| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (1/284) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .06.2022 |
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, Sayın Bakan Yardımcıları, Komisyonumuzun değerli çalışanları ve değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında ben de bugün vefat eden ülkemizin manevi rehberlerinden muhterem Mahmut Ustaosmanoğlu Hoca Efendi'ye Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyor, ailesine, talebelerine, sevenlerine sabrı cemil niyaz ediyorum. Mekânı cennet, makamı âli olsun inşallah.
Bildiğiniz gibi, kamu idareleriyle, kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılmaktadır. Bu, Anayasa'mızın emredici bir kuralıdır. Devlet bütçesi, bütçe kanunuyla düzenlenir. Bütçe hakkı Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Millet adına bütçeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi yapar ancak bütçeyi Anayasa'mıza göre hazırlama ve sunma hakkı da Cumhurbaşkanına aittir. Burada Anayasa ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu düzenleyici amir hükümler emreder.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde 17 Aralık günü kanunlaştırılmış 7.344 sayıyla kabul edilip yürürlüğe konulmuştur. Ancak aradan geçen çok kısa sayılabilecek altı aylık bir süre içinde dünyada ve ülkemizde meydana gelen ekonomik, siyasi ve doğal gelişmeler sonunda enflasyonun ne derece yükseldiğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle de bütçe ödeneklerinde artış yapılması zorunlu bir hâle gelmiştir. Aslında AK Parti hükûmetlerinin 2003 yılından beri 2003 ve 2004 yılı hariç ek bütçe talepleri olmamıştır ki 2003'te de ek ödenek talebi başlangıç ödeneğine göre yüzde 3,1; yine, 2004 yılındaki ek bütçe talebinin de başlangıç ödeneğine göre ek ödenek talebi yüzde 2,3 olarak gerçekleşmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtiğimiz 2018 yılından sonra da aradan geçen 2019, 2020, 2021 yıllarında ek bütçe talebi olmamıştır. Aslında AK PARTİ hükûmetlerinin ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemindeki AK PARTİ'nin anlayışının esası, ekonomide enflasyonla mücadele olmuştur ve hepimizin bildiği gibi, enflasyon yüzde 8'lerin altına, yüzde 6'lara kadar indirilmiştir. Ha, bugün niye buna ihtiyaç duyuldu geldiğimiz noktada? Değerli arkadaşlar, buna baktığımızda, aslında 2021 yılı sonuna doğru küresel salgının yavaş yavaş etkisini azaltmasına rağmen başka riskler ortaya çıktı, biraz önce Sayın Bakan sunumunda da buna değindi. Bunlar nelerdi? İşte, dediğim gibi, enflasyon hızla yükselmeye başladı bütün dünyada, tedarik zincirinde bozulmalar meydana geldi, emtia fiyatları rekor seviyelere ulaştı ki başta petrol ve doğal gazda. Yine, biraz önce Sayın Bakan değindi, petrolün varili 120 dolarlara dayandı. Doğal gaz saat başına megavat olarak 130 avroya kadar çıktı ve hepsinden de önemlisi -bize göre- bizim yanı başımızda 2 tane denizden komşu ülke olan Rusya-Ukrayna savaşı, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de makroekonomik dengelerin ve görünümün tahminlerin üstünde değişimine neden oldu.
Tabii, kıyaslayacak olursak -önüme bazı rakamlar aldım ben- mesela yıl başında, aralık ayı sonu itibarıyla Amerika Birleşik Devletleri'nde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 1,4 iken geçtiğimiz ay itibarıyla yüzde 8,6'ya yükseldi ki bu 6,14 kat artışı ortaya koyuyor, 6 kat artmış. İspanya'da enflasyon yüzde 1 iken 2021 yılı sonunda, şu anda yüzde 45 yani rakamlara ben de inanamadım da tekrar teyit etme mecburiyeti duydum, bu da 45 katı ifade ediyor. Yine, İngiltere'de -yani belli başlı ülkeleri aldım- binde 7 iken enflasyon sene sonunda, şu anda yüzde 9,1; 13 kata ulaşmış arkadaşlar. Rusya'da -ki Rusya biliyorsunuz enerji ihracatçısı bir ülke, savaş var gerçi ama enerji ihraç etmesi çok büyük bir avantaj- enflasyon yüzde 6,7 iken şu anda yüzde 31,1 yani 4,6 kat yükselmiş.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Savaşıyor. Savaş enflasyon demek.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Savaşıyor ama İngiltere savaşmıyor, 13 kat; Amerika 6 kat ve İspanya 45 kat; bunu çoğaltabiliriz. Türkiye'ye gelelim. Türkiye'de de yüzde 36,08 iken yüzde 73,5'a kadar yükselmiş enflasyon, bu da yaklaşık 2 kat. Yani bu göstergeler bize neyi ifade ediyor? Enflasyonla bütün dünyanın başı dertte. Nitekim Sayın Bakanın sunumunda ek bütçe talebi yapan -ne dedi- Almanya, Güney Kore, Japonya ve Finlandiya gibi ülkelerin de -notları da aldım ben- pek çok ülkenin 2022 yılının olağan dışı gelişmelerinden dolayı ek bütçe süreçlerine gitmiş olduklarını ifade etti ki sanıyorum, önümüzdeki süreçte diğer bazı ülkeler de bu konuda 2022 yılı bütçelerinde yeni artırmalar yapabileceklerdir.
Şimdi, sevgili Garo dedi ki: "Bütçede sosyal politikalara yer verilmiyor." Şimdi, değerli arkadaşlar, AK PARTİ'nin sosyal politikalara ne kadar önem verdiği geçtiğimiz yirmi yılda hepimizce malum. E, ona gitmeye gerek yok.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yoksulluk niye arttı o zaman?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bakın, burada, şimdi, Türkiye dinamik bir ülke, AK PARTİ iktidara geldiğinde Türkiye'nin 60 milyon nüfusu vardı, bugün 85 milyon. Bu nüfus artışı bir tarafa, 30 milyonun üstünde istihdamda çalışan insanımız var.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Almanya'da kaç kişi çalışıyor?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Güllük gülistanlık demiyorum ben, Türkiye cennet demiyorum ama hani şairin dediği gibi, duranlar yürüyeni görüyor, Türkiye yürüyor, Türkiye büyüyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kim büyüyor?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama şimdi, mesela, sosyal şeyle ilgili bu genel gerekçede de yer almış herhâlde, okumadınız genel gerekçeyi Garo, okusaydın bunları söylemezdin ama sen âdet hâline getirdin.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Okudum.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Her kanunda ve her bütçe teklifinde "Vicdansız." diye bir ifade kullanıyorsun tırnak içinde; gerçekten bu konuda haksızlık ediyorsun ha!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama "Patronlara çalışıyor sistem." diyor Sayın Bakan.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi, mesela, başta doğal gaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan maliyet artışlarının vatandaşlarımıza yansıtılmaması için BOTAŞ'a yapılan kaynak transferleri, bu ek bütçenin sebeplerinden biri bu. İkincisi: Enflasyon nedeniyle kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinde yapılan artışlar. E, bu da bir sosyal ödemedir. Emekli maaşında yapılan artışlar, sosyal güvenliği olmayan vatandaşların sağlık prim ödemeleri, işveren prim teşvik ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bütçe transferleri, bunlar genel gerekçede de var, Sayın Bakanın sunumunda da açık açık ifade edildi. Yine, kamu idarelerinin elektrik, akaryakıt, yakacak alımları, taşımalı eğitim, ücretsiz ders kitabı, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile özel eğitim okullarında eğitim alan engelli bireylerin destek eğitim giderleri, savunma ve güvenlik kurumlarının ödenek ihtiyaçları başta olmak üzere mal ve hizmet alım giderleri, memur aylık katsayısındaki artışa bağlı olarak aile hekimliği hizmetlerine ilişkin giderler, engelli evde bakım hizmetleri ve 65 yaş üstü bakıma muhtaç yaşlıların ve engelli vatandaşlarımızın aylıklarındaki artışlar. Bunlar hep sosyal devletin ve AK PARTİ hükûmetlerinin sosyal güvenliğe ve sosyal yardımlara katkılarının açık açık ifadeleri. İlk ve ortaöğretim öğrencilerine verilen burs ve harçlıklar, yurt dışına gönderilen öğrencilerin burs ve öğrenim giderlerindeki artışlar bu şeylerin nedenlerinden biri, yine, tüm sosyal yardım giderlerindeki artışlar. Ek bütçenin gelmesinin esas nedenlerinden biri sosyal yardım. Devamında, aday çırak ve çıraklar ile işletmelerde mesleki eğitim gören, staj veya tamamlayıcı eğitime devam eden öğrencilerin ücretleri için ödenecek devlet katkısı ödemeleri, ayrıca devam ediyor bu. Gerekçede de var, ben bunları tadat etmeyeceğim ama özellikle çiftçilere, hububat üretimi yapan çiftçilerimize ödenen ilave girdi maliyet desteği; ya, bütçenin amacı o. Yani şimdi biraz önce bir arkadaşımız dedi ki: "Yani hep vatandaştan vergi alıyorsunuz." AK PARTİ hükûmetleri de vatandaştan alıyor ama aldığını yine vatandaşa veriyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Patronlara veriyor.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Maliyet artışları nedeniyle sermaye giderlerindeki artışları vesaire... Yine, başta Elazığ'da biliyorsunuz, Malatya'da, Adıyaman'da ve İzmir illerinde yapılan afet konutları. Ben kendi şehrimden biliyorum, Giresun'da biz 2020'de büyük bir sel felaketi yaşadık. Allah devletimizi var etsin, ilk dakikadan itibaren yanımızda. Şimdi, orman yangınlarında, bakıyorsunuz, bakanlarımız, kamu görevlilerimiz gece gündüz... Arkadaşlar, bunlar doğal felaketler. Ha, olmayacak mı? Elbette ki görevimiz ama biraz vicdanlı olmak lazım. Ben de bunları yaparken sizleri vicdanlı olmaya davet ediyorum. Yani bu doğal afet zararlarının karşılanması amacıyla yapılan giderler. Tabii, ayrıca malumunuz, bu...
Gerçi Uğur Bey'e süre bırakacağım.
Devam edeyim mi?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Devam edin.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Mesela, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu kapsamında imza altına alınan kamu görevlilerinin geneline ve hizmet kollarına yönelik mali ve sosyal haklara ilişkin 2022 ve 2023 yıllarını kapsayan 6'ncı Dönem Toplu Sözleşme'nin 5'inci maddesinin birinci fıkrasında kamu personelinin mali ve sosyal haklarında 2022 yılının birinci döneminde yüzde 5, ikinci döneminde yüzde 7. Yani toplu sözleşmeden kaynaklanan farklar ve artı enflasyon farkları. Bu işçimize, sendikalılara ayrıca emeklilere, dula, yetime yani toptan insanlarımıza verilecek, aktarılacak kaynaklar.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Enflasyon kaç?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şu anda yüzde 73,5.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İnanıyor muyuz ona?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani inanmak zorundayız çünkü TÜİK de akredite olmuş uluslararası bir kurumumuz.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Artık ENAG'a inanıyoruz, dünya da inanıyor.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani olabilir, siz farklı ama neticede bu kurumlarımızı da kolay kurmadık, bunları yıpratmamak lazım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani çarşıda, pazarda yüzde 200'e yakın.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli arkadaşlar, bu toplu iş sözleşmeleri dolayısıyla ücretlerde yapılacak olan artışların da yine ek bütçeyle çalışanlarımıza yansıtılması...
Tabii, bütün bunları dikkate aldığımızda, kanun teklifi elbette ki Anayasa'mız ve 5018 sayılı Kanun çerçevesinde hazırlanmış. Biraz önceki konuşmalarda da dile getirildi, aslında Anayasa'nın 161'inci maddesinde bu konuda açık bir hüküm var. Açık hüküm şu... Tabii -yaklaşık kaç sene sonra oldu- 2004'ten sonra, on sekiz sene sonra ek bütçe yapılması gündeme geldiği için tartışmalar da normal.
Ben başta da söyledim yani usul üzerine söz aldığımda da ifade ettim, tekrar etmek istiyorum. Bugün buradaki konuşmalarımız belki teamül oluşturma açısından da... Gelecekte arzu etmiyoruz ek bütçe teklifiyle hükûmetler Meclisin önüne gelsinler ama ola ki geldiğinde, dünya şartları değişir bugünkü gibi, 2023, 2024'te de eğer ekonomik kriz dünyada devam ederse olabilir. Zaten bütçe bir tahmindir, öngörüdür yani bu konularda... Bugünlerde yapacağımız çalışmalar, konuşmalar gelecekteki ek bütçe tekliflerinin görüşülmesine de bir teamül oluşturabilir ama gönül arzu eder ki Sayın Başkanımızın da ifade ettiği gibi, bu konuda İç Tüzük geliştirelim ve net bir şekilde ek bütçe nasıl görüşülür, bunun köşeli bir şekilde kurallarını koyalım. Meclisin görevidir, aslında bu konuda gruplar çalışsın, Grup Başkan Vekillerinin bu konularda biraz daha çalışmaları lazım. Ama bugün için böyle bir şey yoksa... Geçmişte yapılanlar, 2004, 2002 önümde. Ben biraz önce söyledim; 1995'ten beri, 96, 97, 99, 2001, 2002, 2003, 2004'te ek bütçe teklifleriyle Meclisin önüne gelmiş hükûmetler ama Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde ilk defa böyle bir şey oluyor. Siz de takdir edersiniz ki bunun da ekonomik gelişmelerden dolayı, dünyada meydana gelen gelişmelerden dolayı olduğu ama bütün bunlara rağmen Anayasa'nın 161'inci maddesi sekizinci fıkrasında açık açık yazıyor, "Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik..." diyor. Bu ne demek? "Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik teklifi..." derken ek bütçeyi kastediyor ve devamında da "...öngörülen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur." diyor, ki Cumhurbaşkanımızın teklifi 20 Haziranda Meclis Başkanlığına sunulmuş, Meclis Başkanlığı da bunu aynı gün Komisyonumuza havale etmiş ve devamında da A ve B cetvellerinde bu gelirlerin nereden elde edileceği ve bu gelirlerin hangi giderlere harcanacağı da tek tek tadat edilmiş. Dolayısıyla burada Anayasa'ya uygunluk açısından bir sıkıntı yok ama bugün yapacağımız çalışma geleceğe ilişkin teamüller de oluşturması bakımından önemlidir diye ben ifade etmek istiyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Umarım, teamül oluşturmaz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - O zaman açık açık ne yapacağız? İç Tüzük'ü değiştirelim.
Dolayısıyla ek bütçe ödeneklerinin gerektireceği finansman ihtiyacının merkezî yönetim bütçesinden karşılanması aslında öngörülen bir uygulamadır ama biz bir hukuk devletiyiz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkını biz millet adına kullanıyoruz. Bütçe hakkı, evet, Türkiye Büyük Millet Meclisinindir ama bütçeyi teklif etme ve uygulama hakkı da hükûmetindir ve hükûmetin başkanı olarak da Sayın Cumhurbaşkanınındır.
Ben ek bütçe teklifinin milletimize, ülkemize ve bütün insanlığa hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.