliklemiş olacağız. Bu açıdan, en azından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak gelen kişi Sayın Fuat Oktay, bütçeyi sunan... Cumhurbaşkanının Yardımcısı yani bütün bakanlıklar adına söz kurma iddiası söz konusu olabilir hani bu bir yere kadar sorgulanabilir ama Hazine ve Maliye Bakanının bütün bakanlıklarla ilgili Hükûmet adına söz kurması tek adam rejimini sorgulatır, o zaman Sayın Maliye Bakanı da herhâlde bu Hükûmetin sözcüsü durumuna gelir ve bütün Hükûmet adına -vallahi, büyük bir iddiadır bu, onu söyleyeyim- cevap veren duruma gelir ki herhâlde bunu Sayın Bakan da kabul etmez diye düşünüyorum Sayın Başkan. Bu açıdan bu usulü değiştirmemiz lazım.

Bizim talebimizi söylüyorum: Biz, bu bütçeyi ikinci bir bütçe olarak görüşelim. Bütçenin tüm tercihlerini sorgulayalım çünkü bütçe çöktü arkadaşlar. Bir bütçe çöktüyse -iktidara yetki vermişiz- o iktidarı sorgulamamız lazım ve hesap vermesi lazım iktidarın. Yani Orman Bakanının gelip -mesela biz önerge verdik- niye bu yangın söndürme uçaklarını almadığının hesabını vermesi lazım Sayın Başkan.

Tüm bu sorgulamayı yapabilmemiz için benim önerim...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Epeyce söz talebi var, toparlarsanız sevinirim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam, bitiriyorum.

Sayın Başkan, son olarak, son cümlemi söylüyorum: Benim önerim, tüm bakanların buraya gelmesidir. Bakın, şu anda Meclis koridoru Mahmutpaşa Çarşısı gibi; ülkenin tüm bürokrasisini buraya çağırmışsınız, burada bir bölümü, girebilmiş, geri kalanların hiçbirisi yok. Buraya gelen bakanlıklardan Strateji ve Bütçe Başkanlığından kişiler gelmiş. Ya, biz siyasi eleştiri yapacağız Sayın Başkan. Yani "Niye almadınız?" sorusunun cevabını Strateji ve Bütçe Başkanı veremez, o teknik bir kişi; siyasi kişi cevap verebilir niye yangın söndürme uçağını almadığına?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Son olarak da şunu söyleyeyim Sayın Başkan: Basınla ilgili duruşunuz ne olacak? Bunu da size sormak istiyorum. Şimdi az sonra biliyorum ki Sayın Bakan burada konuşacak, sonra siz bu kameraları çıkaracaksınız -öyle tahmin ediyorum- ve öyle bütçeyi görüşeceğiz. Oysa milletin bütçesini görüşüyoruz. Bunun canlı yayınlanmasını talep ediyoruz Sayın Başkan. Milletin bütçesi tüm demokrasilerde canlı yayınlanır; Türkiye Cumhuriyeti'nin de demokratik bir ülke olduğunun iddiasındaysanız, biz, oradan uzaklaştığını düşünüyoruz. Bu bütçenin, halkın bütçesinin canlı yayınlanmasını talep ediyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının buraya gelmesini talep ediyoruz ve "Bu usulle halkın bütçesi görüşülmez." diyoruz Sayın Başkan.