| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (1/284) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .06.2022 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, bugün, ek bütçe kanun teklifini görüşüyoruz. Aslında, değerlendirmeme başlarken, öncelikle bütçe rakamları üzerinden başlamak istiyorum çünkü 2022 yılı bütçe büyüklüğü belirlendiği zaman ve biz kasım ayında bütçeyi görüştüğümüzde 1 trilyon 751 milyar lira olarak görüşmüştük fakat bu bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulduğu 17 Ekim günü kuruyla baktığımızda 190 milyar dolara geldiğini görüyoruz. İlk sunulduğunda 211 milyar dolara geliyordu ve bütçe Mecliste kabul edildiği 17 Aralık günü 108 milyar dolara düşmüştü, bugünkü kurla da getirdiğiniz bütçe 101 milyar dolara inmiş durumda. Şimdi, getirdiğiniz bu ek bütçe de, 1 trilyon 80 milyar liralık ek bütçe de bugünkü kurla 63 milyar dolar ediyor. Şimdi, evet, yüzde 61 oranında artmış gibi görünüyor fakat ilk açıklandığı günkü 211 milyar dolarla kıyasladığımızda, bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulduğu tarihteki 190 milyar doların bile altında kalıyor. Yani, ilk getirdiğiniz bütçenin bugünkü kurla toplamı artı bugün getirdiğiniz ek bütçe 163 milyar dolarla her halükârda 190 milyar doların altında kalıyor; öncelikle rakamları bu gerçeklikle tanımlamak gerekiyor.
Şimdi, bütçenin gerekçesine, genel gerekçesine baktığımız zaman da ek ödenek ihtiyacı şöyle tanımlanmış: "Başta doğal gaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan maliyet artışlarının vatandaşlarımıza yansıtılmaması için BOTAŞ'a yapılan kaynak transferleri, enflasyon nedeniyle kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinde yapılan artışlar, emekli maaşlarında yapılan artışlar, sosyal güvenliği olmayan vatandaşların sağlık prim ödemeleri..." falan diye uzun bir listenin ek ödenek ihtiyacını doğurduğu ifade ediliyor gerekçede. Ama gerekçenin başlangıcında, evet, doğal gaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan maliyet artışları neden olarak gösteriliyor. Genel olarak da ek bütçeyi savunurken dünyada ve Türkiye'de yaşanan ekonomik ve jeopolitik gelişmeleri hep önümüze sürüyorsunuz. Değerli arkadaşlar, Komisyon üyelerimiz; siz de bunu yapıyorsunuz, Sayın Bakan, siz de konuşmanızda aynı şeyi yaptınız ve vurgunuz şunun üzerine oldu: Salgın, Rusya-Ukrayna savaşı, işte, başta enerji olmak üzere emtia fiyatlarındaki artış, bütün bunlardan dolayı fiyat artışlarının sebebi olarak sunuyorsunuz.
Şimdi, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; ben, öncelikle, sizin bu tezinizin ne kadar doğru olduğu üzerine birkaç değerlendirme yapmak istiyorum açıkçası. Evet, hükûmetler, iktidarlar bütçeleri kendi politik harcama tercihleri üzerine kurgularlar ve getirirler. Gelirler hangi kaynaklardan ve nasıl temin edilecek, giderler de nerelere aktarılacak; bunlar, hükûmetlerin tercihleriyle doğru orantılıdır ve evet, sizler birtakım siyasi tercihler yaptınız, özellikle de bu siyasi tercihinizi tam da bütçe görüşmeleri döneminde, kasım-aralık ayları döneminde, böyle bir U dönüşüyle değiştirdiğiniz için bir anda zaten dolar fiyatı, döviz fiyatı yükseldi. Bir anda bunun enflasyonist etkisi, fiyatların artışına etkisi falan derken bugünkü noktaya geldik. İşte, bundan kurtulmak için -yine sizin tercihlerinizle- kur korumalı mevduat gibi birtakım araçlar getirdiniz. Şimdi yine onları değerlendireceğiz. Yani, geldiğimiz nokta biraz da sizin siyasi tercihlerinizle alakalıdır. Bahsettiğiniz Rusya-Ukrayna savaşı, enerji fiyatları, gerçekten doğru mu, ona da bir bakmak gerekiyor. Ama şu ana kadar geldiğimiz noktada, sizin bu düşük faiz, yüksek enflasyon ve hızlı büyüme politikanızın, halkın hiç de menfaatine işlemediğinin de altını çizmemiz gerekiyor.
Şimdi, ben bir karşılaştırma yapmak istiyorum özellikle enerji fiyatlarıyla ilgili. OECD ülkelerinin ortalamasıyla bir karşılaştırma yaptığımızda, örneğin, OECD ülkelerindeki artışın ortalamasına baktığımızda, enerjiyle ilgili artışın yüzde 32,7 olduğunu görüyoruz, Türkiye'ye baktığımızda yüzde 136,9. Şimdi, OECD ülkelerinin ortalaması yüzde 32,7'yken Türkiye'de neden yüzde 136,9 oldu bu enerji fiyatlarındaki artış, bunu nasıl açıklayacaksınız? Öncelikle bunu sormak lazım. Aslında, diğer fiyatlarla ilgili de hani, enflasyon, işte, pahalılık, fiyat artışı diyoruz ya, OECD ülkelerindeki enflasyon ortalamasına baktığımız zaman, yüzde 9,7; Türkiye'de yüzde 73,5 -on iki aylık verilerden bahsediyorum- yine, gıda enflasyonuna gelelim, OECD ülkelerindeki artış yüzde 11,5; Türkiye'de yüzde 91,6. Değerli arkadaşlar, şimdi, "tüm dünyadaki jeopolitik ve ekonomik gelişmelerden kaynaklı artışlar" diyorsanız eğer bu ortalamalarla Türkiye'nin artış oranları arasındaki farkı da bize açıklamak durumundasınız.
Sayın Bakan, sunumunuzda, yine, ihracatla ilgili rakamları verirken "İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3 iken enerji hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 97,1." dediniz. Neden enerji dâhil rakamı vermediniz? Enerji dâhil rakamı da bize verin çünkü enerji fiyatlarındaki artışın bu rakamları çok etkilediğini biliyoruz. Artı, sadece ihracattan bahsediyorsunuz, hiç ithalattan bahsetmediniz. Bizim ithalatımız yüzde 40'tan fazla oranda ithal ara malına bağımlı olarak yapıldığı için zaten ithal edilen ham maddelere gelen dövizden kaynaklı fiyat artışları da bizim üretim maliyetlerimizi artırmakta ve her gün gelen, özellikle enerji zamları üreticilerin fiyatlarını belirlemelerinde ciddi anlamda zorluklarla karşılaşmalarına neden olmakta ve bir fiyatsızlık, bir satış yapamama riski ve tehlikesiyle üreticiler de esnaf da karşı karşıya. Şu anda tablo çok kötü ekonomiyle ilgili. Ne üreten kaça üreteceğini biliyor ne satan kaça satacağını biliyor ve bu tablo devam ediyor ama bakıyorum ki siz bunun çok da farkında değilsiniz; sadece makyajlı rakamlarla bizim karşımıza geliyorsunuz, enerji hariç fiyatlarla karşımıza çıkıyorsunuz.
Bu arada, bütçe fazlası mayıs ayında verildi. Arkadaşlarımız da bundan bahsetti. İşte, bu fazlayla övünülüyor ama bu bütçe fazlasının biraz da yine, halktan toplanan vergilerden kaynaklandığının da altını çizmek lazım.
Şimdi biraz gelirleri konuşmak istiyorum. Getirdiğiniz ek bütçenin içindeki vergi gelirlerinden kaynaklı rakam ne kadar diye baktığımızda, 1 trilyon 83 milyar lira olduğunu görüyoruz. Çok büyük bir vergi geliri var burada. Şimdi, vergi gelirlerinde bu kadar rekor bir artışın acaba kaynağı neresi diye baktığımızda, şirketler, işte, bankalar rekor kârlar elde ettikleri için ve işte kredilerin, kredilerle tüketim harcamalarının biraz artırılmış olmasıyla ve asıl en önemlisi de dolaylı vergilerle vatandaşın tıkır tıkır vergisini ödemesi yoluyla bu vergiler oluşuyor. Bunun yanında, bu kadar büyüklükteki bir vergi gelirinin yanında -yine konuşmanızdaki rakamlardan alarak söylüyorum- 2021 vazgeçilen vergi rakamından bahsettiniz, yüzde 54,2 milyar lira. 2022'de vazgeçilen vergi rakamı olarak da 241,3 milyar liradan bahsettiniz. Şimdi, incelediğimiz zaman, bunun bir kısmının üretim ve imalat sektöründeki, işte, birtakım istisnalar, vergi istisnalarından kaynaklandığını düşünebiliriz ama çoğunun da aslında, sermayenin vergi gelirlerinden vazgeçildiğini... Örnek, mesela küçük bir örnek vereyim: Özellikle hastane şirketlerinin, kamu-özel iş birliğiyle yapılan hastane şirketlerinin gelirlerinde KDV, damga vergisi ve harçlardan muaf tutulmasını örnek verebiliriz. Vergi yükünün vatandaşın sırtına yüklenmesine vereceğimiz örnek de yine, vergi tablosundaki enerji yani petrol ve doğal gaz ürünlerinden elde edilen rakamlar, özel tüketim vergisi başlığı altındaki vergi listesinde en yüksek rakamı işgal ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz tamamlanmıştır.
Son cümlelerinizi alalım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Toparlayayım Başkanım, toparlayayım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir iki cümle alayım lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - 47 milyar TL'yle petrol ve doğal gaz ürünlerinden elde edilen vergiler en yüksek kalemi oluşturuyor. Yani, biraz önce söylediğim gibi, vatandaş doğal gaz, petrol kullandıkça, elektrik kullandıkça vergiler artıyor. Yapılan bütçenin halk için yapıldığı iddia ediliyor ama sonuç olarak, halktan alınıp birilerine kaynak aktarmaya dönüştüğünü de görüyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz Emine Hanım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bitiriyorum. Devamını maddelerde konuşacağım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir zahmet...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Son cümlem Sayın Başkanım.
Bunun halktan alıp sermayeye, şirketlere verildiğinin bir diğer kanıtı da Ocak-Mart 2022 döneminde millî gelir yüzde 7,3 artarken ücretlilerin millî gelirden aldığı payın yüzde 3,6 oranında azaldığını görüyoruz. Demek ki siz işte bu bütçeyi kamuda çalışanlara, işte birtakım kesimlere...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Emine Hanım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - ...gelir aktarmak için getiriyoruz diyorsunuz ya, rakamlar bunu yalanlıyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok aştık süremizi.
Teşekkür ediyorum.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ben maddelere geçtikten sonra devam edeceğim.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.