| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (1/284) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .06.2022 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli basın mensupları, değerli bürokratlar, Sayın Bakanım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, biliyorsunuz, bütçe sunumunda bir usul var, şu anda Cumhurbaşkanı Yardımcımız sunuyor, sunumunu yapıyor biz hazırlanıp ona bir beş altı gün sonra cevap veriyoruz. Şimdi, siz ek bütçeyle ilgili sunum yaptınız, teşekkür ederiz, önemli de, meblağ da çok çok büyük yani yeniden bir altı aylık bütçe yapıyoruz yani ilk dönemin bütçesini bitirdik sanki ikinci altı aylık dönemin bütçesini yapıyoruz. Böyle önemli bir durum var. Ancak, size cevap verebilmek, gerekçelerinizi anlayabilmek, açıklayabilmek, cevap verebilmek için... İnanın ne söyleyeceğimi şu anda bilmiyorum ben de konuşmaya başladım ama Allah'tan hayırlısı.
Şimdi, yalnız, Sayın Bakanım, bu kadar önemli bir konu, daha teferruatlı bilgi vermenizi beklerdik. Yani neden birdenbire, böyle altı ay bile tamamlanmadan bir bütçe yapma gereği doğdu. Ha, bazı şeyler söylüyorsunuz, dünya konjonktürü vesaire bunlardan bahsediyorsunuz "Ülkemizdeki refah artışından da tüm kesimlerin faydalanmasını amaçlıyoruz." diyorsunuz. Ancak, bu çok önemli bir cümle, bunlarla ilgili eleştirilerim olacak.
Şimdi bütçe yapılır, tabii ki ek bütçe de yapılır ama bu, anormal; bu, klonlama Sayın Bakan; bu, ek bütçe değil; bu, klonlama yani yeni bir bütçe yapma bu. Onun için, daha detaylı bilgiler almamız gerekiyordu. Bu bütçe yapma gereği nereden doğdu? Gördüğüm kadarıyla da iktidarın yanlışlarından doğdu. Değerli arkadaşlar, iktidar bu yanlışları yapmasaydı, yanlış bir mantaliteye sahip olmasaydı bugün bu bütçeyi yapma, ek bütçe yapma gereği doğmazdı ya da bu ölçüde bir ek bütçe yapma gereği doğmazdı. Tabii, diğer ülkelerde de var ama böyle bir bütçe değil. Ha, bir taraftan da şu var Sayın Bakanım: Bakıyorum, mesela 2013'te bizim bütçemiz dolar bazında 250 milyar doların üzerinde. Şimdi bu yaptığımız bütçe geldiği zaman, 2022 bütçesi 175 milyar dolar kadardı hatırladığım kadarıyla. İşte şu tarih itibarıyla daha önce 175 milyar dolar olan bütçe, dolar bazında 100 milyar dolara düştü, şimdi tekrar artırıyoruz, 150 milyar doların altında bir bütçe yapıyor. Yani 2012'de, 2013'te 300 milyar dolara yaklaşan bütçeler yapıyorken bu ülke şimdi, aradan geçen on sene zarfında yarısı kadar bütçe yapıyor maalesef. Yani ek bütçe olmasına rağmen, aslında yıl sonu itibarıyla baktığımız zaman bunun daha da düşeceğini görüyoruz. Dolayısıyla bu bütçe, Türkiye'ye yakışan bir bütçe değil. Biz, mültecilerle birlikte 90 milyon nüfusa sahibiz, mültecilere de buradan pay veriliyor, mültecilerin de bu gayrisafi millî hasılaya katkıları var. Böyle bir durum olduğu hâlde, neredeyse ortalama 100 milyar dolarlık bir bütçe yapıyoruz, bildiğim kadarıyla, 14 milyon nüfusu olan Yunanistan'ın aşağı yukarı 80 milyon euroluk bir bütçesi var yani bu bütçe, öyle büyük bir bütçe değil. Trilyonluk bir bütçe, son birkaç yıldır ilk defa trilyonluk bütçelerden bahsediyoruz ama satın alma gücü açısından baktığımızda hiç güçlü bütçeler değil maalesef.
Mayıs ayıyla ilgili aylık bütçe gerçekleştirme raporuna bakıyorum Sayın Bakanım. Değerli arkadaşlar, bakın, bilmiyorum bu, dikkatinizi çekti mi, mayıs ayı itibarıyla bütçe giderlerinde yüzde 47'lik bir artış var, bütçe giderleri yüzde 47 artmış. Bütçe gelirlerindeki artış ne kadar? Yüzde 203,9. Biri yüzde 200'den fazla artıyor, biri yüzde 50'nin altında bir artış. Gelirlerde anormal bir artış var. Ne bu gelirler? Vergi gelirleri. Şimdi, Türkiye'de böyle bir şey olmaz, vergi gelirlerinde bu kadar önemli bir artış nasıl olabilir? Bakıyorsunuz, vergi gelirlerinde, kurumlar vergisinde falan önemli artışlar var. Kurumlar vergisi neden artar bu kadar? Bakıyorsunuz, yani kurumlar vergisi, şirketlerin çok kâr ettiğinden dolayı değil, bankalardan dolayı bu artış söz konusu olmuş. Bankalar da -tabii biliyorsunuz- Merkez Bankası fonluyor, yüzde 14'ten alıyor parayı 2 misliyle satıyorlar, buradan elde ettikleri kârlarla böyle bir durum ortaya çıkıyor.
Bakın, gelir vergisi... Şimdi, gelir vergisinin en önemli kalemi çalışanlardır, ücretlilerdir. Altı aydan beri onların ücretleri sabit olduğu için çok büyük bir artış yok. Ama kurumlar vergisinde bankaların kârları çok yükseldiği için, yüzde 200 küsur, 300'e yakın kâr artışı söz konusu olduğu için kurumlar vergisinde artış var. Dâhilde alınan KDV'de -tahmin ediliyordu aşağı yukarı- yine anormal bir artış var geçen yıla göre. ÖTV'de aynı şekilde çok büyük bir artış var. Geçen yıl ÖTV 13 milyar tahsil edilmişken, 2022'de, bu yıl otuz milyarın üzerinde tahsilat var, 30 milyar. Yani 11 milyar, 30 milyar... Banka sigorta mamulleri vergisi öyle, ithalde alınan KDV öyle yani geçen yıl ilk beş ayda 18 milyar alınmış, şimdi 43 milyar alınmış. Damga vergisi, harçlar, diğerleri hepsi böyle. Şimdi, bu vergilerin artışı ne anlama geliyor? Yani giderlerdeki artış yüzde 47'yken, gelirlerdeki artışın yüzde 200'den fazla olması ne anlama geliyor değerli arkadaşlar?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Enflasyon anlamına geliyor.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu, enflasyon anlamına geliyor ama bu verginin kimden alındığını gösteriyor? Bu vergi vatandaştan alınmış, değerli arkadaşlar. Vatandaşın iflahı kesilmiş, bu vergi vatandaştan alınmış.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Uzaylılar vermeyecek bunu yani.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tabii ki enflasyondur bu. Yani enflasyon suretiyle vatandaşın iflahını kesmişiz demektir bu; başka bir açıklaması yok. Vatandaştan alınan vergilerle bütçe fazla vermiş. Zaten açıklamada...
ORHAN YEGİN (Ankara) - İhracatın da katkısı var.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani inşallah ama vatandaştan alınan vergi kadar değil maalesef.
Tabii ki ihracat gelirlerimizde de bir artış var ama ithalattaki artış çok anormal, çok anormal. Dolayısıyla bunun açıklaması bu.
Şimdi, biz gelirlerimizdeki artışı düzeltmeye çalışıyoruz. Buradan dolayısıyla vatandaşa bir pay vermemiz lazım. Bakın, ücretlilerin, özellikle esnafın, tarım kesiminin, emeklilerin durumu çok vahim. Şimdi, bunlarla ilgili olarak ne yapmışız? Sayın Bakanın bilgi vermesi gereken konu buydu aslında. Yani dolayısıyla, enflasyonla ilgili bu kadar büyük bir sıkıntı varsa, enflasyon nedeniyle bütçe bu hâle gelmişse, böyle anormal bir ek bütçe yapmanız gereği doğmuşsa, vatandaş bu kadar ezilmişse bu durumda sizin vatandaşı tekrar diriltecek, sıkıntıya sokmayacak tedbirleri almanız ve bunları anlatmanız lazımdı özellikle, beklediğimiz buydu ancak ben bunu göremedim Sayın Bakanım. Bununla ilgili bilgiler bekliyorum. "Göremedim" derken de şunu söyleyeyim: Şimdi, sunumunuzun 12'nci sayfasında diyorsunuz ki: "2022 yılında 241 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz." Bu, ne demektir Sayın Bakanım? 241 milyar vergi gelirinden vazgeçiyorsun, bunun detayını öğrenmek isterim.
Şimdi, bakın, 2022 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nde, Sayın Bakan burada tablo var, vergi türleri itibariyle toplam vergi harcaması... Vergi harcaması demek, bilmeyenler için söyleyeyim, devletin alabileceği ancak vazgeçtiği vergilerdir. Muafiyet ve istisnalar dolayısıyla devlet gelirlerini azaltan harcamalardır; vazgeçtiği vergilerdir. 2022 için burada bahsedilen rakam toplam -gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi ve diğer kanun uyarınca- 335 milyar lira yani yılbaşında bize verdiğiniz tabloda "335 milyar lira" diyor, vergi harcaması. Sizin bahsettiğiniz rakam nedir? "Vazgeçilen vergi 241 milyar lira." diyorsunuz, burada verdiğiniz 335 milyar lira; bir çelişki var. Farklı mıdır, ilave midir? Onları öğrenmek isterim.
HAZİNE VE MALİYE BAKANI NUREDDİN NEBATİ - Farklıdır.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir de bu ortodoks mu, heterodoks mu Sayın Bakanım? Onu da öğrenmek isteriz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başka bir isim bulmak lazım.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, bu kadar önemli bir değişiklik yapılıyorsa Sayın Bakanım, değerli arkadaşlarım, bu değişikliğin gerekçeleri olur...
HAZİNE VE MALİYE BAKANI NUREDDİN NEBATİ - "Ortodoks mu?" derken Garo Bey'in Ortodoks olduğunu...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, Ortodoks olduğunu... (Gülüşmeler)
Garo Bey de mi ortodokstan heterodoks politikalara dönsün?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Garo, Gregoryen misin?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben memnunum Ortodokstan.
HAZİNE VE MALİYE BAKANI NUREDDİN NEBATİ - Evet, Sayın Başkanım.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, bu kadar önemli bir ek bütçe söz konusuysa bir açıklaması olması lazım bunun. Tekrar ediyorum yani kaynak tahsisi farklılaştırması mı söz konusudur? Gelir adaleti mi hedeflenmektedir? Ekonomik istikrar mı aranmaktadır? Büyüme ile istihdamla ilgili bir amaç mı vardır? Bunların ortaya konması lazım, bunları göremedik. Sadece tahsilatla ilgili, vergiyle ilgili ilk altı ayda çok anormal bir tahsilat olmuş, vatandaştan alınmış bu da. Vatandaş ezilmiş, bu nedenle ek bütçe getirilmiş, böyle görünüyor. Şimdi, dolayısıyla, bununla ilgili daha geniş açıklama yapmanız lazım diye düşünüyorum.
Sayın Bakanım, 9 Haziranda Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak bir açıklama yaptınız akşam saatlerinde. "Daha ileriki saatlerde açıklama yapacağız" diye yani "Piyasaların kapandığı bir saatte açıklama yapacağız." diye. Hazine ve Maliye Bakanlığı böyle bir açıklama yapmaz Sayın Bakanım, böyle bir usul olmaz. "Açıklama yapacağız." diye açıklama da olmaz. Hazine ve Maliye Bakanlığı çok ciddi olması gereken, öngörülebilir olması gereken bir Bakanlıktır, sürpriz yapmaması gereken bir Bakanlıktır.
Sayın Bakanım, bir açıklama yapıyorsunuz akşam saatinde, diyorsunuz ki: "İlerleyen saatlerde açıklama yapacağız." ve piyasaları şaşırtmayı amaçlıyorsunuz. Şimdi, devlette böyle bir usul olmaz, hele Hazine ve Maliye Bakanlığı bunu yapmaz. Bu, bir suçtur. "Insider trading" demiyorum ama bu, piyasaları yanıltmaktır, vatandaşı yanıltmaya yönelik bir teşebbüstür; bu suçtur. Fiyaskoyla sonuçlandı. Siz belki 20 Aralıkta olduğu gibi bir sonuç doğurmasını aradınız ama bu yöntemle bunun yapılması doğru değil. Orada kaç kişi zarar etti, kaç kişi o alacağı bir arsa için ya da çocuğunun düğünü için biriktirdiği dövizi bozdurdu? Yazık, günahtır Sayın Bakanım! Hazine ve Maliye Bakanlığı böyle manipülasyonlar yapmamalıdır. Gerçekten üzüldüm, eski bir maliyeci olarak üzüldüm. Bu şekilde, bu tarzda bir Maliye Bakanlığı olsun istemiyoruz. Bunun bir daha tekerrür etmemesi gerekir diye düşünüyorum.
Şimdi, yine 7 Haziranda "Hazine nakit dengesi mayıs ayında 149 milyar lira fazla verdi." demiştiniz. Buna göre ek bütçeye de gerek yok. Şimdi, bu açıklamaları yaparken piyasaları yine aynı şekilde şaşırtmamak gerekiyor Sayın Bakanım. Sanki hazinenin durumu çok iyi, hiçbir sıkıntı yokmuş gibi açıklama yapıyorsunuz.
Şimdi, burada bazı şeyler sormak istiyorum. Mesela, gördüğüm kadarıyla, tespit ettiğimiz kadarıyla akaryakıta 47 milyar lira ek vergi koymuşsunuz, 47 milyar lira daha ek vergi. Dolayısıyla akaryakıtı ne kadar zamlandırmayı hedefliyorsunuz yani bunun nereye gideceğini öngörüyorsunuz? Onunla ilgili de bilgi verirseniz memnun olurum.
Ek bütçede vergi gelirlerinde yüzde 86 artış öngörüyorsunuz. Şimdi, zaten biraz önce anlattım; vergi gelirlerinde yüzde 200'den fazla bir artış var, bir yüzde 86 daha artış öngörmüşsünüz, yüzde 86 daha. E, bu, zaten vatandaştan alınıyor, dar gelirliden, ücretliden alınıyor. Bu, büyük bir sıkıntıdır Sayın Bakan. Bu artış vergi gelirlerinde olmamalıydı yani bu ek bütçe yeni bir bütçe anlayışıyla yapılmalıydı. Bu bütçedeki yanlışlıklar, eksiklikler, öngörüdeki yanlışlıklar düzeltilmeliydi ama bu şekilde olmaz. 40 milyar lira kur korumalı mevduata gidiyor.
Şimdi "Kur korumalı mevduat hesapları da hiçbir şekilde bütçeye yük olmayacak." demiştiniz. İlk 40 milyar lira kondu, 21 milyar da galiba açıkladığınıza göre zaten harcama vardı, onun haricinde bir 10 milyar lira da kambiyo kârlarından vazgeçilerek kur korumalı mevduat hesabı desteklenmişti, yine kambiyo kârlarından, dönem içerisindekilerden vazgeçilerek destekleniyor. Bu, şu andaki rakamla bile gördüğüm kadarıyla bir 50'yi bulmuş yani bunun maliyeti yıl sonu itibarıyla 100'ü bulacak. Bu, çok önemli bir maliyet. Bu kur korumalı 20 Aralıktaki bu artışı, anormal artışı durdurdu ama bu, hazineyi de çökertecek bir durum ve bu, ne anlama geliyor? Şimdi, biz bir taraftan ücretliden, sabit gelirliden vergi alıyoruz, vatandaşın yaptığı tüm harcamalardan vergi alıyoruz, tüm harcamalarından vergi alıyoruz -elektriğinden, suyundan, doğal gazından, her şeyinden vergi alıyoruz- öbür taraftan varlığı olan birkaç yüz bin kişi, kur korumalı hesaba para yatırabiliyorsa varlığı olan, döviz tutma becerisi olan, serveti olan kişilere destek veriyoruz. Sayın Bakan, bu anlayış devam edecekse Türkiye çöker. Şu anda orta sınıf yok olmak üzere. Bilmiyorum bakıyor musunuz istatistiklere ama durum gerçekten böyle.
Şimdi, bir notum vardı, onu size okumaya çalışayım. Gini katsayısına bakarsanız çok anormal gelişmeler var orada. Türkiye'deki ortalama ücret, minimum asgari ücrete yaklaşmış vaziyette, dengeler bozulmuş. Eğer orta sınıf yok olursa, bu dengeler bozulursa bu, sadece ekonomik dengelerin bozulduğu anlamına gelmiyor Sayın Bakanım; siz de gayet iyi biliyorsunuz ki bu dengelerin bozulması, Türkiye'deki kültürün bozulmasıdır, Türkiye'deki ahlakın bozulmasıdır, Türkiye'deki istikrarın bozulmasıdır, güvenliğin yok olmasıdır, huzurun yok olmasıdır. Bu ek bütçeyle bunları onarmaya yönelik adımlar atmanız gerekiyordu. Bu konuyla ilgili, bunlarla ilgili, gelir dağılımının düzelmesiyle ilgili adımlar atmanız gerekiyordu. Gini katsayısı, biliyorsunuz, 1'e yaklaştıkça adaletsizleşir, sıfıra yaklaştıkça adalet olduğunu gösterir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz bitmiştir. Bu konuyu tamamlayıp bitirirseniz...
Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Öyle mi? Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Türkiye'de anormal bir adaletsizlik söz konusu, gelir dağılımı söz konusu. Bu bütçenin bunu ilk hedef olarak alması ve bunu düzeltmesi gerekir çünkü yapılan iş, bütçeyle, bu sistemle gelir adaletinin bozulmasıdır. Türkiye, dikkat ederseniz, küme düşmüştür, uluslararası ligde küme düşmüştür. Vatandaşımız bir alt kümeye düşmüştür. Ücretlinin artık kolay kolay bir ev sahibi olması, araba sahibi olması mümkün değil Sayın Bakanım. Onun için bütçemizin bu eşitsizliği, adaletsizliği gidermeye yönelik bir bütçe olması gerekirdi, böyle bir bütçe yapmamız gerekir. Bu bütçe, sadece, artan bu artışı; vergilerle olan, vatandaştan alınan... Vatandaşın -dediğim gibi- her harcamasından -elektrik, su, gaz- her türlü harcamasından alınan dolaylı vergilerle vatandaşın iflahı kesilmiş; onun tekrar düzeltilmesi noktasında bir ek bütçe olmalıydı. Bu yönde de olması gerekir, hâlâ geç kalmış değiliz, böyle bir çalışma yapmanız uygun olur.
Ben hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Başarılar diliyorum, saygılar sunuyorum efendim.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.