| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (1/284) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .06.2022 |
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Evet, Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, çok Değerli Bakan Yardımcılarım, Strateji Başkanımız ve kamu kuruluşlarının çok değerli temsilcileri, çok değerli basın mensupları; ben de özellikle 2004 yılından beri... İlk kez o tarihte yapılan bir ek bütçe bu sene de tabii Türkiye Büyük Millet Meclisimize geldi; inşallah devletimiz, milletimiz açısından hayırlı olur. Rabb'im bu devleti kimseye muhtaç eylemesin.
Şimdi, tabii, Sayın Bekaroğlu konuşuyor ama her tarafa bir laf atıyor, "Acaba kimse bana bir cevap verebilir mi..." Biz sizleri böyle dinleriz ama sizin cümlelerinizi de kabul etmeyiz, onu da özellikle söyleyeyim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Eyvallah, hemşehriyiz.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şimdi, dünya konjonktürüne baktığınızda, tabii, kimsenin öngörmediği çok büyük krizler vardı. Yani 2001'de de AK PARTİ hükûmetleri iktidar olduklarında, geldiklerinde Türkiye'de çok büyük bir kriz vardı, özellikle pandemiyle birlikte dünyada hiçbir hükûmetin, hiçbir devletin, hiçbir milletin kontrol altına alamadığı; enerji piyasası ve bununla birlikte, coronavirüsle birlikte bütün dünyada bir ekonomik buhran, bir sıkıntı oldu. Bunların ana sebepleri... Tabii, hepimiz de burada milletvekiliyiz, devletin de kamu kuruluşuna gelen burada çok değerli bürokratlar da şunu çok iyi biliyorlar: Kimsenin burada özel bir hatası yok ama özellikle iktidara gelebilmek için, iktidarın karşıtlığını yapabilmek için devlet düşmanlığına da hiç gerek yok bana göre.
CAVİT ARI (Antalya) - Nasıl bir cümle o Ekrem Bey ya?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Burada bu sıralar gelip geçicidir; milletvekili olursunuz, bakan olursunuz, bürokrat olursunuz, hizmetli olursunuz, ne olursanız olun ama bu millet, bu devlet herkesin maaşını veriyor ve Rabb'im... Bu devletin her karış toprağı da şehitlerin kanlarıyla sulanmıştır. Dolayısıyla, biz burada...
Elbette ki AK PARTİ'yi eleştirebilirsiniz, 6'lı masada bir araya gelebilirsiniz. Aslında sizin tek derdiniz Recep Tayyip Erdoğan'dır, Türkiye de değil, devlet de değil. İnanın, bunu bütün samimiyetimle... Bunu herkes biliyor.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Vallahi gitse iyi olur yani memleket batıyor.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bir üst aklın getirmiş olduğu, bir topluluğun "Biz bu Tayyip Erdoğan algısını nasıl değiştirebiliriz..." Değiştirseniz ne olur ya? Tek tek gelebiliyor musunuz? Yok. 6 kişi bir araya geliyor "Ya, biz AK PARTİ'ye nasıl algı yapabiliriz?" Bütün algıyı yapsanız ne olur ya? Herkes kendi cirmi kadar yer yakar.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Siz de 4'lü masasınız, 4 ortaksınız siz de.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye MHP'yi saymıyorsun ya? Niye Doğu Perinçek'i saymıyorsun?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, sıra geldiğinde görüşünüzü söylersiniz, lütfen.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Dediler ki: "Ya, devlet krizi var."
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Büyük Birliği saymıyor musun?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Doğu Perinçek var, Büyük Birlik var, MHP var. Niye saymıyorsun onları? Ayıp oluyor Doğu Perinçek'e ya, vallahi Doğu Perinçek'e ayıp oluyor.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Hesap hatası var, hesap!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Söz sırası geldiğinde herkes görüşünü ifade eder, karşılıklı konuşma usulümüz yok, rica ediyorum.
Ekrem Bey, devam edin.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sabah bir milletvekilimiz şunu söyledi: "Devlet krizi var, idari yetersizlik var." Ya, şöyle bakıyorum, devlet bütçesinin gelirleri artıyor; 1 trilyon 81 milyar lira, bugün önümüze gelmiş. Diyor ki: "Efendim, idari yetersizlik var." Vallahi Bakanlar Kurulu yerinde; hamdolsun, Türkiye Büyük Millet Meclisinde AK PARTİ ile MHP'nin yeterli çoğunluğu da var. Dolayısıyla, ne bir idari yetersizlik var ne de bir devlet krizi var.
Yine, bakıyoruz, diyorlar ki: "Ya, işte, bütçe açığı, bu devlet batıyor." Ya, şöyle bakıyoruz bütçe açığına; 2021 yılında gayrisafi yurt içi hasılada bütçe açığımız yüzde 2,7'ye düşüyor. Dolayısıyla, elbette ki bu pandemiyle birlikte, bu savaşla birlikte bütün dünyada -biraz önce Cemal Bey de bunların örneklerini verdi, sabah Sayın Kalaycı da verdi, İsmail Bey de verdi- sıkıntılar var. FED Başkanı geçen açıklama yapıyor, bir hafta içerisindeki öngörülere sahip olamıyorlar. Yani bu sadece bizim ülkemizde mi? Hayır. Amerika'da var, İngiltere'de var, Fransa'da var, Almanya'da var, sanayileşmiş bölgelerin bütününde bu kriz var ama bunun "Devlet batıyor." şeklinde, bu kadar tellallık hâline getirilmesini kesinlikle doğru bulmuyorum.
Bütçe dengesi gittikçe iyileşiyor, ihracatımız artıyor. Bakın, yirmi bir ayın on dokuz ayında biz rekor kırıyoruz. Ben burada hem Hazine ve Maliye Bakanımızı hem Ticaret Bakanımızı hem de Bakanlar Kurulumuzu tebrik ediyorum, Allah razı olsun. Buradaki mesele şu...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İthalat ne kadar, ithalat? Biraz da ithalattan ve cari açıktan söz edin ya.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, cari açığı da söylüyoruz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İthalat kaç lira ya? Bakan konuşmasında ithalattan bir kelime söz etmiyor ya.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Bekaroğlu, bakın, mesele şurada...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hâlbuki en büyük vergiyi ithalattan almış ama hiç söz etmiyor.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Değerli ağabeyim, sevgili Milletvekilim, sen Ağrı Naci Gökçe Lisesinin ekmeğini yiyen bir insansın. Dolayısıyla, ben her zaman için şunu söylüyorum: Bizim ekmeğimiz sana helal olsun.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ama şudur: Bu devlet hepimizin devletidir; bizi eleştirebilirsin, bir şey söylemiyorum ama bu devlete iftira atmak...
Mesela, sabah özellikle Garo'nun açıkladığı bir iki tane husus vardı, bunu kesinlikle ve kesinlikle doğru bulmuyorum, diyor ki: "Bütçe sunumunda vicdanlı bir sunum göremedim." Ya, sen ilk önce kendi vicdanınla bir sunum yap bakayım bize. Her seferinde, bir şey yaptığında farklı bir algı yapıyorsun.
Burada Sayın Başkanımızdan da özellikle bir ricam olacak, bu usul konularını gerçekten her seferinde... Sabah saydım, karşı cenahta 16 kişi konuşmuş, bizim cenahta konuşan 4 kişi yani 16 kişi nerede, 4 kişi nerede?
CAVİT ARI (Antalya) - Konuşacak bir şeyiniz yok ki neyi konuşacaksınız ya?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Her seferinde söz alıyorsunuz.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - E, onun için buradayız.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bakın, usule dair bir şey söylerseniz canımız kurban, eyvallah, hepimiz hata yapabiliriz -demin de söyledim- ama Meclisin Plan Bütçe Komisyonu nitelikli bir komisyon. Hani buraya geldiniz, konuşabilirsiniz ama bir öneri getirin ya, sadece eleştiri... Ya, eleştiri, eleştiri; nereye kadar gider?
Şimdi, bir iki hususu daha örneklendirmek istiyorum. Bakın "Güven çöktü." Ya, güven niye çöksün? Türkiye'nin bütün kurumları yerinde -demin de söyledim- yirmi bir aya bakıyorsunuz, on dokuz ayda bu devlet rekor kırıyor, yanı başınızda çok büyük bir yangın olmasına rağmen. Bakın, dünyada tek lider... Dün de yine Suudi Arabistan'dan geldi, bütün Avrupa ülkelerinden gelen insanlar var. Gıda krizini çözüyoruz bakın. Yani "Güven yok." Niye yok? Eğer Türkiye'ye güven yoksa bu insanların hepsi, liderler gelir mi Recep Tayyip Erdoğan'ın ayağına? Kimse gelmez.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Prens Selman geldi. Katil prens geldi, katil. İnsanı doğrayıp doğrayıp asitte eriten prens geldi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Biraz önce "Erdoğan istifasını göndersin." diye söyledi. Ya, bu cümleleri duyduğu zaman insan gerçekten böyle bir hayâ eder yani onu söyleyeyim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Prens Selman geldi, ağırlayın, iyi ağırlayın.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Efendim, diyor ki: "Döviz krizi para krizine dönüşüyor."
Değerli Hocam, yani siz bu devletin...
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Ben arkasında duruyorum. Bak, uyarıyorum sizi, uyarıyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hocam, ben sizi dinledim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir tek cümleyle söylüyorum: Siz konuşurken yapılmamasını istediğiniz şeyleri başkaları konuşurken yapmayın lütfen.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - İnşallah sen haklı çıkarsın da ben yanlış çıkarım ama...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sevgili ağabeyim, ben sizi dinledim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Durmuş Bey, böyle bir usulümüz yok.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin AK PARTİ hükûmetleri sizi getirdi. Sizin daha önce de özellikle dövizle ilgili bir açıklamanız oldu, o zaman da ben sizi kınadım.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Evet ama o fırsatı yarattı, 60 milyar doları sattı, yanlış mı söyledim? 60 milyar doları sattı o sözleri söyledikten sonra, yanlış mı söyledim? "Yanlış." diyor musun?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şudur: Siz Merkez Bankası eski Başkanısınız; sizin döviz üzerinde herhangi bir manipülasyon yapmanızı doğru bulmuyorum çünkü bu devlet sizi yetiştirdi, bu devlet sizi Merkez Bankasına getirdi ve bu devlet şu anda sizi Parlamentoya üye olarak getiriyor.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Devletime elbette teşekkür ediyorum, tabii.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Dolayısıyla, sizin eski bir Merkez Bankası Başkanı olarak düşündüğünüz şeyleri düşünmeniz lazım.
Yine, özellikle...
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bir dakika, ne düşünüyorum ben? Ben memleketimin iyiliğini düşünüyorum ve uyarıyorum sizi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - İyiliğini düşünmüyorsunuz, siz piyasayı manipüle ediyorsunuz.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bu kriz bir para krizine dönüşebilir Sayın Bakan, uyarıyorum sizi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bir şey daha söyleyeyim özellikle değerli milletvekilleri, bir milletvekilimiz şunu söyledi: "Aile ve sosyal devlet desteği yok."
Bakın, burada bu devletin bürokratları oturuyor, ben hepinizin vicdanına sesleniyorum değerli arkadaşlar: Bu devlette hepiniz bürokratlık yapıyorsunuz, eğer benim bu okuduğum cümlelerde yanlışlık varsa lütfen söyleyin ama eğer bu cümlelerde yanlışlık yoksa şu karşı cenahta bunu söyleyen arkadaşı da lütfen bir yere not alın. "Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik ve jeopolitik gelişmeler sonucunda meydana gelen fiyat artışları karşısında toplumun yoksul kesimleri başta olmak üzere yaşlı, engelli gibi dezavantajlı kesimleri korumak amacıyla ek bütçe kapsamında sosyal yardımlarda kullanmak üzere toplam ilave 44,8 milyar lira ödenek öngörülmektedir. Bu kapsamda, ödeme gücü olmayanların sağlık prim giderleri için 7,7 milyar lira para..." AK PARTİ hükûmetlerinden önce o kuyrukları lütfen düşünün; sabah namazında gidiyordunuz, ilaç bile alamıyordunuz, eğer o gün kuyruğa girmeseydiniz, veya eğer hastanede kalsaydınız senet karşılığında sizin hastalarınız orada rehin kalıyordu.
Bakın değerli milletvekilleri, "65 yaş üstü aylıkları ile engelli ve engelli yakınlarına bağlanan aylıklar için 5,8 milyar lira -biz ki bunları şimdi artırıyoruz- engellilere evde bakım desteği 4,3 milyar lira, ekonomik yoksunluk içinde olan çocukların ailelerinin yanında yetişmelerine imkân sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 952 milyon lira, yeni başlatılacak olan aile destek programı için 7,5 milyon lira, koruyucu aile uygulaması için 134 milyon lira, sosyal hizmet kuruluşlarında bakım altında bulunanların harçlık ödemeleri için 109 milyon lira ilave kaynak öngörülmektedir." Dolayısıyla, şudur: AK PARTİ Hükûmeti sosyal bir hükûmettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ekrem Bey, son cümlenizi alalım.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Peki Başkanım.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakan Nebati'yi tekzip etme. Bakan Nebati'yi tekzip ediyorsun. Bu ülkede sadece dar gelirliler zarar etti, diğer herkes kâr etti.
Bak, Bakanınız burada oturuyor, ayıp oluyor.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hiç kimsenin vermediğini AK PARTİ verdi. Bu, sadece çocuklarda değil; sağlığa baktığınız zaman, enerjiye baktığınız zaman, tarıma baktığınız zaman, millî eğitime baktığınız zaman, adalete baktığınız zaman... Ya, işsizlik oranı... Bakın, şu anda 30,4 milyona yakın biz istihdam sağlıyoruz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Ekrem Bey.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum. Bu vesileyle, hepinize saygılar sunuyorum.